Search
English Turkish Sentence Translations Page 148658
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I'm the only one who hasn't run off on you. | Çünkü seni terk etmeyen tek kişi benim. Ve seni yalnız bırakmayan bir tek ben varım. | Shelter-1 | 2007 | |
| But go ahead, judge me. | Durma, yargıla beni. Devam et, yargıla beni. | Shelter-1 | 2007 | |
| I don't care. You know? You're right. | Umurumda bile değil. Haklısın. Umurumda değil. Biliyor musun, haklısın. | Shelter-1 | 2007 | |
| Yeah, guys have left me. | Erkekler beni terk ediyor. Evet, erkekler beni her zaman terk etti. | Shelter-1 | 2007 | |
| But, Zach, now you are just a Summer fuck, ok? | Ama Zach şu anda sen de sadece bir Yaz eğlencesisin, anladın mı? Ama, Zach, şu an erkeklerle düzüşen sensin, tamam mı? | Shelter-1 | 2007 | |
| You've reduced yourself to a little piece of ass | Kendini bir pislik gibi alçalttın. Kendini ibne konumuna sokuyorsun. | Shelter-1 | 2007 | |
| so, bravo! You are doing really well for yourself. | Tebrikler! Kendin için harika bir yol çiziyorsun! Kahretsin! Kendine ne yaptığının farkında mısın sen? | Shelter-1 | 2007 | |
| Do you think that is a good upbringing for him? | Bu durumun ona kötü örnek olacağını bilmiyor musun? Onunla birlikte olmanın iyi olacağını mı düşünüyorsun? | Shelter-1 | 2007 | |
| Yes. Do you? | Evet. Gay misin? Evet. Emin misin? | Shelter-1 | 2007 | |
| No, I don't know. | Hayır. Bilmiyorum. Hayır, bilmiyorum. | Shelter-1 | 2007 | |
| Well... if it is do you think you'd have to hide it from me, from Gabe, from Tori? | Eğer öyleysen bunu benden, Gabe'den, Tori'den neden saklamak zorunda olasın ki? Tamam, peki... Bu saçmalığı benden saklayabileceğini nasıl düşünürsün, Gabe'den yada Tori'den? | Shelter-1 | 2007 | |
| I don't know! I don't fucking know, ok? | Bilmiyorum! Kahretsin, bilmiyorum. Bilmiyorum! Kahretsin, bilmiyorum, tamam mı? | Shelter-1 | 2007 | |
| I just want what's best for Cody. | Sadece Cody için en iyisini istiyorum. Ben sadece Cody için en iyi olanı istiyorum. | Shelter-1 | 2007 | |
| Well so do I! | Ben de öyle. Güzel, ben de öyle! | Shelter-1 | 2007 | |
| Oh God. | Tanrım. Oh tanrım. | Shelter-1 | 2007 | |
| I just don't know if this is really what I want. | İstediğimin gerçekten bu olup olmadığını bilmiyorum. Gerçekten ne istediğimi, anlamam gerekiyor. | Shelter-1 | 2007 | |
| Seems like what you want. | İstediğin buymuş gibi görünüyor. Peki ne istiyorsun. | Shelter-1 | 2007 | |
| I just don't know if this is what I want. | İstediğimin bu olup olmadığını bilmiyorum. Sadece bilmiyorum, düşünmemeliyim. | Shelter-1 | 2007 | |
| For good. | Yani sonsuza kadar... En iyi olanı. | Shelter-1 | 2007 | |
| What's that supposed to mean? | Bu ne demek oluyor? Ne demem gerekiyor? | Shelter-1 | 2007 | |
| It's not as easy for me as it is for you. | Benim için sende olduğu kadar kolay değil. Bu durum benim için hiç de kolay değil. | Shelter-1 | 2007 | |
| You know, this is all totally new to me. | Tüm bu şeyler benim için çok yeni. Biliyorsun, tüm bunlar benim için çok yeni. | Shelter-1 | 2007 | |
| We'll get through the Gabe thing... | Gabe konusunun üstesinden geleceğiz. Gabe'in bizim için ne düşüneceği... | Shelter-1 | 2007 | |
| No it's not that, Shaun. | Hayır, konu bu değil Shaun. Hayır, konu o değil, Shaun. | Shelter-1 | 2007 | |
| You just don't get it, ok? | Anlamıyorsun. Her istediğini alamazsın, tamam mı? | Shelter-1 | 2007 | |
| I can't just take whatever I want. My life is not like that. | Ben istediğim her şeyi öylece yapamam. Öyle bir hayatım yok. Her istediğini sana sağlayamam. Benim hayatım böyle değil. | Shelter-1 | 2007 | |
| You'll never get what you want unless you take it. | Çekip almadığın sürece istediğin şeye asla sahip olamazsın. Almadığın sürece, zaten istediğin hiçbir şeye sahip olamazsın. | Shelter-1 | 2007 | |
| Take it... | Al gitsin, öyle mi? Almak... | Shelter-1 | 2007 | |
| You and Gabe have always been able to point and take. No questions asked. | Gabe'le ikiniz her zaman istediğin her şeyi elde ettiniz. Kimseye hesap vermediniz. Sen ve Gabe her zaman istediğinize sahip oldunuz. Hiç "hayır" denmedi size. | Shelter-1 | 2007 | |
| You don't realize it's not like that for other people. It's fucking ignorant. | Başkaları için böyle olmadığının farkında değilsin. Bilmiyorsun. Diğer insanlar için böyle olmadığını anlayamıyorsunuz. Bu çok aptalca. | Shelter-1 | 2007 | |
| Oh and you and Jeanne just blame everyone else because you can't do anything for yourselves? | Jeanne'yle ikiniz de kendiniz için bir şey yapmıyorsunuz... Sen ve Jeanne hep başkalarını suçluyorsunuz, Çünkü kendiniz için yapabileceğiniz başka bir şey yok. | Shelter-1 | 2007 | |
| What do you call that? | Buna ne diyeceksin? Bunu nasıl söylersin? | Shelter-1 | 2007 | |
| Look... fuck! | Bak... kahretsin! | Shelter-1 | 2007 | |
| Why are you doing this? | Bunu neden yapıyorsun? Bunu bize neden yapıyorsun? | Shelter-1 | 2007 | |
| Don't go all emotional and faggy on me, ok? | Şu duygusal ibne numaralarını benim üstümde deneme, tamam mı? Kahrolası duygusal ibneler gibi davranma, tamam mı? | Shelter-1 | 2007 | |
| I'm sick of being your childhood wet dream, Shaun. | Senin çocukluk fantezilerinden biri olmaktan sıkıldım, Shaun! Ben senin ıslak gece rüyalarından biri değilim, Shaun. | Shelter-1 | 2007 | |
| Find another fucking fantasy! | Git kendine başka bir fantezi bul! Git ve kendine başka bir fantezi bul! | Shelter-1 | 2007 | |
| You know what? You're a fucking coward! | Ne var biliyor musun? Korkak herifin tekisin! Biliyor musun? Sen ödleğin tekisin! | Shelter-1 | 2007 | |
| You're a fucking coward. | Korkak herifin tekisin! Kahrolası bir ödleksin. | Shelter-1 | 2007 | |
| I'm done. | Bitti. Bitirdim. | Shelter-1 | 2007 | |
| Get out! | Çık dışarı! Dışarı çık! | Shelter-1 | 2007 | |
| What's up, bro? | Naber dostum? N’aber, kardeş? | Shelter-1 | 2007 | |
| Good, brother. | İyidir. İyidir, birader. | Shelter-1 | 2007 | |
| I'm so hungover... | Çok fena akşamdan kalmayım. Felaket açım... | Shelter-1 | 2007 | |
| Kitchen's closed. Do you want a coffee? | Mutfak kapandı. Kahve ister misin? Mutfak kapalı. Kahve ister misin? | Shelter-1 | 2007 | |
| So what's up? | Eee, ne var ne yok? | Shelter-1 | 2007 | |
| I'm taking off later today. Never saw you leave last night. | Bugün dönüyorum. Dün gece gittiğini görmedim. Bugünden sonra ayrılıyorum. Dün gece ayrılırken seni görmedim. | Shelter-1 | 2007 | |
| So... So? | Eee... Eee? Yani... Yani... | Shelter-1 | 2007 | |
| Why didn't you tell me? | Neden bana söylemedin? Neden bana anlatmadın? | Shelter-1 | 2007 | |
| Tell you what? | Neyi söylemedim? Neyi anlatmadım? | Shelter-1 | 2007 | |
| I don't care... at all. | Kesinlikle umurumda değil. Umursamıyorum... hiçbir şeyi. | Shelter-1 | 2007 | |
| Have you always known? | Başından beri biliyor muydun? Her zaman biliyor muydun? | Shelter-1 | 2007 | |
| Seriously, dude. | Gerçekten anlamıyorum, dostum. Ben ciddiyim, ahbap. | Shelter-1 | 2007 | |
| The fact that it's my brother is totally weird. | İşin aslı ağabeyim bayağı garipleşti. Kardeşim çoğu zaman anlaşılmaz biridir. | Shelter-1 | 2007 | |
| No, like... | Hayır, demek istediğim... Hayır, yani... | Shelter-1 | 2007 | |
| really really fucking weird. | ...gerçekten bayağı garipleşti. Gerçekten anlaması güç biri. | Shelter-1 | 2007 | |
| Alright, I got it. I'm sorry. | Tamam, anladım. Özür dilerim. Pekala, anladım. üzgünüm. | Shelter-1 | 2007 | |
| Don't be sorry. | Dileme. Üzülme. | Shelter-1 | 2007 | |
| So are you going with other guys? | Başka erkeklerle de çıkacak mısın? Pekala, başka çocuklarla da takılıyor musun? | Shelter-1 | 2007 | |
| I heard they give better head. They give better head, don't they? | Gaylerin iyi sakso çektiklerini duymuştum. Gerçekten saksoda iyiler mi? Güzel seviştiklerini duydum, daha mı iyi sevişiyorlar? | Shelter-1 | 2007 | |
| Dude, stop! | Dostum, kes şunu! Yeter, kes artık! | Shelter-1 | 2007 | |
| Do they swallow? Gabe! | İyi emiyorlar mı? Gabe! Sevişiyor musun? Gabe! | Shelter-1 | 2007 | |
| Do you think he's hot? | Sence Shaun çekici mi? Ne dersin, yakışıklı değil mi? | Shelter-1 | 2007 | |
| Shut the fuck up, dude! | Kapat çeneni, dostum! Kapa çeneni, ahbap! | Shelter-1 | 2007 | |
| So, where'd you go last night? I slept in my car. | Peki dün gece neredeydin? Arabamda uyudum. Tamam, gece neredeydin? Arabamda uyudum. | Shelter-1 | 2007 | |
| Why didn't you just crash at mine? | Neden gelip evde kalmadın? Neden benim evde sabahlamadın? | Shelter-1 | 2007 | |
| This doesn't have to change things. | Olanlar aramızdakiler değiştirmez. Değişen bir şey olmazdı. | Shelter-1 | 2007 | |
| Doesn't change things? You're right, Gabe. | Değiştirmez mi? Haklısın, Gabe. Değişen bir şey mi? Haklısın, Gabe. | Shelter-1 | 2007 | |
| I used to be the guy you came and talked to, remember? | Eskiden bir şey olunca gelip konuştuğun kişi ben olurdum, unuttun mu? Eskiden gelirdim ve saatlerce konuşurduk, hatırlıyor musun? | Shelter-1 | 2007 | |
| Before Shaun. | Shaun'dan önce... Shaun'dan önce. | Shelter-1 | 2007 | |
| This isn't exactly easy on me. | Bu durum benim için de kolay değil. Bu durum benim için hiç kolay değil. | Shelter-1 | 2007 | |
| This isn't easy on you, right? | Doğru, senin için de kolay değil. Senin için kolay değil, öyle mi? | Shelter-1 | 2007 | |
| You know what? It's over anyway. So just leave it, dude. | Neyse, sonuçta nasılsa bitti. Uzatmayalım, dostum. Biliyor musun? Her şey bitti. Sadece git, dostum. | Shelter-1 | 2007 | |
| I've gotta clean up and you've gotta leave. | Benim etrafı temizlemem, senin de gitmek lazım. Çalışmam gerekiyor ve sen de beni rahat bırakıyorsun. | Shelter-1 | 2007 | |
| Hey, we're still bros, alright? | Hala arkadaşız, değil mi? Hey, biz hala dostuz, tamam mı? | Shelter-1 | 2007 | |
| I mean it. | Ciddiyim. Biliyorsun... | Shelter-1 | 2007 | |
| Can I please just come in and crash? | Biraz burada takılabilir miyim? Lütfen, içeri girmeme izin verir misin? | Shelter-1 | 2007 | |
| Have you seen my portfolio? I can't find it anywhere. | Çalışma dosyamı gördün mü? Hiçbir yerde bulamıyorum. Başvuru belgemi gördün mü? Hiçbir yerde bulamıyorum. | Shelter-1 | 2007 | |
| The portfolio I was putting together for CalArts. | CalArts için hazırladığım çalışma dosyasıydı. CalArts için hazırlayıp buraya bırakmıştım. | Shelter-1 | 2007 | |
| No, I haven't seen it. | Hayır, görmedim. Hayır, hiç görmedim. | Shelter-1 | 2007 | |
| What's today? I think the 30th. | Bugün ayın kaçı? Sanırım 30'u. Bugün ne? Sanırım ayın 30’u. | Shelter-1 | 2007 | |
| Zachy, what are you doing? They turned you down. | Zach, ne yapıyorsun? Seni zaten geri çevirdiler. Zachy, ne yapıyorsun? Seni zaten kabul etmediler. | Shelter-1 | 2007 | |
| Why do you wanna put yourself through that again? | Neden kendini aynı şeyin içine bir daha sokuyorsun? Neden tekrar kendine bunu yapıyorsun? | Shelter-1 | 2007 | |
| I just thought I'd give it another shot, you know? | Sadece bir kez daha denemek istiyorum, tamam mı? Sadece bir kez daha denemek istedim, biliyorsun. | Shelter-1 | 2007 | |
| Well don't bother. That place is full of rich kid painters and they're all gonna end up working at art stores anyway. | Zahmet etme. Orası zengin ressam çocuklarla dolu... Aptalca olma tamam mı, Orası zengin çocuklarıyla dolu, ve hepsi de sonunda kendi sanat galerilerinde çalışacaklar. | Shelter-1 | 2007 | |
| Yeah, maybe. | Belki öyle. Evet, belki. | Shelter-1 | 2007 | |
| They're hiring at the Ocenette. Do you want me to put in a good word? | Ocenette'te işçi alımı var. Senin için referans vermemi ister misin? Galeriler Ocenette'te kiralanıyor. Daha anlatmamı ister misin? | Shelter-1 | 2007 | |
| It's a good job. | İyi bir iş... Bu güzel bir iş. | Shelter-1 | 2007 | |
| We could use the money. | Biraz para işimize yarardı. Para toplayabiliriz. | Shelter-1 | 2007 | |
| How come we never see Shaun anymore? | Neden artık Shaun'u göremiyoruz? Shaun'u bir daha hiç görmeyecek miyiz? | Shelter-1 | 2007 | |
| Sometimes that happens, Cody. People leave sometimes. | Bazen böyle şeyler olur, Cody. İnsanlar bazen giderler. Bazen bu olur, Cody. İnsanlar bazen ayrılırlar. | Shelter-1 | 2007 | |
| Why did he leave? | Neden gitti? Peki neden gidiyor? | Shelter-1 | 2007 | |
| It's complicated. A grown up thing. | Bu karışık bir durum. Büyüklerle ilgili bir mesele. Bu çok karışık bir konu. Yetişkinlere özgü. | Shelter-1 | 2007 | |
| Can we say hi to him even though he left? He was cool. | Gitse bile arada onunla görüşebilir miyiz? İyi biriydi. Gitmeden önce bir "merhaba" diyemez miyiz? O çok tatlıydı. | Shelter-1 | 2007 | |
| No. Sometimes people leave and never come back. | Hayır. Bazı insanlar gider ve bir daha asla geri dönmez. Hayır. Bazen insanlar gider ve asla geri gelmezler. | Shelter-1 | 2007 | |
| Like my daddy? | Babam gibi mi? | Shelter-1 | 2007 | |
| Yes, Cody. Like your daddy. | Evet, Cody. Baban gibi. Evet Cody, aynen baban gibi. | Shelter-1 | 2007 | |
| Hey, Jeanne. | Selam, Jeanne. Merhaba, Jeanne. | Shelter-1 | 2007 | |
| Rick is on today and he's a nightmare. So steer clear. | Bugün Rick'in vardiyasıydı ve kabus gibiydi. Ondan uzak dur. Rick buradaydı ve tam bir kabustu. İdare etmek zor. | Shelter-1 | 2007 | |
| Hey, Cody. Are you ready? | Selam, Cody. Hazır mısın? Hey, Cody. Hazır mısın? | Shelter-1 | 2007 |