Search
English Turkish Sentence Translations Page 148660
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Five more minutes! | Beş dakika daha! | Shelter-1 | 2007 | |
| Jesus, Cody. Shut the fuck up you... | Tanrı aşkına, Cody. Kapat o çeneni... Tanrım, Cody. Kapa kahrolası çeneni... | Shelter-1 | 2007 | |
| Dont you ever talk to him like that! | Sakın onunla böyle konuşayım deme! Onunla o şekilde konuşamazsın! | Shelter-1 | 2007 | |
| Zach! Allen! | Zach! Allen! | Shelter-1 | 2007 | |
| Take a walk baby, please? For me. Please... | Biraz dolan, bebeğim. Lütfen. Benim için, lütfen. Bir yürüşe çıkar mısın, lütfen ? Benim için... | Shelter-1 | 2007 | |
| Easy, easy. Zach, what the fuck! | Sakin ol, sakin ol. Zach, ne halt ediyorsun? Sakin ol, sakin ol. Zach, Bu ne demek! | Shelter-1 | 2007 | |
| Jesus Christ. | Tanrı aşkına! Yüce Tanrım. | Shelter-1 | 2007 | |
| I'm gonna go inside and check on him. | Ben içeri gidip Cody'ye bakacağım. Ben içeri giriyorum, Cody'e bakayım. | Shelter-1 | 2007 | |
| Shaun is really great, Jeanne. | Shaun harika biri, Jeanne. Shaun gerçekten mükemmel biri, Jeanne. | Shelter-1 | 2007 | |
| He really cares about Cody... and me. | Cody'yi ve beni gerçekten önemsiyor. Cody'e ve bana gerçekten değer veriyor... | Shelter-1 | 2007 | |
| If he can't be with you, this is the next best thing. | Eğer Cody senin yanında olamayacaksa, en iyi seçenek bu. Yanında götüremeyeceğine göre, bizimle birlikte olması en güzeli. | Shelter-1 | 2007 | |
| I'm gonna make it work. | İşe yaraması için elinden geleni yapacağım. Bunun devam etmesini sağlayacağım. | Shelter-1 | 2007 | |
| Jeanne, take a look around. | Jeanne, etrafına bir bak. Jeanne, çevrene bir bak. | Shelter-1 | 2007 | |
| Every kid should be so lucky. | Her çocuk bu kadar şanslı olamaz. Her çocuk bu kadar şanslı değil. | Shelter-1 | 2007 | |
| What else could you possibly want for him? | Onun için başka ne isteyebilirsin ki? Onun için başka ne isteyebilirim ki? | Shelter-1 | 2007 | |
| I got into CalArts. | CalArts'a kabul edildim. CalArts'ı kazandım. | Shelter-1 | 2007 | |
| Were you gonna tell me? | Bildiğini ne zaman söyleyecektin? Bana söyleyecek miydin? | Shelter-1 | 2007 | |
| They told me that you turned it down last time. | Geçen sene bursu geri çevirdiğini söylediler. Son başvurudan vazgeçtiğini söylediler. | Shelter-1 | 2007 | |
| I'm not going to again. | Tekrar aynı hatayı yapmayacağım. Tekrar vazgeçmeyeceğim | Shelter-1 | 2007 | |
| No, you shouldn't. | Hayır, yapmamalısın da. Hayır, vazgeçmemelisin. | Shelter-1 | 2007 | |
| He'll be fine with us... | Bizim yanımızda iyi olacak. Bizimle beraber mutlu olacak... | Shelter-1 | 2007 | |
| Or stay, it's your choice. | Kabul etmiyorsan kal. Tercih senin. Ve ya burada kal, senin seçimin. | Shelter-1 | 2007 | |
| Zach, if this thing with Allen doesn't work out... | Zach, eğer Allen'la olan iş yürümezse... Zach, bir şekilde Allen ile işler yolunda gitmeyecek olursa... | Shelter-1 | 2007 | |
| It's best that he's here with you. | ...senin yanında olması onun için en iyisi olur. Burada seninle kalması daha iyi olacak. | Shelter-1 | 2007 | |
| He's in good hands I promise. | O emin ellerde, söz veriyorum. | Shelter-1 | 2007 | |
| Yeah. | Tamam. Pekala. | Shelter-1 | 2007 | |
| Uh, yeah Hey, I'm losing you. | Buradayım. Hey, sesin gidiyor. Uh, evet Hey, seni kaybediyorum. | Shelter-2 | 2007 | |
| Yeah, I'm here. Can you hear me? Hello? | Buradayım. Beni duyuyor musun? Alo? Evet, buradayım. Beni duyor musun? Hey orada mısın? | Shelter-2 | 2007 | |
| I did embellish a little bit, it is fiction. You changed a couple of names? | Biraz üzerinde oynadım. Sonuçta bu bir kurgu. İsimleri mi değiştirdin? Sanırım biraz abartmışım, bir kurguydu sadece. Bazı isimleri değiştirdin mi? | Shelter-2 | 2007 | |
| Cods? Cody? | Cody? | Shelter-4 | 2007 | |
| үү��˯�� Papi's sleeping. | Büyükbaba uyuyor. Baba uyuyor. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ҿ��ó��� I can tell. | Görebiliyorum. Söyleyebilirsin. | Shelter-4 | 2007 | |
| ������Щ��ô��Don't play with these, ok? �õ�Ok. | Bunlarla oynama, tamam mı? Tamam. Bunlarla oynama, tamam mı? Ok. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��Щ����үү�Ե� These are for grandpa. | Bunlar büyükbabanın. Bunlar büyükbaba için. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��! Ok! | Tamam! | Shelter-4 | 2007 | |
| �� ���� Dad, wake up. | Baba, Uyan. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� Wake up. | Uyan. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ú��� Take these. | İlaçlarını iç. Şunları al. | Shelter-4 | 2007 | |
| �������ȥ��������� Did you do your stretches today, dad? | Bugün egzersizlerini yaptın mı, baba? Bugünkü egzersizlerini yaptın mı, baba? | Shelter-4 | 2007 | |
| �� CodyHey, Cody. �� ����Hey, Mom. | Selam, Cody. Selam, anne. Merhaba, Cody. Merhaba, anne. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����������� ���� How you doing, kiddo? | Nasıl gidiyor, ufaklık? | Shelter-4 | 2007 | |
| �а��������� Did you get the cigarettes? | Sigara aldın mı? Sigaraları getirdin mi? | Shelter-4 | 2007 | |
| �� Zach Hey, Zach. | Hey, Zach... Hey, Zach. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ҵô��� Ȼ��Ҫ����Gabe����ǰȥ���� I've got a shift and then I was gonna go see Gabe before he leaves town. | Çalışmam lazım. Sonra da kasabadan ayrılmadan önce Gabe'i görmeye gideceğim. Çalışıyorum ve sonrada, Gabe'i görmeliyim. Kasabadan ayrılıyor. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ҵ��Ͱְֻؼ� Allen��绰����˵������ But I gotta take dad home and Allen called and I'm supposed to meet up with him later. | Babamı eve bırakmam gerek. Allen aradı, sonra da onunla buluşmam gerekiyor. Cody ile kalacaktım ama Allen aradı, onunla daha geç buluşacağımızı düşünüyordum.. | Shelter-4 | 2007 | |
| �ܲ��ܰ�������ְְɡ� I could leave him with dad... | Babamla da bırakabilirim. Cody'i babamla bırakamam... | Shelter-4 | 2007 | |
| Cody ����ȥ���� Cody. let's go for a ride. | Cody. Hadi bir tur atalım. Cody. Gel dolaşalım. | Shelter-4 | 2007 | |
| лл Thank you. | Teşekkür ederim. | Shelter-4 | 2007 | |
| û���� ȥ�ѳ������� Sure, go get her started. | Elbette, git çalıştır bakalım. elbette, hadi git çalıştır bakalım. | Shelter-4 | 2007 | |
| Cody Cody! | Cody! | Shelter-4 | 2007 | |
| 5������ Table 5! | Masa 5! | Shelter-4 | 2007 | |
| �Ҹ��㽲�� �ҽ��첻���������� I told you. I can't close up today. | Sana söyledim. Bugün burayı ben kapatamam. Sana söyledim. Bugün mesai yapamam. | Shelter-4 | 2007 | |
| El��û�� Derell's not here yet. | Derell daha gelmedi. Derell henüz gelmedi. | Shelter-4 | 2007 | |
| �����ɻ� ���� You're stuck, kid. | Burada mahsur kaldın, çocuk. Şaşırdın mı, çocuk. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���Dz� �ϼ��� ���ǻ��� This is a diner, Picasso.Not the Louvre. | Burası bir restoran, Picasso. Louvre Müzesi değil. Bu bir akşam yemeği, Picasso. Çatı süsü değil. | Shelter-4 | 2007 | |
| ������ ���˶��ڵ� Come on! People are waiting. | Hadi ama! İnsanlar seni bekliyor. Hadi! insanlar bekliyor. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���������� �ҵ����� Finally, man!I've gotta go. | Sonunda dostum! Gitmem gerek. Bitirdim adamamım! Gitmem gerekiyor. | Shelter-4 | 2007 | |
| Cody ������ Cody, let's jet. | Cody, hadi fırla! Cody, hadi uçalım. | Shelter-4 | 2007 | |
| Gabe Yo, Gabe! | Hey, Gabe! | Shelter-4 | 2007 | |
| �ٺ� GabeС�� Hey hey, the Gabester! | Hey, hey, Gabester! Selam, Gabester! | Shelter-4 | 2007 | |
| �㲻������һ·�������߰� You're learning to skate I see. | Gördüğüm kadarıyla kaymayı öğreniyorsun. Bakıyorum da kaymayı öğreniyorsun. | Shelter-4 | 2007 | |
| Cody���ڳ��� ������ I've got Cody in the car so let's go. | Cody arabada... Hadi gidelim. Cody'i de aldım,arabada, hadi gidelim. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����ô��?I'm taking you to the lot, right? �ǰ�Yeah, cool. | Grubun yanına bırakıyorum seni, değil mi? Bana uyar. Beraber takılıyoruz, değil mi? Evet , harika. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����ǰ��������·쭳� Hey you should come up to S.B. | Santa Barbara'ya sen de gelmelisin. Hey sende S.B. ye gelmelisin bence. | Shelter-4 | 2007 | |
| �������ѵ����ٸ����� Wouldn't hurt to get some pussy you didn't get in high school. | Lisede görmediğin birkaç farklı kızla takılmanın zararı olmaz. Henüz bir okula başlamadan, gelip buradaki kızların da tadına bakmalısın ! | Shelter-4 | 2007 | |
| ���Tori������ �ɣ� You and Tori broke it off, right? | Tori'yle ayrıldınız, değil mi? Sen ve Tori ayrıldınız, değil mi? | Shelter-4 | 2007 | |
| ʲô��"���ǰ�" "Sort of"... | Sayılır, ha... "Sanırım"... | Shelter-4 | 2007 | |
| ��� ���� Dude... he's five. | Dostum, çocuk daha beş yaşında. Ahbap... daha beş yaşında. | Shelter-4 | 2007 | |
| û ��û˯�� No I'm not! | Hayır, uyumuyorum. Hayır, uyumuyorum! | Shelter-4 | 2007 | |
| ���Ǹ�С��ͷ You are a sly one. | Tam bir numaracısın. Sen ve Tori ayrıldınız, değil mi? Seni küçük tilki. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��ϲ��װ˯ Yeah he likes to pretend he's sleeping. | Uyuyormuş numarası yapmayı seviyor. Evet ya, uyuyor numarası yapıyor çakal. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����ܴ� Go figure. | Anlaması zor. Oynamaya devam et. | Shelter-4 | 2007 | |
| �Ǹ�����Allen���� That smells like Allen's cigarette. | Allen'in sigaraları gibi kokuyor. Allen'nın sigarası gibi kokuyor. | Shelter-4 | 2007 | |
| ˭��Allen�� How's Allen? | Allen da kim? Allen kim? | Shelter-4 | 2007 | |
| �����ڵ� Of the week... | Bu haftaki erkek arkadaşı... Hafta sonu... | Shelter-4 | 2007 | |
| ��������Ƕ������Լ����� You can crash at our house until you get your own place. | Kendi evine çıkana kadar bizim evde takılabilirsin. Kendi yerine yerleşene kadar bende kalırsın. | Shelter-4 | 2007 | |
| �����ٶ���ͬһ���� At least get the fuck out of San Pedro. | En azından San Pedro'dan çekip gitmiş olursun. En azından San Pedro'dan iyidir. | Shelter-4 | 2007 | |
| �Ҳ���Ϊѧ�����������п��� I don't think the whole student thing is gonna happen right now. | Bu sıralar bu öğrencilik muhabbetlerinin gerçekleşebileceğini pek sanmıyorum. Hiçbir öğrenci kendi seçtiği okula gitmiyor, dostum. | Shelter-4 | 2007 | |
| û�� ��Ϊ�㻹������ʲô����ѧԺ�� Why? Because you didn't get into that Art Institute place? | Neden? Sırf şu Sanat Akademisi denilen yere giremedin diye mi? Neden? Art Institute place'e giremedikleri için mi? | Shelter-4 | 2007 | |
| ȥ�����ط�������ѧԺ���� Go somewhere else"Art Institute place"... | Başka bir yere git. 'Sanat Akademisi denilen yer' mi? Farklı bir yer dene "Art Institute place"... | Shelter-4 | 2007 | |
| �������� ���Թ��� Whatever, it's alright. | Her neyse. Sorun değil. Her neyse,sorun değil. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��ѧ�����ҵ���Ʊ That scholarship was my ticket... | Şu burs benim çıkış biletimdi. Bu burs benim biletimdi ... | Shelter-4 | 2007 | |
| ��ϧ���Ǿܵ����� Well you are the king of scholarships. | Bursların kralı sensin. Bursların en kralı sensin, dostum. | Shelter-4 | 2007 | |
| �Ƕ�ÿ�춼��"����ʿ" On the shore bus every day. | Her gün sahil otobüsüyle gelirsin. Sahil otobüsleriyle mi geleceksin? | Shelter-4 | 2007 | |
| ��ѡ��רҵ���� You ever declare a major? | Ana dalını seçtin mi? Bir bölüm belirledin mi? | Shelter-4 | 2007 | |
| Larry˵�Ҹ�ȥ��ͨѶ��ý Larry said I should go for Communications. | Larry'ye göre İletişim okumalıymışım. Larry iletişim kurmam gerektiğini söyledi. | Shelter-4 | 2007 | |
| ͨѶ��ý ʲô��˼�� "Communications"What does that mean? | İletişim mi? O da ne demek? "İletişim" Ne demek bu şimdi? | Shelter-4 | 2007 | |
| ��˼�����ұ��������� ��� ��ֻ��Ҫ��פ�����µ�ij����˾ It means I'm set, dude. Larry's gonna set me up with something at his firm. | Yerim hazır demek, dostum. Larry bana şirketinde bir iş ayarlayacak. Şu demek, dostum. Larry beni kendi çiftliğinde bir yerlere yerleştirecek. | Shelter-4 | 2007 | |
| ��ȥ�䵱���ʲô�����µ�һ���� So I can go back and get some more.partying out of my system. | Okula gidip biraz takılıp eğleneceğim. Yani geri dönemem ve fazlasını isteyemem. Sistem böyle işliyor. | Shelter-4 | 2007 | |
| ͷ������ ����������ʼ���ֽ��� Move back here, buy a couple suits.Start making some real cash. | Sonra da buraya dönüp, birkaç takım elbise alıp para kazanmaya başlamayacağım. Geri taşın, yeni takımlar al. Para kazanmaya başla. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����� ��Ҳ���Թ��������� You could have the same life if you wanted. | İstersen senin de buna benzer bir hayatın olabilir. İsteseydin sende bu hayatı yaşayabilirdin. | Shelter-4 | 2007 | |
| ����Alright man. ��� ������������ ����һ���� Ok?Alright dude. Come up and hang out soon ok? | Pekala, dostum. Bir ara gel de takılalım, tamam mı? Haklısın adamım. Üniversite ye başla,vakit öldürme tamam mı? | Shelter-4 | 2007 | |
| ֪���� �Ұ��㶩��̻�Ʊ ��ֻҪ���������� Look, I'll get you a plane ticketOr just get in the car and drive. | İstersen sana uçak bileti de alırım. Ya da atla arabana, bas gel. Bak, sana bir uçak bileti ayarlayacağım ya da atla bi arabaya gel. | Shelter-4 | 2007 | |
| ˵���ˣ� Cool? ��Ok. | Anlaştık mı? Peki. Tamam? Tamam. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� ��� ˵���㻰 ������ Code man. Keep it real, play boy. | Görüşürüz, dostum. Kendine iyi bak, sıkı çocuk. Code man, dikkatli ol playboy | Shelter-4 | 2007 | |
| �㱣֤?Promise? �ұ�֤Yeah. | Söz mü? Tamam. Söz mü? Evet. | Shelter-4 | 2007 | |
| ���� ��ȥ�� Ok, ok, go... | Pekala, koş, koş... Tamam, tamam, git... | Shelter-4 | 2007 | |
| ��Ҫ���� Ҫ����... Gotta pee, gotta pee... | İşemem lazım, işemem lazım. Çişim geldi, çişim geldi... | Shelter-4 | 2007 | |
| Hey. | Selam. Selam. Hey. Hey. | Shelter-4 | 2007 | |
| �� ����Ϊ��Ҫ����� �Ҹ�ȥ������� No, I thought you were staying.I went shopping. | Evde kalacağını sanıyordum. Alışveriş yaptım. Kalacağını sanıyordum. Alışverişe gittim. | Shelter-4 | 2007 |