Search
English Turkish Sentence Translations Page 149369
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I need a pair of handcuffs. | Kelepçeye ihtiyacım var. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I know that sounds crazy. | Çılgınca geldiğini biliyorum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Just like that, a whopper of a puzzle piece falls smack in my lap. | İşte bu şekilde bulmacanın büyük bir parçası kucağıma düşüverdi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
but she fires up two cigarettes and hands me one, and I taste her lipstick on it. | ...2 sigara yakıp birini bana verdi ve sigaranın üstünde rujunun tadını aldım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And suddenly, my heart's pounding so loud I can't hear anything else. | Ansızın, kalbim öyle gürültülü atmaya başladı ki başka bir şey duyamaz oldum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Yeah, yeah. This'll do. | Evet. Bu işe yarar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I wasn't never even able to buy a woman. | Daha önce bir kadını satın bile alamazdım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
gloves, cuffs, razor wire, hatchet, | ...eldivenler, kelepçeler, dikenli tel, balta... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
If I'm not back in 20 minutes, you get the hell outta here and don't look back. | Eğer 20 dakika içinde dönmezsem, buradan uzaklaş ve arkana bile bakma. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Kill him for me, Marv. | Onu benim için öldür Marv. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I won't let you down, Goldie. | Ansızın, kalbim öyle gürültülü atmaya başladı ki başka bir şey duyamaz oldum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Damn, he's slick. | Lanet olsun, çok ustaca. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Is that the best you can do, creep? | Yapabileceğinin en iyisi bu mu ucube? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Let me do it, Marv. She was my sister. Let me finish him. | Bırak ben yapayım Marv. O benim kardeşimdi. Ben öldüreyim. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
and I don't want you watching the rest. It'll give you nightmares. | ...kalanını izlemeni istemiyorum. Kabuslarına girebilir. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I gotta admit, there was a spurt or two, | İtiraf etmeliyim ki kan kokusunu yayıp... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
He doesn't scream, not even when the mutt's had its fill | Çığlık atmadı, köpek karnını tıka basa doyurduğunda... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Well, your best bet is drive her all the way up to Sacred Oaks. | En iyisi onu Sacred Oaks'a götürmek. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
What about you? Are you leaving town? | Ya sen? Şehirden ayrılıyor musun? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I owe you one and I'm gonna pay up. | Sana borçluyum ve borcumu ödeyeceğim. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The dog ate the rest. | Sana ne yaparsa yapsın bağırma. Bağıracak. Bütün gece onunla uğraşacağım... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Oh, my God. You monster. | Aman Tanrım. Seni canavar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
He had the voice of an angel, yet he spoke only to me. | Melek gibi bir sesi vardı ve şimdiye kadar sadece benimle konuşmuştu. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And I joined in. | Ben de ona katıldım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
She stayed in public places. | Halka açık yerlerde kaldı. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You were so convenient. | ...yakın zamanda ölmüş olan kargomuzu bu bagajsız arabanın neresine koyacağımızdır. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And now he's dead and you're here to... | Nancy'ye olmuş olabilecek herhangi bir ipucunu bulabileceğim yer burasıdır. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Will that give you satisfaction, my son? | Beni yoket. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
we're going home. | Evimize gidiyoruz. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
the hell I sent him to must seem like heaven after what I've done to him. | ...ona yaptıklarımdan sonra cehennem ona cennet gibi gelecek. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Freeze! Oh, my God! | Onu nasıl buldular? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Everybody knows what's coming, but they go through the motions anyway. | Ne geldiğini herkes biliyor ama yine de gidiyorlar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
What a waste of time. | Zaman kaybı. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
They don't ask me any questions. | Daha sonra pişman ol. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
From then on, it's the circus everybody wants it to be. | O andan itibaren, herkesin istediği şeyler oluverdi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Midnight and my death are only a few hours away, | Gece yarısıydı ve birkaç saat sonra gelecek ölümü bekliyordum ki... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I'm ready for anything but that scent. | Tek ziyaretçim. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The perfect woman. | Kusursuz bir kadın. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
She says her name is Goldie. | Adının Goldie olduğunu söylemişti. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
They fix me a pretty decent steak for my last meal. | Son yemeğimde bana oldukça güzel bir et getirdiler. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Then they shave my head and fix me with a rubber diaper and get to it. | Sonra saçlarımı kestiler, beni plasik bir beze oturttular ve başladılar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You heard the man. Hit it. | Adamı duydun. Yap. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Is that the best you can do, you pansies? | Yapabileceğinizin en iyisi bu mu? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Forget it, man. | Unut gitsin adamım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
There is no way in hell I'm letting you in. | Seni içeri almak gibi bir niyetim yok. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Plenty of lost pay on account of how nobody wants to flirt with a waitress | Dayak yemiş ve morlukları olan bir garsonla... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
at a guy who's generally not so bad, | ...beraber olmakla... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I am impossible to get. | Ben, elde edilmesi imkansız bir kadınım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Get help and get lost. | Kaybol ve git yardım al. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Go ahead and open the door, Shellie. I'll take care of this. | Yapacak mısınız? Bütün gece sizi bekleyemem. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
breathing hard and just as drunk as he is. | Onlar da onun kadar sarhoşlar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Hey, I could swear I heard somebody in there with you just now. | Arkadaşlarım yolda. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I'm no racist. I mean, I got me all five starters, | Ben ırkçı değilim. City Blues'un ilk beşi ve yedek... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You are teasing me, baby. | Beni kızdırıyorsun bebeğim. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Some of my best friends... | En iyi arkadaşlarımdan bazıları... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
All right. All right, all right! | Tamam. Pekala. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
None of these bozos got lives, they gotta hang out with you? | Bunların hiçbiri akıllanmadılar mı ki hala seninle birlikteler? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You got somebody's love stink all over you. | Birinin aşkı üzerine sinmiş. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
That's showing her, man. | Eğer benim gibi gaz odasına sadece bir parmak izi kontrolü kadar yakın olan yeni bir katilseniz... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Then you could've met my boyfriend. | O zaman erkek arkadaşımla tanışabilirsin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
There you go, after my nuts again. | İşte yine tepemi attırdın. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You never should have picked on him like you did. | Onunla bu şekilde konuşmamalıydın. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Answer me! | Bana cevap ver. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I don't need this grief. | Bunlara ihtiyacım yok. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Hi. I'm Shellie's new boyfriend and I'm out of my mind. | Merhaba. Ben Shellie'nın yeni erkek arkadaşıyım ve aklımı kaçırdım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Yeah? You already made a big mistake yourself. | Öyle mi? Sen zaten büyük bir hata yaptın. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And it was only 'cause I felt sorry for him. | Ona acıdığım içindi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
But this guy, he's a menace. | Fakat bu adam tam bir tehlike. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The cop shuts off his siren. | Polisler sirenlerini kapattılar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
But if you cross 'em, you're a corpse. | Eğer sınırları aşarsanız ölürsünüz. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Hey, baby. | Hey bebek. Hey bebek. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Sweetheart. I work the day shift and it's been a long day. | Tatlım. Bütün gün çalıştım ve çok uzun bir gündü. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Get in the car, baby. We'll just talk. It'll be nice. | Arabaya bin bebek. Sadece konuşacağız. Harika olacak. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
there's only so much a man can take. | Her erkeğin bir dayanma sınırı vardır. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Go try the Alamo over on Dillon Street. | Her adamın bir sınırı vardır. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
That's the Alamo, not the Amigo. | Dillon sokağında Alamo'yu dene. Amigo değil yanlız Alamo. Amigo gay barı. Alamo, Amigo değil. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Are you having a good time humiliating me like this for no damn reason at all? | Seni lanet aptal. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
That's far enough, Dwight. We've been on top of these peckerwoods | Bu kadar yeter Dwight. Ardında polisi getirdiğinden beri... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
There's no use arguing with her. | Onunla tartışmanın hiçbir anlamı yok. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Not right now, Gail. | Şimdi olmaz Gail. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
That's your whole problem, Dwight. You worry too much. | Senin sorunun bu Dwight. Çok fazla endişeleniyorsun. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Those clowns down the way they some of the barmaid's boyfriends? | Şu yolun aşağısındakiler onun erkek arkadaşları mı? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
One of them thinks he is. | Birisi öyle olduğunu düşünüyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Us girls are safe as we can be, Lancelot. | Bir tanrıçaya bakıyorum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Deadly little Miho. You're running out of alley, cowboy. | Ölümcül küçük Miho. Buradan gidiyorsunuz kovboy. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You're a sassy little thing. | Sen küçük bir yaramazsın. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You ain't hardly in any kind of position to be making threats. | Beni tehdit edemezsin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And they won't. | Ve mideme yine o soğuk şey oluyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You couldn't handle a woman, the state you're in. | Bu halde bir kadını elde edemezsin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You wanna see what I got? | Görmek ister misin? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
This is a career ending wound, whore. | Bu hayatını kaydıran bir yara olacak fahişe. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Don't anyone laugh. I got friends you can't imagine. | Bu komik değil. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
She makes a Pez dispenser out of him. | Onu kapaklı bir çöp kutusu haline getiriyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
and going through their pockets, divvying up cash when they find it. | ...ceplerini karıştırdılar ve buldukları bütün arpayı aldılar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
that I'm not too proud to stuff into my own pockets. | Ve cebime koymaktan fazla gurur duymadığım 300 dolar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Then I find an atom bomb. | Asla. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
She said "cop. " | "Polis" demiş. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Iron Jack, the papers call him. | Belgesinde Demir Jack yazıyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
That keeps the girls free to keep the pimps and the mob out. | Polisler dışarıda kalacaklardı. Böylelikle kızlar çete ve pezevenklerle başedebileceklerdi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
It'll be war. | Savaş çıkacak. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |