Search
English Turkish Sentence Translations Page 150570
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| lionel never does anything that doesn't benefit him in the end. | Lionel sonunda kendine yararı olmayacak hiçbir şey yapmaz. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| if we want to protect your secret, we might not have a choice. | Eğer sırrını saklamak istiyorsak, başka bir seçeneğimiz olmayabilir. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| lincoln cole. | Lincoln Cole. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| that was the name of the man who did all this. | Bütün bunları yapan adamın adı. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| in a bar around the block. | Bir sokak ötedeki bir barda. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| he was | Senin | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| toasting your demise. | ölümüne kadeh kaldırıyordu. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| didn't care if he was caught, as long as you were dead. | Sen öldüğün sürece yakalanmak umurunda değildi. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| the authorities had to sedate him when he found out you weren't. | Senin ölmediğini öğrendiğinde görevlilerin onu sakinleştirmesi gerekecek. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| powerful men, son. | Güce sahip olan insanlar, | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| we attract the occasional lunatic. | akıl hastalarını kendimize çekiyoruz, evlat. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| it wasn't insanity that drove him to that, dad. it was you. | Ona bunu yapmaya zorlayan delilik değildi baba, sendin. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| we all make mistakes, son. | Hepimiz hata yaparız evlat. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| and yours almost cost martha kent her life. | Ve seninki neredeyse Martha Kent'in hayatına mal oluyordu. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| well, i'm just thankful the elevator safety brake slowed us down enough to survive the fall. | Bizi düşmekten kurtaran asansör acil durum frenlerine minnettarım. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| you should be. | Olmalısında. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| especially since cole disabled them. | Özellikle Cole onları devre dışı bıraktığı zamanlarda. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| that's enough to make a man believe in miracles. | Bir insanın mucizelere inanması için bu yeterli. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| isn't it, son ? | Değil mi evlat? | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| i, uh, don't suppose clark had anything to do with that divine intervention. | Bu son andaki müdahalenin Clark ile bir ilgisinin olduğunu sanmıyorum. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| i heard what you said over the video... | Görüntülerde ne söylediğini duydum.. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| about what a special boy he is. | onun ne kadarda özel bir çocuk olduğu hakkında. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| what'd you mean by that ? | Bundan demek istediğin neydi? | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| i meant that... | Demek istediğim... | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| ...he's the kind of son a father could be proud of. | ...bir babanın gurur duyacağı türden bir evlat. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| one minute he's standing in the same room with me... | Bir an benim yanımda aynı odada duruyor... | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| ...and the next, he's across town. | ...sonra şehrin diğer yakasında. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| you're still obsessing over him after all these years. | Onca geçen yıldan sonra onun hakkında hala saplantıların var. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| clark kent's a simple farm boy. let it go, lex. | Clark Kent sıradan çiftçinin biri. Bırak artık peşini Lex. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| let it go. | Bırak artık peşini. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| i've been expecting you... kal el. | Bende seni bekliyordum... Kal el. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| how long have you known ? | Ne kadar zamandır biliyorsun? | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| from the moment i held in my hand the crystal that helped to form your fortress of solitude. | Seni bu dünyada yalnız bırakan kristali elimde tuttuğumdan beri | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| the one that put you in a coma. | Seni komaya sokan. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| coma ? | Koma mı? | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| i'd like to think of it as a... | Ben onun bir bakıma... | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| a state of... | geçici bir... | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| contemplative repose. | istirahat olduğunu düşünüyorum. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| you've known my secret for almost a year. | Sırrımı neredeyse bir yıldır biliyorsun. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| why haven't you done anything ? | Neden bir şey yapmadın? | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| what ? expose you to the world ? some strange visitor from another planet ? | Ne yapacaktım? Seni dünyaya afişe mi edecektim? Başka gezegenden gelen esrarengiz ziyaretçi diye mi? | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| i've tried to tell you... i am not your enemy. | Sana anlatmaya çalışıyorum... ben senin düşmanın değilim. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| to reveal your secret would | Sırrını açığa çıkarmak | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| change your destiny. | kaderini değiştirir. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| and it would harm someone i care about very deeply. | Ve bu çok değer verdiğim birine zarar verir. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| you had a choice... | Orada seçme hakkın vardı... | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| to kill my mother or to kill yourself. | annemi öldürmek yada kendini öldürmek. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| i could never harm your mother. there was no choice. | Anne asla zarar veremem. Seçme hakkı yoktu. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| unless you knew the gun wasn't loaded. | Tabii silahın boş olduğunu bilmiyorsan. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| you have no reason to believe anything i say. i realize that. | Söylediğim hiçbir şeye inanman için bir sebep yok. Bunun farkındayım | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| but i hope eventually you will come to trust me. | Ama umuyorum eninde sonunda bana güveneceksin. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| i only want what's best for you and your mother... | Benim tek istediğim senin ve annenin iyiliği. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| you don't call me that. | Bana bu şekilde hitap etme. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| jonathan kent was my father. | Benim babam Jonathan Kent'ti | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| no. i'm not trying to take his place. | Hayır. Onun yerini almaya çalışmıyorum. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| you couldn't. | Alamazsında. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| my mother seems to think there may be some good in you, | Annem sende iyi bir taraf olduğunu düşünüyor gibi görünebilir | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| but i'm not so sure. | ama ben bundan o kadarda emin değilim. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| it takes time, clark. maybe you will be. | Zamanla olacaktır Clark. Belki de sende görürsün. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| or maybe you'll just show your true colors. | Belki de gerçek yüzünü gösterirsin. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| secret or no secret, | Sır olsun yada olmasın, | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| you stay away from my mother, | annemden uzak duracaksın, | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| or you'll wish i never saved your life. | yoksa hayatını hiç kurtarmamış olmamı dilersin. | Smallville Mercy-1 | 2006 | |
| Anyone home, sweet home? | Evde kimse yok mu? | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Guess not. | Sanırım yok. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Mrs. K wouldn't approve. | Bayan K. buna izin vermezdi. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Don't tell me Clark's ditched you, too, hmm? | Bana Clark'ın seni de bıraktığını söyleme? | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Smallville isn't the same without Smallville, is it? | Smallville, "Smallville" olmadan eskisi gibi değil. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| So, if he's still on his whirlwind walkabout, | O hala tatildeyse... | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| who's been feeding you, huh? | ...seni besleyen kim? | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Hey, beautiful. | Selam güzelim. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Are you still at the office? | Hala ofiste misin? | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Sitting behind a desk just isn't the same | Senin o güzel kahverengi gözleri bana bakmazken... | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| without those pretty brown eyes of yours... | ...o masada oturmak bana doğru gelmiyor. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Since you didn't want to grab dinner tonight, | Sen akşam yemeği istemediğin için... | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| I spent the time... searching out news. | ...bende gecemi haber kovalamakla geçirdim. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| And you'll never guess what I found. | Ne bulduğumu asla bilemezsin. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| If I do, will you take me off your speed dial? | Eğer bulursam beni hızlı aramandan çıkarır mısın? | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Your favorite freak's been at it again, | Favori ucuben iş başındaydı ve... | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| and this time, the story's mine. | ...bu sefer hikaye benim. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Take it, sticky fingers. | Senin olsun yapışkan parmak. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| There are plenty of headlines to go around. | Dışarıda daha bir çok haber var. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Never thought you'd be willing to share the Blur, Lois. | Görüntü'nün haberini paylaşacağını hiç düşünmezdim Lois. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| We should celebrate... over coffee. | Bunu bir kahve ile kutlamalıyız. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Your place or mine? | Benim mi yoksa senin evinde mi? | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Or neither. | Ya da hiçbirinde. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Besides, I'm not exactly being generous. | Bu arada ben cömert davranmıyordum. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| You know, the Blur catches more bad guys before breakfast | Görüntü bir çok polisin koca günde yakalayamadığını... | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| than most cops do in a day. | ...kahvaltıdan önce yakalıyor. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Hell, that's the problem. He's not a cop. | Problem de bu. O bir polis değil. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| He's a vigilante... with superpowers | Süper güçleri olan yasa dışı biri ve... | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| and a thing for the letter "S." | ... "S" simgeleri bırakıp duruyor. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Well, then, he's done a super job | O zaman Metropolis'i temizleyerek... | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| cleaning up Metropolis. | ...süper bir iş yapıyor. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| Thanks to him, the city can sleep at night. | Şehir onun sayesinde geceleri uyuyabiliyor. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| What if he screws up? | Peki ya işleri batırırsa? | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| How do you hold him accountable? | Onu nasıl sorumlu tutacaksın? | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| No one's even seen his face. | Kimse yüzünü görmedi. | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| John, after everything the Blur's done for the world, | John, Görüntü dünya için bu kadar şey yaptıktan sonra... | Smallville Metallo-1 | 2009 | |
| how can you be such a cynic? | ...nasıl bu kadar kötümser olabiliyorsun? | Smallville Metallo-1 | 2009 |