Search
English Turkish Sentence Translations Page 150899
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Where? London. | Nerede? Londra. Nerede? Londra'da. Nereye? Londra. Nerede? Londra'da Nerede? Londra'da Nerede? Londra'da Nerede? Londra'da. | Snatch-1 | 2000 | |
| London? London. | Londra? Londra. Londra mı? Londra. Londra? Londra. Londra? Londra. Londra? Londra. Londra? Londra. | Snatch-1 | 2000 | |
| London? Yes, London. | Londra? Evet, Londra. Londra mı? Evet, Londra. Londra mı? Evet, Londra. Londra mı? Evet, Londra. | Snatch-1 | 2000 | |
| You know, fish, chips, cup of tea... | Bilirsin, balık, cips, bir fincan çay... Balık, kızarmış patates, çay... Bilirsin, balik, patates kizartmasi, cay... Bilirsin, balık, cips, bir fincan çay... Bilirsin, balık, cips, bir fincan çay... Bilirsin, balık, cips, bir fincan çay... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...bad food, worse weather, Mary fucking Poppins. London! | ...Kötü yemek, kötü hava, Mary fucking Poppins. Londra! ...kötü yemekler, daha kötü hava. Mary Poppins. Londra. ...kotu yemek, daha da kotu hava, Lanet olasi Mary Poppins. Londra! ...Kötü yemek, kötü hava, Mary Poppins. Londra! ...Kötü yemek, kötü hava, Mary Poppins. Londra! ...Kötü yemek, kötü hava, Mary Poppins. Londra! | Snatch-1 | 2000 | |
| Not for me. | Bana göre değil. Bana yaramaz. Benim icin degil. Bana göre değil. Bana göre değil. Bana göre değil. Bana yaramaz. | Snatch-1 | 2000 | |
| That's Doug The Head. Everybody knows Doug The Head. | Bu Kafa Doug. Herkes Kafa Doug'u bilir. Bu Kafa Doug. Onu herkes tanır. Bu kafa Doug. Herkes kafa Doug`u bilir. Bu Kafa Doug. Herkes Kafa Doug'u bilir. Bu Kafa Doug. Herkes Kafa Doug'u bilir. Bu Kafa Doug. Herkes Kafa Doug'u bilir. Bu Kafa Doug. Onu herkes tanır. | Snatch-1 | 2000 | |
| If it's stones and it's stolen, he's the man to speak to. | Eğer bir taş çalındıysa, konuşulacak kişi bu adamdır. Eğer bir taş çalındıysa, konuşulacak tek kişi bu adamdır. Çalınmış taş denince, gidilecek adam odur. Eger mesele taslarsa ve calinmislarsa, konusman gereken adam odur. Eğer bir taş çalındıysa, konuşulacak tek kişi bu adamdır. Eğer bir taş çalındıysa, konuşulacak tek kişi bu adamdır. Eğer bir taş çalındıysa, konuşulacak tek kişi bu adamdır. Çalınmış taş denince, gidilecek adam odur. | Snatch-1 | 2000 | |
| Pretends he's Jewish. | Yahudi numarası yapar. Yahudiyim der. Yahudiymis gibi davranir. Yahudi gibi davranır. Yahudi gibi davranır. Yahudi gibi davranır. | Snatch-1 | 2000 | |
| Wishes he was Jewish. | Yahudi olmayı isterdi. Yahudi olmak ister. Yahudi dogmus olmayi ister. Yahudi olmayı isterdi. Yahudi olmayı isterdi. Yahudi olmayı isterdi. Yahudi olmak ister. | Snatch-1 | 2000 | |
| Even tells his family they're Jewish... | Hatta ailesine bile Yahudi olduğunu söyler. Ailesine bile öyle der. Hatta ailesin bile yahudi olduklarini anlatir... Hatta ailesine Yahudi olduklarını bile söyler. Hatta ailesine Yahudi olduklarını bile söyler. Hatta ailesine Yahudi olduklarını bile söyler. | Snatch-1 | 2000 | |
| ...but he's about as Jewish as he is a fucking monkey. | ...Ama o bir yahudi değil, o kahrolası bir maymun ...Ama o bir yahudi değil, o kahrolası bir maymun. Ama ne kadar maymunsa, o kadar Yahudidir. ...fakat lanet olasi bir maymun oldugu kadar yahudidir. ...Ama ancak sikik bir maymun kadar yahudidir. ...Ama ancak sikik bir maymun kadar yahudidir. ...Ama ancak sikik bir maymun kadar yahudidir. | Snatch-1 | 2000 | |
| He thinks it's good for business. And in the diamond business... | İş için iyi olduğunu düşünüyor. Ve elmas işinde... İşine yararı olduğunu düşünür. Elmas işinde bunun... Bunun is icin iyi oldugunu dusunur. Ve elmas isinde... İş için iyi olduğunu düşünüyor. Ve elmas işinde... İş için iyi olduğunu düşünüyor. Ve elmas işinde... İş için iyi olduğunu düşünüyor. Ve elmas işinde... İşine yararı olduğunu düşünür. Elmas işinde bunun... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...it is good for business. Avi! | ...iş için iyidir. Avi! ...yararı vardır da. Avi! ...is icin iyi oldugu dogru. Avi! ...iş için iyidir. Avi! ...iş için iyidir. Avi! ...iş için iyidir. Avi! ...yararı vardır da. Avi! | Snatch-1 | 2000 | |
| He'll be there today. Take care of him. | Bugün daha iyi olacak. Ona iyi bak. Bugün gelecek. Ona iyi bak. Bu gun orda olacak. Ona goz kulak olun. Bugün orada olacak. Onunla ilgilen, tamam mı? Bugün orada olacak. Onunla ilgilen, tamam mı? Bugün orada olacak. Onunla ilgilen, tamam mı? Bugün gelecek. Ona iyi bak. | Snatch-1 | 2000 | |
| Avi, you know l won't buy schtrops. | Avi, biliyorsun ben schtrops almak istiyorum. Sahte mal almam, biliyorsun. Avi, biliyorsun schtrops alamam. Avi, biliyorsun ben uyduruk şeyler almam. Avi, biliyorsun ben uyduruk şeyler almam. Avi, biliyorsun ben uyduruk şeyler almam. | Snatch-1 | 2000 | |
| He isn't selling schtrops. Make it smaller. | O schtrops satmıyor. Daha küçük yapalım. Sahte mal satmıyor. Küçült. Schtrops filan satmiyor. O kadar buyutme. O uyduruk şeyler satmıyor. Daha küçük, daha küçük yap. O uyduruk şeyler satmıyor. Daha küçük, daha küçük yap. O'na bağlılığımızı kelime i şehadet ile gösterdik. O uyduruk şeyler satmıyor. Daha küçük, daha küçük yap. Sahte mal satmıyor. Küçült. | Snatch-1 | 2000 | |
| Who do you take me for? This is England. | Beni ne için aldın? Burası İngiltere. Beni ne sandın? Burası İngiltere. Beni ne zannediyorsun? Burasi Ingiltere. Benden ne istiyorsun? Burası İngiltere. Benden ne istiyorsun? Burası İngiltere. Benden ne istiyorsun? Burası İngiltere. Beni ne sandın? Burası İngiltere. | Snatch-1 | 2000 | |
| We play by the rules. | Biz kuralına göre oynarız. Kuralına göre oynarız. Biz kurallara gore hareket ederiz. Biz kuralına göre oynarız. Biz kuralına göre oynarız. Biz kuralına göre oynarız. Kuralına göre oynarız. | Snatch-1 | 2000 | |
| Listen to me. | Beni dinle. Dinle beni. Dinle beni. Beni dinle. Beni dinle. Beni dinle. | Snatch-1 | 2000 | |
| lf the stones are kosher, then l'll buy them, won't l? | Taşlar yahudilere haram olsa bile, ben onları alırım, değilmi? Taşlar haram mal değilse, alırım zaten. Eger taslar haram degilse, onlari alacagim, oyle degil mi? Taşlar yahudilere yakışıyorsa, ben alırım, değil mi? Taşlar yahudilere yakışıyorsa, ben alırım, değil mi? Taşlar yahudilere yakışıyorsa, ben alırım, değil mi? Taşlar haram mal değilse, alırım zaten. | Snatch-1 | 2000 | |
| Now, if you'll excuse me, it's my lunchtime. Bye. | Şimdi, eğer izin verirsen, Öğle yemeği arası vereceğim. Bye. Şimdi, eğer izin verirsen, Öğle yemeği arası vereceğim. Bay bay. Şimdi kusura bakmazsan, yemek vaktim. Güle güle. Simdi, eger izin verirsen bu benim ogle tatilim. Hoscakal. Şimdi, eğer izin verirsen, öğle yemeği arası vereceğim. Bye. Şimdi, eğer izin verirsen, öğle yemeği arası vereceğim. Bye. Şimdi, eğer izin verirsen, öğle yemeği arası vereceğim. Bye. | Snatch-1 | 2000 | |
| What are you doing here? | Burada ne yapıyorsunuz? Burada ne arıyorsunuz? Burda ne isiniz var? Burada ne yapıyorsunuz? Burada ne yapıyorsunuz? Burada ne yapıyorsunuz? | Snatch-1 | 2000 | |
| lt's a free country, isn't it? | Burası özgür bir ülke, değilmi? Burası özgür bir ülke. Burasi ozgur bir ulke, oyle degil mi? Burası özgür bir ülke, değil mi? Burası özgür bir ülke, değil mi? Burası özgür bir ülke, değil mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| Well, it ain't a free shop, is it? | Evet, ama burası özgür bir dükkan değil, değil mi? Ama özgür bir dükkan değil! Burasi da bedava bir dukkan degil, oyle degil mi? Ve burası da özgür bir dükkan, değil mi? Ve burası da özgür bir dükkan, değil mi? Ve burası da özgür bir dükkan, değil mi? Ama özgür bir dükkan değil! | Snatch-1 | 2000 | |
| So fuck off. | Öyleyse siktirin gidin. Toz olun. Oyleyse siktirin gidin. Onun için siktirin gidin. Onun için siktirin gidin. Onun için siktirin gidin. | Snatch-1 | 2000 | |
| l want to see you two girls up in my office. | Siz ikinizi ofisimde görmek istiyorum. Kızlar, odama bekliyorum. Siz ikinizi ofisimde gormek istiyorum. Siz ikinizi ofisimde görmek istiyorum. Siz ikinizi ofisimde görmek istiyorum. Siz ikinizi ofisimde görmek istiyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| l had cousin Avi on the phone. | Telefondaki kuzenim Avi'ydi. Kuzen Avi aradı. Telefonda kuzenim Avi vardi. Az önce Kuzen Avi ile konuştum. Az önce Kuzen Avi ile konuştum. Az önce Kuzen Avi ile konuştum. | Snatch-1 | 2000 | |
| You got to go see him. Yeah, Dad. You told us. | Onu görmelisiniz. Evet, baba . Söylemiştin. Onu görmelisiniz. Evet, baba. Söylemiştin. Onu gormeye gitmelisiniz. Evet baba, bunu soylemistin. Biliyorsunuz gidip onu görmelisiniz. Evet, baba . Söylemiştin. Biliyorsunuz gidip onu görmelisiniz. Evet, baba . Söylemiştin. Biliyorsunuz gidip onu görmelisiniz. Evet, baba . Söylemiştin. | Snatch-1 | 2000 | |
| He's a big mucker in New York. Yeah, Dad. You told us. | New Yorktaki en büyük pisliklerden biri. Evet, baba . Söylemiştin. New York'ta büyük biri. Evet, baba. Söylemiştin. New York`ta buyuk bir batakhanesi var. Evet baba bunuda soylemistin. New York'da büyük bir pisliktir. Evet, baba. Söylemiştin. New York'da büyük bir pisliktir. Evet, baba. Söylemiştin. New York'da büyük bir pisliktir. Evet, baba. Söylemiştin. | Snatch-1 | 2000 | |
| l want to see you girls up in my office. | Siz ikinizi ofisimde görmek istiyorum. Sizi odama bekliyorum. Siz ikinizi yukarda ofisimde gormek istiyorum. Siz ikinizi ofisimde görmek istiyorum. Siz ikinizi ofisimde görmek istiyorum. Siz ikinizi ofisimde görmek istiyorum. Sizi odama bekliyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| Yeah, Dad. You told us. | Evet, baba . Söylemiştin. Evet, baba. Söylemiştin. Evet baba, soylemistin. Evet, baba . Söylemiştin. Evet, baba . Söylemiştin. Evet, baba . Söylemiştin. | Snatch-1 | 2000 | |
| The weight is sign of reliability. | Ağırlık güvenilirliğin simgesidir. Ağırlık, güvenilirliktir. Agirlik guvenilirligin bir isaretidir. Ağırlık güvenilirliğin işaretidir. Ağırlık güvenilirliğin işaretidir. Ağırlık güvenilirliğin işaretidir. Ağırlık, güvenilirliktir. | Snatch-1 | 2000 | |
| l always go for reliability. | Ben her zaman güvenilirliğ ön planda tutarım. Hep güvenilirliği seçerim. Her zaman once guvenilir olmasini tercih ederim. Ben her zaman güvenilirlik ararım. Ben her zaman güvenilirlik ararım. Ben her zaman güvenilirlik ararım. Hep güvenilirliği seçerim. | Snatch-1 | 2000 | |
| l'll take it. | Alacağım Alıyorum. Aliyorum. Hmmm. Alacağım. Hmmm. Alacağım. Hmmm. Alacağım. Alıyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| How much do you want for it? | Ne kadar istiyorsun? Kaç para istiyorsun? Bunun icin ne kadar istiyorsun? Ne kadar istiyorsun? Ne kadar istiyorsun? Ne kadar istiyorsun? Kaç para istiyorsun? | Snatch-1 | 2000 | |
| Nothing. | Hiçbirşey. Hiç. Hicbirsey. Hiçbirşey. Hiçbirşey. Hiçbirşey. Hiç. | Snatch-1 | 2000 | |
| Okay, so what do you want for it? | Tamam, o halde ne istiyorun bunun için? Tamam, o halde ne istiyorsun? O halde ne istiyorsun? Peki, oyleyse bunun karsiliginda ne istiyorsun? Tamam, o halde ne istiyorsun? Tamam, o halde ne istiyorsun? Tamam, o halde ne istiyorsun? | Snatch-1 | 2000 | |
| l want you to do something for me. | Senden benim için bir şey yapmanı. Benim için bir şey yapmanı. Benim için birşey yapmanı. Benim icin bir sey yapmani istiyorum. Benim için bir şey yapmanı. Benim için bir şey yapmanı. Benim için bir şey yapmanı. Benim için birşey yapmanı. | Snatch-1 | 2000 | |
| There is a fight in couple of days. | Bir kaç bün sonra bir dövü var Bir kaç bün sonra bir dövüş var. İki gün sonra bir maç var. Birkac gune kadar bir dovus olacak. Birkaç gün sonra bir dövüş var. Birkaç gün sonra bir dövüş var. Birkaç gün sonra bir dövüş var. İki gün sonra bir maç var. | Snatch-1 | 2000 | |
| What kind of a fight? | Ne tür bir dövüş? Nasıl bir maç? Ne tur bir dovus? Ne tür bir dövüş? Ne tür bir dövüş? Ne tür bir dövüş? Nasıl bir maç? | Snatch-1 | 2000 | |
| Unlicensed boxing. | Lisanssız boks. Ruhsatsiz boks turnuvasi. Lisanssız boks. Lisanssız boks. Lisanssız boks. | Snatch-1 | 2000 | |
| There is a bookies l know that will take bets. | Bahisleri alan bir bahisçi var Bahis oynatan bir bahisçi tanıyorum. Bildigim bir kac bahisci var. Bahisleri alan bir bahisçi biliyorum. Bahisleri alan bir bahisçi biliyorum. Bahisleri alan bir bahisçi biliyorum. Bahis oynatan bir bahisçi tanıyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| lf you place one down for me... | Eğer benim için oynarsan... Benim yerime oynarsan... Eger benim icinde bir tane oynarsan... Eğer benim için oynarsan... Eğer benim için oynarsan... Eğer benim için oynarsan... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...we will call it quits. | ...onun sonunu getiririz. ...ödeşiriz. ...esitlenmis olacagiz. ...ödeşiriz. ...ödeşiriz. ...ödeşiriz. | Snatch-1 | 2000 | |
| Why don't you put it down yourself? Well... | Neden kendin oynamıyorsun? Well... Neden kendin oynamıyorsun? Şey... Niye kendin oynamıyorsun? Neden kendin oynamiyorsun? Cunku... Kendin neden oynamıyorsun? Şey.. Kendin neden oynamıyorsun? Şey.. Kendin neden oynamıyorsun? Şey.. | Snatch-1 | 2000 | |
| ...there is not too many bookies that takes those kind of bets. | ...bu tür bahisleri oynamak için pek fazla bahisçi yok. Bu tür bahis kabul eden bahisçi pek yok. ...Bu tur bahisler alan pek fazla bahisci yok. ...bu tür bahisleri oynamak için pek fazla bahisçi yok. ...bu tür bahisleri oynamak için pek fazla bahisçi yok. ...bu tür bahisleri oynamak için pek fazla bahisçi yok. Bu tür bahis kabul eden bahisçi pek yok. | Snatch-1 | 2000 | |
| And l already have an outstanding debt with the house. | Ve ben buralara gerçekten büyük borcu var. Ve benim buralara gerçekten büyük borcum var. Ve ev için günü gelen bir borcum var. Ve ben simdiden evle ilgili bir cok borcun altindayim. Ve benim buralara bu ev yüzünden gerçekten çok borcum var. Ve benim buralara bu ev yüzünden gerçekten çok borcum var. Ve benim buralara bu ev yüzünden gerçekten çok borcum var. | Snatch-1 | 2000 | |
| l know something most don't. | Bir çoğunun bilmediği bir şey biliyorum. Çoğunun bilmediği birşey biliyorum. Cok kimsenin bilmedigi bir sey biliyorum. Bir çoğunun bilmediği birşey biliyorum. Bir çoğunun bilmediği birşey biliyorum. Bir çoğunun bilmediği birşey biliyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| So, nu? | Ne düşünüyorsun? Öyle mi? Yani? Öyle mi? Öyle mi? Öyle mi? Öyle mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| lt's a campsite. A pikey campsite. | Burası bir kamp yeri. Bir çingene kampı Bir kamp yeri. Göçebelerin. Bir kamp alani, cingenelerin kamp alani. Burası bir kamp yeri. Bir çingene kampı. Burası bir kamp yeri. Bir çingene kampı. Burası bir kamp yeri. Bir çingene kampı. | Snatch-1 | 2000 | |
| Ten points. What are we doing here? | 10 puan Biz burada ne yapıyoruz? On puan. Burada ne işimiz var? On puan. Burda ne isin var? 10 puan Burada ne işimiz var? 10 puan Burada ne işimiz var? 10 puan Burada ne işimiz var? | Snatch-1 | 2000 | |
| We're buying a caravan. Off a pack of fucking pikeys? | Biz bir karavan alıyoruz. Bir avuç çingenenin içindemi? Karavan alacağız. Lanet olası göçebelerden mi? Karavan aliyoruz. Lanet olasi cingenelerden mi? Karavan alıyoruz. Koduğumun çingenelerinden mi? Karavan alıyoruz. Koduğumun çingenelerinden mi? Karavan alıyoruz. Koduğumun çingenelerinden mi? Karavan alacağız. Lanet olası göçebelerden mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| What's wrong with you? This will get messy. | Senin neyin var? Çok kolay olacak. Neyin var senin? Bela çıkacak. Senin neyin var? Bu is karisacak. Senin neyin var? Bu iş çok karışacak. Senin neyin var? Bu iş çok karışacak. Senin neyin var? Bu iş çok karışacak. Neyin var senin? Bela çıkacak. | Snatch-1 | 2000 | |
| Not if you're here. | Eğer burada değilsen. Sen varken çıkmaz. Sen burda oldugun surece degil. Sen yoksan bişey olmaz. Sen yoksan bişey olmaz. Sen yoksan bişey olmaz. | Snatch-1 | 2000 | |
| Oh, you bastard. | Oh, seni salak. Seni alçak. Seni pic. Oh, seni piç. Oh, seni piç. Oh, seni piç. | Snatch-1 | 2000 | |
| l fucking hate pikeys. | Ben lanet olası çingenelerden nefret ederim. Göçebelerden nefret ederim. Lanet olasi cingenelerden nefret ederim. Koduğumun çingenelerinden nefret ederim. Koduğumun çingenelerinden nefret ederim. Koduğumun çingenelerinden nefret ederim. | Snatch-1 | 2000 | |
| That's a flash car, mister. | Bu bir flaş araba bayım. Araban fıstık. Bu guzel bir araba bayim. Bu harika bir araba bayım. Bu harika bir araba bayım. Bu harika bir araba bayım. Araban fıstık. | Snatch-1 | 2000 | |
| Not as flash as your bike. | Senin bisikletin kadar flaş değil. Bisikletin kadar değil. Senin bisikletin kadar degil. Senin bisikletin kadar harika değil. Senin bisikletin kadar harika değil. Senin bisikletin kadar harika değil. | Snatch-1 | 2000 | |
| Who are you looking for? | Ne arıyorsunuz? Kimi arıyorsun? Kimi ariyorsunuz? Kimi arıyorsunuz? Kimi arıyorsunuz? Kimi arıyorsunuz? Kimi arıyorsun? | Snatch-1 | 2000 | |
| Mr. O'Neil. | Bay O'Neil. Bay O'Neil'i. Mr. O'Neil. Bay O'Neil. Bay O'Neil. Ne düşünüyorsun? Bay O'Neil. Bay O'Neil'i. Ne düşünüyorsun? | Snatch-1 | 2000 | |
| Want me to get him? That's a good lad. | Sizi ona götüreyimi? Sen iyi bir çocuksun. Bulayım mı? Ne iyi çocuk. Onu getireyim mi? Iste benim adamim. Gidip çağırmamı ister misiniz? İyi olur evlat. Gidip çağırmamı ister misiniz? İyi olur evlat. Gidip çağırmamı ister misiniz? İyi olur evlat. Bulayım mı? Ne iyi çocuk. | Snatch-1 | 2000 | |
| Piss off. | Siktir. İkile. Defol. Defolun. Defolun. Defolun. İkile. | Snatch-1 | 2000 | |
| Are you going to go get him for me? Yeah. | Onu benim için getirecekmisin? Evet. Onu bulup çağırır mısın? Evet. Onu bana getirecek misin? Evet. Gidip onu çağıracak mısın? Evet Gidip onu çağıracak mısın? Evet Gidip onu çağıracak mısın? Evet | Snatch-1 | 2000 | |
| What are you waiting for? The five quid you'll pay me. | Ne bekliyorsun? Beş sterlin isterim. Ne bekliyorsun? Vereceğin beş papeli. Ne bekliyorsun? Bana vereceginiz bes sterlin`i. E ne bekliyorsun? Bana ödeyeceğin 5 papeli. E ne bekliyorsun? Bana ödeyeceğin 5 papeli. E ne bekliyorsun? Bana ödeyeceğin 5 papeli. Ne bekliyorsun? Vereceğin beş papeli. | Snatch-1 | 2000 | |
| Fuck off, l'll find him meself. | Siktir. Onu kendim bulurum. Hastir. Kendim bulurum. Defol, Onu kendim bulurum. Siktir. Kendim bulurum. Siktir. Kendim bulurum. Siktir. Kendim bulurum. | Snatch-1 | 2000 | |
| Two fifty. You can have a quid. | İki buçuk. Bir sterlin alırsın. İki buçuk. Bir papel çalışır. Iki bucuk. Bir sterlin veririm. 2,50! Bir teklik veririm. 2,50! Bir teklik veririm. 2,50! Bir teklik veririm. İki buçuk. Bir papel çalışır. | Snatch-1 | 2000 | |
| You're a real tight fucker. | Sen gerçekten sert bir s..cisin. Amma cimri herifsin. SIKI pazarlikciymissin. Tam mezar sikicisisin değil mi? Tam mezar sikicisisin değil mi? Tam mezar sikicisisin değil mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| There was a problem with gypsies. | Çingenelerle ilgili bir problem var. Çingenelerle ilgili bir problemi var. Çingenelerle sorun vardı. Cingenelerle ilgili bir sorun vardi. Çingenelerle ilgili bir problemi vardı. Çingenelerle ilgili bir problemi vardı. Çingenelerle ilgili bir problemi vardı. Çingenelerle sorun vardı. | Snatch-1 | 2000 | |
| What're you doing? Get out of the way, man. | Ne yapıyorsun? Çekil yolumdan. Ne yapıyorsun? Ne yapiyorsun? Cekil yoldan. Ne yapıyorsun? Çekil yoldan. Ne yapıyorsun? Çekil yoldan. Ne yapıyorsun? Çekil yoldan. Ne yapıyorsun? | Snatch-1 | 2000 | |
| You can't understand what's being said. | Sen ne söylendiğini anlayamazsın. Ne söylendiğini tam olarak anlayamazsınız. Anlamiyorsun soylenilen. Ne söylendiğini tam olarak anlayamazsınız. Ne söylendiğini tam olarak anlayamazsınız. | Snatch-1 | 2000 | |
| You Tommy? Come about the caravan? | Sen Tommy? Karavana gelecekmisin? Tommy? Karavan için mi? Sen Tommy misin? Karavandan disari cik? Sen Tommy misin? Karavan için mi geldin? Sen Tommy misin? Karavan için mi geldin? Sen Tommy misin? Karavan için mi geldin? | Snatch-1 | 2000 | |
| Mr. O'Neil. Fuck, man. Call me Mickey. | Bay O'Neil. S..tir. Bana Mickey de. Bay O'Neil. Kahretsin be. Mickey de. Mr. O'Neil. Kahretsin. Bana Mickey de. Bay O'Neil. Siktir et. Bana Mickey de. Bay O'Neil. Siktir et. Bana Mickey de. Bay O'Neil. Siktir et. Bana Mickey de. Ondan önce deli gibi dolanırlarmış. | Snatch-1 | 2000 | |
| Not Irish, not English. | Ne İrlandalı, ne de İngiliz Ne İrlandalı, ne İngiliz. Irlandaca degil, Ingilizce degil. İrlandalı değil, İngiliz değil. İrlandalı değil, İngiliz değil. İrlandalı değil, İngiliz değil. | Snatch-1 | 2000 | |
| How are you? Weather's been kind. | Nasılsın? Havalar iyi. Nasılsın? Hava güzel. Nasilsin? Hava guzel. Nasılsın? E havalar iyi olduğu sürece iyiyiz. Nasılsın? E havalar iyi olduğu sürece iyiyiz. Nasılsın? E havalar iyi olduğu sürece iyiyiz. | Snatch-1 | 2000 | |
| It'sjust Pikey. | Sadece bir çingene Sadece bir çingene. Çingene işte. Sadece cingeneler. Sadece bir çingene. Sadece bir çingene. Sadece bir çingene. Çingene işte. | Snatch-1 | 2000 | |
| Would you look at the size of him? | Adadım ebatlarına bakacakmısın? Adamın ebatlarına bakacakmısın? Şunun cüsseye bakın. Sunun boyuna bakar misin? Hassiktir. Şu adama bak! Hassiktir. Şu adama bak! Hassiktir. Şu adama bak! | Snatch-1 | 2000 | |
| How big are you? | Ne kadar büyüksün? Ne kadar irisin? Sen ne kadar buyuksun? Ne kadar büyüksün? Ne kadar büyüksün? Ne kadar büyüksün? | Snatch-1 | 2000 | |
| Kids, how big is he? Big, for sure. | Çocuklar, ne kadar büyük? Gerçekten büyük. Ne kadar iri? İri. O kesin. Cocuklar, ne kadar buyuk bu? Gercekten buyuk. Çocuklar! Ne kadar büyük? Kesinlikle iri bir adam. Çocuklar! Ne kadar büyük? Kesinlikle iri bir adam. Çocuklar! Ne kadar büyük? Kesinlikle iri bir adam. Ne kadar iri? İri. O kesin. | Snatch-1 | 2000 | |
| Hey, Mam, come and look at the size of this fella. | Hey,anne, gel ve şu adamın büyüklüğüne bak. Ana, gel şu herifin cüssesine bir bak. Hey anne, gelde su herifin buyuklugune bak. Hey, anne, gel ve şu adamın büyüklüğüne bak. Hey, anne, gel ve şu adamın büyüklüğüne bak. Hey, anne, gel ve şu adamın büyüklüğüne bak. Ana, gel şu herifin cüssesine bir bak. | Snatch-1 | 2000 | |
| Bet you box a little, can't you, sir? You look like a boxer. | Sen boksöre benziyorsun. boksörmüsün yoksa? Bahse girerim boks yaparsın. Boksöre benziyorsun. Eminim boks yapiyorsunuzdur, oyle degil mi bayim? Boksor`e benziyorsun. Boksör müsün yoksa? Boksöre benziyorsun. Boksör müsün yoksa? Boksöre benziyorsun. Boksör müsün yoksa? Boksöre benziyorsun. Bahse girerim boks yaparsın. Boksöre benziyorsun. | Snatch-1 | 2000 | |
| Get out of the way. See if they'd like a drink. | Çekil yolumdan. Bak bakalım içecekleri varmı? Çekil şuradan. İçki isterler mi, sor. Cekil yoldan. Sor bakalim, icecek bir seyler isterler mi. Çekil yoldan. İçecek isterler mi acaba? Çekil yoldan. İçecek isterler mi acaba? Çekil yoldan. İçecek isterler mi acaba? | Snatch-1 | 2000 | |
| l could murder one. | İçecek için birini öldürebilirim İçmezsem ölürüm. Birini oldurebilirim. İçecek için birini öldürebilirim. İçecek için birini öldürebilirim. İçecek için birini öldürebilirim. İçmezsem ölürüm. | Snatch-1 | 2000 | |
| Be no murdering done around here, l don't mind telling you. | Sakın buralarda birini öldürme. Burada ölmek yok. Söylemiş olayım. Buralarda kimse oldurulmez. Soylemekte sakinca gormedim. Sakın buralarda birini öldürme. İhbar etmeye çekinmem. Sakın buralarda birini öldürme. İhbar etmeye çekinmem. Sakın buralarda birini öldürme. İhbar etmeye çekinmem. Burada ölmek yok. Söylemiş olayım. | Snatch-1 | 2000 | |
| Get your hands out of there. | Çek ellerini Çekin ellerinizi. Cek ellerini ordan. Çek ellerini ordan. Çek ellerini ordan. Çek ellerini ordan. | Snatch-1 | 2000 | |
| Cup of tea for the big fella? | Çay? Koca adama çay? Buyuk adam icin bir bardak cay? İri adam çay ister mi? İri adam çay ister mi? İri adam çay ister mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| Don't be silly, Mickey. Offer the man a proper drink. | Aptal olma , Mickey. Adama adam gibi bir şey söyle. Saçmalama, Mickey. İçki ikram et. Aptal olma, Mickey. Adama duzgun bir icki ikram et. Aptal olma , Mickey. Adama düzgün birşeyler ikram et. Aptal olma , Mickey. Adama düzgün birşeyler ikram et. Aptal olma , Mickey. Adama düzgün birşeyler ikram et. | Snatch-1 | 2000 | |
| You little bugger. | Seni başbelası. Seni velet. Seni yaramaz. Seni başbelası. Seni başbelası. Seni başbelası. | Snatch-1 | 2000 | |
| ls the big fella not coming with us? He's minding the car. | Bu çamyamasıda bizlemi geliyor? O arabayla ilgileniyor. Bu çam yarmasıda bizimlemi geliyor? O arabayla ilgileniyor. Koca adam gelmiyor mu? Arabayla ilgileniyor. Buyuk cocuk bizimle gelmiyor mu? Arabaya bakiyor. İri arkadaş bizimle gelmiyor mu? O arabayı bekleyecek. İri arkadaş bizimle gelmiyor mu? O arabayı bekleyecek. İri arkadaş bizimle gelmiyor mu? O arabayı bekleyecek. | Snatch-1 | 2000 | |
| What does he think we are, thieves? No, nothing like that. | Bizi ne zannediyor, hırsızmı? Hayır, öyle bir şey yok. Bizi ne zannediyor, hırsız mı? Hayır, öyle bir şey yok. Bizi hırsız mı sanıyor? Tabii ki hayır. Ne sandi bizi, hirsiz mi? Hayir, yok oyle birsey. Bizi ne zannediyor, hırsız mı? Hayır, öyle bir şey yok. Bizi ne zannediyor, hırsız mı? Hayır, öyle bir şey yok. Bizi ne zannediyor, hırsız mı? Hayır, öyle bir şey yok. Bizi hırsız mı sanıyor? Tabii ki hayır. | Snatch-1 | 2000 | |
| He just likes looking after cars. Good dags. Do you like dags? | O sadece arabalara bakar. İyi köpük. Sen köpükleri severmisin? Arabalara bakmayı sever. İyi küpekler. Sever misin? Sadece arabalara bakmayi sever. Guzel kepekler, kepekleri sever misin? Yok, yok. Araba beklemeyi sever. İyi göpehler. Göpeh sever misin? Yok, yok. Araba beklemeyi sever. İyi göpehler. Göpeh sever misin? Yok, yok. Araba beklemeyi sever. İyi göpehler. Göpeh sever misin? Arabalara bakmayı sever. İyi küpekler. Sever misin? | Snatch-1 | 2000 | |
| Dags? What? | Köpük? Ne? Küpekler? Ne? Kepekler? Ne? Göpeh mi? Ne? Göpeh mi? Ne? Göpeh mi? Ne? | Snatch-1 | 2000 | |
| Yeah, dags. Dags. You like dags? | Ha, köpükler Köpükler, severmisin? Evet, küpekleri. Sever misin? Evet, kepekler. Kepekler, kepekleri sever misin? Evet, göpehler. Göpehler. Göpeh sever misin? Evet, göpehler. Göpehler. Göpeh sever misin? Evet, göpehler. Göpehler. Göpeh sever misin? Evet, küpekleri. Sever misin? | Snatch-1 | 2000 | |
| Oh, dogs. | Oh, köpekler. Ha, köpekler. Ha, kopekler. Haa, köpekler. Haa, köpekler. Haa, köpekler. Ha, köpekler. | Snatch-1 | 2000 | |
| Sure, l like dags. | Tabiiki severim. Tabii, küpekleri severim. Elbette, kopekleri severim. Tabii ki. Köpekleri severim. Tabii ki. Köpekleri severim. Tabii ki. Köpekleri severim. | Snatch-1 | 2000 | |
| l like caravans more. You're very welcome. | Ben karavanları daha fazla severim. Güzel. Ben karavanları daha çok severim. Güzel. Karavanları daha çok. Buyur öyleyse. Karavanlari daha cok severim. Oyleyse hosgeldin. Karavanları daha çok severim. E buyur o zaman. Karavanları daha çok severim. E buyur o zaman. Karavanları daha çok severim. E buyur o zaman. Karavanları daha çok. Buyur öyleyse. | Snatch-1 | 2000 | |
| Pikeys are well known for their skills ofnegotiation in business. | Çingeneler pazarlık yetenekleri ile ünlüdürler. Çingeneler pazarlık yetenekleriyle meşhurdur. Cingeneler pazarlik konusunda yetenekli olmalariyla taninirlar. Çingeneler pazarlık yetenekleri ile ünlüdürler. Çingeneler pazarlık yetenekleri ile ünlüdürler. Çingeneler pazarlık yetenekleri ile ünlüdürler. | Snatch-1 | 2000 | |
| It's probably why they talk like that... | Bu neden böyle konuştuklarını gösteriyor. Belki bu yüzden böyle konuşuyorlar. Belki de o yuzden boyle konusuyorlar... Bu böyle konuşmalarından kaynaklanıyor. Bu böyle konuşmalarından kaynaklanıyor. Bu böyle konuşmalarından kaynaklanıyor. Belki bu yüzden böyle konuşuyorlar. | Snatch-1 | 2000 | |
| ...so you can't follow what's being said. | ...so you can't follow what's being said. ...yani konuşulanları takip edemiyorsun? Dedikleri anlaşılmasın diye. ...boylece ne dediklerini anliyamazsin. ...yani konuşulanları takip edemiyorsun? ...yani konuşulanları takip edemiyorsun? ...yani konuşulanları takip edemiyorsun? | Snatch-1 | 2000 | |
| But if Tommy can get the caravan for less than the price asked... | But if Tommy can get the caravan for less than the price asked... Ama ya Tommy karavanı konuşulan fiyattan daha ucuza alırsa... Ama Tommy karavanı daha ucuza kapatırsa... Eger Tommy karavani istenen fiyattan daha ucuza alabilirse Ama Tommy karavanı konuşulan fiyattan daha ucuza alırsa... Ama Tommy karavanı konuşulan fiyattan daha ucuza alırsa... Ama Tommy karavanı konuşulan fiyattan daha ucuza alırsa... | Snatch-1 | 2000 |