Search

English Turkish Sentence Translations Page 151388

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
Are there any problems? No.	Bir sorun mu var? Hayır.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Let me know if there are any problems.	Eğer bir sorun olursa bana haber verin.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
The owner is a good guy. He'll fix whatever needs fixing.	Evin sahibi iyi biridir. Tamir için gerekenleri karşılar.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Have your parents come to see your new place yet?	Ailen,yeni evini görmeye geldiler mi?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Not yet.	Henüz gelmediler.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I'm sure they'll like the house.	Eminim evini çok beğenecekler.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I don't know what to do.	Ne yapmalıyım.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I can't find my umbrella.	Şemsiyemi bulamadım.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I need to go pick up my daughter.	Kızımı almam gerek.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You can take mine.	Benimkini kullanabilirsin.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
No. I can't.	Hayır.Alamam.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Take it. I'll just make a run for it.	Al lütfen. Ben koşarak gidebilirim.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
No problem. Thank you. take care.	Sorun değil. Teşekkür ederim. Dikkatli ol.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Soo young.	Soo young.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I'm sorry I'm late. You must be freezing.	Özür dilerim geç kaldım. Üşümüş olmalısın.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You shouldn't have come. I told you I was fine.	Gelmemeliydin. İyiyim demiştim sana.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I don't want you to get sick.	Hasta olmanı istemiyorum.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Will you come with me to the district office?	Benimle bölge müdürlüğüne gelir misin?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I need to get my registration card.	Kayıt kartı almam lazım.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I'm officially an adult now.	Ben artık yetişkinim.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
That doesn't make you an adult.	Bir kartla,ne kadar da yetişkin olursun ama!	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You're right. This does.	Evet.Haklısın.ama	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
This will make my breasts bigger.	Bu göğüslerimi daha büyük gösterir.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
It's supposed to work.	Sanırım işe yarayacak.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I'm an adult now.	Ben artık bir yetişkinim.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Did you save enough money?	Yeteri kadar paran var mı?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Lie to your mom and say the lunches went up.	Annene öğle yemeği için gerekli olduğunu söyle.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
She might not believe you. It's a lame lie.	Kötü bir yalan,inanmayabilir.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I need more money for lunch.	Öğle yemeği için biraz paraya ihtiyacım var.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Just eat your tomato.	Sadece domates ye.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Soo young?	Soo young?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Here. It's for you.	Al lütfen. Bunlar senin için.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You didn't have to.	Hiç gerek yoktu.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I wanted to pay you back for your tie.	Kravatın yüzünden sana borçluyum.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Do you have a cold?	Üşüyor musun?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You should be careful, too.	Kendine iyi bakmalısın.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Take two tablets after each meal.	Yemekten sonra iki tablet almalısın.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You should heat this up first. It got cold on the way over.	Önce biraz ısıtmalısın,getirirken soğumuş olmalı.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You didn't have to do this.	Hiç gerek yoktu.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Would You like some juice? Sure.	Bir şeyler içmek iste misin? Elbette.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
This place is so empty.	Burası çok boş.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Ew. It stinks of cigarettes.	Oo.Çok kötü sigara kokuyor.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Sorry. I can't let you in there.	Pardon. Oraya girme.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You must be really lonely here.	Sen gerçekten yalnız yaşıyor olmalısın.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Did you have anything to eat?	Bir şeyler yedin mi?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You can't take your medicine on an empty stomach.	Açken ilacını alamazsın.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Go lie down in your room.	Sen odana geç.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You'll make me sick, too.	Beni de hasta edeceksin.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Get some sleep. I'll take care of everything.	Biraz uyu. Ben hazırlarım.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Call me if the food's awful.	Yemek hakkında beni ara.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
This looks prettier.	Bu güzel.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You're going to lose it in a week anyway.	Bunu alacaksın bir hafta sonra yine kaybedeceksin.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I think it's pretty.	Bence bu daha güzel.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
It's $5, but she was just about to get it.	5 $, ama onu bayan alacaktı.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You can each take one.	Sen diğerini al.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I'll take them both.	İkisini de alıyorum.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I'll take two, too.	Ben de ikisini alacağım.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
is one of them for me? How much do I owe you?	Diğeri benim için mi? Ne kadar borcum?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
We have to get going.	Alıp gitmeliyiz.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Little kids are supposed to play in the rain.	Çocuklar,yağmurda oynamayı sever.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
We're not kids. Loser.	Biz çocuk değiliz. Sen kaybettin.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Ignore him. He's just a child.	Sen onu yok say. O sadece bir çocuk.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I'll take them both. Hey!	İkisini de alıyorum. Hey!	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
What? Is it that time of the month?	Ne? Zamanını ayarlayamadın	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Look at that sweater.	Kazağa bak.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
He's such a loser. What Did You just say?	O, kaybetti. Ne dedin sen?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I have more of those in this box. Don't fight.	Kavga etmeyin daha çok var.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Well then... Since we're taking two each...	Öyle mi... O zaman ikimiz de alabiliriz...	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Will you give us a discount?	Bize indirim yaparsınız değil mi?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I'm sorry. I don't think I can help.	Üzgünüm. Yardımcı olamıyorum.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Get yourself a snack.	Kendine yiyecek bir şeyler al.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
What's wrong? Don't cry.	Sorun nedir? Ağlama.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Blow your nose.	Burnun akmış.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Why did you make him cry?	Onu neden ağlattın?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Where do I get my ID?	Bayım ben kayıt kartını nereden alabilirim?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I need a registration card.	Bir kayıt kartına ihtiyacım var.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I didn't know you didn't have an ID card yet, Soo young.	Henüz bir kayıt kartına ihtiyacın olduğunu bilmiyordum, Soo young.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Mister. Me. She's still too young.	Bayım. O bana göre daha gençtir.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Hey! I know you! I've got you now!	Hey! Seni tanıdım! Yine karşılaştık!	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Sook? Do you know Soo young?	Sook?Soo young'ı tanıyor musun?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Sook? Sook?	Sook? Sook?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Is that really your name?	Senin ismin mi?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Why did you have to tell them that?	Sen niye onların yanında söyledin ki?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
That must be so embarrassing.	Bu çok utanç verici olmalı.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
That's some name for a dude. I'm sorry.	O bir züppe ismi. Üzgünüm.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Do you even know these two?	Sen bu ikisini tanıyor musun?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
They live in my neighborhood.	Onlar, benim mahallemde yaşıyor.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
They're both morons. What?	Onların her ikiside aptal. Ne?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
She needs an ID made. You can take her picture.	Bir kayıt kartına ihtiyacı var,sen onun resmini alabilirsin.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Which one of you needs the ID?	Hngisinin ihtiyacı var?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You? Yes.	Sen? Evet.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I brought a picture with me. Hurry.	Ben bir resim getirdim. Çabuk.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
You've got to be kidding. This isn't you.	Şaka yapıyorsun bu sen değisin.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
That is me.	Bu benim.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
We can't use this.	Bunu kullanamayız.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
I'm sorry we teased you.	Üzgünüm, bunu kullanamayız.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Who was that little boy?	O küçük çocuk kimdi?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
His dad must have left home.	Babasını evden ayrılmış.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
He came to me asking if I can help find his dad.	Babasını bulmam için benden yardım istedi.	Soon-jeong-man-hwa-1	2008
Why can't you find his dad?	Neden bulmasına yardım etmedin?	Soon-jeong-man-hwa-1	2008