Search
English Turkish Sentence Translations Page 151849
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Looks, yes. But it's highly unstable. | Öyle görünüyor evet. Ama aşırı derecede de kararsız. | Space-1 | 2000 | ![]() |
We don't know why, but its chemical structure changes. | Nedenini bilmiyoruz, ama kimyasal yapısı değişiyor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
It gains incredible weight and density. | İnanılmaz bir ağırlık ve yoğunluk kazanıyor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Are you saying this foam crushed Eagle 1? | Sen Kartal 1'i bu köpüğün ezdiğini mi söylüyorsun? | Space-1 | 2000 | ![]() |
In a sufficient quantity, John, this...foam, as you call it, | Yeterli bir miktarda John, senin deyiminle, bu...köpük, | Space-1 | 2000 | ![]() |
could crush anything. | her şeyi ezebilir. | Space-1 | 2000 | ![]() |
What did he say to Melita? He was trying to get something out. | Melita'ya ne dedi? Bir şeyi bulmaya çalıştığını. | Space-1 | 2000 | ![]() |
There was something he had to do. | Yapması gereken bir şey varmış. | Space-1 | 2000 | ![]() |
He asked her to make them understand. | Ondan anlamalarını sağlamasını istedi. | Space-1 | 2000 | ![]() |
"Them" meaning us. | "Onlar" derken, bizi kastediyordu. | Space-1 | 2000 | ![]() |
We won't find out what he had to do unless he can tell us. | Kendi söylemedikçe, neyin peşinde olduğunu anlamamız mümkün değil. | Space-1 | 2000 | ![]() |
He's weakening fast. | Çok hızlı zayıflıyor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
An orthodox diagnosis now, a decline due to brain damage. | Şu ana en uygun tanı, beyin hasarına bağlı çekilme. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Strange, isn't it? That decline began as soon as Computer was shut down. | Garip değil mi? Çekilme, Bilgisayar kapatılır kapatılmaz başladı. | Space-1 | 2000 | ![]() |
And that's when the hyperactivity in his brain stopped. | Ve beyindeki aşırı aktivite de, tam o anda kesildi. | Space-1 | 2000 | ![]() |
You mean he was dependent on Computer? | Onun Bilgisayar'a bağımlı olduğunu mu söylüyorsunuz?? | Space-1 | 2000 | ![]() |
John, something interesting here. | John, burada ilginç bir şey var. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Kelly transmitted an astonishing amount of information. | Kelly bu zaman zarfında inanılmaz ölçüde veri iletmiş. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Chances are I'm on the wrong track. It's some track. Go ahead. | Yanlış yolda da olabilirim... Yine de bir yoldur. Devam et. | Space-1 | 2000 | ![]() |
A lot of data is physical information about the moon itself. | Fiziki bilginin çoğu, Ay'ın kendisi ile ilgili. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Weight, density, dimensions. Trajectory? | Ağırlık, yoğunluk, boyutlar. Rotası? | Space-1 | 2000 | ![]() |
It's got information about the gravitational pull, | Yerçekimsel çekimle ilgili bilgileri aldı,... | Space-1 | 2000 | ![]() |
about every change of course since we left Earth's orbit! | hatta Dünya'dan ayrıldığımız andan itibaren olan en ufak rota değişikliğini bile aldı. | Space-1 | 2000 | ![]() |
I think it's trying to find out if we can change course now. | Bence bu şey, şimdi rota değiştirip değiştiremeyeceğimizi bulmaya çalışıyor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
'John, if we're going to save Kelly, we must restart Computer.' | John, Kelly kurtaracaksak eğer, bence tek şansımız Bilgisayar'ı yeniden başlatmak. | Space-1 | 2000 | ![]() |
And leave Alpha wide open. | Ve Alfa'yı da tamamen savunmasız mı bırakalım? | Space-1 | 2000 | ![]() |
Whatever that thing is, maybe, just maybe, it's trying to help us. | Bu şey her neyse, belki de bize yardım etmeye çalışıyordur. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Help us to avoid a collision that'll destroy Alpha. | Alfa'yı yok edecek bir çarpışmayı önlemek için bize yardım ediyordur. | Space-1 | 2000 | ![]() |
We've got to find some way to make contact. | Onunla temas kurmanın bir yolunu bulmalıyız. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Well, contact's already been made, through Kelly. | Temas kuruldu zaten, Kelly aracılığıyla. | Space-1 | 2000 | ![]() |
That's it. 0f course, through Kelly! Symbiosis! | İşte bu. Elbette Kelly aracılığıyla! Simbiyoz, yani ortak yaşam! | Space-1 | 2000 | ![]() |
'John, if you want me to link your mind to Kelly's | John, sırf Kelly'nin aklından geçenleri öğrenebilmek için, senin zihnini... | Space-1 | 2000 | ![]() |
'so you can read his thoughts, no. | onun zihnine bağlamamı istiyorsan, cevabım hayır. | Space-1 | 2000 | ![]() |
'The results could be catastrophic.' | Sonuçlar çok yıkıcı olabilir. | Space-1 | 2000 | ![]() |
If our moon hits that force field, it'll be a catastrophe for all of us! | Asıl Ay'ımız o güç alanına çarptığında hepimiz için yıkım olacak! | Space-1 | 2000 | ![]() |
How long before that remote controlled Eagle detonates? | Uzaktan kumandalı Kartal'ın patlamasına ne kadar var? | Space-1 | 2000 | ![]() |
0ne hour 35, Commander. | 1 saat 35 dakika Komutan. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Kano, restart Computer. We don't have too much time. | Kano, Bilgisayar'ı yeniden başlat. Çok fazla zamanımız yok. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Symbiosis. I don't think you should be doing this, John. | Simbioz. Bence bunu yapmamalısın John. | Space-1 | 2000 | ![]() |
I've experienced it myself during advanced psychoanalysis. | Bunu Gelişmiş Psikoanaliz sırasında kendim de yaşadım. | Space-1 | 2000 | ![]() |
That was under very different conditions. | O zamankinde şartlar çok farklıydı. | Space-1 | 2000 | ![]() |
To link you and Kelly... | Seni ve Kelly'yi birbirinize bağlamak... | Space-1 | 2000 | ![]() |
Kelly's mind is connected in some way to this...thing. | Kelly'nin zihni bir şekilde şu... şu şeye bağlı. | Space-1 | 2000 | ![]() |
We can't be sure yours won't be affected in the same way. | Seninkinin de aynı şekilde etkilenmeyeceğinden emin olamayız. | Space-1 | 2000 | ![]() |
We've got to do it, Victor. | Bunu yapmalıyız Victor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
(Sighs) We'll be monitoring your physical signs. | Yaşam sinyallerini kontrol ediyor olacağız. | Space-1 | 2000 | ![]() |
If there are any changes, we'll have to stop. | Eğer onlarda bir değişiklik olursa durmak zorundayız. | Space-1 | 2000 | ![]() |
All right, let's get on with it. | Tamam, hadi yapalım şu işi. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Connected here. | Buraya bağlandı. | Space-1 | 2000 | ![]() |
It's a living organism. Like a brain. | Bu yaşayan bir organizma. Aynı bir beyin gibi. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Pulsating with life...and light. | Yaşamla atıyor... ve de ışıkla. | Space-1 | 2000 | ![]() |
It's the centre of our whole galaxy. | Bu, bizim galaksimizin merkezi. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Maybe even hundreds of galaxies... | Belki de yüzlerce galaksi... | Space-1 | 2000 | ![]() |
planets...stars... | gezegen, yıldız... | Space-1 | 2000 | ![]() |
strange life forms... | garip yaşam formları... | Space-1 | 2000 | ![]() |
And in the middle of it all... | ve hepsinin de merkezinde... | Space-1 | 2000 | ![]() |
is this brain. | bu Beyin var. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Are you all right, John? | Sen iyi misin John? | Space-1 | 2000 | ![]() |
I think it worked. I think it worked. | Sanırım işe yaradı. Sanırım işe yaradı. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Hurtling towards that brain is our moon. | Ay'ımız da o beyne doğru savrulmakta. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Now, the Eagle was just a fragment, | Kartal, sadece küçücük bir parçaydı, | Space-1 | 2000 | ![]() |
so the brain surrounded it with antibodies and rejected it. | o nedenle de beyin onu antikorlarla çevreledi ve reddetti. | Space-1 | 2000 | ![]() |
But our moon is a million times bigger than that Eagle. | Ama Ay'ımız Kartal'dan milyonlarca kat daha büyük. | Space-1 | 2000 | ![]() |
That's right. But the brain is a million times bigger than the moon. | Bu doğru. Ama o beyin de aydan milyonlarca kat daha büyük. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Make no mistake, John. | Sakın hata yapma John. | Space-1 | 2000 | ![]() |
It would crush us in the same way that it crushed Wayland's Eagle. | Wayland'ın Kartal'ını ezdiği gibi bizi de ezebilir. | Space-1 | 2000 | ![]() |
It is trying to help us. | Bize yardım etmeye çalışıyor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
It's working with Computer. | Bilgisayar'la birlikte çalışıyor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
We must go to Main Mission. | Ana Görev'e gitmeliyiz. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Give these to Kelly. | Bunları Kelly'ye ver. | Space-1 | 2000 | ![]() |
It's possible. What's possible? | Bu mümkün Ne mümkün? | Space-1 | 2000 | ![]() |
We can divert the moon away from the brain. | Ay'ı Beyin'den uzaklaştırabiliriz. | Space-1 | 2000 | ![]() |
The plan is to increase the moon's rate of spin, | Yapılması gereken, eksenine teğet güçler uygulayarak... | Space-1 | 2000 | ![]() |
This will give the moon an eccentric rotation | Bu da, aya farklı bir rota kazandırarak... | Space-1 | 2000 | ![]() |
and cause it to curve away from the centre of the brain. | Beyin'in merkezinden uzaklaşmasını sağlar. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Computer has plotted precisely the points | Bilgisayar ekvator çizgisindeki... | Space-1 | 2000 | ![]() |
at which the series of charges should be placed along the equatorial line. | patlayıcı yerleştirilmesi gereken yerleri kesin olarak belirledi. | Space-1 | 2000 | ![]() |
It is trying to save us. | Bizi kurtarmaya çalışıyor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Paul, if we're going to carry out that brain's instructions, | Paul, eğer Beyin'in direktiflerini uygulayacaksak, | Space-1 | 2000 | ![]() |
we'll need every nuclear charge we've got. | elimizdeki her nükleer patlayıcıya ihtiyacımız olacak. | Space-1 | 2000 | ![]() |
So bring that nuclear Eagle back to Alpha. | O yüzden, şu nükleer yüklü Kartal'ı Alfa'ya geri getir. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Remote controlled Eagle now heading back for Alpha. | Uzaktan kumanda edilen Kartal şimdi Alfa'ya doğru geri dönüyor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Good. What's its position? | Güzel. Konumu nedir? | Space-1 | 2000 | ![]() |
Approximately...halfway between the moon and the brain. | Yaklaşık olarak... Beyin ile Alfa'nın tam ortasında. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Which means those charges will explode the moment it arrives here. | Bu da, buraya döner dönmez patlayıcıları patlatmak zorundayız demek oluyor. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Paul, reprogram the on board computer and cancel the detonation. | Paul, uçuş bilgisayarını patlamayı erteleyecek şekilde tekrar programla. | Space-1 | 2000 | ![]() |
We're gonna have to act fast. | Bir çarpışmayı önlemek için hızlı hareket etmeliyiz. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Alan, I want every single man standing by. | Alan, uygun durumdaki her adamın hazır beklemesini istiyorum. | Space-1 | 2000 | ![]() |
As soon as the ship lands, | Gemi iner inmez, | Space-1 | 2000 | ![]() |
place the charges on the surface as per the brain's instructions. | patlayıcıları Beyin'in bildirdiği şekilde yüzeye yerleştirin. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Victor, oversee the operation. Sandra... | Victor, operasyonu sen idare et. Sandra... | Space-1 | 2000 | ![]() |
Kelly. Kelly! Kelly... | Kelly. Kelly! Kelly... | Space-1 | 2000 | ![]() |
Commander, trouble a fault on the on board computer. | Komutan, sorun var. Uçuş bilgisayarında bir arıza var. | Space-1 | 2000 | ![]() |
What kind of trouble? Everything's dead. | Nasıl bir arıza? Her şey gitti. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Which means it's locked on a course for the centre of Moon Base Alpha, | Yani geminin rotası Ay Üssü Alfa'nın merkezine takılı kaldı. | Space-1 | 2000 | ![]() |
where it will explode. | Burada patlayacak. | Space-1 | 2000 | ![]() |
An accident? 0r is the brain intentionally going to destroy us? | Bir kaza mı? Yoksa Beyin bizi kasten mi yok etmek istiyor? | Space-1 | 2000 | ![]() |
No, Victor, I don't think it is intentional. | Hayır, Victor, bunun kasıtlı olduğunu sanmıyorum. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Paul, get the fastest Eagle we've got ready for immediate lift off. | Paul, elimizdeki en hızlı Kartal'ı derhal kalkışa hazır et. | Space-1 | 2000 | ![]() |
Clearing out, Paul. Check course and closing speed. | İzin istiyorum Paul. Rotayı ve yaklaşma hızını kontrol et. | Space-1 | 2000 | ![]() |