Search
English Turkish Sentence Translations Page 148578
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
We call these interface darts. | Bunlara arabirim oku diyoruz. Bu arayüz dart diyoruz. Bu arayüz dart diyoruz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Once attached, I can access S 11's bioimplants with my computer | Bir kere yerleştirince bilgisayarımla S 11'in biyoimplantlarına erişip... Bir kere ben erişimi, S 11's yapabilirsiniz ekli benim bilgisayar ile bioimplants Bir kere ben erişimi, S 11's yapabilirsiniz ekli benim bilgisayar ile bioimplants | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
allowing me to direct its movements. | ...hareketlerini kontrol edebilirim. beni yönlendirmek için izin onun hareketleri. beni yönlendirmek için izin onun hareketleri. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Like a remote control toy. Sounds easy. | Uzaktan kumandalı oyuncak gibi. Kolay görünüyor. bir uzaktan kumanda oyuncak gibi. Kulağa hoş geliyor. bir uzaktan kumanda oyuncak gibi. Kulağa hoş geliyor. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It won't be easy, believe me. First, we have to tranquilize S 11. | İnan bana kolay olmayacak. Önce S 11'i sakinleştirmeliyiz. Bu kolay olmayacak, inan bana. İlk olarak, S 11 yatıştırmak zorunda. Bu kolay olmayacak, inan bana. İlk olarak, S 11 yatıştırmak zorunda. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
That'll make him docile. | Bu onu uysallaştıracak. Ona uysal yapacağız. Ona uysal yapacağız. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And then he won't resist commands. | Sonra komutlara direnmeyecek. Ve sonra komutları karşı değildir. Ve sonra komutları karşı değildir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
The tranqs will bring S 11 to the surface, | Sakinleştiriciler S 11'i yüzeye çıkaracak, Tranqs S 11 getirecek yüzeyine, Tranqs S 11 getirecek yüzeyine, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
and then we can hit it with the interface dart. | o zaman onu arabirim okuyla vurabiliriz. ve sonra biz onu vurabilir arayüz dart ile. ve sonra biz onu vurabilir arayüz dart ile. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Why don't we just nail it underwater with your dart? | Niye suyun altında vurmuyoruz? Neden sadece tırnak yok dart ile sualtı? Neden sadece tırnak yok dart ile sualtı? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
They're more accurate if shot from a grenade launcher. | Bomba atar ile fırlatılınca daha isabetli oluyor. Daha fazla atış eğer doğru konum bir el bombası rampasından. Daha fazla atış eğer doğru konum bir el bombası rampasından. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And since we only have two darts, | Elimizde de sadece iki ok olduğundan... Ve o zamandan beri sadece Iki dart var Ve o zamandan beri sadece Iki dart var | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
accuracy is key. | ...isabet oranı önemli. doğruluk anahtarıdır. doğruluk anahtarıdır. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Once I establish a link, I can then navigate S 11 to open waters. | Bağlantı kurulunca S 11'i açık denize yönlendirebilirim. Bir keresinde, bir bağlantı kurmak O zaman sular açmak için S 11 gezinebilirsiniz. Bir keresinde, bir bağlantı kurmak O zaman sular açmak için S 11 gezinebilirsiniz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Then our techs on the yacht will be able to fix the interface. | O zaman yattaki teknisyenlerimiz arabirimi onarabilir. yat Sonra bizim teknisyenler arayüz düzeltmek mümkün olacak. yat Sonra bizim teknisyenler arayüz düzeltmek mümkün olacak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
So what do you say? Are you game? | Ne diyorsun? Var mısın? Peki ne diyorsun? Sen de var mısın? Peki ne diyorsun? Sen de var mısın? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
100 grand, 200 more upon completion, why not? | 100 bin, işi tamamlayınca 200 daha. Neden olmasın? 100 büyük, 200 tamamlandıktan sonra, neden olmasın? 100 büyük, 200 tamamlandıktan sonra, neden olmasın? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You think a great deal of yourself, don't you, Flynn? | Kendini çok önemli sanıyorsun değil mi Flynn? Eğer, kendinizi bir hayli düşünmek Eğer Flynn, değil mi? Eğer, kendinizi bir hayli düşünmek Eğer Flynn, değil mi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, you know what I think? | Ne düşündüğümü biliyor musun? Evet, ne düşündüğümü biliyor musun? Evet, ne düşündüğümü biliyor musun? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I think you're a money grubbing Neanderthal. | Bence sen paragöz bir mağara adamısın. Seni düşünüyorum Neandertal bir para açgözlü. Seni düşünüyorum Neandertal bir para açgözlü. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And the word on you is | Senin ucuz kadınlardan ve daha ucuz... Ve üzerinde kelime Ve üzerinde kelime | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
you like cheap women and cheaper booze. | Eğer ucuz kadın gibi ve daha ucuz içki. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
300 grand or I go back to the pool. | 300 bin, ya da havuza geri dönerim. 300 grand ya ben geri havuzuna gidin. 300 grand ya ben geri havuzuna gidin. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Fine, 300 grand. | Tamam, 300 bin. İnce, 300 bin. İnce, 300 bin. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
But only if you bring S 11 back alive. | Ama sadece S 11'i canlı geri getirirsen. Ama yalnızca S 11 geri hayata geçirmek. Ama yalnızca S 11 geri hayata geçirmek. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Otherwise you get nothing. | Yoksa hiçbir şey alamazsın. Aksi takdirde hiçbir şey olsun. Aksi takdirde hiçbir şey olsun. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
This is a bad idea, Sands. | Bu kötü bir fikir Sands. Bu kötü bir fikir, Sands olduğunu. Bu kötü bir fikir, Sands olduğunu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
We should just 86 that freak before it takes any more lives. | O ucube başkalarını da öldürmeden ondan kurtulmalıyız. Biz sadece 86 gerektiğini freak Bundan daha hayatını alır önce. Biz sadece 86 gerektiğini freak Bundan daha hayatını alır önce. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
That freak represents a giant leap in genetic engineering. | O ucube genetik mühendisliğinde büyük bir adımı simgeliyor. O ucube bir dev sıçrama genetik mühendisliği. O ucube bir dev sıçrama genetik mühendisliği. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Damage it and heads will roll, Mr. Flynn. | Ona zarar verirsen çok canlar yanacak Bay Flynn. o ve kafaları atılır Hasar, Bay Flynn. o ve kafaları atılır Hasar, Bay Flynn. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yours will be first. | İlki seninki olacak. Senin ilk olacak. Senin ilk olacak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Fine. Get your stuff ready. | Peki. Eşyalarını hazırla. Ince. Eşyalarını hazır olun. Ince. Eşyalarını hazır olun. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
We're going to the boat. | Tekneye gidiyoruz. Biz tekne gidiyoruz. Biz tekne gidiyoruz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Santos and I will meet you at the dock. | Santos ile seninle limanda görüşürüz. Santos ve seni bir araya gelecek iskelede. Santos ve seni bir araya gelecek iskelede. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Donde esta senor Kingsberry? | Bay Kingsberry nerede? Donde esta senyor Kingsberry? Donde esta senyor Kingsberry? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Ay ay ay. | Ay ay ay. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Classy. | Çok şık. Şık. Şık. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You Kingsberry? | Kingsberry sen misin? Eğer Kingsberry? Eğer Kingsberry? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Well, the locals call me Pez. | Yerliler bana Pez der. Iyi, yerli beni Pez diyoruz. Iyi, yerli beni Pez diyoruz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
What can I do for you, angel? | Senin için ne yapabilirim meleğim? Senin melek için ne yapabilirim? Senin melek için ne yapabilirim? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
First, Pez, | İlk olarak Pez, İlk, Pez, İlk, Pez, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
you can stop staring at my rack. | göğüslerime bakmayı kesebilirsin. benim raf bakıyordu durdurabilirsiniz. benim raf bakıyordu durdurabilirsiniz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
They're just boobs. They're not gonna get up and dance or anything. | Sadece memeler. Ayağa kalkıp oynamayacaklar. Onlar sadece göğüsler konum. Onlar etmeyeceğiz ve dans falan kalkarım. Onlar sadece göğüsler konum. Onlar etmeyeceğiz ve dans falan kalkarım. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Second... | İkinci olarak, Ikinci ... Ikinci ... | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
you can tell me about this. | bana bundan bahsedebilirsin. Bu konuda bana anlatabilirsin. Bu konuda bana anlatabilirsin. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
How'd you find me? | Beni nasıl buldun? Bunlar nasıl beni buldun? Bunlar nasıl beni buldun? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It's what I do. I'm Stacy Everheart, | İşim bu. Adım Stacy Everheart, Ben budur. Ben, Stacy Everheart kulüpler Ben budur. Ben, Stacy Everheart kulüpler | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
an investigative reporter with CNE. | CNE için çalışan araştırmacı bir gazeteciyim. CNE bir araştırmacı gazeteci. CNE bir araştırmacı gazeteci. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And this is my cameraman Bones. Hey, buddy. | Bu da kameramanım Bones. Selam. Ve bu benim kameraman Bones olduğunu. Hey, dostum. Ve bu benim kameraman Bones olduğunu. Hey, dostum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You sent that to our station two days ago. | Bunu iki gün önce kanalımıza gönderdin. Bizim istasyonuna o gönderdi iki gün önce. Bizim istasyonuna o gönderdi iki gün önce. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It was a joke. | Bir şakaydı. Bu bir şakaydı. Bu bir şakaydı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
A joke. That's right. | Bir şaka. Evet. Bir şaka. Bu doğru. Bir şaka. Bu doğru. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Oh, we like jokes. Sorry to waste your time. | Şakaları severiz. Zamanını harcadığım için üzgünüm. Ah, şaka gibi. Üzgünüm zamanınızı aldığım için. Ah, şaka gibi. Üzgünüm zamanınızı aldığım için. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You're lying. | Yalan söylüyorsun. Sen yalan söylüyorsun. Sen yalan söylüyorsun. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
A creature fitting this description | Bu tanıma uygun bir yaratık... Bir yaratık uydurma bu açıklamalar Bir yaratık uydurma bu açıklamalar | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
was sighted just last week in California. | ...geçen hafta California'da görüldü. Sadece geçen hafta görüşlü oldu California. Sadece geçen hafta görüşlü oldu California. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Now it's in Vallarta and you've seen it. | Şimdi de Vallarta'da ve sen onu gördün. Şimdi Vallarta's ve bunu gördüm. Şimdi Vallarta's ve bunu gördüm. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Well, I wish to the devil I hadn't. | Keşke görmeseydim. Iyi, ben yoktu şeytan istiyoruz. Iyi, ben yoktu şeytan istiyoruz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I can't close my eyes without imagining that... | Gözlerimi her kapadığımda o şeyin bana doğru ilerledigini görüyorum. Gözlerimi kapatamıyorum hayal olmadan ... Gözlerimi kapatamıyorum hayal olmadan ... | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
that thing squirming towards me. | squirming o şeyi bana doğru. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It's gotten so bad I can't take my boat out. | Durum o kadar kötüleşti ki teknemi çıkaramıyorum bile. Bu kadar kötü kazanılmış's Ben tekneyi alamaz. Bu kadar kötü kazanılmış's Ben tekneyi alamaz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
No, I'm done with that thing. | Hayır, artık işim bitti. Hayır, ben bu şeyi bitirdim. Hayır, ben bu şeyi bitirdim. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
There's nothing you can... | Yapacağın hiçbir şey... Eğer bir şey yok ... Eğer bir şey yok ... | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
All right, Pez. | Pekala Pez. Tamam, Pez. Tamam, Pez. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Can we stop? | Durabilir miyiz? Biz durdurabilir miyim? Biz durdurabilir miyim? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Come on. We gotta burn off those enchiladas from last night. | Hadi. Dün geceki enchiladaları yakmalıyız. Hadi. Etmeliyiz yakmak dün gece bu enchiladas. Hadi. Etmeliyiz yakmak dün gece bu enchiladas. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
But we're on vacation, and it's Mexico. | Ama tatildeyiz ve burası Meksika. Ama biz, tatil konum ve Meksika. Ama biz, tatil konum ve Meksika. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I think it's against the law to jog in Mexico. | Sanırım Meksika'da koşmak yasa dışı. Ben yasalara aykırı olduğunu düşünüyorum Meksika'da dürtmek için. Ben yasalara aykırı olduğunu düşünüyorum Meksika'da dürtmek için. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Fine. You're gonna have to save your breath anyway. | Peki. Zaten nefesini tüketmemen gerekecek. Ince. Eğer zorunda kalacaksın Yine nefesini koru. Ince. Eğer zorunda kalacaksın Yine nefesini koru. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You'll be screaming your lungs out soon. | Yakında ciğerlerini parçalarcasına çığlık atacaksın. Eğer çığlık atıyor olacaksın yakında ciğerlerinin dışarı. Eğer çığlık atıyor olacaksın yakında ciğerlerinin dışarı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Wait. Why? | Bekle. Neden? Bekleyin. Neden? Bekleyin. Neden? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Two words... bungee jumping. | İki kelime. Bungee jumping. Iki kelime ... bungee jumping. Iki kelime ... bungee jumping. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I found a great spot over the ocean. | Okyanus üzerinde harika bir yer buldum. Ben okyanus üzerinde büyük bir yer buldum. Ben okyanus üzerinde büyük bir yer buldum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
So not funny. You know I'm afraid of heights. | Hiç komik değil. Yüksekten korktuğumu biliyorsun. Öyle değil komik. Ben yüksekten korkarım biliyorum. Öyle değil komik. Ben yüksekten korkarım biliyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Gonna have to get over that sooner or later. Today's the day. | Bir gün bunun üstesinden gelmen gerekecek. Bugün o gün. Olacak o atlatmak zorunda er ya da geç. Bugün gün. Olacak o atlatmak zorunda er ya da geç. Bugün gün. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
All right, tell you what. | Bak ne diyeceğim. Tamam, ne diyeceğim. Tamam, ne diyeceğim. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Do this and spend the rest of the day at the spa. | Bunu yaparsan günün kalanını kaplıcada geçirirsin. Bunu yapın ve geri kalanını geçirmek Spa'da gün. Bunu yapın ve geri kalanını geçirmek Spa'da gün. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Mud baths? Seaweed wraps? | Çamur banyosu? Yosun bakımı? Çamur banyoları? Yosun sarar? Çamur banyoları? Yosun sarar? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Sure. Okay, you're on. | Tabii ki. Tamam, anlaştık. Tabii. Tamam, sen devam et. Tabii. Tamam, sen devam et. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
All right! Yes! Great. | Evet! Harika. Tamam! Evet! Büyük. Tamam! Evet! Büyük. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Nice. Whoo! | Güzel. Güzel. Whoo! Güzel. Whoo! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Man: Yes! | Evet! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Babe, that was awesome. | Müthişti bebeğim. Bebek, bu harika oldu. Bebek, bu harika oldu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I can't believe I did it. | Bunu yaptığıma inanamıyorum. Ben yaptım inanamıyorum. Ben yaptım inanamıyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Who's afraid of heights now, huh? Not my girl. | Şimdi yüksekten korkan kim? Benim kızım değil. Kim, şimdi ha yüksekten korkar? Benim kızım. Kim, şimdi ha yüksekten korkar? Benim kızım. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Wait, I wanna go again. Wild child. | Bekle, tekrar yapmak istiyorum. Çılgın çocuk. Ben tekrar gitmek istiyorum, bekleyin. Vahşi çocuk. Ben tekrar gitmek istiyorum, bekleyin. Vahşi çocuk. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Vendor: Listo. Vamos! | Tamamdır. Hadi! Listo. Vamos! Listo. Vamos! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It's gonna be like old times, Santos. | Eski zamanlar gibi olacak Santos. O girecek eski günlerdeki gibi, Santos. O girecek eski günlerdeki gibi, Santos. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yep. It's gonna be like old times. | Evet. Eski zamanlar gibi olacak. Evet. Bu eski günlerdeki gibi olacak. Evet. Bu eski günlerdeki gibi olacak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
She's got a sexy librarian vibe going. | Seksi kütüphaneci havası var. She's got seksi kütüphaneci vibe gidiyor. She's got seksi kütüphaneci vibe gidiyor. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You ever notice that? Don't even think it, bro. | Hiç fark ettin mi? Aklından bile geçirme. Hiç fark? Bile düşünmeyin bro. Hiç fark? Bile düşünmeyin bro. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Oh, what? I'm just gonna talk to her. | Ne? Sadece konuşacağım. Oh, ne? Onunla konuşmak duracağım sadece. Oh, ne? Onunla konuşmak duracağım sadece. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I've heard that before. Remember Cairo? | Bunu daha önce de duydum. Kahire'yi hatırladın mı? Bunu daha önce duymuştum. Kahire hatırlıyor musunuz? Bunu daha önce duymuştum. Kahire hatırlıyor musunuz? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
The lady snake charmer with cobras? | Kobraları olan kadın yılan oynatıcısını? Lady yılan oynatan kobralar ile? Lady yılan oynatan kobralar ile? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Cairo, come on. My left butt cheek went black, Flynn. | Kahire, hadi ama. Kıçımın sol yanağı kararmıştı Flynn. Kahire, hadi. Benim sol popo yanak Flynn, simsiyah oldu. Kahire, hadi. Benim sol popo yanak Flynn, simsiyah oldu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Almost fell off. So you miss me? | Az daha düşüyordu. Beni özledin mi? Neredeyse düştü. Eğer beni özledim? Neredeyse düştü. Eğer beni özledim? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me? | Ne dedin? Pardon? Pardon? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You might've noticed I took a little hiatus from Blue Water. | Blue Water'a biraz ara verdiğimi fark etmişsindir. Sana aldı fark ettik olabilir Mavi Su gelen küçük bir boşluk. Sana aldı fark ettik olabilir Mavi Su gelen küçük bir boşluk. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
By hiatus, you mean my father fired you. | Ara vermek derken babamın seni kovmasından bahsediyorsun. aradan olarak, Eğer babam sana ateş anlamına gelir. aradan olarak, Eğer babam sana ateş anlamına gelir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. I did notice, Mr. Flynn. | Evet. Fark ettim Bay Flynn. Evet. Ben haber, Bay Flynn yaptı. Evet. Ben haber, Bay Flynn yaptı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |