• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 148652

English Turkish Film Name Film Year Details
Why? Because you didn't get into that Art Institute place? Neden? Sırf şu Sanat Akademisi denilen yere giremedin diye mi? Neden? Art Institute place'e giremedikleri için mi? Shelter-1 2007 info-icon
Go somewhere else "Art Institute place"... Başka bir yere git. 'Sanat Akademisi denilen yer' mi? Farklı bir yer dene "Art Institute place"... Shelter-1 2007 info-icon
Whatever, it's alright. Her neyse. Sorun değil. Her neyse,sorun değil. Shelter-1 2007 info-icon
That scholarship was my ticket... Şu burs benim çıkış biletimdi. Bu burs benim biletimdi ... Shelter-1 2007 info-icon
Well you are the king of scholarships. Bursların kralı sensin. Bursların en kralı sensin, dostum. Shelter-1 2007 info-icon
Got me into your ritchie rich private school. O zaman beni o zenginlerin özel üniversitelerine sok. Beni şu zenginlerin özel okuluna aldırsana. Shelter-1 2007 info-icon
On the shore bus every day. Her gün sahil otobüsüyle gelirsin. Sahil otobüsleriyle mi geleceksin? Shelter-1 2007 info-icon
Rich fuck. Zengin piç. Seni zengin züppe. Shelter-1 2007 info-icon
Fuck you, ghetto trash. Siktir git, fakir pislik. Hadi oradan,işe yaramaz herif. Shelter-1 2007 info-icon
You ever declare a major? Ana dalını seçtin mi? Bir bölüm belirledin mi? Shelter-1 2007 info-icon
Larry said I should go for Communications. Larry'ye göre İletişim okumalıymışım. Larry iletişim kurmam gerektiğini söyledi. Shelter-1 2007 info-icon
"Communications" What does that mean? İletişim mi? O da ne demek? "İletişim" Ne demek bu şimdi? Shelter-1 2007 info-icon
It means I'm set, dude. Larry's gonna set me up with something at his firm. Yerim hazır demek, dostum. Larry bana şirketinde bir iş ayarlayacak. Şu demek, dostum. Larry beni kendi çiftliğinde bir yerlere yerleştirecek. Shelter-1 2007 info-icon
So I can go back and get some more. partying out of my system. Okula gidip biraz takılıp eğleneceğim. Yani geri dönemem ve fazlasını isteyemem. Sistem böyle işliyor. Shelter-1 2007 info-icon
Move back here, buy a couple suits. Start making some real cash. Sonra da buraya dönüp, birkaç takım elbise alıp para kazanmaya başlamayacağım. Geri taşın, yeni takımlar al. Para kazanmaya başla. Shelter-1 2007 info-icon
You could have the same life if you wanted. İstersen senin de buna benzer bir hayatın olabilir. İsteseydin sende bu hayatı yaşayabilirdin. Shelter-1 2007 info-icon
Alright man. Alright dude. Come up and hang out soon ok? Pekala, dostum. Bir ara gel de takılalım, tamam mı? Haklısın adamım. Üniversite ye başla,vakit öldürme tamam mı? Shelter-1 2007 info-icon
No, I mean it this time. You've been up once. That shit aint right. Hayır, bu sefer ciddiyim. Sadece bir kez geldin ve bu hoş değil. Demek istediğim hemen şimdi. Daha önce denedin, bu kez başaracaksın. Shelter-1 2007 info-icon
Look, I'll get you a plane ticket Or just get in the car and drive. İstersen sana uçak bileti de alırım. Ya da atla arabana, bas gel. Bak, sana bir uçak bileti ayarlayacağım ya da atla bi arabaya gel. Shelter-1 2007 info-icon
Cool? Ok. Anlaştık mı? Peki. Tamam? Tamam. Shelter-1 2007 info-icon
Code man. Keep it real, play boy. Görüşürüz, dostum. Kendine iyi bak, sıkı çocuk. Code man, dikkatli ol playboy Shelter-1 2007 info-icon
Promise? Yeah. Söz mü? Tamam. Söz mü? Evet. Shelter-1 2007 info-icon
Ok, ok, go... Pekala, koş, koş... Tamam, tamam, git... Shelter-1 2007 info-icon
Gotta pee, gotta pee... İşemem lazım, işemem lazım. Çişim geldi, çişim geldi... Shelter-1 2007 info-icon
Hey. Hey. Selam. Selam. Hey. Hey. Shelter-1 2007 info-icon
I'm gonna go out for a session. Biraz sörf yapmaya gidiyorum. Bir süreliğine burada olmayacağım. Shelter-1 2007 info-icon
No, I thought you were staying. I went shopping. Evde kalacağını sanıyordum. Alışveriş yaptım. Kalacağını sanıyordum. Alışverişe gittim. Shelter-1 2007 info-icon
And I invited Ellen over. Ayrıca Ellen'ı buraya çağırdım. Allen'ı da çağırdım. Shelter-1 2007 info-icon
I heard you're an eligible bachelor. Not that you would ever tell me. Artık gözde bir bekar olduğunu duydum. Her ne kadar sen söylemesen de... Gözde bekarlardan olduğunu duydum. Her ne kadar sen söylemesen de... Shelter-1 2007 info-icon
If you keep breaking up with Tori like that one of these times she's not coming back. Tori ile bu şekilde ayrılıp barışmaya devam ederseniz sonunda bir daha geri dönmeyecek. Eğer Tori'ye böyle davranmaya devam edersen, tekrar geri dönmeyecek, biliyorsun. Shelter-1 2007 info-icon
Jeanne, Jeanne, come in Jeanne. Cody to Jeanne. Jeanne, Jeanne, içeri gir Jeanne. Cody'den Jeanne'ye. Jeanne, Jeanne, buraya gel Jeanne. Cody'den Jeanne'ye. Shelter-1 2007 info-icon
Cody, I don't wanna play right now. Just watch the TV. Cody, şu anda oynamak istemiyorum. Git televizyon izle. Cody, şimdi oynamak istemiyorum tatlım. Hadi biraz TV izle. Shelter-1 2007 info-icon
Listen, I'm heading out. It's breaking hard. Peşinden koşan hep benim. Artık zor geliyor. Dinle, ilişkiyi hep ben yönlendiriyorum. Ve bu gerçekten çok zor. Shelter-1 2007 info-icon
Zach... Later, Codes. Zach... Görüşürüz, Codes. Zach... Daha sonra, Codes. Shelter-1 2007 info-icon
When did you draw this one? Bunu ne zaman çizdin? Shelter-1 2007 info-icon
A long time ago. Uzun zaman önce. Uzun zaman oldu. Shelter-1 2007 info-icon
My mom used to work here just like yours. Annem de senin annen gibi burada çalışıyordu. Annem eskiden burada çalışırdı aynı seninki gibi. Shelter-1 2007 info-icon
So sometimes I would just wait out here... Bazen ben de onu burada beklerken... Bazen ben de senin gibi, burada onu beklerdim... Shelter-1 2007 info-icon
and draw. ...bir şeyler çiziyordum. …ve resim yapardım. Shelter-1 2007 info-icon
Here, I'll show you how. Nasıl yaptığımı göstereyim. Bak burada, sana nasıl yapacağını göstereyim. Shelter-1 2007 info-icon
Go around there... Şuraya çizelim. Buraya doğru tut... Shelter-1 2007 info-icon
Here, now you just fill it in. Şimdi sadece içini doldur. Buraya doğru, şimdi sadece içini doldur. Shelter-1 2007 info-icon
Want the silver? Gümüş rengi olanı ister misin? Kalem ister misin? Shelter-1 2007 info-icon
Who would wait with you? Yanında kim bekliyordu peki? Kiminle beklerdin? Shelter-1 2007 info-icon
When you drew these. Sen bunları çizerken... Bunu çizdiğin zaman. Shelter-1 2007 info-icon
Nobody. Hiç kimse. Hiç kimseyle. Shelter-1 2007 info-icon
What about Papi? Peki ya büyükbaba? Ya baban? Shelter-1 2007 info-icon
Well he was very hurt from when he fell and broke his back at work. İş yerinde düşüp belini yaraladığı için onun çok ağrısı oluyordu. İşten geldiğinde çok yorgun olurdu, uyur ve tekrar işe dönerdi. Shelter-1 2007 info-icon
And you're my daddy. Ve sen de benim babamsın. Shelter-1 2007 info-icon
No, Cody. I'm your uncle. Hayır, Cody. Ben senin dayınım. Hayır, Cody. Ben senin amcanım. Shelter-1 2007 info-icon
Your mommy is my sister. That makes me your uncle. Annen benim kız kardeşim. Bu da beni senin dayın yapar. Senin annen benim kız kardeşim. Bu da beni senin amcanım yapar. Shelter-1 2007 info-icon
Roy's your daddy. Senin baban Roy. Roy senin baban. Shelter-1 2007 info-icon
Nope. You're my daddy. Hayır. Benim babam sensin. Hayır. Sen benim babamsım. Shelter-1 2007 info-icon
You're my daddy. You're my daddy... Benim babam sensin. Benim babam sensin. Benim babam sensin. Babam sensin... Shelter-1 2007 info-icon
Hey... keep drawing. Hadi, çizmeye devam et. Hey... Boyamaya devam et. Shelter-1 2007 info-icon
What's up. Nasıl gidiyor? Ne var ne yok. Shelter-1 2007 info-icon
Oh hey, Zach. You're staying in tonight, right? Zach bu gece evdesin, değil mi? Merhaba, Zach. Bu akşam buradasın, değil mi? Shelter-1 2007 info-icon
Allen's playing at the Landmine and he put us on the guest list. Allen bu gece Landmine'da çalıyor ve bizi de konuk listesine aldırmış. Allen, Landmine için plan yapmış, ve biz de misafir listesindeyiz. Shelter-1 2007 info-icon
Looks like you're the babysitter tonight little brother. Görünüşe göre bu gece bakıcı sensin, küçük kardeş. Bu akşam bebek bakıcılığı yapacaksın gibi görünüyor küçük kardeş! Shelter-1 2007 info-icon
Guess so. Öyle görünüyor. Sanırım öyle. Shelter-1 2007 info-icon
Hey, monkey. Selam, maymuncuk. Merhaba, maymun! Shelter-1 2007 info-icon
Babysitting? Bakıcılık mı? Bebek bakıcılığı. Shelter-1 2007 info-icon
Hey listen, can I give you a call back? Where are you? Dinle, seni sonra arasam olur mu? Neredesin? Hey dinle, seni daha sonra arıyım mı? Nerdesin sen? Shelter-1 2007 info-icon
Are you there? Zach? I can't hear anything. Orada mısın? Zach? Hiçbir şey duymuyorum. Hey orada mısın? Zach? Hiçbirşey duyamıyorum. Shelter-1 2007 info-icon
Uh, yeah Hey, I'm losing you. Buradayım. Hey, sesin gidiyor. Uh, evet Hey, seni kaybediyorum. Shelter-1 2007 info-icon
Yeah, I'm here. Can you hear me? Hello? Buradayım. Beni duyuyor musun? Alo? Evet, buradayım. Beni duyor musun? Hey orada mısın? Shelter-1 2007 info-icon
Tori, I was... Just thinking about you and... Tori, ben... İkimiz hakkında düşündüm ve... Tori, Ben... Sadece ikimiz hakkında düşünüyordum da... Shelter-1 2007 info-icon
Hello? Alo? Heyy? Shelter-1 2007 info-icon
Jesus Christ! You fucking idiot... Tanrı aşkına! Şapşal seni... Tanrım! Seni küçük aptal... Shelter-1 2007 info-icon
Oh my God... get the opener. Aman Tanrım. Açacağı getir. Aman tanrım... Açsana şunu. Shelter-1 2007 info-icon
Jeanne, what the fuck?! Jeanne, ne halt ediyorsun? Jeanne, neler oluyor?! Shelter-1 2007 info-icon
Shit, dad's mad. Kahretsin, babacık kızdı. Kahretsin, Zach! Shelter-1 2007 info-icon
I just put him to bed. Oh come on, he can sleep through anything. Daha yeni uyuttum. Hadi ama, o her türlü seste uyur. Cody içeride yatakta. Oh yapma, hiçbir şey duyamaz, uyuyor olmalı. Shelter-1 2007 info-icon
Just keep it down, alright? Yine de sessiz olun, tamam mı? Sadece sessiz olun, tamam mı? Shelter-1 2007 info-icon
Did you get the cigarettes? Yeah, come here. Sigaraları aldın mı? Evet, buraya gel. Sigaraları getirdin mi? Evet, buraya gel. Shelter-1 2007 info-icon
I thought your ghetto ass would be done breaking and entering by now. Şimdiye kadar haneye tecavüz işini bulaşmışsındır diyordum. Düşündüm de, hemen burada koca popona zorla girmek eğlenceli olurdu. Shelter-1 2007 info-icon
Change of code, bitch! Şifreyi değiştir o zaman, sürtük! Kurallar değişti, sürtük! Shelter-1 2007 info-icon
What are you gonna do, attack the garage next? Sırada ne var? Garaja mı saldıracaksın? Ne yapacaksın, bir sonrakine garajda mı yapıcağız..? Shelter-1 2007 info-icon
That might not go over. O kadar ileri gitmeyebilirim. Böyle bitmeyebilir, adamım. Shelter-1 2007 info-icon
With the Pacific Bluff homeowners agreement, wouldn't wanna set your dad in trouble with the board. Pacific Bluff sitesi ev sahipleri anlaşmasına göre,... Pacific Bluff ev sahiplerinin sözleşmelerine bakılırsa, bir sörf tahtası için babanın başını ağrıtmak istemezsin. Shelter-1 2007 info-icon
Step dad. Üvey babam. Orada dur bakalım. Shelter-1 2007 info-icon
I left my longboard here. Sörf tahtamı burada bırakmıştım. Sörf tahtamı uzun zaman önce burada bıraktım. Shelter-1 2007 info-icon
That's cool. How you doing, man? Sorun değil. Nasılsın, dostum? Pekala. Ne yapıyorsun, adamım? Shelter-1 2007 info-icon
Good, you know. İyi, bildiğin gibi. İyidir, bildiğin gibi. Shelter-1 2007 info-icon
So I haven't seen you since your graduation. What have you been up to? Seni mezuniyetten beri görmemiştim. Neler yapıyorsun? Mezun olduktan sonra seni hiç görmemiştim. Ne var ne yok? Shelter-1 2007 info-icon
Nothing. Working, you know. How about you? Hiçbir şey. Çalışıyorum. Ya sen? Hiçbir şey. çalışıyorum, biliyorsun. Senden n’aber? Shelter-1 2007 info-icon
I'm in town for a few weeks. House is empty, I could enjoy it. Birkaç haftalığına kasabadayım. Ev de boş. Birkaç haftalığına kasabada olacağım. Ev bomboş... Shelter-1 2007 info-icon
Clear my head a little bit. Tadını çıkarayım dedim. Biraz kafamı toparlarım. Shelter-1 2007 info-icon
I thought you hated it down here? Buralardan nefret ettiğini sanıyordum. Sen burada olmaktan nefret etmiyor muydun? Shelter-1 2007 info-icon
I miss the ocean. Okyanusu özledim. Shelter-1 2007 info-icon
Dude, you live in L.A. Dostum, Los Angeles'ta yaşıyorsun. Oh yapma , L.A. de yaşıyorsun. Shelter-1 2007 info-icon
I don't paddle out there. Orada pek yüzmüyorum. Biraz da buralarda kürek sallamak istedim. Shelter-1 2007 info-icon
You wanna go? Gitmek ister misin? Gelmek ister misin? Shelter-1 2007 info-icon
Surfing? Uh... yeah. Sörf yapmaya mı? Evet. Sörf ? Uh... evet. Shelter-1 2007 info-icon
I suppose there's still a few things I could teach you. Sanırım hala sana öğretebileceğim birkaç şey var. Hala sana bir şeyler öğretebileceğime dair umudum var. Shelter-1 2007 info-icon
You will soon learn, butterfly. Yakında öğreneceksin, kelebek. Gelmek ister misin? Sonunda öğreneceksin, ipekböceği. Shelter-1 2007 info-icon
Perhaps master underestimates student. Belki de usta, öğrencisini küçümsüyordur. Belki de, öğrencileri hafife alma üstadım. Shelter-1 2007 info-icon
Bring it on, city boy! Elinden geleni yap, şehir çocuğu! İtaat et, şehirli çocuk! Shelter-1 2007 info-icon
Looks like we picked a good time to come out. Yeah, the tide's coming in. Sanırım açılmak için tam zamanını seçmişiz. Evet, gel git zamanı... Çıkmak için güzel zamanlama. Haklısın, sular yükseliyor. Shelter-1 2007 info-icon
Hey, where are you living now? Şu anda nerede yaşıyorsun? Hey, nerede yaşıyorsun şimdi? Shelter-1 2007 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 148647
  • 148648
  • 148649
  • 148650
  • 148651
  • 148652
  • 148653
  • 148654
  • 148655
  • 148656
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact