Search
English Turkish Sentence Translations Page 150898
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| l fucking hate pikeys. | Lanet olası çingenelerden nefret ederim. Onlardan nefret ederim. Cingenelerden nefret ederim. Koduğumun çingenelerinden nefret ederim. Koduğumun çingenelerinden nefret ederim. Koduğumun çingenelerinden nefret ederim. | Snatch-1 | 2000 | |
| You're a sensitive boy, Tommy. | Çok duygusal bir çocuksun, Tommy. Hassas birisin ha, Tommy. Sen hassas bir cocuksun, Tommy. Çok duygusal bir çocuksun, Tommy. Çok duygusal bir çocuksun, Tommy. Çok duygusal bir çocuksun, Tommy. Hassas birisin ha, Tommy. | Snatch-1 | 2000 | |
| Fuck me. Hold tight. | Siktir et. Sıkı tut. Kahretsin. Dur biraz. Kahretsin. SIkI tut. Hassiktir. Dur bakayım. Hassiktir. Dur bakayım. Hassiktir. Dur bakayım. Kahretsin. Dur biraz. | Snatch-1 | 2000 | |
| What's that? lt's me belt. | Bu ne? Kemerim. Bu da ne böyle? Kemerim, Türk. Bu da ne böyle? Kemerim, Türk. Bu da ne böyle? Kemerim, Türk. Bu ne? Kemerim. | Snatch-1 | 2000 | |
| No, Tommy. There's a gun in your trousers. | Hayır, Tommy. Bu senin pantolonunun içindeki silah. Hayır. Kemerindeki silah. Hayir, Tommy. Pantalonunda bir silah var. Hayır, Tommy. Pantolonunda bir silah var. Hayır, Tommy. Pantolonunda bir silah var. Hayır, Tommy. Pantolonunda bir silah var. | Snatch-1 | 2000 | |
| What's a gun doing in your trousers? lt's for protection. | O silahın orada ne işi var. Korunmak için. Kemerinde silahın ne işi var? Korunmak için. Pantalonunda silahin ne isi var? Korunmak icin. Pantolonunda silah ne arıyor? Korunmak için. Pantolonunda silah ne arıyor? Korunmak için. Pantolonunda silah ne arıyor? Korunmak için. Kemerinde silahın ne işi var? Korunmak için. | Snatch-1 | 2000 | |
| Protection from what? | Neden korunmak? Neye karşı? Neyden korunmak icin? Neden korunmak? Neden korunmak? Neden korunmak? Neye karşı? | Snatch-1 | 2000 | |
| ''Zee'' Germans? | ''Zee'' Almanlar? ''Zi'' Almanlar'dan mı? Almanlara mı? ''Zee'' Almanlar? Şu Almanlar'dan mı? Şu Almanlar'dan mı? Şu Almanlar'dan mı? Almanlara mı? | Snatch-1 | 2000 | |
| What's to stop it blowing your bollocks off when you sit? | Oturduğunda yumurtalarını uçurmamak için önlemin ne? Oturunca aletini vurmayacağını ne bilelim? Oturdugun zaman toplarini havaya ucurma sakin. 108 00:08:20,240 > 00:08:23,312 Nerden aldin? Jilet Boris`ten. Oturduğunda taşşaklarını uçurmamak için önlemin ne? Oturduğunda taşşaklarını uçurmamak için önlemin ne? Oturduğunda taşşaklarını uçurmamak için önlemin ne? | Snatch-1 | 2000 | |
| Where did you get it? Boris The Blade. | Nereden aldın? Boris The Blade(Bıçak). Nereden aldın? Boris The Blade(Bıçak Boris). Nerden aldın bunu? Jilet Boris. Nereden aldın? Bıçak Boris'ten. Nerden aldın bunu? Jilet Boris. Nerden aldın bunu? Jilet Boris. Nereden aldın? Bıçak Boris'ten. | Snatch-1 | 2000 | |
| You mean Boris the sneaky, fucking Russian. | Sinsi Borismi yani, Kahrolası Rus. Sinsi Boris mi yani, şu kahrolası Rus. Yani üçkağıtçı Rus Boris. Yani sinsi, lanet rus Boris`ten. Sinsi piç Rus Boris'i mi kastediyorsun? Sinsi piç Rus Boris'i mi kastediyorsun? Sinsi piç Rus Boris'i mi kastediyorsun? Yani üçkağıtçı Rus Boris. | Snatch-1 | 2000 | |
| Heavy, isn't it? | Ağır, değilmi? Ağır, değil mi? Biraz ağır. Agir, oyle degil mi? Ağır, değil mi? Ağır, değil mi? Ağır, değil mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| Heavy is good. | Ağır iyidir. Ağır olması iyi. Agir iyidir. Ağır iyidir. Ağır iyidir. Ağır iyidir. Ağır olması iyi. | Snatch-1 | 2000 | |
| Heavy is reliable. | Ağır güvenilirdir. Ağır, güvenilir demek. Agir guvenilirdir. Ağır güvenilirdir. Ağır güvenilirdir. Ağır güvenilirdir. | Snatch-1 | 2000 | |
| lf it doesn't work, you can always hit him with it. | Eğer çalışmazsa kolayca kafasına vurabilirsin bunula. Patlamazsa, silahla kafaya vurursun. Eger ates almazsa tutup kafasina vurabilirsin. Eğer çalışmazsa her zaman kafasına vurabilirsin bununla. Eğer çalışmazsa her zaman kafasına vurabilirsin bununla. Eğer çalışmazsa her zaman kafasına vurabilirsin bununla. | Snatch-1 | 2000 | |
| Boris The Blade, or Boris The Bullet Dodger. | Boris The Blade, veya Kurşun geçirmez Boris. Bıçak Boris, veya Kurşun atlatan Boris. Bıçak Boris veya Mermiden Kaçan Boris. Jilet Boris, ya da kursun atlatan Boris. Jilet Boris, veya kurşun atlatan Boris. Jilet Boris, veya kurşun atlatan Boris. Jilet Boris, veya kurşun atlatan Boris. | Snatch-1 | 2000 | |
| Bent as the Soviet sickle and hard as the hammer that crosses it. | Sovyet orağı kadar namussuz, çekiç kadar da sert Sovyet orağı kadar namussuz, çekiçi kadar da sert Sovyet orağı gibi eğri, çekiç gibi sert. Sovyet oragi gibi egilmis ve onun ustundeki cekic kadar da sert. 116 00:08:42,880 > 00:08:46,759 Gorunuse gore bu pic`i oldurmek nerdeyse imkansiz. Sovyet orağı kadar eğik, içinden geçen çekiçi kadar da serttir. Sovyet orağı kadar eğik, içinden geçen çekiçi kadar da serttir. Sovyet orağı kadar eğik, içinden geçen çekiçi kadar da serttir. | Snatch-1 | 2000 | |
| Apparently, it'sjust impossible to kill the bastard. | Ayrıca, o lanet olasını öldürmek imkansız. Ayrıca, o piçi öldürmek imkansızdır. Herifi öldürmek imkansızmış. Ayrıca, o piçi öldürmek imkansızdır. Ayrıca, o piçi öldürmek imkansızdır. | Snatch-1 | 2000 | |
| Back to my partner, Tommy. | Tommy, ortağım. Ortağım Tommy'ye dönelim. Ortagima tekrar geri donelim, Tommy. Ortağım Tommy'e gelince... Ortağım Tommy'e gelince... Ortağım Tommy'e gelince... Ortağım Tommy'ye dönelim. | Snatch-1 | 2000 | |
| Tommy runs the other business... | Tommy diğer işleri yönetir... Tommy diğer işi yapıyor. Tommy diger isleri yurutur... Tommy diğer işleri yönetir. Tommy diğer işleri yönetir. Tommy diğer işleri yönetir. | Snatch-1 | 2000 | |
| ...the slot machines... | ...atari makinaları... Kumar makinesi işi. ...oyun makineleri... Slot makinaları. Slot makinaları. Slot makinaları. Kumar makinesi işi. | Snatch-1 | 2000 | |
| ...which keeps rain off our heads and gloves on Gorgeous' hands. | ...which keeps rain off our heads and gloves on Gorgeous' hands. ...kafamızı yağmurdan koruyan ve George mizin ellerine eldiven olan. Bize başımızı sokacak bir çatı, Müthiş'e eldiven sağlıyor. Boylece basimizi yagmurdan korumus ve de eldivenlerimizi cikarmamis oluruz. Kafamızı yağmurdan koruyan ve George'un eldivenlerini elinde tutan. Kafamızı yağmurdan koruyan ve George'un eldivenlerini elinde tutan. Kafamızı yağmurdan koruyan ve George'un eldivenlerini elinde tutan. | Snatch-1 | 2000 | |
| However, Tommy's a little preoccupied with protection at present. | Yinede, Tommy bugünlerde korumakla meşgul. Yine de, Tommy bugünlerde korunmakla meşgul. Fakat Tommy şu sıra kafayı korunmaya takmış. Yinede, Tommy su aralar korumaya biraz takmis durumda. Herneyse. Tommy bugünlerde korunmakla meşgul. Herneyse. Tommy bugünlerde korunmakla meşgul. Herneyse. Tommy bugünlerde korunmakla meşgul. Fakat Tommy şu sıra kafayı korunmaya takmış. | Snatch-1 | 2000 | |
| All right, l'll take it. | Tamam, Alıyorum Tamam, alıyorum. Tamam, aliyorum. Tamam, alıyorum. Tamam, alıyorum. Tamam, alıyorum. Tamam, alıyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| There's a reason for Tommy's newfound enthusiasm for firearms. | Tommy'nin bu yeni merakının bir nedeni var. Yeni edindiği bu silah hevesinin bir nedeni var. Tommy`nin atesli silahlara yeni baslayan ilgisinin bir nedeni var. Tommy'nin bu silahlara olan yeni merakının bir nedeni var. Tommy'nin bu silahlara olan yeni merakının bir nedeni var. Tommy'nin bu silahlara olan yeni merakının bir nedeni var. Yeni edindiği bu silah hevesinin bir nedeni var. | Snatch-1 | 2000 | |
| Sooner or later, in unlicensed boxing, you have to deal with that reason: | Er yada geç, lisanssız boks maçında şu sebepten dolayı: Lisanssız boksta, eninde sonunda bu nedenle karşı karşıya kalınır.: Er ya da gec, ruhsatsiz boks turnuvalarinda bu nedenle basa cikmak zorunda kalirsiniz. Er yada geç, lisanssız boks maçında uğraşmanız gereken biri var. Er yada geç, lisanssız boks maçında uğraşmanız gereken biri var. Er yada geç, lisanssız boks maçında uğraşmanız gereken biri var. Lisanssız boksta, eninde sonunda bu nedenle karşı karşıya kalınır. | Snatch-1 | 2000 | |
| Brick Top. | Brick Top(Tuğla kafa). Tuğla Kafa. Tugla kafa. Baş Tuğla! Baş Tuğla! Baş Tuğla! Tuğla Kafa. | Snatch-1 | 2000 | |
| lf that's not worth a bet, l don't know what is. | Eğer bu bir bahse değmezse, ne değer bilmiyorum. Bu bir bahse değmezse, ne değer bilmem. Eger onun uzerine bahse girmeye degmezse hic kimseye degmez. Eğer bu bir bahse değmezse, ne değer bilmiyorum. Eğer bu bir bahse değmezse, ne değer bilmiyorum. Eğer bu bir bahse değmezse, ne değer bilmiyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| He doesn't look bad, does he? No, he looks great. | Kötü görünmüyor, Değil mi? Hayır, muhteşem görünüyor. Fena değil ha? Harika, Bay Pulford. Kotu gorunmuyor, oyle degil mi? Hayir, harika gorunuyor. Kötü görünmüyor, değil mi? Hayır, muhteşem görünüyor. Kötü görünmüyor, değil mi? Hayır, muhteşem görünüyor. Kötü görünmüyor, değil mi? Hayır, muhteşem görünüyor. | Snatch-1 | 2000 | |
| He'll do you proud. | Onunla gurur duyacaksın. İyi maç çıkarır. Seni gururlandirir. Sizi gururlandıracak efendim. Sizi gururlandıracak efendim. Sizi gururlandıracak efendim. İyi maç çıkarır. | Snatch-1 | 2000 | |
| You reckon that's what people should do for me, Gary? Do me proud? | Sen tahmin et bunu insanlar benim için yapar, Gary? Bana bir iyilik yap. Sence bana sadece bu mu yapılmalı, Gary? İyi maç? Anliyor musun insanlar benim icin ne yapmali, Gary? Beni onurlandirmalilar? İnsanların benim için bunu yapması gerektiğini mi sanıyosun, Gary? Beni gururlandırmak? İnsanların benim için bunu yapması gerektiğini mi sanıyosun, Gary? Beni gururlandırmak? İnsanların benim için bunu yapması gerektiğini mi sanıyosun, Gary? Beni gururlandırmak? Sence bana sadece bu mu yapılmalı, Gary? İyi maç? | Snatch-1 | 2000 | |
| lt's what you deserve. | Sen buna layıksın. Bunu hak ediyorsunuz. Bunu hakkediyorsun. Siz bunu hakediyorsunuz. Siz bunu hakediyorsunuz. Siz bunu hakediyorsunuz. Bunu hak ediyorsunuz. | Snatch-1 | 2000 | |
| Pull your tongue out of my arsehole. | Dilini kıçımdan çek. Dilini kicimdan cek. Dilini kıçımdan çek, Gary. Dilini kıçımdan çek, Gary. Dilini kıçımdan çek, Gary. Dilini kıçımdan çek. | Snatch-1 | 2000 | |
| Dogs do that. | Bunu köpekler yapar. Köpekler yalar. Kopekler yapar bunu. Bunu köpekler yapar. Bunu köpekler yapar. Bunu köpekler yapar. Köpekler yalar. | Snatch-1 | 2000 | |
| You're not a dog, are you? | Sen bir köpek değilsin, dimi? Sen bir köpek değilsin, değil mi? Köpek misin yoksa? Sen kopek degilsin, oyle degil mi? Sen bir köpek değilsin, değil mi Gary? Sen bir köpek değilsin, değil mi Gary? Sen bir köpek değilsin, değil mi Gary? Köpek misin yoksa? | Snatch-1 | 2000 | |
| No. No, l'm not. | Hayır.Hayır, değilim. Hayır. Değilim. Hayir. Hayir, degilim. Hayır. Hayır, değilim. Hayır. Hayır, değilim. Hayır. Hayır, değilim. Hayır. Değilim. | Snatch-1 | 2000 | |
| However... | Yine de... Fakat... Yinede... Yine de... Yine de... Yine de... Fakat... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...you do have all the characteristics of a dog, Gary. | ...bir köpeğin sahip olabileceği tüm karakteristiklere sahipsin, Gary. ...sende bir köpeğin tüm özellikleri var, Gary. ...bir kopegin tasidigi butun ozellikleri tasiyorsun, Gary. ...bir köpeğin sahip olabileceği tüm karakteristik özelliklere sahipsin, Gary. ...bir köpeğin sahip olabileceği tüm karakteristik özelliklere sahipsin, Gary. ...bir köpeğin sahip olabileceği tüm karakteristik özelliklere sahipsin, Gary. ...sende bir köpeğin tüm özellikleri var, Gary. | Snatch-1 | 2000 | |
| All except loyalty. | Sadakat hariç. Sadakat haric. Sadakat hariç. Sadakat hariç. Sadakat hariç. Sadakat hariç. | Snatch-1 | 2000 | |
| It's rumoured that his favourite means of dispatch involves a stun gun... | Söylentilere göre en büyük favorin silah kaçırmakmış... Favori mesaj araçlarının bayıltıcı silah, naylon poşet... Kulagima geldigine gore is halletmenin senin icin karsiligi basa vurup bayiltmakmis. Söylentilere göre Baş Tuğla'nın favori yok etme şekli, bir sersemletici silah... Söylentilere göre Baş Tuğla'nın favori yok etme şekli, bir sersemletici silah... Söylentilere göre Baş Tuğla'nın favori yok etme şekli, bir sersemletici silah... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...a plastic bag, a roll of tape and a pack ofhungry pigs. | ...bir plastik torba, bir rulo bant ve aç domuzlara bir paket. ...bir rulo bant ve bir sürü aç domuz olduğu söylenir. ...plastik bir torba, bir rula bant ve bir suru ac domuz. ...bir plastik torba, bir rulo bant ve birkaç aç domuzmuş. ...bir plastik torba, bir rulo bant ve birkaç aç domuzmuş. ...bir plastik torba, bir rulo bant ve birkaç aç domuzmuş. | Snatch-1 | 2000 | |
| You're a ruthless little cunt, Liam. l'll give you that. | Sen acımasızsın küçük amcık, Liam. Sana onu vereceğim. Sen acımasızsın küçük a.cık, Liam. Sana onu vereceğim. Sen zalim bir alçaksın, Liam. Hakkını vereyim. Sen acimasiz bir picsin, Liam. Bu kadarini hakkediyorsun. Sen acımasız küçük bir amcıksın, Liam. Buna emin olabilirsin. Sen acımasız küçük bir amcıksın, Liam. Buna emin olabilirsin. Hayır.Hayır, değilim. Sen acımasız küçük bir amcıksın, Liam. Buna emin olabilirsin. | Snatch-1 | 2000 | |
| But l got no time for grouses. | Ama yakınmaların için vaktim yok. Ama şikayet dinleyecek vaktim yok. Fakat benim yakinmalar icin zamanim yok. Ama yakınmaların için vaktim yok. Ama yakınmaların için vaktim yok. Ama yakınmaların için vaktim yok. Ama şikayet dinleyecek vaktim yok. | Snatch-1 | 2000 | |
| Feed him to the pigs, Errol. | Domuzları onunla besleyin (GÜRKAN), Errol. Domuzları onunla besleyin, Errol. Onu domuzlara ver, Errol. Onu domuzlara atin, Errol. Domuzları onunla besleyin, Errol. Domuzları onunla besleyin, Errol. Domuzları onunla besleyin, Errol. | Snatch-1 | 2000 | |
| What the fuck are you two looking at? | Siz ikiniz neye bakıyorsunuz? Siz ikiniz ne bakıyorsunuz? Siz ikiniz neye bakiyorsunuz? Siz neye bakıyorsunuz amına koyim? Siz neye bakıyorsunuz amına koyim? Siz neye bakıyorsunuz amına koyim? Siz ikiniz ne bakıyorsunuz? | Snatch-1 | 2000 | |
| Ifyou got to deal with him, just make sure you don't end up owing him. | Eğer onunla ilgilenmek istiyorsanız, sadece onun borcu omadığına emin olun. Eğer onunla ilgilenmek istiyorsanız, sadece onun borcu olmadığına emin olun. Onunla işiniz varsa, ona borçlanmamaya dikkat edin. Eger onunla is yapicaksaniz, sonunda ona borclu cikmamaya dikkat edin. Eğer onunla bir işe gircekseniz, sonunda ona borçlu kalmamaya dikkat edin. Eğer onunla bir işe gircekseniz, sonunda ona borçlu kalmamaya dikkat edin. Eğer onunla bir işe gircekseniz, sonunda ona borçlu kalmamaya dikkat edin. Onunla işiniz varsa, ona borçlanmamaya dikkat edin. | Snatch-1 | 2000 | |
| Then you're in his debt. | Yoksa onun borcu sizin olur. Borçlu listesinde... Sonra onun alacaklilar listesinde olursunuz. Yoksa onun borcu sizin olur. Yoksa onun borcu sizin olur. Yoksa onun borcu sizin olur. Borçlu listesinde... | Snatch-1 | 2000 | |
| Which means, you're in his pocket. | Bu onun cebinde olduğunuzu gösterir. ...yani cebindesinizdir. Bu da artik onun cebindesiniz demektir. Bu onun cebinde olduğunuzu gösterir. Bu onun cebinde olduğunuzu gösterir. Bu onun cebinde olduğunuzu gösterir. | Snatch-1 | 2000 | |
| And once you're in that, you ain't ever coming out. | Ve oraya bir defa girerseniz bir daha çıkamazsınız. Cebine bir girerseniz bir daha çıkamazsınız. Ve bir kere bu duruma duserseniz, geri donus yoktur. Ve oraya bir defa battınız mı bir daha çıkamazsınız. Ve oraya bir defa battınız mı bir daha çıkamazsınız. Ve oraya bir defa battınız mı bir daha çıkamazsınız. | Snatch-1 | 2000 | |
| l hear he's a good fighter, so l'll use him. | Duyduğuma göre iyi dövüşşüymüş, onu kullanacağım. İyi bir boksörmüş. Onu kullanacağım. Duyduguma gore iyi bir dovuscuymus, oyleyse onu kullanabilirim. Duyduğuma göre iyi dövüşçüymüş, onu kullanacağım. Duyduğuma göre iyi dövüşçüymüş, onu kullanacağım. Duyduğuma göre iyi dövüşçüymüş, onu kullanacağım. İyi bir boksörmüş. Onu kullanacağım. | Snatch-1 | 2000 | |
| l'll be doing you a favour, boy. | San bir iyilik yapacağım, genç adam. Sana iyilik etmiş olacağım. Sana iyilik yapiyor olacagim evlat. Sana bir iyilik yapacağım, genç adam. Sana bir iyilik yapacağım, genç adam. Sana bir iyilik yapacağım, genç adam. Sana iyilik etmiş olacağım. | Snatch-1 | 2000 | |
| What he means is, I'm doing him a favour. | Bu ona bir iyilik yapacağım anlamına gelir. Yani ben ona iyilik etmiş olacağım. Demek istedigi, Ben ona iyilik yapiyor olacagim. Demek istiyor ki: Ben ona bir iyilik yapacağım! Demek istiyor ki: Ben ona bir iyilik yapacağım! Demek istiyor ki: Ben ona bir iyilik yapacağım! | Snatch-1 | 2000 | |
| Because everybody knows nobody takes a dive in my fights. Unlike his. | Because everybody knows nobody takes a dive in my fights. Unlike his. Çünkü hekes bilir ki kimse benim dövüşlerime onunkiler kadar ilgi göstermez Çünkü herkes bilir, hileli maç yapmam. Onun aksine. Cunku onun dovuslerinin aksine benim dovuslerimde hile olmadigini herkes bilir. Çünkü herkes bilir ki kimse benim dövüşlerime onunkiler gibi ilgi göstermez. Çünkü herkes bilir ki kimse benim dövüşlerime onunkiler gibi ilgi göstermez. Çünkü herkes bilir ki kimse benim dövüşlerime onunkiler gibi ilgi göstermez. Çünkü herkes bilir, hileli maç yapmam. Onun aksine. | Snatch-1 | 2000 | |
| Here, Errol, l don't think he likes me. | Here, Errol, l don't think he likes me. Burası,Errol, Beni sevdiğini sanmıyorum. Beni sevmiyor, Errol. Buraya, Errol, Sanirim beni sevmedi. Errol, bunun beni sevdiğini sanmıyorum. Errol, bunun beni sevdiğini sanmıyorum. Errol, bunun beni sevdiğini sanmıyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| You don't like me, do you? | You don't like me, do you? Beni sevmedin, değil mi? Seviyor musun? Beni sevmedin, oyle degil mi? Beni sevmiyorsun, değil mi evlat? Beni sevmiyorsun, değil mi evlat? Beni sevmiyorsun, değil mi evlat? Seviyor musun? | Snatch-1 | 2000 | |
| Don't know what you mean. | Don't know what you mean. Ne demek istediğini anlamadım. Seni anlamıyorum. Ne demek istedigini anlamadim. Ne demek istediğini anlamadım. Ne demek istediğini anlamadım. Ne demek istediğini anlamadım. | Snatch-1 | 2000 | |
| I do know I can't wait to get out ofhere. It stinks. | I do know I can't wait to get out ofhere. It stinks. Burada daha fazla duramıyacağım. Çok pis kokuyor. Ama buradan çıkmaya can atıyorum. Berbat kokuyor. Bildigim tek sey burdan bir an once cikmak istedigim. Burasi berbat kokuyor. Burada daha fazla duramayacağım. Çok pis kokuyor. Burada daha fazla duramayacağım. Çok pis kokuyor. Burada daha fazla duramayacağım. Çok pis kokuyor. | Snatch-1 | 2000 | |
| My fights finish prompt so we can get out before the authorities find out. | My fights finish prompt so we can get out before the authorities find out. Benim dövüşlerim çabuk biter,yani otoriteler bir şey anlamadan tüyeriz. Yetkililer öğrenmeden çıkalım diye benim maçlarım çabuk biter. Benim dovuslerim cabuk biter, boylece yetkililer yerimizi bulamadan cikip gitmis oluruz. Dövüşlerimin çabuk bitmesini isterim, böylece otoriteler anlamadan tüyeriz. Dövüşlerimin çabuk bitmesini isterim, böylece otoriteler anlamadan tüyeriz. Dövüşlerimin çabuk bitmesini isterim, böylece otoriteler anlamadan tüyeriz. | Snatch-1 | 2000 | |
| Play your cards right and l'll sort you out. | Play your cards right and l'll sort you out. Kartlarını iyi oynarsan, Seni tutarım. Kartını doğru oyna, yardım ederim. Kartlarini dogru oyna, bende sana yardim edeyim. Kartlarını iyi oynarsan, seni tutarım. Kartlarını iyi oynarsan, seni tutarım. Kartlarını iyi oynarsan, seni tutarım. | Snatch-1 | 2000 | |
| You can sort me out by showing me out. | You can sort me out by showing me out. Asıl yardım, kapıyı göstermen. Bana cikis yolunu gostererek yardimci olabilirsin. Bana çıkışı göstererek tutabilirsin. Bana çıkışı göstererek tutabilirsin. Bana çıkışı göstererek tutabilirsin. Asıl yardım, kapıyı göstermen. | Snatch-1 | 2000 | |
| It's hard to make a living in boxing, so now and then... | It's hard to make a living in boxing, so now and then... Bokstan geçinmek zor. O yüzden ara sıra... Bokstan hayatini kazanmak zordur, bu yuzden simdi ve sonra... Bokstan para kazanmak zordur, onun için bazen... Bokstan para kazanmak zordur, onun için bazen... Bokstan para kazanmak zordur, onun için bazen... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...you do something against your principles. | ...yada sen prensiplerine karşı bir şey yap. ... ilkelerine aykırı işler yaparsın. ...prensiplerine ters gelen seyler yaparsin. ...prensiplerinin dışında birşeyler yaparsın. ...prensiplerinin dışında birşeyler yaparsın. ...prensiplerinin dışında birşeyler yaparsın. ... ilkelerine aykırı işler yaparsın. | Snatch-1 | 2000 | |
| Basically, you have to forget you got any. | Aslında, her şeyi unutman gerekir. Daha doğrusu, ilken olduğunu unutmalısın. Kisacasi, prensiplerini unutmalisin. Aslında; prensiplerin olduğunu unutman gerekir. Aslında; prensiplerin olduğunu unutman gerekir. Aslında; prensiplerin olduğunu unutman gerekir. Daha doğrusu, ilken olduğunu unutmalısın. | Snatch-1 | 2000 | |
| Are they Lancashire pigs? | Bunlar Lancashire domuzlarımı? Lancashire domuzu mu? Bunlar Lancashire domuzlari mi? Bunlar Lancashire domuzlarımı? Bunlar Lancashire domuzlarımı? Bunlar Lancashire domuzlarımı? | Snatch-1 | 2000 | |
| Who's talking to you? | Kim konuşuyor seninle? Seninle konuşan kim? Seninle konuşan kim? Seninle konusan kim? Seninle konuşan kim amına koyim? Seninle konuşan kim amına koyim? Seninle konuşan kim amına koyim? | Snatch-1 | 2000 | |
| Oh, yeah, Tommy. Brick Top loves Tommy. | Oh, yeah, Tommy. Tuğla kafa Tommy i sever Oh, evet, Tommy. Tuğla kafa Tommy i sever Evet, Tommy. Tuğla Kafa Tommy'yi çok sever. Oh, evet, Tommy. Tugla kafa Tommy`yi sever. Oh, evet, Tommy. Baş Tuğla Tommy'yi sever. Oh, evet, Tommy. Baş Tuğla Tommy'yi sever. Oh, evet, Tommy. Baş Tuğla Tommy'yi sever. | Snatch-1 | 2000 | |
| Don't let me down. | Beni oyuna getirme. Beni üzme. Beni yuzustu birakma. Beni yüzüstü bırakma. Beni yüzüstü bırakma. Beni yüzüstü bırakma. Beni üzme. | Snatch-1 | 2000 | |
| You don't want to let me down, do you? | Beni oyuna getirmek istemezsin değilmi? Beni oyuna getirmek istemezsin, değilmi? Beni üzmek istemezsin ya? Beni yuzustu birakmak istemezsin, oyle degil mi? Beni yüzüstü bırakmak istemezsin, değil mi? Beni yüzüstü bırakmak istemezsin, değil mi? Beni yüzüstü bırakmak istemezsin, değil mi? Beni üzmek istemezsin ya? | Snatch-1 | 2000 | |
| See you ringside. | Ringte görüşmek üzere. Maç salonunda görüşürüz. Ringde gorusuruz. Ringte görüşürüz. Ringte görüşürüz. Ringte görüşürüz. Maç salonunda görüşürüz. | Snatch-1 | 2000 | |
| Boris, Franky fucking Four Fingers... | Boris, Açık sözlü lanet dört parmaklı (Four Fingers)... Boris, Dört Parmak Franky'de... Boris, lanet olasi `Franky dort parmak`in... Boris, Koduğumun Dört Parmaklısının... Boris, Koduğumun Dört Parmaklısının... Boris, Koduğumun Dört Parmaklısının... Boris, Dört Parmak Franky'de... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...has a diamond the size of a fist. | ...birinci sınıf bir elması var. ...yumruk kadar bir elmas var. ...yumrugum buyuklugunde bir elmasi var. ...yumruk kadar büyük bir elması var. ...yumruk kadar büyük bir elması var. ...yumruk kadar büyük bir elması var. | Snatch-1 | 2000 | |
| l have told you it's in the briefcase connected to his arm. | Sana kouna bağlı bir çantada taşıdığını söyledim. Sana koluna bağlı bir çantada taşıdığını söyledim. Sana koluna bağlı bir çantada olduğunu söyledim. Sana soyledim, koluna kelepceledigi cantanin icinde. Sana koluna bağlı bir çantada taşıdığını söyledim. Sana koluna bağlı bir çantada taşıdığını söyledim. Sana koluna bağlı bir çantada taşıdığını söyledim. Sana koluna bağlı bir çantada olduğunu söyledim. | Snatch-1 | 2000 | |
| l sent him to you to buy a gun. | Sana silah alması için gönderdim. Silah alması için sana gönderdim. Silah için sana yolladım. Onu senden silah almasi icin gonderdim. Silah alması için sana gönderdim. Silah alması için sana gönderdim. Silah alması için sana gönderdim. | Snatch-1 | 2000 | |
| What more do you want me to do, hit him for you? | Daha ne yapmamı istiyorsun, senin için vurayımmı onu? Daha ne yapmamı istiyorsun, senin için vurayım mı onu? Daha ne yapayım? Temizleyeyim mi? Benden daha ne yapmami istiyorsun, onu senin icin vurayim mi? Daha ne yapmamı istiyorsun, senin için vurayım mı onu? Daha ne yapmamı istiyorsun, senin için vurayım mı onu? Daha ne yapmamı istiyorsun, senin için vurayım mı onu? Daha ne yapayım? Temizleyeyim mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| But don't you hit him either. | Ama, sende vurma onu. Ama sen de temizleme. Ama onu sende vurma. Ama, sen de vurma onu. Ama, sen de vurma onu. Ama, sen de vurma onu. | Snatch-1 | 2000 | |
| Americans can't know it was Russian. | Amerikalılar, bir Rus olduğunu bilemezler. Amerikalılar bir Rus'un yaptığını anlayamaz. Amerikalilar bunu yapanin bir rus oldugunu bilemezler. Amerikalılar bir Rus olduğunu bilemezler. Amerikalılar bir Rus olduğunu bilemezler. Amerikalılar bir Rus olduğunu bilemezler. Amerikalılar bir Rus'un yaptığını anlayamaz. | Snatch-1 | 2000 | |
| lt will come back to me. | Benden bilirler. Benim üstüme kalır. Bana geri donecektir. Benden bilirler. Benden bilirler. Benden bilirler. | Snatch-1 | 2000 | |
| You're my brother, so think like it. | Sen benim kardeğimsin, onu seveceksin. Sen benim kardeşimsin, onu seveceksin. Kardeşimsin, ona göre düşün. Sen benim icin kardes gibisin, Boyle dusun. Boris sen benim kardeşimsin, onun için kardeşim gibi düşün. Boris sen benim kardeşimsin, onun için kardeşim gibi düşün. Boris sen benim kardeşimsin, onun için kardeşim gibi düşün. | Snatch-1 | 2000 | |
| Get somebody else to steal that stone! | Onu çalması için başkasını tut! Taşı başkasına çaldır! O tasi calmasi icin bir baskasini bul! Onu çalması için başkasını tut! Onu çalması için başkasını tut! Onu çalması için başkasını tut! Taşı başkasına çaldır! | Snatch-1 | 2000 | |
| l don't want it getting back to me. | İşin bana gelmesini istemiyorum. Benim üstüme kalmamalı. Bana geri donmesini istemiyorum. İşin bana gelmesini istemiyorum. İşin bana gelmesini istemiyorum. İşin bana gelmesini istemiyorum. Benim üstüme kalmamalı. | Snatch-1 | 2000 | |
| And don't have him killed. lt will raise suspicion. | ve onu öldürtmen şüphe uyandırır. Sakın öldürtme. Şüphe uyandırır. Ve onu oldurme. Bu supheleri arttirir. ve onu sakın öldürtme Şüphe uyandırır. ve onu sakın öldürtme Şüphe uyandırır. ve onu sakın öldürtme Şüphe uyandırır. Sakın öldürtme. Şüphe uyandırır. | Snatch-1 | 2000 | |
| So don't use idiots for the job. | Yani bu iş için aptalları kullan. Salak birini bulma. Bu yuzden bu is icin aptallari kullanma. Sakın bu iş için aptalları kullanma. Sakın bu iş için aptalları kullanma. Sakın bu iş için aptalları kullanma. Salak birini bulma. | Snatch-1 | 2000 | |
| He'll stay in London a couple of days before he goes to New York... | New York a gitmeden önce bir kaç gün Londra da kalacak... New York'a gitmeden Londra'da birkaç gün kalacak. New York`a gitmeden once bir kac gun Londra`da kalicak... New York'a gitmeden önce sadece birkaç gün Londra'da kalacak... New York'a gitmeden önce sadece birkaç gün Londra'da kalacak... New York'a gitmeden önce sadece birkaç gün Londra'da kalacak... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...so move quick. Okay? | ...yani çabuk ol, OKAY? ...yani çabuk ol, tamam mı? Acele et. Tamam mı? ...bu yuzden cabuk ol, tamam mi? ...yani çabuk ol, tamam mı? ...yani çabuk ol, tamam mı? ...yani çabuk ol, tamam mı? Acele et. Tamam mı? | Snatch-1 | 2000 | |
| One more thing. | bir şey daha. Birşey daha. Bir sey daha. Birşey daha. Birşey daha. Birşey daha. | Snatch-1 | 2000 | |
| lt might help. | Yardımcı olabilir. İşine yarayabilir. Yararı olabilir. Yarari dokunabilir. İşine yarayabilir. İşine yarayabilir. İşine yarayabilir. Yararı olabilir. | Snatch-1 | 2000 | |
| He loves to gamble. | Kumar oynamayı sever. Kumar oynamayı çok sever. Kumar oynamaya bayılır. Kumari sever. Kumar oynamayı çok sever. Kumar oynamayı çok sever. Kumar oynamayı çok sever. Kumar oynamaya bayılır. | Snatch-1 | 2000 | |
| Eighty six carats? | 56 krat? 86 karat mı? Seksenalti karat mi? 86 krat? 86 krat? 86 krat? 86 karat mı? | Snatch-1 | 2000 | |
| Brilliant cut, beautiful make. | Dahiyane, Çok güzel. Kesimi harika, enfes mal. Harika kesilmis, cok guzel islenmis. Harika kesim, güzel işçilik. Harika kesim, güzel işçilik. Harika kesim, güzel işçilik. | Snatch-1 | 2000 | |
| A beautiful stone. | Çok güzel bir taş. Güzel bir taş. Guzel bir tas. Temiz. Çok güzel bir taş. Temiz. Çok güzel bir taş. Temiz. Çok güzel bir taş. Güzel bir taş. | Snatch-1 | 2000 | |
| You're a good boy, Franky. | Sen iyi bit çocuksun, Franky. İyi çocuksun, Franky. Sen iyi bir cocuksun Franky. Sen iyi bir çocuksun, Franky. Sen iyi bir çocuksun, Franky. Sen iyi bir çocuksun, Franky. İyi çocuksun, Franky. | Snatch-1 | 2000 | |
| And you did a real good job. Now when do you get back? | Ve gerçekten iyi bir iş yaptın. Şimdi, ne zaman geri geliyorsun? Çok iyi iş yaptın. Ne zaman dönüyorsun? Ve gercekten iyi bir is cikardin. Simdi, ne zaman geri donuyorsun? Ve gerçekten iyi bir iş yaptın. Şimdi, ne zaman geri geliyorsun? Ve gerçekten iyi bir iş yaptın. Şimdi, ne zaman geri geliyorsun? Ve gerçekten iyi bir iş yaptın. Şimdi, ne zaman geri geliyorsun? | Snatch-1 | 2000 | |
| l got to move the two grainers here, get a better price. Couple of days. | Burada bir iki parçam var. daha fazla eder. Bir kaç gün. Burada bir iki parçam var.Daha fazla eder. Bir kaç gün. 13 mg'lıkları getirtip iyi bir fiyat almalıyım. Birkaç gün. Surdaki iki parcayi goturup daha iyi bir fiyat almaliyim. Bir kac gun surer. Burada birkaç yere bakıp daha iyi fiyat alacağım. Birkaç gün. Burada birkaç yere bakıp daha iyi fiyat alacağım. Birkaç gün. Burada birkaç yere bakıp daha iyi fiyat alacağım. Birkaç gün. 1 3 mg'lıkları getirtip iyi bir fiyat almalıyım. Birkaç gün. | Snatch-1 | 2000 | |
| Talk to my cousin Dougie. Doug The Head? | Kuzenim Dougie ile konuş Kafa Doug mu? Kuzenim Dougie ile konuş. Kafa Doug mu? Kuzenim Doug'la konuş. Kafa Doug mı? Kuzenim Dougie ile konustun mu? Kafa Doug mu? Kuzenim Dougie ile konuş. Kafa Doug'la mı? Kuzenim Dougie ile konuş. Kafa Doug'la mı? Kuzenim Dougie ile konuş. Kafa Doug'la mı? Kuzenim Doug'la konuş. Kafa Doug mı? | Snatch-1 | 2000 | |
| And Franky.... | Ve Franky.... Franky. Ve Franky.... Ve Franky.... Ve Franky.... Ve Franky.... Franky. | Snatch-1 | 2000 | |
| And what? Stay out of those casinos. | Ve ne? O Casinolardan uzak dur. Ne? Kumarhaneden uzak dur. Ve ne? Gazinolardan uzak dur. Ve ne? Casinolardan uzak dur. Ve ne? Casinolardan uzak dur. Ve ne? Casinolardan uzak dur. | Snatch-1 | 2000 | |
| You did a goodjob, bubbe. | İyi bir iş yaptın, bubbe. İyi iş başardın, lan. Iyi bir is cikardin, bubbe. İyi bir iş becerdin, Bubbe. İyi bir iş becerdin, Bubbe. İyi bir iş becerdin, Bubbe. İyi iş başardın, lan. | Snatch-1 | 2000 | |
| Don't go screwing it up, all right? I hear you, Avi. | İçine etme, Tamammı? Anladım, Avi. İçine etme, Tamam mı? Anladım, Avi. Bunu mahvetme. Seni duydum, Avi. Bunu eline yuzune bulastirma, tamam mi? Seni duydum, Avi. İçine etme, tamam mı? Anladım, Avi. İçine etme, tamam mı? Anladım, Avi. İçine etme, tamam mı? Anladım, Avi. Bunu mahvetme. Seni duydum, Avi. | Snatch-1 | 2000 | |
| l'll see you, Avi. | Görüşürüz, Avi. Gorusuruz, Avi. Görüşürüz, Avi. Görüşürüz, Avi. Görüşürüz, Avi. Görüşürüz, Avi. | Snatch-1 | 2000 | |
| Eighty six carats. | 56 karat. Seksen altı karat. Seksenalti karat. 86 karat. 86 karat. 86 karat. Seksen altı karat. | Snatch-1 | 2000 |