Search
English Turkish Sentence Translations Page 150817
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| But do not judge her too harshly. | Ama onu böyle acımasızca değerlendirmeyin. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| After all, how was she to know they were pot cupcakes? | Neticede, onların topkek olduğunu nasıl bilebilirdi? Neticede, onların top kek olduğunu nasıl bilebilirdi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| And ask yourselves, who amongst you | Ve kendinize bir sorun, aranızdan hangisi... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| might not have done the same? | ...aynı şeyi yapmazdı? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Who are we to judge heartbeats in a young man's heart? | Biz kim oluyoruz ki genç bir adamın kâlbinin içindeki gönül yarasını yargılıyoruz? Biz kim oluyoruz ki genç bir adamın kalbinin içindeki gönül yarasını yargılıyoruz? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Do you want Lightning Strikes Thrice? | Lightning Strikes Thrice ister misin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Do you want Secret Secret Agents? | Secret Secret Agents ister misin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Dude, your roommate is kind of hot. | Dostum, ev arkadaşın seksi. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No! | Olamaz! <b>Hayır!</b> | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, Brevin I | Olamaz! Brevin | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You're beating me. | Beni yeniyorsun. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Damn it I | Kahretsin! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, Brevin, right in there. | Brevin, tam burada. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| But... | Ama Ama... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I thought you had a boyfriend. | Erkek arkadaşının olduğunu sanıyordum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| We're kinda taking a break right now. | Biraz ara verdik. Şu anda biraz ara verdik. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What's that got to do with anything? | Ne farkeder ki? Ne fark eder ki? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm talking about something bigger than our petty yearnings. | Bizim önemsiz arzularımızdan daha büyük şeylerden konuşuyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| So are we doing this or what? | Peki bunu yapıyor muyuz yoksa yapmayacak mıyız? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Come on, man. It's going to be fucking transformative. | Hadi ama, dostum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It sounds great. I just... | Güzel fikir gibi. Benim... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| So, you are sure you want to come to the dentist with me? | Benimle birlikte dişçiye gelmek istediğinden emin misin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Absolutely, man. Absolutely. | Kesinlikle, adamım. Kesinlikle. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Let me just drop you off at a coffee shop or something. | İstersen seni bir kafeye falan bırakayım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No, not necessary, my good man. | Gerçekten hiç gereği yok. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm really looking forward to it. | Dört gözle bekliyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| So last week they worked on my left side. | Geçen hafta sol tarafımı yaptılar. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Today they're gonna finish on my right. | Bugün de sağ tarafımı yapacaklar. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| And I tell you, Jane, they really get in there deep with the scraping. | Ve sana şunu söyleyeyim Jane, kazıyarak gerçekten de derine iniyorlar. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| A deep scraping? | Derine mi iniyolar? Derine mi iniyorlar? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That sounds fucking awesome. | Kulağa harika geliyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Maybe I should get one. | Belki ben de bir tane yaptırmalıyım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I think you need an appointment. | Bence bir randevu alman lazım. Bence bir randevuya ihtiyacın var. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| An appointment. | Randevu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Yep, that's pretty funny I guess. | Bu bayağı komik. Evet, bu bayağı komik. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I don't even know what I'm laughing at. | Daha neye güldüğümü bile bilmiyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| So, how much do you think you'd need? | Ne kadara ihtiyacın olduğunu düşünüyorsun? Peki, ne kadara ihtiyacın olduğunu düşünüyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I don't know. Like five... | Bilmiyorum. Beş gibi... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Yeah, I need to borrow $5. | Evet, 5$ ihtiyacım var. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Well, what then? Like $500? | Peki ne? 500$ mı? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Yeah, that should do it. | Evet, bu işe yarar. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Hey, if you can't, it's no biggie. | Eğer yoksa, gerçekte önemli değil. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No, I can swing that. | Hayır, bunu karşılayabilirim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You're gonna pay me back, right? | Bana geri ödeyeceksin, değil mi? Geri ödeyeceksin, değil mi? Bana geri ödeyeceksin, değil mi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Absolutely. Of course. | Kesinlikle. Evet. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| My wallet's in the glove box. Get it for me? | Cüzdanım torpido gözünde. Bana verir misin? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I may have five C notes right here. | Belki 5 tane 100$'ım vardır. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That would be so fucking great. | Bu çok dehşet güzel olacak. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Nope. I don't have it. | Yokmuş. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| We're gonna have to stop at a machine. | Bankamatiğe uğrayalım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Why do you need 500 dollars again? | 500$ niye ihtiyacın vardı? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I don't think Steve would fuck a skull. | Steve'in kafatası siktiğini sanmıyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Why do you keep it in the glove box? | Niye torpido gözünde saklıyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Your wallet. | Cüzdanını. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It's too thick. It hurts my butt when I'm driving. | Çok kalın. Araba sürerken popomu acıtıyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That makes total sense. | Kesinlikle çok mantıklı. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh I I've been to that housel | O eve daha önce gitmiştim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That one back there! | Şu arkadaki olan. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| An old college professor of mine lives there. | Eski üniversitedeki profesörüm burada yaşıyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| He was a pretty good dude. | Makara adamdı. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What'd he teach? | Ne öğretiyordu? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Marxist studies. | Marksist öğretiyordu. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| He introduced me to some pretty out there concepts. | Bana bayağı güzel fikirler öğretti. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Some pretty radical ideas. | Biraz radikal fikirler. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| So, were you, like, seeing him? | Yani onu görmeyi seviyor muydun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| What do you mean, "seeing him?" | Onu görmekle ne demek istiyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Were you seeing him? | Onu görüyor muydun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Do you mean like dating him? | Onunla çıkmak gibi mi demek istiyorsun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| He was a fucking Marxist, man! | O tam bir Marksist, adamım! | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Marxist? | Marksist mi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Why would you even ask something like that? | Niye böyle bir şey sorma gereği duydun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| There's a space. | Burada boş yer var. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Where? Right there, man! | Nerede? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Come on, dude! We don't want to be late | Hadi dostum! Dişçi randevuna... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| for that dentist appointment of yours! | ...geçmek kalmak istemeyiz. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| U h, right, right. Right. | Sağda, sağda. İşte sağda. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| You comin' or what? | Geliyor musun yoksa ne? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| So are you scared? | Korkuyor musun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| About what, the dentist? | Neyden, dişçiden mi? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| No, I've never really been bothered by going to the dentist. | Yok, dişçiye giderken hiç canımı sıkmıyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It would freak the shit out of me right now if I had to go in there. | Şimdi oraya gidiyor olsaydım, altıma sıçardım. Şimdi oraya giden ben olsaydım, altıma sıçardım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I don't think I could handle it. | Dayanabileceğimi sanmıyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I kind of like it. | Ben hoşlanıyorum. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I mean, it's not like I'm a masochist or anything, it's just, | Mazoşist falan değilim, sadece... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| well, in a way, it makes me feel like, | ...bir şekilde... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| yeah, | ...evet... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| my teeth are being taken care of, you know? | ...evet... ...dişlerime iyi bakıldığını hissetmemi sağlıyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It make me feel... | ...dişlerime iyi bakıldığını hissetmemi sağlıyor. Beni... | Smiley Face-1 | 2007 | |
| prosperous. | Beni... ...başarılı hissettiriyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm sorry, were you talking about something? | ...zengin hissettiriyor. Affedersin, bir şey mi diyordun? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Oh, yeah. Great. | Afedersin, bir şey mi diyordun? Evet, harika. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| It makes you feel prosperous or something. | Evet, harika. Seni zengin falan hissettiriyor. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| I'm bored. | Seni zengin falan hissettiriyor. Sıkıldım. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Ericson? | Sıkıldım. Ericson? | Smiley Face-1 | 2007 | |
| That's me. | Ericson? Benim. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Okay, I guess I will see you in a little bit. | Benim. Az sonra görüşürüz. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Till we meet again | Az sonra görüşürüz. Tekrar görüşünceye dek. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Okay. | Tekrar görüşene kadar. Tamam. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| He's not my boyfriend or anything. | Tamam. Erkek arkadaşım falan değil. | Smiley Face-1 | 2007 | |
| Just a friend. | Erkek arkadaşım falan değil. Sadece bir arkadaş. | Smiley Face-1 | 2007 |