Search
English Turkish Sentence Translations Page 148580
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Nicole: S 11's metabolism is higher than a typical shark. | S 11'in metabolizması normal bir köpekbalığından daha güçlü. S 11 metabolizmasını Tipik bir köpekbalığı daha yüksektir. S 11 metabolizmasını Tipik bir köpekbalığı daha yüksektir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Tranqs just make it more... | Sakinleştiriciler onu daha... Tranqs sadece daha yapmak ... Tranqs sadece daha yapmak ... | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
amenable. | ...uysal yapıyor. mükellef. mükellef. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Kind of like you and tequila, huh? (laughs) | Sen ve tekila gibi. sen ve tekila, ha gibi Kind? sen ve tekila, ha gibi Kind? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(sonar pinging) I got a signal. | Bir sinyal aldım. Ben bir sinyal var. Ben bir sinyal var. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It's two miles south of here. Yeah, I know the place. | Üç kilometre güneyde. Orayı biliyorum. Bu iki mil güneyinde buradan's. Evet, ben o yeri biliyorum. Bu iki mil güneyinde buradan's. Evet, ben o yeri biliyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Resorts all over the area. | Her yerde tatil köyü var. Tatil alan her yerinde. Tatil alan her yerinde. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Dad. Yes, Nicole. | Baba. Efendim Nicole. Baba. Evet, Nicole. Baba. Evet, Nicole. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
We got a signal. I don't have to tell you what's | Bir sinyal aldık. Burada ne kaybedeceğimizi... Biz bir sinyal var. Ben ne söylemek zorunda değilsiniz Biz bir sinyal var. Ben ne söylemek zorunda değilsiniz | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
at stake here, pumpkin. | ...söylememe gerek yok tatlım. tehlikede burada, kabak de. tehlikede burada, kabak de. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I told you to stop calling me that. | Sana beni böyle çağırmamanı söylemiştim. Ben durdurmak için söyledim Bana böyle çağrı. Ben durdurmak için söyledim Bana böyle çağrı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I'm counting on you, Nicole. | Sana güveniyorum Nicole. Ben, size Nicole sayıyorum. Ben, size Nicole sayıyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Bring S 11 home. | S 11'i eve getir. S 11 eve getir. S 11 eve getir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Okay, Stacy, in three, two... | Pekala Stacy, üç, iki... Tamam, Stacy, üç, iki ... Tamam, Stacy, üç, iki ... | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Stacy Everheart here | Ben Stacy Everheart... Burada Stacy Everheart Burada Stacy Everheart | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
with local fisherman Ryan Kingsberry. | ...ve yanımda yerel balıkçı Ryan Kingsberry var. yerel balıkçı ile Ryan Kingsberry. yerel balıkçı ile Ryan Kingsberry. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It's Pez. | Adım Pez. O Pez's. O Pez's. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
All right, Pez. Can you tell us what you saw? | Pekala Pez. Bize ne gördüğünü anlatır mısın? Tamam, Pez. Eğer gördüklerini bize söyleyebilir misiniz? Tamam, Pez. Eğer gördüklerini bize söyleyebilir misiniz? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Well, I first saw the creature coming in | Yaratığı ilk o tarafta kiralık... Iyi, ben ilk kez gördüm gelen yaratık Iyi, ben ilk kez gördüm gelen yaratık | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
from out there chasing a charter. | ...bir tekneyi takip ederken gördüm. Orada bir charter kovalayan dışarı. Orada bir charter kovalayan dışarı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I thought it was a shark at first, | Önce köpekbalığı sandım, Ben, ilk başta bir köpekbalığı olduğunu düşündüm Ben, ilk başta bir köpekbalığı olduğunu düşündüm | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
and then I saw the tentacles | sonra dokunaçlarını... ve sonra ben tentacles gördüm ve sonra ben tentacles gördüm | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
and black soulless eyes like my third wife's. | ...ve üçüncü eşiminki gibi siyah ruhsuz gözlerini gördüm. siyah ve ruhsuz gözler gibi benim üçüncü karısı. siyah ve ruhsuz gözler gibi benim üçüncü karısı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Cut. What are you doing? | Kestik. Ne yapıyorsun? Kesilmiş. Ne yapıyorsun? Kesilmiş. Ne yapıyorsun? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Are you high or just that stupid? | Kafan mı güzel yoksa aptal mısın? Eğer yüksek mısınız ya da aptal olduğunu? Eğer yüksek mısınız ya da aptal olduğunu? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Holy crap! | Lanet olsun! Kutsal bok! Kutsal bok! 401 00:29:58,343 > 00:29:59,867 Hey! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Hey! Get out of there! | Uzaklaşın! Hey! Çık oradan! Hey! Çık oradan! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yoga instructor: Inhale. | Nefes al. Nefes. Nefes. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Get out of there! | Uzaklaşın! Çık oradan! Çık oradan! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Inhale. Exhale. | Nefes al. Nefes ver. Nefes. Nefes. Nefes. Nefes. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Break left. | Sola git. Break bıraktı. Break bıraktı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Hola, senorita. You wanna play? | Merhaba bayan. Oynamak ister misiniz? Hola, Senorita. Oynamak istediğiniz? Hola, Senorita. Oynamak istediğiniz? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Not really. | Pek sayılmaz. Gerçekten. Gerçekten. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Hey, what's the holdup? | Neyi bekliyoruz? Hey, ne bekliyorsun? Hey, ne bekliyorsun? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Got it! | Aldım! Anladım! Anladım! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Mark! | Mark! Işareti! Işareti! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Are you getting this? Yes. Yes. | Çekiyor musun? Evet. Evet. Bu alıyorsunuz? Evet. Evet. Bu alıyorsunuz? Evet. Evet. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Pez: Get out of there! | Çekil oradan! Çık oradan! Çık oradan! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Is it over yet? Um, not quite. | Bitti mi? Daha değil. Daha bitmedi mi? Tam olarak değil Um,. Daha bitmedi mi? Tam olarak değil Um,. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Pez: Oh, this ain't happening. | Bu gerçek olamaz. Oh, bu olmuyor. Oh, bu olmuyor. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
That was horrible. | Korkunçtu. Bu korkunçtu. Bu korkunçtu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Sure. Sure. | Tabii. Tabii. Emin. Emin. Emin. Emin. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Horrible. Come on, let's go. | Korkunç. Hadi gidelim. Korkunç. Haydi, gidelim. Korkunç. Haydi, gidelim. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Damn it! Lost the signal. | Lanet olsun! Sinyali kaybettim. Lanet olsun! sinyal Lost. Lanet olsun! sinyal Lost. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
What? I lost the signal. S 11's gone. | Ne? Sinyali kaybettim. S 11 gitti. Ne? Ben sinyali kaybetti. S 11 gitti. Ne? Ben sinyali kaybetti. S 11 gitti. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Damn it! | Kahretsin! Lanet olsun! Lanet olsun! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You sure that thing works? | O şeyin işe yaradığına emin misin? Emin şey çalışır? Emin şey çalışır? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I told you the tracer got damaged when S 11 escaped. | S 11 kaçtığında takip cihazının hasar gördüğünü söylemiştim. Ben izli hasar var söylemiştim zaman S 11 kaçtı. Ben izli hasar var söylemiştim zaman S 11 kaçtı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Great. So we're chasing ghosts out here. | Harika. Yani boşa uğraşıyoruz. Büyük. Bu yüzden burada hayaletler dışarı kovalıyoruz. Büyük. Bu yüzden burada hayaletler dışarı kovalıyoruz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I don't think so. | Sanmıyorum. Öyle düşünmüyorum. Öyle düşünmüyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
We sure our freak did that? | Bunu bizim ucubenin yaptığına emin miyiz? Biz emin bizim deliliği mi? Biz emin bizim deliliği mi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
The abrasions on his body are tentacle markings. | Vücudundaki sıyrıklar dokunaç izleri. vücudunda sıyrıklar tentacle işaretler vardır. vücudunda sıyrıklar tentacle işaretler vardır. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Why didn't it eat him? | Niye onu yemedi? Neden onu yemek değil mi? Neden onu yemek değil mi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Maybe he wasn't hungry. | Belki aç değildir. Belki de aç değildi. Belki de aç değildi. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Oh, keen insight. | Keskin bir gözlem. Oh, keskin anlayış. Oh, keskin anlayış. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I'm so glad you came along. | Bizimle geldiğin için çok mutluyum. Seni çok geldi memnunum. Seni çok geldi memnunum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Tell me something, Ms. Sands, what do you know? | Söylesenize Bayan Sands, ne biliyorsunuz? Bana bir şeyler söyle Bayan Sands, ne biliyor musunuz? Bana bir şeyler söyle Bayan Sands, ne biliyor musunuz? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I know octopi like big rocks. | Ahtapotların büyük kayaları sevdiğini biliyorum. Ben büyük kayalar gibi octopi biliyorum. Ben büyük kayalar gibi octopi biliyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Sir. What is it? | Efendim. Ne oldu? Efendim. Nedir bu? Efendim. Nedir bu? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
There's something on TV I think you should see. | Televizyonda görmeniz gereken bir şey var. bir şey TV'de var Seni görmek gerektiğini düşünüyorum. bir şey TV'de var Seni görmek gerektiğini düşünüyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Stacy: My crew and I captured | Ekibim ve ben bu görüntüleri... Ekibim ve ben yakalandı Ekibim ve ben yakalandı | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
this footage an hour ago around Playa Del Sol... | ...bir saat önce Playa Del Sol civarında... Bu film bir saat önce Playa Del Sol etrafında ... Bu film bir saat önce Playa Del Sol etrafında ... | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
So far only CNE is carrying this. | Şimdilik sadece CNE bunu veriyor. Şimdiye kadar sadece CNE Bu taşıyor. Şimdiye kadar sadece CNE Bu taşıyor. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And that's supposed to make me feel any better? | Kendimi iyi hissetmem mi gerekiyor? Ve gerektiği Bana daha iyi hissettirmek için? Ve gerektiği Bana daha iyi hissettirmek için? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Stacy: The creature appeared to be some hybrid of shark and octopus. | Yaratık bir köpekbalığı ve ahtapot karışımı gibi görünüyor. Yaratık olduğu ortaya çıktı köpekbalığı ve ahtapot bazı melez. Yaratık olduğu ortaya çıktı köpekbalığı ve ahtapot bazı melez. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
A sharktopus, if you will. Hell. | Bir köpekbaltopot da denebilir. Lanet olsun. A sharktopus, eğer olacaktır. Hell. A sharktopus, eğer olacaktır. Hell. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Stacy: As viewers can see, | İzleyicilerin görebileceği üzere... izleyiciler Gördüğünüz gibi, izleyiciler Gördüğünüz gibi, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
the creature is like nothing ever witnessed before, | ...yaratık daha önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor, yaratık gibi bir şey değildir Hiç daha önce tanık yaratık gibi bir şey değildir Hiç daha önce tanık | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
and neither is its brutality. | yarattığı dehşet de öyle. ve ne vahşeti olduğunu. ve ne vahşeti olduğunu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
There's no confirmation by authorities yet, | Otoriteler henüz onaylamasa da... hiçbir onay yok henüz yetkililer tarafından, hiçbir onay yok henüz yetkililer tarafından, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
but fatalities are certain. | ...ölümlerin olduğu kesin. ama ölüm kesindir. ama ölüm kesindir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Dr. Sands, you've got an incoming call on satellite link. | Dr. Sands, bir uydu araması var. Dr Sands, sen var uydu bağlantısı üzerinde gelen bir aramayı. Dr Sands, sen var uydu bağlantısı üzerinde gelen bir aramayı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Stacy: It's only a matter of time... It's Commander Cox. | Binbaşı Cox. Köpekbaltopotun yeniden... Bu sadece bir zaman meselesi ... It's Komutanı Cox. Bu sadece bir zaman meselesi ... It's Komutanı Cox. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
...before the sharktopus strikes again. | ...saldırması an meselesi. ... Sharktopus önce yine vurur. ... Sharktopus önce yine vurur. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
All right, patch him in. Stacy Everheart reporting. | Tamam, bağla. Stacy Everheart bildiriyor. Pekala, yama onu içeri Stacy Everheart raporlama. Pekala, yama onu içeri Stacy Everheart raporlama. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Wait. | Bekle. Bekleyin. Bekleyin. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
First bring me a great, big, enormous scotch. | Önce bana büyük ve harika bir scotch getir. İlk olarak, bana büyük bir getir büyük, muazzam viski. İlk olarak, bana büyük bir getir büyük, muazzam viski. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Three and neat, sir? Yeah. | Sek ve üçlü mü? Evet. Üç ve temiz, efendim? Evet. Üç ve temiz, efendim? Evet. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Got it. | Tamam. Anladım. Anladım. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
What's going on? Why did we come ashore? | Neler oluyor? Niye karaya çıktık? Neler oluyor? Neden biz kıyıya geldi? Neler oluyor? Neden biz kıyıya geldi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
To get away from your dad's Eagle Scouts | Babanın izcilerinden uzaklaşıp... Için uzaklaşmak baban's Kartal İzciler Için uzaklaşmak baban's Kartal İzciler | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
so you can tell me what the hell you're hiding. | ...ne sakladığını söyleyebilmen için. bu yüzden bana anlatabilirsin ne cehennem saklanıyorsun. bu yüzden bana anlatabilirsin ne cehennem saklanıyorsun. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
What are you talking about? S 11's killing at random. Why? | Neden bahsediyorsun? S 11 rastgele öldürüyor. Neden? Sen neden bahsediyorsun? S 11 öldürülmesine rastgele. Neden? Sen neden bahsediyorsun? S 11 öldürülmesine rastgele. Neden? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I told you, I have no idea. | Bilmediğimi söylemiştim. Sana söyledim Hiçbir fikrim yok. Sana söyledim Hiçbir fikrim yok. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Look, even I know sharks aren't serial killers, okay? | Ben bile köpekbalıklarının seri katil olmadığını biliyorum, tamam mı? Bak, ben bile köpekbalıkları biliyorum seri katiller, tamam değil mi? Bak, ben bile köpekbalıkları biliyorum seri katiller, tamam değil mi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
They kill for a purpose. And octopi? | Bir amaç için öldürürler. Ve ahtapotlar. Onlar bir amaç için öldürmek. Ve octopi? Onlar bir amaç için öldürmek. Ve octopi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(scoffs) Smart as hell, and not to mention stealthy. | Çok zeki ve sinsidirler. cehennem gibi Smart, ve gizli bahsetmiyorum bile. cehennem gibi Smart, ve gizli bahsetmiyorum bile. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Okay, so they're not gonna expose themselves | Eğer iyi bir gerekçeleri yoksa kendilerini açığa çıkarmazlar. Tamam, bu yüzden etmeyeceğiz kendilerini teşhir Tamam, bu yüzden etmeyeceğiz kendilerini teşhir | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
unless they got a damn good reason not to. | bir lanet var olmadıkça İyi bir neden değil. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Maybe our neural implants | Belki sinir implantlarımız... Belki bizim sinir implantlar Belki bizim sinir implantlar | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
are damaging the impulse controls in S 11's brain. | ...S 11'in beynindeki dürtü kontrollerini zedeliyordur. dürtü zarar denetimler S 11 beyninde. dürtü zarar denetimler S 11 beyninde. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Or maybe your father did something to that freak, | Belki de baban o ucubeye... Ya da belki babanız O ucube bir şey yaptım Ya da belki babanız O ucube bir şey yaptım | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
something you don't know about. | ...bilmediğin bir şey yapmıştır. bir şey bilmiyorum. bir şey bilmiyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You know, a little gene splicing behind closed doors? | Kapalı kapılar ardında biraz gen eklemiştir belki? Eğer küçük bir gen yapıştırma biliyorum kapalı kapılar ardında? Eğer küçük bir gen yapıştırma biliyorum kapalı kapılar ardında? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
No, he wouldn't do that, not without consulting me first. | Hayır, bana danışmadan öyle bir şey yapmaz. Hayır, o, bunu yapmazdım bana danışmadan önce. Hayır, o, bunu yapmazdım bana danışmadan önce. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
My father is a man of science. | Babam bilimadamıdır. Babam bir bilim adamıdır. Babam bir bilim adamıdır. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
How about you tell that to the dead guy out there? | Bunu o ölü adama söylemeye ne dersin? Ne hakkında olduğunu söylemek orada ölü adam? Ne hakkında olduğunu söylemek orada ölü adam? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It means that I think your dad intended S 11 | Baban S 11'in ne olursa olsun başarılı olmasını istedi demek. Ben babanı düşünmek anlamına gelir S 11 amaçlanan Ben babanı düşünmek anlamına gelir S 11 amaçlanan | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
to succeed at all costs. | her ne pahasına olursa başarılı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Blue Water didn't hire you to think. | Blue Water seni düşünmen için işe almadı. Mavi Su sizi işe vermedi düşünmek. Mavi Su sizi işe vermedi düşünmek. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |