• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 155553

English Turkish Film Name Film Year Details
Now, climb back up, John. Şimdi, tırman, John. Şimdi yukarı tırman, John. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Tens of thousands of years ago, Onbinlerce yıl önce... On binlerce yıl önce,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
a civilization foresaw its end. ...bir uygarlık sonunun geldiğini gördü. ...bir medeniyet sonunun geldiğini fark etti. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
After millions of years of evolution, Milyonlarca yıllık evrimden sonra... Milyonlarca yıllık evrimden sonra,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
the race known as the Sekkari faced extinction. ...Sekkari olarak bilinen ırk, yok olmakla karşı karşıya kaldı. ...Sekkari adı verilen ırk yok olmanın eşiğine geldi. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Knowing they couldn't save themselves, Kendilerini kurtaramayacaklarını bilerek... Kendilerini kurtaramayacaklarını fark edince,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
they spent their final days creating the means to start over. ...son günlerini tekrar başlamak için gerekenleri yaratmakla geçirdiler. ...son günlerini her şeye tekrar başlamak için bir yol bulmaya harcadılar. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
They built seed carriers, Tohum gemileri inşa ettiler... Tohum taşıyıcılar ürettiler,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
each with a different target world programmed into its navigation system, ...her birinin yön bulma sistemine farklı hedef gezegen girildi... ...her birinin seyrüsefer sistemine farklı bir gezegen programlanmıştı. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
worlds that would provide them with the chemical compounds necessary ...her biri onların gelişmelerine, beslenmelerine ve yaşamlarını sürdürmelerine... Bu gezegenler onlara yaşamı üretip, koruyup, geliştirmeleri için... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
to produce, sustain, and develop life. ...yetecek gerekli kimyasalları barındırıyordu. ...gerekli kimyasal bileşikleri sağlayacaktı. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Each seed carrier also held a repository Bütün tohum taşıyıcıları, aynı zamanda... Her tohum taşıyıcısında aynı zamanda... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
containing the history of the Sekkari people... ...Sekkari halkının geçmişini içeren bir de bilgi deposu içeriyordu... ...Sekkari halkının tarihini, mücadelelerini, başarılarını... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Their struggles, their achievements, Çabalarını, başarılarını... ...ve onların yok olmasına... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
and the mistakes that ultimately led to their own destruction. ...ve en sonunda sonlarını getiren hatalarını. ...neden olan hatalarını içeren bir bilgi deposu bulunuyordu. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
The seed carriers were outfitted with subspace communicators Tohum gemileri tohumlama başarılı olduğunda... Bu tohum taşıyıcılarında tohumlamalardan biri başarılı olduğunda... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
designed to alert the group once a seeding was successful. ...grubu haberdar etmek için, alt uzay haber vericileri ile donatılmıştı. ...gruba haber veren altuzay vericileri bulunuyordu. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Over 50 were launched. None achieved their goal. 50 taneden fazlası yollandı. Hiçbiri hedefine ulaşamadı. 50'nin üzerinde taşıyıcı gönderildi. Hiçbiri hedefine ulaşamadı. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
This unit malfunctioned. I guided it to the nearest planet... Bu ünite bozuldu, ben de onu en yakın gezegene... Bu taşıyıcı hasar gördü. Ben onu en yakın gezegene götürdüm,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
This world, ...yaşamın oluşumu için uygun olacağını umarak... ...bu gezegene,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
in the hope that it would prove suitable to the life forming process. ...buraya yönlendirdim. ...yaşam kurma işlemi için uygun olacağını umdum. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
It wasn't. Uygun değildi. Ama uygun değildi. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
This device survived re entry relatively unscathed, Cihaz hasar görmeden atmosferi geçti... Bu cihaz gezegene girişte fazla zarar görmedi,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
then spent the next 2,000 years at the ocean's bottom, ...sonra da 2 bin yılı okyanusun dibinde geçirdi... ...sonra da 2,000 yılı okyanusun dibinde geçirdi,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
until recently, when its dormant systems were awakened by its sensors ...ta ki yakın zamanda uykudaki sistemleri sizin su altı Jumper'lardan... ...ta ki, uyku halindeki sistemleri su altındaki Jumper'larınızdan... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
picking up trace readings from one of your submerged Jumpers. ...birinin izini algılayana kadar. ...birini fark eden algılayıcıları tarafından uyandırılana kadar. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
The one Dr. McKay flew up out of the underwater bay weeks ago. Dr. McKay'in bir kaç hafta önce su altı hangarından uçurduğu. Dr. McKay'in haftalar önce su altı hangarından dışarı uçurduğu Jumper. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I scanned your city, and then I linked with you. Şehrinizi taradım ve sonra size bağlandım. Şehrinizi taradım, sonra da seninle bağlantı kurdum. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
What are you? Nesin sen.? Sen nesin? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I'm the seed carrier's artificial intelligence. Ben tohum gemisinin yapay zekasıyım. Ben tohum taşıyıcısının yapay zekasıyım. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
My aim was to study you, to get to know you, Amacım sizi incelemek, tanımak... Amacım seni incelemek, tanımaya çalışmak... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
and, eventually, direct you to help complete this unit's assignment. ...ve en sonunda, bu ünitenin amacını gerçekleştirmesi için sizi yönlendirmekti. ...ve en sonunda seni bu birimin görevini tamamlamasına yardım etmeye yöneltmek. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
By manipulating me. No. Beni kandırarak. Hayır. Beni işleterek mi? Hayır. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
By finding out what kind of person you were Senin nasıl biri olduğunu öğrenip... Sana güvenebileceğimiz umuduyla... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
in the hope that we could place our trust in you. ...sana güvenebileceğimizi umarak. ...nasıl bir insan olduğunu öğrenerek. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Couldn't you have simply communicated your situation to us Durumunuzu en başından bize... En baştan bu konuda bizimle iletişime geçseniz... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
from the beginning? ...bildiremez miydiniz? ...daha iyi olmaz mıydı? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Please understand... Lütfen anlayın... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I am the last hope for the Sekkari people. ...ben Sekkari halkının son umuduyum. Ben Sekkari halkının son umuduyum. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I couldn't risk it. Bunu riske edemezdim. Bunu tehlikeye atamazdım. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
As a soldier, you were a threat. Bir asker olarak, sen bir tehlikeydin. Bir asker olarak, sen bir tehdittin. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
If anyone was to use force to secure the repository, Eğer birisi güç kullanarak bilgiyi almak istese... Bilgi deposunu güvence altına almak için güç kullanacak... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
it would have been you, the military man. ...bu sen olurdun, askeri adam. ...olan kişi sen olurdun, asker adam. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
So I connected with your mind to distract you. Bu yüzden aklına girip seni yanılttım. O yüzden, senin dikkatini dağıtmak için zihninle bağlantı kurdum. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Distract me? Yanılttın mı? Dikkatimi dağıtmak? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Making me think the Jumper was sabotaged would've been enough of a distraction. Bana Jumper'ın sabote edildiğini düşündürmek yeterince iyi bir yanıltmaydı. Bana Jumper'ın sabote edildiğini düşündürmek dikkatimi dağıtmak için yeterli olurdu. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
You would have discovered the subterfuge. Dalavereyi bulabilirdin. Hileyi fark ederdin. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I'm unable to maintain a static illusion over time. Bir süre sonra statik illüzyonları devam ettiremiyorum. Durağan illüzyonu uzun süre sürdüremiyorum. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
It was necessary to keep your mind occupied. Aklını meşgul tutmak gerekliydi. Zihnini meşgul tutmak gerekliydi. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
And that's what you chose? What you chose. Ve seçtiğin bu muydu? Senin seçtiğin buydu. Ve seçtiğin şeyde bu muydu? Senin seçtiğin şey bu. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I didn't have full control over your hallucination Halüsinasyonun ya da gittiği yön üzerinde... Halüsinasyon ya da ilerlediği yön... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
or the direction it took. ...tam kontrolüm yoktu. ...üzerinde tam kontrolüm yok. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
It was your mind driving the diversion. Yanıltmacayı yönlendiren senin beynindi. Yanılsamayı devam ettiren senin zihnindi. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I merely played along. Ben sadece ona uydum. Ben sadece uyum sağladım. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Are you saying I tortured myself? Sen benim kendime işkence ettiğimi mi söylüyorsun? Yani kendi kendime mi işkence yaptım? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
You torture yourself every day, John. Kendine her gün işkence ediyorsun, John. Her gün kendine işkence yapıyorsun, John. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
But in this case, it was your mind manifesting your darkest fears. Ama bu sefer, en karanlık korkularını gösteren senin aklındı. Ama bu durumda, en büyük korkularını ortaya koyan senin zihnindi. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
You were the architect of your own self deception. Kendini kandırmanın mimarı sendin. Kendini kandırmanın mimarısın. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Now you know the truth Şimdi gerçeği biliyorsun... Artık gerçeği biliyorsun... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
and have a decision to make. ...ve vermen gereken bir karar var. ...ve bir karar vermen gerekiyor. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Colonel, where were you? We're sitting here for... Yarbay, neredeydiniz? Ne kadar zamandır burada bekliyoruz, biliyor musunuz? Yarbay, neredeydiniz? Ne kadar zamandır burada oturduğumuzu biliyor musunuz? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Shut up. Get in the Jumper. Kapa çeneni. Jumpera bin. Kapa çeneni. Jumper'a bin. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Sorry to disturb you, Ms. Shen, Sizi rahatsız ettiğim için kusuruma bakmayın, Bayan Shen... Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm, Bayan Shen,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
but you've just received a secure transmission from Earth. ...ama az önce Dünya'dan güvenli bir ileti aldınız. ...ama Dünya'dan güvenli bir ileti aldınız. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Can I patch it through? Go ahead. Bağlayabilir miyim? Devam et. Bağlayayım mı? Devam et. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Luthor. How are things? Luthor. İşler nasıl? Luthor. Nasıl gidiyor? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Well, İyi... İyi,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
but I felt it only fair to inform you of recent developments here. ...ama buradaki gelişmelerden sana bahsetmek iyi olur diye düşündüm. ...ama buradaki son gelişmelerden seni haberdar etmenin doğru olacağını düşündüm. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
As much as I believe you'd be a worthy candidate to replace Richard, Senin Richard Woolsey'in yerine geçecek uygun bir aday olduğunu düşünsem de... Richard Woolsey'nin yerine uygun bir aday olacağına inansam da,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I'm afraid the rest of the council feels otherwise. ...korkarım ki konseyin geri kalanı farklı düşünüyor. ...korkarım konseyin geri kalanı daha farklı düşünüyor. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
It looks like we'll be going with James Coolidge instead. Senin yerine James Coolidge'i seçeceğiz gibi görünüyor. Görünüşe göre James Coolidge'i atayacağız. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Coolidge? Don't worry. Coolidge mi? Endişelenme. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
You'll still be rewarded for facilitating the transition. Sen geçişe yardım ettiğin için yine de ödüllendirileceksin. Yine de değişimi kolaylaştırdığın için ödüllendirileceksin. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
You'll be chairing the IOA's new environmental initiative. Sen IOA'in yeni çevresel girişimcisi olacaksın. IOA'in yeni çevre girişimi başkanı sen olacaksın. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I'm off. Gidiyorum. Ben gidiyorum. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I suppose I'll be joining you shortly. Sanırım yakında size katılacağım. Sanırım, ben de birazdan sana katılırım. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Don't make any holiday plans. You're not going anywhere. Tatil planı yapma. Hiçbir yere gitmiyorsun. Tatil planları yapma. Hiçbir yere gitmiyorsun. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I gave you a glowing review. Sana harika bir inceleme verdim. İncelemene olumlu bir not verdim. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
And since your future rests entirely on my report, Ve senin geleceğin benim raporuma bağlı olduğundan... Ve geleceğin benim raporuma bağlı olduğuna göre,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I'd like to be the first to congratulate you as the new ...seni Atlantis keşfinin ilk kalıcı komutanı olmandan... ...Atlantis keşfinin yeni kalıcı Komutanı görevini... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Permanent Commander of the Atlantis expedition. ...dolayı kutlamak istiyorum. ...ilk tebrik eden olmak istiyorum. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Like you, Richard, I'm nobody's puppet. Senin gibi, Richard, ben de kimsenin oyuncağı değilim. Senin gibi Richard, ben de kimsenin kuklası değilim. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
They should've thought of that before delivering yesterday's update. Dünkü güncellemeyi göndermeden önce düşünmeleri gerekirdi. Dünkü haberleri bana vermeden önce bunu düşünmeleri gerekirdi. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Yesterday's update? Dünkü güncelleme mi? Dünkü haberler mi? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I don't know what she's talking about, sir. Neden bahsettiğini bilmiyorum, efendim. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
We haven't had a scheduled dial out in days. Günlerdir planlanmış bir çevirmemiz olmadı. Günlerdir Dünya'yı tuşlamadık. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Could I have a moment alone, Amelia? Biraz yalnız kalabilir miyim, Amelia? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I assume that you're responsible? Sanırım bunun sorumlusu sensin. Sanırım, bunun sorumlusu sensin. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Consider it a going away present. Bunu bir hoşça kal hediyesi olarak düşün. Bunu bir ayrılış hediyesi olarak düşün. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Alrighty. Pekâlâ. Pekala. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Here we are, all fixed up and ready to roll. İşte buradayız, hepimiz iyi ve gitmeye hazırız. İşte buradayız, her şey ayarlandı ve gitmeye hazır. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
What happens when you reach your destination? Son durağına ulaştığında sana ne olacak? Son hedefine vardığın zaman sana ne olacak? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Destination? Durak mı? Hedef mi? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
You're talking to the AI, aren't you? Yapay zeka ile konuşuyorsun, değil mi? Yapay Zeka ile konuşuyorsunuz, değil mi? Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I'll start the process that will give life to the Sekkari, Sekkari'ye hayat verecek işlemi başlatacağım... Sekkari'ye hayat verecek işlemi başlatacağım,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
and then I'll go to sleep until a time when I'm needed again. ...ve sonra bana tekrar ihtiyaç olana kadar uykuya dalacağım. ...sonra da bana ihtiyaç olana kadar uykuya dalacağım. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I realize it may have been an unpleasant experience... Bunun hoş olmayan bir deneyim olduğunu... Hoş olmayan bir tecrübe olmuş olabileceğini anlıyorum... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
Yeah, well, just a little bit. Şey, evet, biraz öyleydi. Evet, biraz. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
What... you can see her too? And I want you to know Ne yani... onu sende mi görebiliyorsun? Ve bilmenizi isterim ki... Ne... onu sen de mi görebiliyorsun? Ve bilmeni istiyorum ki,... Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
I'm sorry for what you had to go through. ...başınıza gelenlerden dolayı üzgünüm. ...yaşamak zorunda kaldıkların için üzgünüm. Stargate: Atlantis Remnants-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 155548
  • 155549
  • 155550
  • 155551
  • 155552
  • 155553
  • 155554
  • 155555
  • 155556
  • 155557
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact