Search
English Turkish Sentence Translations Page 14855
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Will you be offering confirmation instruction? | Vaizlik teklifiniz onaylanacak mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I expect so. That's good. | Öyle umuyorum. Güzel. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I desperately want my child to be confirmed. | Ben umutsuzca çocuklarımın onaylanmasını istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That shouldn't be a problem. | Bu sorun olmamalı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's a huge problem, since the child's father does not want it, under any circumstances. | Bababaları hiç bir şekilde kabul etmediğinden beri, bu büyük bir sorun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He gets angry when I bring up the subject. | Ben bu konuyu ne zaman açsam sinirleniyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It is an absurd anger. I don't understand why. | Bu saçma bir öfke. Nedenini anlayamıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I can't discuss it with the rector, since they are friends. | Arkadaş olduklarından beri, bu konuyu Rektörle tartışamıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He'll certainly take my husband's side. How peculiar. | Kesinlikle kocamın tarafını tutacak. Çok tuhaf. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
There is so much that has gotten strange over the years. | Yıllar çok şeyi tuhaflaştırdı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Come, let's go in to the others. They might start to think... | Gelin, diğerlerine katılalım. Farklı şeyler düşünebilirler... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
When we are apart | Ayrıldığımız zaman seni... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm gripped with the worry that I will never see you again. | ...bir daha göremeyeceğimden korkmuştum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Your hands, your smile, your voice, all of your small body. | Ellerin, gülüşün, sesin... her şeyin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I try to recall everything about you, but my fear is too great. | Sana dair her şeyi hatırlamaya çalışıyordum, ama korkularım çok fazlaydı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You are suddenly gone. | Sen aniden çekip gitmiştin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I will be your unborn child. I will be caged up in an anxious womb | Senin doğmamış çocuğun olacağım. Sıcacık yüreğinin altında... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
under your heart where it is warm. | ...endişeli bir rahimde kilitli kalacağım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I feel jealous of our children who will sleep inside you. | Rahminde uyuyan çocuklarımızı kıskanıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Pardon me if I seem melodramatic | Fazla melodramatik olduysa bağışla... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
but I am afraid of the prospect of everything big and new which awaits us. | ...ama bizi bekleyen her türlü ihtimalden korkuyordum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Personally, I don't approve of the chapter's decision to employ an extra minister. | Şahsen, bölümün kararıyla fazladan bakan istihdam edilmesini onaylamıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Iets not stand in the way of their happiness. No, that would be beyond me. | Bu onların mutluluğuna engel değil. Evet, bu benimkine olur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's beautiful here! Of course... | Burası harika! Tabi ki... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You need to make sure children don't go down there. | Çocuklara aşağı gitmemelerini tembihlemeniz gerekir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The fence fell down this past winter. | Çit geçen yıl yıkıldı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Shouldn't a new one be made? Yes, I guess so. | Yenisinin yapılması gerekmez mi? Evet, sanırım gerekir. İkinizin de zengin bir aktivite alanı yapacağınızı düşünüyorum. I think you will both have a rich field of activities. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, it will be equipped. I have demanded running water. | Evet, burası restore edilecek. Su şebekesi talep ettim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The chimney will be rebuilt and the stove replaced. | Baca onarılacak ve soba değiştirilecek. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The floor needs replacing too, it's rotten. | Zeminin de yenilenmesi lazım, çürümüş. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The kitchen will be constructed to Miss Åkerbloms satisfaction. | Mutfak Miss Akerblom'un isteğine göre inşa edilecek. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The maid's quarters... They'll have to sleep head to foot. | Hizmetçilerin kalacak yeri... Koyun koyuna yatmak zorunda kalacaklar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Otherwise, a cot could be placed in the kitchen. | Ya da, mutfakta bir karyola olabilir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
lf you would trust me, I could get a couple of hard working girls. | Bana soracak olursanız, iki tane çok çalışkan kız alırım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Do we need two? Usually. | İki tane gerekir mi? Genellikle. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
In a minister's house there is always unexpected work. | Bir bakanın evinde her zaman beklenmedik işler çıkabilir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The carpenter wants to make two rooms here | Marangoz buraya iki oda yapmak istedi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
but I have opposed that. | Sana uyuman için bir şeyler veririm ve daha sonra ne yapacağımıza karar veririz. Ama ben buna karşı çıktım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Ministers need one large room for gatherings. | Vaizlerin toplantı için büyük odaya ihtiyaçları olur. Niçin hayır diyorsun? Hayır diyorum! Buraya gelemem. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I have suggested that we build a large tiled stove here. | Ben buraya büyük bir tuğla sobası öneririm. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We'll make it warm and cozy. | Burayı sıcak ve rahat yapacağız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The staircase needs rebuilding. Strange as it sounds, the south side faces north | Merdivenlerin de onarılması gerekiyor. Kulağa garip gelebilir, güney taraf kuzeye.. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
and the kitchen faces south. | ...ve mutfakta güneye dönüktür. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That seems a bit backward? Yes, but I didn't build it. | Geri kalmış gibi görünüyor? Evet, ben inşa etmedim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The guest room... Otherwise, the top floor is in good condition. | Misafir odası... Diğer yandan, üst kat iyi durumda. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It just needs paint and wallpaper. | Sadece boya ve duvar kağıdına ihtiyacı var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The staircase isn't sturdy. The bedroom is small | Merdiven sağlam değil. Yatak odası küçük... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
but there is a washroom and the view of the waterfall is beautiful. | ...ama tuvaleti var. Ve şelalenin görüntüsü de harika. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The study and the children's room can certainly be switched. | Çalışma odası ve çocuk odası mutlaka elden geçirilir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
All can be taken care of, morning sun or evening sun... | Hepsi dikkate alınabilir, sabah güneşi ya da akşam güneşi... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Where is my study? | Çalışma odam nerede? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, I want to know where I will keep house. | Evet, evi tutacaksam bilmek istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I have an equal workload with my husband and unpaid. | Benim kocamla eşit iş yüküm var... Hem de ücretsiz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Where will I write, read and do the family's accounting? | Nerede yazacağım, nerede okuyup, nerede ailenin giderlerini hesaplayacağım? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I am used to my own room. This is actually a demand. | Ben kendi odamın olmasına alışkınım. Bunu gerçekten istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It isn't so usual that the minister's wife gets her own room. | Buraya, sana peşinde koştupun kız kardeşim Anna'nın... Vaizin karısının kendi odasının olması çok bilindik değil. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Well then, how could I know that? | Peki, bunu nasıl bilebilirdim? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Couldn't the guest room work as your study? | Misafir odasını çalışmalarınız için kullanamaz mısınız? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Henrik will take the guest room, I want to be near the children's room. | Henrik misafir odasını kullansın, ben çocuk odasına yakın olmak istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It would be very distracting with all this running back and forth. | İleri geri koşuşturmalar çok rahatsız edici olabilir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The minister needs to be undistracted when he is preparing his sermons. | Vaizin, vaazlarını hazırlarken rahatsız edilmemesi gerekir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Then he can put cotton in his ears! | Öyleyse kulaklarına pamuk tıkayabilir! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Does this need to be resolved immediately? | Bunun çözülmesi gerekiyor mu? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Mr. Jakobsson and I will go check the outhouse. | Mr. Jakobsson ve ben evin etrafını kontrol edelim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm only joking, Henrik. | Sadece şaka yapıyorum, Henrik. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Henrik? | Henrik? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
No need to be so melancholy. | Bu kadar melankolik olmaya gerek yok. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Please laugh, Henrik. It's no big disaster? | Lütfen yüzünü asma, Henrik. Karadenizde gemilerin mi battı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We will have a beautiful home. | Korkunç fakir ama yakışıklıymış. Güzel bir evimiz olacak. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Please laugh, or I'll think you are upset with me. | Lütfen gülümse, yoksa bana kızdığını düşüneceğim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I wanted us to be alone when we entered the church. | Kiliseye birlikte girmek istedim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Look at that, shall we see how it sounds? | Şuna bak, nasıl çaldığına bakalım mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I think it must have been originally a greenhouse. | Sanırım orijinal bir Greenhouse olmalı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The organ needs repairs. | Parçalarının onarıma ihtiyacı var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, my friend? I want us... | Evet, canım? Ben şey istiyorum... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What do you want? | İyi akşamlar, Peder. Ne istiyorsun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
When we get married... Can we let Gransjö preside? | Evlendikten sonra... Gransjö'ye başkanlık edebilir miyiz? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Of course, if you'd like. | Eğer istersen, tabi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Here, in our unfinished church. | Burda, bizim bitmemiş kilisemizde. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't understand... Do you mean we should hold our wedding here? | Anlamıyorum... Nikamızı burda mı, kıyalım diyorsun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Just you and me, the Rector and two witnesses. | Sadece sen ve ben, Rektör ve iki şahit. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Couldn't we do that? We're getting married at Uppsala Cathedral. | Olmaz mı? Uppsala Katedral'inde evleneceğiz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We'll have a proper wedding with bridesmaids and an academic choir | Biz nedimelerin, kilise korosunun, arkadşlarımızın ve ailelerimizin... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
with family and friends for dinner. We can't just change all that. | ...bulunduğu yemekli bir düğün yapacağız. Öylece hepsini değiştiremeyiz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We've already worked it all out. You have worked it all out. | Hazırlıklarımız bile neredeyse tamam. Hepsini sen yaptın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You wanted the academic choir. | Sen koro istemiştin. Karım ya da ben kızları eve getiririz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You and Ernst set the program. | Programı Ernst ile birlikte ayarladınız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I think you should forget about that. Is that impossible? | Sanırım bunları unutmalısın. Bu mümkün mü? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, it is. | Hayır, değil. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Why is it impossible? Because I want a proper wedding. | Neden? Çünkü ben uygun bir nikah istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I want a big party, to celebrate and be joyful. | Büyük bir parti, kutlama ve eğlence istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And the wedding I am proposing...? Let's stop this discussion. | Ve düğün tabi ki. Ya şuna...? Konuyu kapatalım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Otherwise we'll start arguing. I'm not arguing. | Aksi takdirde tartışmaya başlayacağız. Ben tartışmıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
No, but I am. | Evet, ama ben tartışıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Couldn't you consider it? I have considered it. | Bunu düşünemez misin? Yeterince düşündüm. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We already decided. You said you wanted a wedding as grand as our happiness. | Zaten kararımızı verdik. Mutluluğumuz kadar büyük bir düğün istiyorum, demiştin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You should have told me before, but maybe you were too timid. | Bana daha önce söylemeliydin, ama belki de çok ürkek davrandın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We'll be living here, don't you understand? | Burada yaşayacağız, anlamıyor musun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That's why it is so important that we begin our life in this church. | Hayatımıza bu kilisede başlayacağız, bu yüzden bu kadar önemli. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Important for you, not for me. | Senin için, benim için değil. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |