Search
English Turkish Sentence Translations Page 155558
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
From what we've heard, the place is undermanned | Duyduğumuza göre, bölge az askerli. Duyduğumuz kadarı ile, yer az adamlı. Duyduğumuza göre, bölge az askerli. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We know the Wraith are being attacked on several fronts. | Wraith'lerin birçok cepheden saldırı altında olduğunu biliyoruz. Wraithlerin bir kaç cepheden saldırıya uğradıklarını biliyoruz. Wraith'lerin birçok cepheden saldırı altında olduğunu biliyoruz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
They don't have the resources anymore to properly guard all their facilities. | Bütün üslerini doğru düzgün koruyacak olanakları yok. bütün tesisleri düzgün korumak için yeterli kaynakları yok. Bütün üslerini doğru düzgün koruyacak olanakları yok. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Still, she did say, "undermanned" rather than "unmanned." | Gene de, "az askerli" dedin, "askersiz" değil. Yine de, "az adamlı" dedi "adamsız " demedi. Gene de, "az askerli" dedin, "askersiz" değil. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
There is a big difference. | Büyük bir fark var. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
It won't matter. We can handle it. | Farketmez. Başa çıkabiliriz. Farketmez. Üstesinden geliriz. Farketmez. Başa çıkabiliriz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Then why do you need our help to pull it off? | O halde neden halletmek için bize ihtiyacınız var? O zaman bunu başarmak için neden bizim yardımımıza ihtiyaç duyuyorsunuz? O halde neden halletmek için bize ihtiyacınız var? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We don'T. | Yok. İhtiyaç duymuyoruz. Yok. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
But we will need your help to get away once we're done. | Ama kaçmak için size ihtiyacımız olacaktır. Ama işimiz bittiğinde kaçmak için sizin yardımınıza ihtiyacımız olacak. Ama kaçmak için size ihtiyacımız olacaktır. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We're your designated drivers. | Biz sizin müstakbel şoförleriniziz. Biz sizin atamış sürücüleriniziz. Biz sizin müstakbel şoförleriniziz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
This is our target. | Hedefimiz bu. Bizim hedefimiz bu. Hedefimiz bu. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
It's located a good half day's journey from the gate on foot. | Geçitten yaya olarak yarım gün uzaklıkta. Yıldız geçidinden yarım günlük yürüme mesafesinde konuşlanmış. Geçitten yaya olarak yarım gün uzaklıkta. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Having a ship would make things a whole lot easier getting us in and out before any reinforcements arrive. | Bir gemi olursa destek birimleri gelmeden bizi bırakıp kolayca geri alabilirsiniz. Bir gemi, kuvvetler gelmeden önce giriş ve çıkışta işleri çok daha kolaylaştırırdı. Bir gemi olursa destek birimleri gelmeden bizi bırakıp kolayca geri alabilirsiniz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Don't worry. All you got to do is fly. | Merak etmeyin. Tek yapmanız gereken uçmak. Endişelenme. Tüm yapman gereken uçmak. Merak etmeyin. Tek yapmanız gereken uçmak. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We'll do the legwork. | Ayak işini biz yapacağız. ayak işlerini biz yapacağız. Ayak işini biz yapacağız. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, that's very considerate of you, but if we commit, | Çok düşüncelisiniz ama işin içindeysek... Çok düşünelisin, ama eğer biz üstlenirsek, Çok düşüncelisiniz ama işin içindeysek... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
we're all in. | ...hepimiz varız. Hepimiz içerideyiz. ...hepimiz varız. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
And I really don't see why we would. | Neden olmak zorunda olduğumuzu anlayamıyorum. Ve Neden bizimde olduğumuzu gerçekten anlamıyorum. Neden olmak zorunda olduğumuzu anlayamıyorum. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I mean, sure it would be great to get our hands on some new Wraith tech, but | Yani, bir kısım Wrait teknolojisine el atmak iyi olurdu ama... Yani, bazı yeni Wraith teknolojilerini ele geçirmek kesinlikle harika olurdu fakat Yani, bir kısım Wrait teknolojisine el atmak iyi olurdu ama... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
maybe if we stumbled across a stockpile, or maybe bought some off of ebay, but | ...belki şöyle eskileri bir karıştırsak, gittigidiyor'a baksak ama... belki eğer stoklama yaparken hata yapsaydık ya da bazılarını e bay'dan (intenet satış sitesi) alsaydık, ama ...belki şöyle eskileri bir karıştırsak, gittigidiyor'a baksak ama... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I think what he's trying to say is, | Sanırım demek istediği... Sanırım söylemeye çalıştığı şey, Sanırım demek istediği... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
we're not really sure if we want to risk our lives for something like this. | ...bu işte hayatımızı tehlikeye atmak istediğimizden emin değiliz. böyle bir şey için gerçekten hayatımızı riske atmayı isteyip istemediğimiz konusunda gerçekten emin değiliz. ...bu işte hayatımızı tehlikeye atmak istediğimizden emin değiliz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Maybe wait a month or two | Belki bir iki ay bekleyip... Belki bir yada iki ay beklersek Belki bir iki ay bekleyip... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
let the Replicators and the Wraith soften each other up | ...çoğalıcıların ve Wraithlerin birbirlerini hırpalamalarını bekleriz... çoğalıcıların ya da Wraithlerin birbirlerini yumuşatmalarına izin verirsek ...çoğalıcıların ve Wraithlerin birbirlerini hırpalamalarını bekleriz... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
then we do lunch, we talk about it again. | ...sonra yemeğe oturur, bu konuyu yine konuşuruz. sonra öğlen yemeğimizi yer bu konun hakkında tekrar konuşuruz. ...sonra yemeğe oturur, bu konuyu yine konuşuruz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
One of the things they're working on right now in the lab is a way to switch off the Replicator attack code. | Şu an labda çalıştıkları şeylerden biri çoğalıcıların Wraithlere saldırı kodunu kırmak. Şu anda labaratuvarda üzerinde çalıştıklatı şeylerden biri, çoğalıcıların saldırı kodlarını kapama yöntemi. Şu an labda çalıştıkları şeylerden biri çoğalıcıların Wraithlere saldırı kodunu kırmak. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Is such a thing even possible? | Böyle bir şey mümkün mü? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
The code's been deactivated once before. | Kod daha önce de etkisizleştirilmişti. Kod daha önceden kapatılmıştı. Kod daha önce de etkisizleştirilmişti. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
The Wraith may have done it the first time. | İlk seferde de Wraith'ler yapmış olabilir. İlk yapanlar Wraithler olabilir İlk seferde de Wraith'ler yapmış olabilir. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, we can't let it happen. | Bunun olmasına izin veremeyiz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
If the war with the Replicators ends, | Eğer çoğalıcılarla savaşları sona ererse... Çoğalıcılar ile olan svaş biterse, Eğer çoğalıcılarla savaşları sona ererse... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
then the Wraith will once again be able to direct their attention to the rest of the galaxy. | ...Wraithler dikkatlerini yine galaksinin geri kalanına vereceklerdir. wraithler dikkatlerini galaksinin geri kalanına bir kez daha yöntelebilecekler. ...Wraithler dikkatlerini yine galaksinin geri kalanına vereceklerdir. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
So... | Yani... Bu yüzden... Yani... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
are you in? | ...var mısınız? Var mısınız? ...var mısınız? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Your buddies seem like a perfectly capable enough bunch | Dostların işini bilen tiplere benziyorlar... Dostların yeterince yapabilecek bir takım olarak görünüyor Dostların işini bilen tiplere benziyorlar... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
but if I do this, the last thing I need is | ...ama bu işi yapacaksam en son ihtiyacım olan... ama eğer bunu yaparsam, ihtiyacım olan so şey ...ama bu işi yapacaksam en son ihtiyacım olan... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
someone going off half cocked and risking this op | ...birilerinin kızarması veya operasyonu riske atmasıdır... kafa karıştıracak ve operasyonu riske atacak biri, ...birilerinin kızarması veya operasyonu riske atmasıdır... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and, well, oh, yeah, our asses. | ...ya da bizim postlarımızı. ve, şey, oh, evet, kıçlarımızı. ...ya da bizim postlarımızı. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
This isn't their first time doing this, john. | Bu işi ilk yapışları değil, John. Bunu ilk kez yapmıyorlar, john. Bu işi ilk yapışları değil, John. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
May be the first time doing it with company | Belki de başka bir grupla ilk defa yapışlarıdır... Belki ilk kez bir ekiple yapıyorlar Belki de başka bir grupla ilk defa yapışlarıdır... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
though, and I don't want it turning into a big pissing match | ...yine de bu işin sidik yarışında dönmesini istemiyorum. ve ben bunun büyük bir sidik yarışına dönmesini istemiyorum. ...yine de bu işin sidik yarışında dönmesini istemiyorum. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, well, I'll keep my group in line. Do the same for yours. | Ben grubumu hizaya getiririm. Sen de kendininkini. Evet, ekibimi hizada tutarım. Sen de seninkiler için aynısını yap. Ben grubumu hizaya getiririm. Sen de kendininkini. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Last time I checked, it was your group, too. | En son baktığımda, aynı zamanda senin grubundu. Son defasında baktığımda, bu senin de ekibindi. En son baktığımda, aynı zamanda senin grubundu. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
look, I was going to wait to tell you this, | ...bak, bunu sana söylecektim,... Bak, sana bunu söylemek için bekleyecektim, ...bak, bunu sana söylecektim,... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
but I've made my decision. | ...ama kararımı verdim. ama kararımı verdim. ...ama kararımı verdim. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Once we finish this op | Bu operasyon biter bitmez... bu operasyonu bitirdiğimizde Bu operasyon biter bitmez... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm going to be leaving Atlantis. | ...Atlantis'ten ayrılacağım. Atlantis'ten ayrılacağım. ...Atlantis'ten ayrılacağım. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Come on in. | İçeri girin. Hadi içeri gel. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yeah | Evet. Evet | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
You know, the fact that you brought all this stuff here tells me that you considered Atlantis home | Bütün bu şeyleri buraya getirmiş olman bana Atlantis'i evin gibi gördüğünü söylüyor,... Biliyorsun, bütün bu eşyaları buraya getirmen, Atlantis'i evin gibi düşündüğünü söylüyor. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
that you were happy here | ...burada mutlu olduğunu. ki burada mutluydun | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, well, I was. | Evet, öyleydim. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Your friends are worried about you. | Arkadaşların senin için endişeleniyor. Arkadaşların senin için endişeleniyor | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, they shouldn't be. I can take care of myself. | Endişelenmemeliler. Kendime bakabilirim. Endişelenmemeliler Kendime bakabilirim ben. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
When you accepted the offer to join Atlantis, you became a part of something | Atlantis'e katılmayı kabul ettiğinde, bir şeyin parçası haline geldin... Atlantis'e katılma teklifini kabul ettiğinde, birşeyin parçası oldun. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and, like it or not, you have roots here now | ...hoşuna gitsin gitmesin buraya kök saldın.. ve, hoşuna gitsin ya da gitmesin şimdiburada köklerin var | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
people who care about you, who depend on you | ...senin için endişe eden ve sana bağlı olan insanlara. seni umursayan insalar, sana güvenen insanlar | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Walking away may be a lot harder than you think. | Ayrılıp gitmek düşündüğünden daha zor olabilir. yürüyüp gitmek belki düşündüğünden çok daha zordur. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Oh, I'm not walking away. | Ayrılmıyorum. Oh, ben gitmiyorum | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Just because I'm not a part of sheppard's team does not mean | Artık Sheppard'ın takımında olmamam, Atlantis'e yardım etmek.... Sheppard'ın takımının bir parçası olmamam Atlantis'e daha az yardım etme ya da | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm any less willing to help out Atlantis, or put my life on the line for any of you. | ...istemediğim veya sizlerin için hayatımı ortaya atmayacağım anlamına gelmez. hayatımı herhangi birinizin yoluna feda etme isteği anlamına gelmiyor | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm not questioning your loyalty, Ronon, | Sadakatini sorgulamıyorum Ronon. Sadakatini sorgulamıyorum Ronon, | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
only the wisdom in leaving, if, as you say, you don't want to turn your back on Atlantis. | Sadece ayrılmadaki doğruluğu sorguluyorum. Dediğin gibi Atlantis'e sırtını dönmek istemezsin. Saadece ayrılmandaki bilgelik, eğer, dediğin gibi, sırtını Atlantis'e dönmüyorsan. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Coordinating our efforts with you and your friends may not be so easy. | Sen ve arkadaşlarınla operasyonları eşgüdümlü hale getirmek o kadar kolay olmayabilir. çabalarımızı seninle koordine ediyoruz ve arkadaşların o kadar da kolay olmayabilir. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We're about to find out, aren't we? | Bunu öğrenmek üzereyiz, değil mi? Bunu anlamak üzereyiz, değil mi? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I need you to reconsider your decision to leave. | Ayrılma kararını tekrar düşünmen lazım. Ayrılma kararını tekrar gözden geçirmen gerekiyor. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
And if I don't, | Ya düşünmezsem... Ya yapmazsam, | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
given everything that I know about Atlantis, | ...Atlantis ile ilgili bildiklerimi düşünürsek... Atlantis hakkında bildiğim herşeyi, | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
you will try and stop me. | ...beni durdurmayı mı deneyeceksiniz? beni durdurmaya mı çalışacaksın? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm hoping it won't come to that. | Umarım durum oraya gelmez. Buraya kadar gelmeyeceğini umut ediyorum | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Put us down near the south end. | Güney kapısının yakınına indir. Güney tarafının sonunda bizi indir. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We'll meet less resistance if we access this place through the back. | Arkadan girersek daha az direnişle karşılaşırız. Eğer bu yere arkadan girersek, daha az direnişle karşılaşırız. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Got it. | Tamamdır. Anladım. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Once we head in, we'll take the lead. | Giridiğimizde, önden biz gideceğiz. İçeri girdiğimizde, komutayı biz alacağız. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
You watch our backs. | Siz arkamızı kollayın. Siz arkamızı kollayacaksınız. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Do you know where you're going? | Nereye gittiğinizi biliyor musunuz? Nereye gittiğini biliyor musun? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Our target is located somewhere on the second level. | Hedefimiz ikinci katta bir yerlerde. Hedefimiz ikinci seviyede bir yere konuçlandırılmış. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Uh, maybe you could be a little more specific? | Belki biraz daha belirgin olabilirsin. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We don't have an exact floor plan, if that's what you're asking. | Tam bir kat planızmı yok eğer sorduğun buysa. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
The whole second level is a high security sector. | Bütün ikinci seviye yüksek güvenlik birimidir. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
If you are unsure, would it not be counter productive for us to follow you? | Eğer emin değilsen, seni takip etmek bizim için zarar verici olmaz mı? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
These Wraith facilities are very confusing. | Bu wraith tesisleri çok kafa karıştırıcıdır. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We know what we're looking for. | Ne aradığımızı biliyoruz | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Oh, and we don't? | Oh, biz bilmiyor muyuz? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
This isn't exactly our first op, you know. | Bu bizim ilk operasyonumuz değil biliyorsun. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
How many Wraith have you killed in hand to hand combat? | Göğüs göğüse savaşta kaç tane wraith öldürdün? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I hardly think that's what this is about. | Konunun bu olduğunu pek düşünmüyorum. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
That's what I thought. You know, we've taken out entire hive ships, okay? | Benim düşündüğüm de buydu. Biliyorsun, bütün kovan gemilerini yok ettik, tamam mı? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Compared to us, you are amateurs. | bizimle karşılaştırıldığınızda, siz amatörsünüz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
If we can't play nice together, | Birlikte güzelce oynayamazsak, | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
then let's not. | oynamayalım. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We got a lot of ground to cover in a short amount of time, so | Kısa süre içinde bakmamız gereken çok yer var, bu yüzden | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
we will follow your lead. | öncülüğünüzü takip edeceğiz | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Then we'll split up into two teams once we reach the second level. | ikinci seviyeye ulaştığımızda iki takıma ayrılacağız. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Are you cool with that? | Sizin için uygun mu bu?? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Approaching target location. | Hedefe yaklaşıyoruz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Everybody in. | Herkes içeri. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We'll go this way. You go that way. | Biz bu taraftan gideceğiz. Siz şu taraftan gidin. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Contact us if you find anything. | Birşey bulursanız, bizimle bağlantı kurun. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Test subjects? Or the Wraith version of a vending machine. | Test denekleri mi? Yoksa Wraith usulü yiyecek otomatları mı? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |