Search

English Turkish Sentence Translations Page 149497

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
The greatest of these is Iove.	...bunların en önemlisi aşktır.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I didn't know what that meant.	Bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I thought trust was the most important.	Güvenin en önemli şey olduğunu sanıyordum.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I was so stupid.	Çok aptalmışım.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I didn't trust you once...	Sana bir kez güvenmedim...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
And so we drifted apart.	...ve bu yüzden ayrıldık.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I didn't know what Iove was.	Aşk olduğunu bilmiyordum.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
So, I thought trust was more important than Iove.	Bu yüzden güven, aşktan önemli sanıyordum.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
But now I know.	Ama artık biliyorum.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
We don't Iove because of trust, but we trust because we Iove.	Biz güvendiğimiz için âşık olmayız, âşık olduğumuz için güveniriz.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
If we Ioved each other more...	Birbirimizi çok seviyorsak...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
There wouldn't be a problem.	...hiçbir şey dert değil.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Why didn't I realize it then?	Neden bunu fark edemedim?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
The times I spent with you...	Seninle geçirdiğim günler...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Were so precious.	...çok değerliydi.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I realize that, now.	Bunu şimdi anlıyorum.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I can't do it anymore.	Daha fazla yapamam.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I don't have anything to say.	Söyleyecek bir şeyim kalmadı.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Have you ever seen the movie, 'Cyrano'?	'Cyrano' filmini seyrettin mi?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I knoW the story. I saW the play in France.	Hikâyeyi biliyorum. Fransa'da oyunu izlemiştim.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I watched it recently cuz someone recommended it.	Birinin tavsiyesi üzerine izledim.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Most people would sympathize with Cyrano.	Birçok insan Cyrano'ya yakınlık hissediyor.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
But I sympathized with Christian	Ama ben kendimi ondan aşk mektubu yazmasını isteyen...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Who asked him for the Iove Ietters.	...Christian'a yakın hissediyorum.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Why he had to do it.	Neden yaptı?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
As much as Cyrano...	...Christian, Roxanne'ı...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Christian loved Roxanne, too.	...Cyrano kadar sevmiş.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
He must've Ioved her desperately...	Böyle çılgınca bir şey yapmak istediğine göre...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
To ask for something so crazy.	...onu umutsuzca sevmiş olmalı.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Because he Ioved her that much...	Onu çok sevdiği için yapmış olmalı.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Hee joong...	Hee joong...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
This is me talking.	Bunu söyleyen benim.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
This is pure from my heart.	...bunları kalpten söylüyorum.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
No more fancy words. AII I can say is...	Artık süslü sözler yok. Söyleyebileceğim tek şey...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
The sea is a beautiful color, isn't it?	Denizin rengi çok güzel, değil mi?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Now, the big, white clam.	Şimdi, büyük beyaz istiridye.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
That's how you get over a trauma.	Böylece bir tramvayı atlattın.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Now, for the finishing touch!	Şimdi, son darbe.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Seal it With a kiss.	Bir öpücükle mühürle.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Like you practiced.	Provadaki gibi.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Looking good.	Çok yakışmışsınız.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Stay right here, Hee joong.	Burada kal, Hee joong.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Why didn't they tell me in advance?	Neden baştan söylemediler ki?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
How should we do this?	Nasıl yapalım?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
He hits me first, then I punch back?	Bana önce o vursun, ardında ben de ona vururum?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Why hit so hard?	Neden bu kadar sert vurdun?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
You're a hard man to find.	Bulunması zor bir adamsın.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Didn't think I'd follow you all the way here.	Bunca yolu seni bulmaya geldim sanma.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I thought you'd just go to a motel in the country.	Şehir dışında bir otele gittiğini sanmıştım.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
But the sea is nice.	Ama deniz çok güzel.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
What are you doing, Mr. KWON?	Ne yapıyorsunuz, Bay Kwon?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
What? Iike you don't know.	Ne mi? Bilmek ister misin?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
You betray me and act all innocent?	Bana ihanet edip masum ayağına mı yatıyorsun?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I thought we were friends, pal. But I guess you didn't.	Arkadaş olduğumuzu sanmıştım, dostum. Ama değilmişiz galiba.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
You Iose all my money and disappear?	Bütün paramı kaybedip, ortadan kayıp mı olacaktın?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I did it by the book.	Kanunlara uygun davrandım.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
By the book my ass!	Kanunları külahıma anlat sen!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Since when did you play by the book!	Ne zamandan beri kanunlara uygun oynuyorsun?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Just take him away.	Götürün onu.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Get him! Yes.	Yakalayın onu! Tamam.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Run if you can!	Sıkıyorsa kaç!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
That way's the sea, fool!	O taraf deniz, aptal!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Why make us run?	Neden bizi koşturuyorsun?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Should've went that way, huh?	O tarafa gitmeliydin, değil mi?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
You can have me, but Iet her go!	Beni alabilirsiniz, ama onu bırakın!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
How amusing.	Amma komik!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
You Iame fool.	Seni aptal!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
What the hell?	Bu kim ya?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Someone passing by.	Yoldan geçen biri.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Then keep passing by, fool.	O zaman geçip git, geri zekâlı.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
There are two types of people.	İki tip insan vardır.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Those who see something Iike this and just walk past.	Böyle bir şey görünce hızla uzaklaşan...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Or those who stop and make things right.	...ya da durup doğru olanı yapan.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I'm the Iatter.	Ben ikincisiyim.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
The Ladder? Who's that?	İkincisi mi? Kim bu ya?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Sir? Ever heard of him?	Efendim? Duydunuz mu?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
I think I did. He's good.	Duydum sanırım. İyiydi.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Right. I knew it.	Evet, evet. Biliyorum.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Too bad.	Fena değil.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
We're better than you.	Senden daha iyiyiz.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
You're no match.	Dengimiz değilsin.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Take that stupid thing off.	Bu aptalın façasını aşağıya alın.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Stupid bastard.	Aptal herif!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
What the!	Ne?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
What the hell! Get him!	Lanet! Tutun onu!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Hey, Helmet.	Hey, Kasklı!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
You should've kept walking. So much for your rep.	Yürüyüp gitmeliydin. Bu işler boyunu aşar.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Where's Sang yong?	Sang yong nerede?	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
There, sir! Get him!	Orada, efendim! Yakalayın onu!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Sang yong! Wait!	Sang yong! Bekle!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
This is a military zone.	Burası askeri bölgedir.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
We'II take you and your men for assault, blackmailing...	Sizi ve adamlarınızı saldırı, şantaj, izinsiz bölge ihlali...	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
trespassing and other charges to the police.	...ve diğer suçlardan polise teslim edeceğim.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Stop right there!	Orada kalın!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Ow my head.	Başım.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
We came way too far.	Çok uzaktan geldik.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Get in! I will!	Bin! Biniyorum!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
They're shoving me in the car!	Beni arabaya sokuyorlar!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Put out the cigarette. I will!	Sigaranı söndür. Söndüreceğim!	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010
Good work everyone. Great acting.	Herkes iyi çalıştı. Harika oyun.	Si-ra-no; Yeon-ae-jo-jak-do-1	2010