Search
English Turkish Sentence Translations Page 155556
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Book early to avoid disappointment. | Hayal kırıklığına uğramak istemiyorsan erken yer ayırt. Hayal kırıklılığına uğramamak için erken yer ayırt. Hayal kırıklığına uğramak istemiyorsan erken yer ayırt. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Should we go check out your new digs? | Yeni yerine göz atalım mı? Gidip yeni odanı kontrol edelim mi? Yeni yerine göz atalım mı? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yeah | Evet. Evet Evet. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Stings, doesn't it? | Acıyor değil mi? Acıtıyor, değil mi? Acıyor değil mi? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
What the hell have the three of you been doing all these years? | Bunca yıldır siz üçünüz neler yapıyordunuz? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
eating, drinking | Yiyor, içiyoruz... yiyorduk, içiyorduk Yiyor, içiyoruz... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
killing Wraith | Wraith öldürüyorduk. Wraith öldürüyorduk Wraith öldürüyorduk. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We've hit 'em more times than I can count. | Onlara sayamayacağımız kadar çok saldırdık. Sayabileceğimden daha çok sayıda vurduk onları. Onlara sayamayacağımız kadar çok saldırdık. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Racked up a pretty nice body count. | Oldukça iyi bir ceset sayımız oldu. İşkence görmüş güzel bir ceset de sayılır Oldukça iyi bir ceset sayımız oldu. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Not to mention the 12 darts we've downed. | İndirdiğimiz 12 darttan bahsetmiyorum bile. İndirdiğimiz 12 darttan bahsetmiyorum bile İndirdiğimiz 12 darttan bahsetmiyorum bile. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
we're armed, mobile, and, occasionally, get good intel. | Silahlı, hareket halindeyiz ve arada bir iyi istihbarat buluyoruz. Silahlı, hareketliyiz, ve ara sıra iyi istihbarat alıyoruz. Silahlı, hareket halindeyiz ve arada bir iyi istihbarat buluyoruz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, sounds like a pretty nice run. | Oldukça iyi gidişat gibi. Kulağa güzel iş gibi geliyor. Oldukça iyi gidişat gibi. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
But there have been a few sacrifices. | Birkaç kurban verdik. Ama bir kaç kurban da verildi. Birkaç kurban verdik. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
There were five of us who came out of that cave alive... | O mağaradan canlı beş kişi çıkmıştık... Mağaradan canlı olarak çıkan 5 kişi vardı... O mağaradan canlı beş kişi çıkmıştık... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
but we lost marika on the first assault against the Wraith | ...ama Marika'yı Wraithlere karşı ilk saldırımızda kaybettik... ama Wraithlere karşı ilk saldırıda Marika'yı kaybettik. ...ama Marika'yı Wraithlere karşı ilk saldırımızda kaybettik... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and then hemi last year. | ve sonra Hemi'yi bu sene. ve ondan sonra, geçen sen de Hemi'yi.. ve sonra Hemi'yi bu sene. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
It hasn't been easy. | Hiç kolay olmadı. kolay değildi. Hiç kolay olmadı. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We don't have much to work with, but we make do. | Elimizde fazla bir şey yok, ama biz uğraşıyoruz. Elimizdek çok fazla şeyimiz yok ama idare ediyoruz. Elimizde fazla bir şey yok, ama biz uğraşıyoruz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Sometimes, it's not enough. | Bazen yetmiyor. Bazan yeterli olmuyor. Bazen yetmiyor. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, well, I might be able to help. | Evet, belki ben yardımcı olabilirim. Evet, şey, yardım edebilirim. Evet, belki ben yardımcı olabilirim. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We've got the manpower, the equipment. | İnsan gücümüz ve ekipmanlarımız var. İnsangücümüz, ekipmanlarımız var. İnsan gücümüz ve ekipmanlarımız var. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
My friends and I, we can... | Dostlarım ve ben belki biz... Arkadaşlarım ve ben, biz... Dostlarım ve ben belki biz... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
anyway, um... | Herneyse... herneyse, um... Herneyse... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
to marika and hemi. | Marika ve Hemi'ye. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Thank you | Teşekkürler. Teşekkür ederim Teşekkürler. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Hey, Rodney. Come on in. | Selam Rodney. İçeri gel. Hey, rodney. içeri gir. Selam Rodney. İçeri gel. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I brought you a little something to spruce up the place. | Sana burayı biraz güzelleştirmesi için bir şey getirmiştim. Odanı biraz güzelleştirecek küçük birşey getirdim sana. Sana burayı biraz güzelleştirmesi için bir şey getirmiştim. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, thank you. That's very sweet. | Teşekkürler. Bu çok güzel. Teşekkür ederim. Bu çok hoş. Teşekkürler. Bu çok güzel. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
There's a vase right there. | Orada bir vazo var. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Oh, Colonel sheppard dropped that off. | Yarbay Sheppard bıraktı onu. Oh, Yarbay Sheppard Getirdi onu. Yarbay Sheppard bıraktı onu. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Apparently, it's a sampling of fruit from the home worlds of our various trading partners. | Görünüşe göre, çeşit ticaret ortaklarımızın gezegenlerinden gelen meyve örnekleriymiş. Görünüşe göre, çeşitli ticaret ortaklarımızın gezegenlerinden meyve çeşitlemesi Görünüşe göre, çeşit ticaret ortaklarımızın gezegenlerinden gelen meyve örnekleriymiş. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I thought it was a really thoughtful gesture. | Ben gerçekten düşünceli bir jest olduğunu düşündüm. Gerçekten çok düşünceli bir jest olduğunu düşündüm. Ben gerçekten düşünceli bir jest olduğunu düşündüm. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
son of A... | Seni O... O... çocuğu Seni O... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
anyway | Neyse Herneyse Neyse | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
look, I just... I just came by to welcome you to Atlantis, | Sadece Atlantis'e hoşgeldin demek için uğradım... Bak, ben sadece... ben sadece Atlantis'e hoşgeldin demek için uğradım, Sadece Atlantis'e hoşgeldin demek için uğradım... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
see how you're settling in, and | ...nasıl yerleşiyorsun diye... yerleştiğini görüyorum ve ...nasıl yerleşiyorsun diye... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
you know, if you needed anything, and did I mention I was seeing someone? | Bir şeye ihtiyacın var mı ve biriyle çıktığımı söylemiş miydim? bilirsin, herhangi bir şeye ihtiyacın olursa ve biriyle çıktığımdan bahsettim mi? Bir şeye ihtiyacın var mı ve biriyle çıktığımı söylemiş miydim? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm sorry, what? | Affedersin ne? Afedersin, ne? Affedersin ne? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm, uh, seeing someone. | Biriyle çıkıyorum. Ben, uh, biriyle çıkıyorum. Biriyle çıkıyorum. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yes, I only bring it up now because you're here | Evet, bunu belirtme nedenim şimdi buradasın... Evet, bundan şimdi bahsediyorum çünkü buradasın Evet, bunu belirtme nedenim şimdi buradasın... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
now and we'll be working together a lot more, and | şimdi birlikte daha çok çalışacağız ve | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
you know, I just thought with our past... | dedim ki geçmişimizde olanlarla falan... bilirsin, geçmişimizi düşündüm ve... dedim ki geçmişimizde olanlarla falan... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
our past? | Geçmişimiz mi? Geçmişimizi mi? Geçmişimiz mi? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, you know, the unrequited lust that's been hanging over our heads for what seems like forever. | Çok uzun zamandır, bizi oyalayan karşılıksız ihtirası biliyorsun. Şey, bilirsin, aklımızda sürüp giden karşılıksız arzu sanki sonsuza dek gibi görünüyor. Çok uzun zamandır, bizi oyalayan karşılıksız ihtirası biliyorsun. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Rodney | Rodney | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I just don't want things to be awkward between the two of us, you know? | Aramızdakilerin garipleşmesini istemiyorum, biliyor musun? İkimizin arasındaki şeylerin uygunsuz olmasını istemiyorum, bilirsin. Aramızdakilerin garipleşmesini istemiyorum, biliyor musun? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
kind of like they are now. | şimdi olduğu gibi yani. şimdi bir tür hoşlanma gibi. şimdi olduğu gibi yani. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm sure we'll be fine. | Eminim, bize bir şey olmaz. İyi olacağımıza eminim. Eminim, bize bir şey olmaz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Oh, of course. I mean, I'll be fine. I'm just... | Tabii ki. Yani bana bir şey olmaz. Ben sadece... Oh, elbette. Yani, iyi olacağım. Ben sadece... Tabii ki. Yani bana bir şey olmaz. Ben sadece... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
with you... I hear you're in charge. | senin... Başa sen gelmişsin diye duydum. seninle... Görevin başında senin olduğunu duydum. senin... Başa sen gelmişsin diye duydum. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Ronon, this is Colonel Carter. Sam, this is Ronon. He's | Ronon, bu Albay Carter. Sam, bu Ronon. O Ronon, bu Albay Carter. Sam, bu Rronon. ... Ronon, bu Albay Carter. Sam, bu Ronon. O | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Satedan | Sateda'lı... Satedanlı Sateda'lı... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and a member of your team. Of course. | Ekibinizin bir üyesi. Elbette. ve takımınızın bir üyesi. Elbette. Ekibinizin bir üyesi. Elbette. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I want to bring some friends to Atlantis, and, apparently, I've got to clear it through you first. | Atlantis'e birkaç dostumu getirmek istiyorum ve önce senin onay vermen gerekiyormuş. Bazı arkadaşlarımı Atlantis'e getirmek istiyorum ve görünüşe göre bunu önce sizinle çözmem gerekiyor. Atlantis'e birkaç dostumu getirmek istiyorum ve önce senin onay vermen gerekiyormuş. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Unfortunately, some new security procedures | Malesef, bazı yeni güvenlik prosedürleri.. Maalesef, bazı yeni güvenlik prosedürleri, Malesef, bazı yeni güvenlik prosedürleri.. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
prevent me from allowing any off world visits to Atlantis for the time being. | ...şu an için Atlantis'e gezegen dışı ziyaretlere izin vermemi yasaklıyor. şimdilik Atlantis'e gezegenler arası ziyaretlere izin vermemi engelliyor. ...şu an için Atlantis'e gezegen dışı ziyaretlere izin vermemi yasaklıyor. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
It was a directive from the I.O.A. | UDİ'den gelen bir emir. I.O.A.'nın direktifiyle. UDİ'den gelen bir emir. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, they don't need to know. | Bilmeleri gerekmiyor. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Ronon, she's | Ronon, o | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm sure you understand what a precarious position we're in here. | Eminim şu an ne kadar bir tehlikeli durumda olduğumuzu anlıyorsundur. Burada ne kadar tehlikeli bir pozisyonda olduğumuzu unladığınıza eminim. Eminim şu an ne kadar bir tehlikeli durumda olduğumuzu anlıyorsundur. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
It is imperative that the location of this base remain a secret. | Bu üssün yerinin gizli kalması çok önemli. Üssün yerinin sır olarak kalması mecburidir. Bu üssün yerinin gizli kalması çok önemli. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
And it will. | Ve kalacak. Ve öyle kalacak. Ve kalacak. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
They're my people. I'll vouch for them. | Onlar benim insanlarım. Onlara kefil olurum. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm sure you can, | Eminim olursun... Eminim olabilirsin, Eminim olursun... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
but for now, we're on a new planet with a new set of rules. | ama şimdilik, yeni kuralları olan yeni bir gezegendeyiz. ama şimdilik yeni kurallarla yeni bir gezegendeyiz. ama şimdilik, yeni kuralları olan yeni bir gezegendeyiz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
And a new person in charge. | Ve yeni biri işin başında. Ve yeni biri görev başında. Ve yeni biri işin başında. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Weir never would've doubted me. | Weir asla benden şüphe etmezdi. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Okay, first of all, Ronon, | Öncelikle Ronon, tamam, öncelikle, ronon, Öncelikle Ronon, | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm not doubting you. | Senden şüphe etmiyorum. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
These new regulations apply to everyone on this base, | Bu yeni düzenlemeler bu üsteki herkes için geçerli... Bu yeni düzenlemeler üsteki herkes için geçerlidir. Bu yeni düzenlemeler bu üsteki herkes için geçerli... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and secondly... | ve ikincisi... ve ikinci olarak... ve ikincisi... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm not dr. Weir. | Ben Doktor Weir değilim. Ben Dr. Weir değilim. Ben Doktor Weir değilim. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Is he always like that? | Bu her zaman böyle midir? Her zaman böyle midir? Bu her zaman böyle midir? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
no, actually, you caught him on a good day. | Aslında onu iyi gününde gördün. Hayır, aslında onu iyi gününde yakaladın. Aslında onu iyi gününde gördün. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Try it together, and turn! | Birlikte deneyin ve dönün! Birklikte dene ve dön! Birlikte deneyin ve dönün! | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Work on it. | Buna çalışın. üzerinde çalış. Buna çalışın. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
well, that was fast. | Amma çabuktu. Bu hızlıydı. Amma çabuktu. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, I said it would be. | Evet, öyle olacağını söyledim. Evet, olacağını söylemiştim. Evet, öyle olacağını söyledim. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
You could have taken your time. | Acele etmene gerek yoktu. kendine zaman tanıyabilirdin. Acele etmene gerek yoktu. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We like it here. | Burayı seviyoruz. Buryı seviyoruz. Burayı seviyoruz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We're thinking of staying on a few more days. | Birkaç gün daha kalmayı düşünüyoruz. Bir kaç gün daha kalmayı düşünüyoruz. Birkaç gün daha kalmayı düşünüyoruz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Then where will you go? | Sonra nereye gideceksiniz? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Wherever | Neresi olursa.. Nereye olursa Neresi olursa.. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
That's one of the nice things about not being tied down. | Bir şeye bağlı olmamanın en güzel şeyi bu. Bağlı kalmamanın en güzel taraflarından biri bu. Bir şeye bağlı olmamanın en güzel şeyi bu. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
You go where you want, | İstediğin yere gidersin... İstediğin yere gidersin İstediğin yere gidersin... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and you leave when you're not wanted. | ... ve istenmediğinde gidersin. ve istenmediğin zaman gidersin. ... ve istenmediğinde gidersin. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, well, I was hoping my people would show a little bit more hospitality, but... | İnsanlarımın biraz daha konukseverlik göstermesini beklerdim, ama... Evet, insanlarımın biraz daha misavirperverlik göstereceğini umuyordum ama.... İnsanlarımın biraz daha konukseverlik göstermesini beklerdim, ama... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
don't worry about it. | Kafana takma. Endişelenme. Kafana takma. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Not everybody gets an invitation to Atlantis. | Atlantis'e herkes kolayca davet edilmez. Herkes Atlantis'e davetiye alamaz. Atlantis'e herkes kolayca davet edilmez. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Don't look so surprised. | O kadar şaşırmış görünme. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
You travel as much around this galaxy as we do | Sen de bizim kadar galaksiyi dolaştın... Bu galaksi çevresinde bizim ettiğimiz kadar seyahat ediyorsun Sen de bizim kadar galaksiyi dolaştın... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and sooner or later, you'll start hearing rumors about new people in the city of the ancients | ...ve er ya da geç, Eskiler gezegenindeki yeni insanlar hakkında söylentiler duymaya başlıyorsun... ve er ya da geç, Kadimlerin şehrindeki yeni insanlar hakkındaki söylentileri duyacaksın. ...ve er ya da geç, Eskiler gezegenindeki yeni insanlar hakkında söylentiler duymaya başlıyorsun... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and the runner who joined 'em. | ...ve onlara katılan koşucuyu da. ve onlara katılan koşucuyu. ...ve onlara katılan koşucuyu da. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Man, I'm sorry. | Adamım, çok üzgünüm. Dostum, üzgünüm. Adamım, çok üzgünüm. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I wish I could've been straight with you from the start. | Keşke en başından beri sizinle beraber ilerleyebilseydim. Keşke seninle en başından doğru olabilseydim. Keşke en başından beri sizinle beraber ilerleyebilseydim. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
They placed their trust in you, | Sana güvendikleri için yanlarına aldılar,... Sana güvendiler Sana güvendikleri için yanlarına aldılar,... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and you proved them worthy. | ...ve sen onların inancını boşa çıkarmadın. ve sen de onların değerini ispatladın. ...ve sen onların inancını boşa çıkarmadın. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I wouldn't have expected any less. | Senden daha azını beklemezdim zaten. Daha azını umamazdım. Senden daha azını beklemezdim zaten. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, but still what | Öyle ama yine de... Ne olmuş... Evet ama hala ne Öyle ama yine de... Ne olmuş... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
you thought they'd make an exception because it was you asking? | ...sırf sen istedin diye, kabul edeceklerini mi zannettin? İsteyenin sen olduğu için bir istisna yapacaklarını mı düşündün? ...sırf sen istedin diye, kabul edeceklerini mi zannettin? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |