Search
English Turkish Sentence Translations Page 148664
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| �ð� Alright. | Pekala. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���ǿ�ʼ There we go. | Hadi bakalım. Tamam gidelim. | Shelter-4 | 2007 | |
| �����������Ѳ������ �쿴��� This is gonna be a sweet walking bridge.Oh look at that. | Burası güzel bir köprü olacak. Şuna bak. Bir kaç köprü hiç de fena olmaz ha, Oh şuna bir bak. | Shelter-4 | 2007 | |
| Sean��Cody�ܺϵ��� Shaun's great with Cody. | Shaun Cody'yle gayet iyi idare ediyor. Shaun Cody'yle ne kadar da mutlu. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��������Һܱ�Ǹ Listen, I'm sorry about the other day. | Dinle, geçen gün için üzgünüm. Dinle, gecen gün için üzgünüm. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����ɵ�� It was stupid. | Aptalcaydı. Aptalca davrandım. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���������� Zach Just make up your mind, Zach. | Kararını ver, Zach. Sadece kendine dürüst davran, Zach. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��Ҫ���������һ�� �ͱ����������� If you don't want to be together just don't pull that shit on me | Eğer benimle olmak istemiyorsan, beni uğraştırıp durma. Eğer devam etmek istemiyorsan, bunun suçunu bana yüklemeye çalışma. | Shelter-4 | 2007 | |
| �� Ok. | Tamam. | Shelter-4 | 2007 | |
| �����������Ҫ�� �ҿ��Լ����ҵ����� If it's what you want then I'm gonna move on. | Eğer istediğin buysa ben yoluma devam ederim. Ne istediğini söyle yeter, ben de ona göre hareket edeyim. | Shelter-4 | 2007 | |
| �� Alright. | Peki. Pekala. | Shelter-4 | 2007 | |
| �㶮�ҵ���˼�ɣ� You know what that means, right? | Bu ne demek biliyorsun, değil mi? Bunun ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi? | Shelter-4 | 2007 | |
| �ǵ� Tori �Ҷ�����˼ Yeah, Tori. I know what that means. | Evet, Tori. Ne demek biliyorum. Evet, Tori. Ne anlama geldiğini biliyorum. | Shelter-4 | 2007 | |
| �����˰� Just go, ok? | Sadece git, tamam mı? | Shelter-4 | 2007 | |
| �ٸ���5���� Five more minutes. | Beş dakika daha. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� Cody ���ǻؼ� No, Cody. Let's go. | Hadi, Cody. Gidiyoruz. Hayır, Cody. Gidelim. | Shelter-4 | 2007 | |
| Sean�ð�� Shaun rocks! | Shaun süper! Shaun zıplayacak! | Shelter-4 | 2007 | |
| �ҿ������ɳ���� Can I jump on the sand castle? | Kumdan kalenin üzerine atlayabilir miyim? Ben de kalelerin üzerinde zıplayabilir miyim? | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� ���ǵûؼ��� No, we gotta go. Come on. | Hayır, gitmemiz gerek. Hadi! Hayır, gitmemiz gerekiyor. Hadi. | Shelter-4 | 2007 | |
| ������ˮҲ�������û ����������Լ������� The tide's gonna get it anyway. You might as well let him have at it. | Dalgalar zaten kaleyi yıkacak. Bırak da o yıksın. Bu işin zevki burada. En azından bunu yapmasına izin ver dostum. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� Go ahead. | Hadi yık. Tamam yap hadi. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� �ɵú� Alright man, great job! | Tamamdır dostum, iyi işti! Sağol adamım, güzel işti! | Shelter-4 | 2007 | |
| �� С�һ� Come on, little man. | Hadi ufaklık. Hadi, küçük adam. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ټ� Sayonara. | Sayonara. | Shelter-4 | 2007 | |
| �� �������̸̸������� Hey, I just wanted to talk to you about the other night. | Sadece geçen gece hakkında konuşmak istedim. Hey, ben sadece gecen akşam hakkında konuşmak istiyordum. | Shelter-4 | 2007 | |
| ʲô�£� What? | Ne? | Shelter-4 | 2007 | |
| �Ҿ���������츳 I think you're really talented. | Bence gerçekten yeteneklisin. Senin çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. | Shelter-4 | 2007 | |
| �㲻����ô���� �������ʲô And I don't think you should throw it away.I think you should do something with it. | Bence bunu boşa harcamamalısın. Bence bunu bir şekilde kullanmalısın. Hadi, küçük adam. Bence bu yeteneğini boşa harcama, bu konuda bir şeyler yapmalısın. | Shelter-4 | 2007 | |
| ������ Is that it? | Bitti mi? Hepsi bu mu? | Shelter-4 | 2007 | |
| �ǵ� Yeah. | Evet. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� I'm late. | Geç kaldım. Geciktim. | Shelter-4 | 2007 | |
| Tori ���ҵ绰 Tor, I'll call... | Tori, seni ararım. Tor, seni ararım... | Shelter-4 | 2007 | |
| ���Ϻ� Good morning. | Günaydın. | Shelter-4 | 2007 | |
| �����ˣ� What time is it? | Saat kaç? | Shelter-4 | 2007 | |
| ��ô��Ҫ������ Why?You got somewhere to go? | Niye soruyorsun? Bir yere mi gideceksin? Neden? Bir yere mi gidecektin? | Shelter-4 | 2007 | |
| �� �ҵ����� Yeah. Yeah I gotta go. | Evet. Gitmem gerek. Evet. Hemen çıkmalıyım. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ȵ� Wait. | Bekle. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����˵ ��������� Listen, I gotta go. | Dinle, gitmem gerek. Dinle, çıkmam gerek. | Shelter-4 | 2007 | |
| ˵�ú���������Ƶ� Like you care. | Sanki umurunda da. Sen bakıyordun. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����˵ʲô? What are you talking about? | Neden bahsediyorsun sen? Sen neden bahsediyorsun? | Shelter-4 | 2007 | |
| ������ȥ�Ķ��� �Ҳ�������ͨ�绰 Where were you last night?I called you like 3 times. | Dün gece neredeydin? Seni üç kez aradım. Dün gece neredeydin? Seni tam üç kez aradım. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����Ҫ��ʲô�� Did you need something? | Bir şey mi ihtiyacın vardı? Neden, bir şey mi lazım oldu? | Shelter-4 | 2007 | |
| �ǵ� ����Ҫ֪�����Ƿ���������� Yeah. I need to know you're there. | Evet. Nerede olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı. Evet, nerede olduğunuzu bilmek istedim. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ҵ�Ȼ�ڵ� ֻҪ��ΪCody I'm always there.For Cody. | Cody için hep buradayım ben. Buradaydım. Cody ile. | Shelter-4 | 2007 | |
| ������Ͳ��� You weren't last night. | Ama dün gece yoktun. Sen bakıyordun. Gece burada değildin. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����Ҫʲô Jeanne? What do you need, Jeanne? | Ne lazım, Jeanne? Ne istiyorsun, Jeanne? | Shelter-4 | 2007 | |
| ��ʵ�� �����ĩAllen��ȥ������ Actually, Allen is going up to Portland this weekend. | Allen bu hafta sonu Portland'a gidiyor. Aslında, Allen bu hafta sonu Portland'a gidiyor. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���������һ��ȥ�DZ߿��� He's gonna make a bid for a job.He said he'd take me. | Bir iş için teklif sunacak. Beni de götüreceğini söyledi. Yeni bir iş kuruyor. Beni de götürmek istiyor. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���뿪������������Ǻܴ���� It would do me so much good to get out of here. | Buradan uzaklaşmak bana çok iyi gelecek. Buralardan uzaklaşmak benim için de çok iyi olurdu. | Shelter-4 | 2007 | |
| Allen?Allen? �ǵ� Yeah. | Allen mı? Evet. Allen la mı? Evet. | Shelter-4 | 2007 | |
| Allen��?Allen? �ź� Uh huh. | Allen? Allen? Uh huh. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���ܲ�����ĩ�����տ�Cody ���� Can you watch Cody this weekend? Please... | Bu hafta sonu Cody'ye bakar mısın? Lütfen... Bu hafta sonu Cody'e bakar mısın? Lütfen... | Shelter-4 | 2007 | |
| �����ĩ���Ѿ����Ÿ��Լ��� I was hoping to have the weekend to myself. | Aslında bu hafta sonunu kendime ayırmayı planlıyordum. Bu hafta sonunu kendime ayrılmayı planlıyordum. | Shelter-4 | 2007 | |
| Ϊʲô? Why? | Niye? Neden? | Shelter-4 | 2007 | |
| ���ڸ�˭�ϴ��� Who are you fucking? | Kimi becereceksin? Kiminle yatıyorsun sen? | Shelter-4 | 2007 | |
| ʲô ����˵ʲô! What? What are you talking about? | Ne? Neden bahsediyorsun? Ne? Sen neyden bahsediyorsun? | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� �ҿ��������Ŵ�������������� Come on, I saw you gazing out the window. | Hadi ama, gözünün dışarıda olduğunun farkındayım. Hadi yapma, seni pencereden gördüm. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��֪������Tori ��˭�� I know it's not Tori.Who is it? | Tori olmadığını biliyorum. Kim? Tori olmadığını biliyorum. Kimdi o? | Shelter-4 | 2007 | |
| û�ˣ� Nobody? | Hiç kimse mi? Hiç kimse? | Shelter-4 | 2007 | |
| ������п��� Well I guess you're free then. | O zaman hafta sonu boşsun. Kiminle yatıyorsun sen? Pekala, öyle olsun, bundan sonra özgürsün ha? | Shelter-4 | 2007 | |
| Zach ������Ψһ��ָ������ Come on, Zach. You're all I've got. | Hadi ama, Zach. Bir tek sen varsın. Hadi, Zach. Sen sahip olduğum her şeysin. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��֪�� I know. | Biliyorum. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ǵ� ���� Yeah... | Evet. Evet... | Shelter-4 | 2007 | |
| �����ڸ�� What are you doing? | Ne yapıyorsun? | Shelter-4 | 2007 | |
| �ҵ��¾�ȥ�ϰ� Going to work. | İşe gidiyorum. | Shelter-4 | 2007 | |
| ������������� ����ţ�� Come on over tonight. I'll cook steaks. | Bu akşam bana gel. Pirzola pişireceğim. Bu akşam bana geliyorsun. Biftek pişireceğim. | Shelter-4 | 2007 | |
| �� ���� Uh... I can't. | Gelemem. Uh... gelemem. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� �һ��������� Come on. I'll make margaritas. | Hadi ama. Margarita da yapacağım. Hadi böyle yapma, Margarita da hazırlarım. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���Ե�Ŷ Strong ones. | Sert olanlardan... En sertlerinden. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����˭�� Who is that? | Kim o? O kim? | Shelter-4 | 2007 | |
| û˭ No one. | Hiç kimse. Kimse. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��� Hold on. | Bekle. Ayrılma. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��������п��˶� So you can do it, right? | Kabul ediyorsun, değil mi? Yani, anlaştık, değil mi? | Shelter-4 | 2007 | |
| �ҵø�Allen�� I gotta tell Allen. | Allen'a haber vermem gerek. Allen'a söyleyeceğim. | Shelter-4 | 2007 | |
| Sean ��ȥ���� Shaun, I can't. | Shaun, gelemem. | Shelter-4 | 2007 | |
| Ϊʲô? Why? | Neden? Neden ama? | Shelter-4 | 2007 | |
| �㲻���⣿ You don't care? | Gelmesi sorun olmaz mı? Uğraşmak istemezsin. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��Ȼ�� �Ǻ��Ӻܰ� No! That kid's great. | Hayır. O çocuk harika. Yooo, çocukları severim. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��˵����Ȥ���� He says some funny shit. | Komik şeyler söyleyip duruyor. Komik cümleler kurarlar. | Shelter-4 | 2007 | |
| Լ��������ܺ���� Look, I'm turning the grill on at 8. | 20:00'de ızgarayı yakacağım. Bak, saat 8 de ızgara hazır olacak. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ð� Ok. | Tamam. | Shelter-4 | 2007 | |
| �� ��� Come on, dude. | Hadi, dostum. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��Ҫ��� ��Ҫ��� I like these!I like these! | Bunları sevdim! Bunları sevdim! Bunu istiyorum! Bunu istiyorum! | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� �㲻��Ҫ�Ǹ� Nah, you don't want those. | Hayır, onlardan istemezsin. Nah, bunları istemezsin. | Shelter-4 | 2007 | |
| �Ҿ�����ô���� I think you should get these. | Bence şunlardan almalısın. Sanırım bunları alsak daha iyi. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���������Ŷ But these are way cooler. | Ama bunlar daha havalı. Ama bunlar cidden çok havalı. | Shelter-4 | 2007 | |
| ������ Alright, let's go. | Peki, hadi gidelim. Pekala, hadi gidelim. | Shelter-4 | 2007 | |
| �� �˾˼ҵ�Сħ�� �����? Hey! Ankle biter! What's up man, how are ya? | Hey! Ufaklık! Naber dostum, nasıl gidiyor? Merhaba! Ankle biter! N’aber adamım, nasılsın? | Shelter-4 | 2007 | |
| ��...������? Are you hungry? | Aç mısın? Acıktın mı? | Shelter-4 | 2007 | |
| ������ Starving! | Açlıktan ölüyorum! Hem de çok! | Shelter-4 | 2007 | |
| �����˰� ������ʲô? Starving? What would you like for dinner? | Açlıktan ölüyorsun, ha? Akşam yemeğine ne istersin? Demek çok açsın? Akşam yemeğinde ne istersin, bakalım? | Shelter-4 | 2007 | |
| �� �������ʲô�Ϳ��� He'll eat whatever. | O her şeyi yer. Ne olursa yer o. | Shelter-4 | 2007 | |
| �Һ���û���� �Dz���? I don't think I was asking him, was I? | Ona sormadım, değil mi? Sanmıyorum, zaten sana sormadım, değil mi? | Shelter-4 | 2007 | |
| �� No. ����Ҳ�� No, I don't think so. | Hayır. Hayır, bence de ona sormadım. Hayır. Hayır, hiç sanmıyorum. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���������� ���ʲô�� Cold ones are in the fridge. | Soğuk içecekler buzdolabında. Soğuk içecekler dolapta. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���ʲô��What are you drinking? ��� �һ�����ƿ�ھƹ��� Red. Larry had this sick bottle in the cellar. | Ne içiyorsun? Kırmızı şarap. Mahzende Larry'nin eski bir şarabı vardı. Ne içiyorsun? Kırmızı. Larry'nin mahzeninde hep bir tane bulunur. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���Գ��� I'll try that. | Ben de ondan içebilirim. Getireyim. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ܺ� Alright, cool. | Pekala, güzel. Tamam, harika. | Shelter-4 | 2007 | |
| �� ��� ����˵ �����Щʲô�� Alright, buddy. Lay it on me.What you gonna have for dinner tonight? | Pekala dostum. Şu işi halledelim. Bu akşam ne yemek istiyorsun? Pekala, buddy. Söyle bakalım. Bu akşam yemeğinde ne istiyorsun? | Shelter-4 | 2007 | |
| ������� Mac and Cheese | Peynirli makarna. Macburger ve peynir | Shelter-4 | 2007 |