• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 148656

English Turkish Film Name Film Year Details
Who are you fucking? Kimi becereceksin? Kiminle yatıyorsun sen? Shelter-1 2007 info-icon
What? What are you talking about? Ne? Neden bahsediyorsun? Ne? Sen neyden bahsediyorsun? Shelter-1 2007 info-icon
Come on, I saw you gazing out the window. Hadi ama, gözünün dışarıda olduğunun farkındayım. Hadi yapma, seni pencereden gördüm. Shelter-1 2007 info-icon
I know it's not Tori. Who is it? Tori olmadığını biliyorum. Kim? Tori olmadığını biliyorum. Kimdi o? Shelter-1 2007 info-icon
Nobody? Hiç kimse mi? Hiç kimse? Shelter-1 2007 info-icon
Well I guess you're free then. O zaman hafta sonu boşsun. Kiminle yatıyorsun sen? Pekala, öyle olsun, bundan sonra özgürsün ha? Shelter-1 2007 info-icon
Come on, Zach. You're all I've got. Hadi ama, Zach. Bir tek sen varsın. Hadi, Zach. Sen sahip olduğum her şeysin. Shelter-1 2007 info-icon
Hey. Everything cool? Selam. Her şey yolunda mı? Merhaba. Her şey yolunda mı? Shelter-1 2007 info-icon
Going to work. İşe gidiyorum. Shelter-1 2007 info-icon
Come on over tonight. I'll cook steaks. Bu akşam bana gel. Pirzola pişireceğim. Bu akşam bana geliyorsun. Biftek pişireceğim. Shelter-1 2007 info-icon
Uh... I can't. Gelemem. Uh... gelemem. Shelter-1 2007 info-icon
Come on. I'll make margaritas. Hadi ama. Margarita da yapacağım. Hadi böyle yapma, Margarita da hazırlarım. Shelter-1 2007 info-icon
Strong ones. Sert olanlardan... En sertlerinden. Shelter-1 2007 info-icon
Who is that? Kim o? O kim? Shelter-1 2007 info-icon
No one. Hiç kimse. Kimse. Shelter-1 2007 info-icon
Hold on. Bekle. Ayrılma. Shelter-1 2007 info-icon
So you can do it, right? Kabul ediyorsun, değil mi? Yani, anlaştık, değil mi? Shelter-1 2007 info-icon
I gotta tell Allen. Allen'a haber vermem gerek. Allen'a söyleyeceğim. Shelter-1 2007 info-icon
Cool, thanks. Harika, teşekkürler. Harika, teşekkür ederim. Shelter-1 2007 info-icon
Shaun, I can't. Shaun, gelemem. Shelter-1 2007 info-icon
Why? Neden? Neden ama? Shelter-1 2007 info-icon
Jeanne's leaving for the weekend and I gotta watch Cody. Jeanne hafta sonu için şehir dışına çıkıyor ve benim de Cody'ye bakmam gerek. Jeanne haftasonu yok. Cody'ye bakmam gerekiyor. Shelter-1 2007 info-icon
So bring him. Onu da getir. Tamam, onu da getir. Shelter-1 2007 info-icon
Why not? Neden olmasın? Neden ama? Shelter-1 2007 info-icon
You don't care? Gelmesi sorun olmaz mı? Uğraşmak istemezsin. Shelter-1 2007 info-icon
No! That kid's great. Hayır. O çocuk harika. Yooo, çocukları severim. Shelter-1 2007 info-icon
He says some funny shit. Komik şeyler söyleyip duruyor. Komik cümleler kurarlar. Shelter-1 2007 info-icon
Look, I'm turning the grill on at 8. 20:00'de ızgarayı yakacağım. Bak, saat 8 de ızgara hazır olacak. Shelter-1 2007 info-icon
Come on, dude. Hadi, dostum. Shelter-1 2007 info-icon
I like these! I like these! Bunları sevdim! Bunları sevdim! Bunu istiyorum! Bunu istiyorum! Shelter-1 2007 info-icon
Nah, you don't want those. Hayır, onlardan istemezsin. Nah, bunları istemezsin. Shelter-1 2007 info-icon
I think you should get these. Bence şunlardan almalısın. Sanırım bunları alsak daha iyi. Shelter-1 2007 info-icon
But I want real shoes. Ben ayakkabı istiyorum. Ama ben gerçek ayakkabılar istiyorum. Shelter-1 2007 info-icon
But these are way cooler. Ama bunlar daha havalı. Ama bunlar cidden çok havalı. Shelter-1 2007 info-icon
Alright, let's go. Peki, hadi gidelim. Pekala, hadi gidelim. Shelter-1 2007 info-icon
Hey! Ankle biter! What's up man, how are ya? Hey! Ufaklık! Naber dostum, nasıl gidiyor? Merhaba! Ankle biter! N’aber adamım, nasılsın? Shelter-1 2007 info-icon
Starving! Açlıktan ölüyorum! Hem de çok! Shelter-1 2007 info-icon
Starving? What would you like for dinner? Açlıktan ölüyorsun, ha? Akşam yemeğine ne istersin? Demek çok açsın? Akşam yemeğinde ne istersin, bakalım? Shelter-1 2007 info-icon
He'll eat whatever. O her şeyi yer. Ne olursa yer o. Shelter-1 2007 info-icon
I don't think I was asking him, was I? Ona sormadım, değil mi? Sanmıyorum, zaten sana sormadım, değil mi? Shelter-1 2007 info-icon
No. No, I don't think so. Hayır. Hayır, bence de ona sormadım. Hayır. Hayır, hiç sanmıyorum. Shelter-1 2007 info-icon
Cold ones are in the fridge. Soğuk içecekler buzdolabında. Soğuk içecekler dolapta. Shelter-1 2007 info-icon
What are you drinking? Red. Larry had this sick bottle in the cellar. Ne içiyorsun? Kırmızı şarap. Mahzende Larry'nin eski bir şarabı vardı. Ne içiyorsun? Kırmızı. Larry'nin mahzeninde hep bir tane bulunur. Shelter-1 2007 info-icon
I'll try that. Ben de ondan içebilirim. Getireyim. Shelter-1 2007 info-icon
Alright, cool. Pekala, güzel. Tamam, harika. Shelter-1 2007 info-icon
Alright, buddy. Lay it on me. What you gonna have for dinner tonight? Pekala dostum. Şu işi halledelim. Bu akşam ne yemek istiyorsun? Pekala, buddy. Söyle bakalım. Bu akşam yemeğinde ne istiyorsun? Shelter-1 2007 info-icon
Mac and Cheese Peynirli makarna. Macburger ve peynir Shelter-1 2007 info-icon
Hot dogs. Sosisli sandviç. Kızarmış sosis. Shelter-1 2007 info-icon
Hot dogs? Sosisli sandviç mi? Getireyim. Kızarmış sosis mi? Shelter-1 2007 info-icon
Pancakes with... Krep... Pancakes ile birlikte... Shelter-1 2007 info-icon
Chocolate chips. Damla çikolatalı... Çikolata ve cips. Shelter-1 2007 info-icon
Chocolate chips? Ok! Damla çikolatalı mı? Peki. Çikolata ve cips mi? Tamam! Shelter-1 2007 info-icon
and no vegetables. Ama sebze yok. Ve hiç sebze. Shelter-1 2007 info-icon
No vegetables? Are you sure? Sebze yok mu? Emin misin? Shelter-1 2007 info-icon
Sure, sure? Gerçekten emin misin? Tam olarak eminsin. Shelter-1 2007 info-icon
Ok. Alright, buddy. Peki dostum. Tamam. Anlaştık dostum. Shelter-1 2007 info-icon
I want you to do me a favor... Şimdi bana bir iyilik yapmanı istiyorum. Bana bir iyilik yapmanı istiyorum... Shelter-1 2007 info-icon
Go look out at the ocean. Gidip okyanusu izle. Okyanusa bir bakmaya git. Shelter-1 2007 info-icon
Beautiful waves coming in right now. Şu anda güzel dalgalar vurmaya başlamıştır. Müthiş dalgalar kıyıya çarpıyor. Shelter-1 2007 info-icon
I'm gonna make your dinner. Somehow. Ben de bir şekilde senin yemeğini hazırlayacağım. Ben de senin yemeğini hazırlayacağım. Shelter-1 2007 info-icon
Are we still in California? Yeah, buddy. Hala California'da mıyız? Evet, dostum. Hala California'da mıyız? Evet, dostum Shelter-1 2007 info-icon
I don't think we have that stuff in the house. İstediği şeyleri evde yapabileceğimizi sanmıyorum. Yanılmıyorsam evde yardımcı personelimiz yok. Shelter-1 2007 info-icon
Seriously, dude. Don't worry about it. Ciddiyim, dostum. Bunu fazla takma. Ciddi misin, ahbap. Bunun için endişelenme. Shelter-1 2007 info-icon
No, I want to. Hayır, almak istiyorum. Yoo, ben yapmak istiyorum... Shelter-1 2007 info-icon
Little kids are supposed to be spoiled. Küçük çocukların şımartılması gerek. Çocuklar kaynamış olanını severler. Shelter-1 2007 info-icon
Besides, I'll be back in five minutes, ok? Ayrıca beş dakikada dönerim, tamam mı? Beş dakika içinde geri dönerim, tamam mı? Shelter-1 2007 info-icon
I'm gonna go check on him. Ben gidip onu kontrol edeyim. Pekala, bende onu bir kontrol edeyim. Shelter-1 2007 info-icon
Where did Jeanne say she was going? Jeanne nereye gitti demiştin? Jeanne nereye gideceğini söyledi mi? Shelter-1 2007 info-icon
She's going to Oregon. Oregon'a gidiyor. Shelter-1 2007 info-icon
She thinks there's some job up there worth checking out. Orada göz atılması gereken bir iş olduğunu düşünüyor. Orada bazı iş bağlantıları kurmaya çalışacakmış. Shelter-1 2007 info-icon
I admire what you're doing for Cody. Cody için yaptığın şeyi takdir ediyorum. Cody için yaptıklarına hayranlık duyuyorum. Shelter-1 2007 info-icon
You don't have to. Yapmak zorunda değilsin. Bence sende duymalısın. Shelter-1 2007 info-icon
Yeah. I do. Hayır, zorundayım. Evet. Duyuyorum. Shelter-1 2007 info-icon
It's a choice, Zach. Yaptığın şey bir seçim, Zach. Bu bir seçim. Zach. Shelter-1 2007 info-icon
It's family. Bu aile olmakla ilgili... Bir aile. Shelter-1 2007 info-icon
I'm the only one left. Aileden bir tek ben kaldım. Geriye kalan bir tek benim. Shelter-1 2007 info-icon
You get that from your mom. Bu huyunu annenden almışsın. Annenden geriye kalan. Shelter-1 2007 info-icon
Yeah, I know. Lucky me. Evet, biliyorum. Şanslı ben... Evet, biliyorum. Şanslı ben. Shelter-1 2007 info-icon
I need to go check... Önce Cody'yi kontrol... Kontrol etmeye gidec... Shelter-1 2007 info-icon
He's fine. He's asleep. Gayet iyi. Uyuyor. O gayet iyi, derin uykuda. Shelter-1 2007 info-icon
He's ok. Just come here. O iyi. Buraya gel. Hadi, gel buraya. Shelter-1 2007 info-icon
You sure you guys don't wanna stay? Kalmak istemediğinizden emin misin? Burada kalmak istemediğinizden emin misiniz? Shelter-1 2007 info-icon
He doesn't like waking up in strange places. Yabancı bir yerde uyanmayı pek sevmez. Cody, farklı bir mekanda uyanmaktan hoşlanmaz. Shelter-1 2007 info-icon
Gets enough of that when I'm not around. Ben etrafta yokken bu tarz şeyler yeterince yaşıyor zaten. Ben yanında yokken, kendine dikkat ediyorsun, Shelter-1 2007 info-icon
Take this. Şunu al. Bunu al. Shelter-1 2007 info-icon
CalArts application. CalArts başvurusu. CalArts için başvuru. Shelter-1 2007 info-icon
Shaun, I'm not going down this road again. Shaun, tekrar aynı şeyi yaşamayacağım. Shaun, tekrar aynı yollardan geçmek istemiyorum. Shelter-1 2007 info-icon
Take it. Al şunu. Al bunu. Shelter-1 2007 info-icon
Thanks for tonight. Bu gece için teşekkürler. Gece için teşekkür ediyorum. Shelter-1 2007 info-icon
So you gonna head back up to L.A. soon? Los Angeles'a dönüşün yakın mı? Pekala L.A. ye ne zaman dönüyorsun? Shelter-1 2007 info-icon
I'm pretty happy here. Burada keyfim yerinde. Burada olmaktan mutluyum. Shelter-1 2007 info-icon
Hey... why don't you come with me? Neden benimle gelmiyorsun? Hey... neden benimle gelmiyorsun? Shelter-1 2007 info-icon
Yeah, right. Tabii, hemen. Tabii, ne demezsin. Shelter-1 2007 info-icon
I'm serious. Ben ciddiyim. Çok ciddiyim. Shelter-1 2007 info-icon
You could come with me. I live right near CalArts. Benimle gelebilirsin. CalArts'ın çok yakınında yaşıyorum. Benimle gelebilirsin. Ben de CalArts yakınlarında ev tutarım. Shelter-1 2007 info-icon
Shut up! Kapat çeneni! Kapa çeneni! Shelter-1 2007 info-icon
Hey, learn to take a compliment. İltifat kabul etmeyi öğren. Hey, biraz iltifat etmeyi öğrensen. Shelter-1 2007 info-icon
So glad you're here. Burada olmandan çok memnunum. Burada olmak müthiş bir duygu. Shelter-1 2007 info-icon
Yo, bro. What do you know! Hey, ağabey. Bil bakalım kim geldi? Heyy, ufaklık. Buralarda mısın? Shelter-1 2007 info-icon
Come on, come on! Hadi, hadi! Hadi, çabuk ol! Shelter-1 2007 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 148651
  • 148652
  • 148653
  • 148654
  • 148655
  • 148656
  • 148657
  • 148658
  • 148659
  • 148660
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact