• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 148576

English Turkish Film Name Film Year Details
Hey! What?! Hey! Ne var? Hey! Ne?! Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
The woman! What about her? Kadın! Ne olmuş kadına? Kadın! Ne olmuş kadına? Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
What? Piss off! Ne? Çekil lan! Ne? Çekil lan! Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
What? I got shot! Ne? Vuruldum! Ne? Vuruldum! Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
I came here when I was small. Buraya küçükken gelirdim. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Ah, Mr Tanuki... Bay Tabuki sen misin? Ah, Bay Tabuki... Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
You can't smell him? Kokusunu alamıyor musun? Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
That's why I'm running. Ben de o yüzden kaçıyorum. Bende o yüzden kaçıyorum. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
It's yoga... Yeah. Bu yoga. Evet yoga. Bu yoga... hı hı. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
It was "Yoga in One Month" or "Yoga Friend" or something... "Bir Ayda Yoga" ya da "Yoga Dostluğu" gibi bir şeydi... "Bir Ayda Yoga" ya da "Yoga Dostluğu" gibi birşeydi... Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
You don't? No. Anlamıyor musun? Hayır. Anlamıyor musun? Hayır. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
No, I think it's a bad thing. Hayır. Bence kötü bir şey. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Is there food for us, too? Bizim için de yiyecek bir şey var mı? Bizim için de yiyecek birşey var mı? Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Who are you, I said! Kimsin sen dedim! Kimsin sen dedim ! Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Yamada! Yamada! Yamada! Yamada! Yamada! yamada! Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
I don't know if we can believe them or not... Onlara güvenebilir miyiz, hiç bilemiyorum... Onlara güvenebilirmiyiz, hiç bilemiyorum... Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Don't say it. I will. Doğru konuş. Konuşacağım. Doğru konuş. Konuşucam. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
It's the man I want you to kill. Adamı öldürmeni istiyorum. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
You're a nice man. Sen çok hoş bir adamsın. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
There hasn't been any one woman in the time we've been after him. Biz onun peşindeyken yanında o kız yoktu. Biz onun peşindeyken, yanında o kız yoktu. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
He hired those two and did it with them all night. O ikisini para karşılığı bütün gece beceriyordu. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Maybe she's local. Buralı bir kız. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
No, this way, I think. Hayır, bu tarafa sanırım. Yo, bu tarafa sanırım. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Yamada? Yamada. Yamada mı? Yamada. Yamada mı? Yamada. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
You'd better keep your day job. Yes. Normalde ne iş yapıyorsan ona devam et. Ne iş yapıyorsan normalde ona devam et. Peki. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Turn around. Yes. Arkanı dön. Peki. Arkanı dön. Peki. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
High above him, there's a swallow... High above him, there 's a swallow... Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
What's that? Some retard. Bu ne be? Gerzeğin teki. Bu ne be? Gerzeğin teki. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
That was Toshiko's man, right? Toshiko'nun herifiydi, değil mi? Toshiko'nun herifiydi, di mi? Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Yeah. We can depend on this old guy. Sorun yok. Bu ihtiyar herife güvenebiliriz. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
She's with me. With you? Benimle beraber. Seninle demek? Benle beraber. Senle ha? Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
What? The money, first. Ne? Önce para. Ne? Önce para. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Double? Double? İki katı mı? İki katı mı? İki katı mı? İki katı mı? Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Now. Now? Şimdi. Şimdi mi? Şimdi. Şimdi mi? Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Well, forget it, then. Öyleyse her şeyi unutalım. Öyleyse herşeyi unutalım. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Never get mixed up in man woman problems. Asla karı koca arasına girme. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
My wife's just run off on me. Karım beni terk edip gitti... Karım beni terkedip gitti... Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
You don't even know her well. O kızı tanımıyorsun bile. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Fuka chan... Fuka chan... Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Don't move, please. Kıpırdama lütfen. Kıpırdama, lütfen. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Don't move, please. Kıpırdama lütfen. Kıpırdama, lütfen. 755 01:38:51,308 > 01:38:52,332 ama... Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
Don't move, please. Kıpırdama lütfen. Kıpırdama, lütfen. 757 01:38:56,313 > 01:38:57,507 Kıpırdama, lütfen. 758 01:39:06,923 > 01:39:08,584 Daha fazla, lütfen. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
"Help them both", he keeps repeating. "İkisine de yardım et" devamlı bunu tekrarlıyordu. "İkisine de yardım et" devamlı tekrarlıyordu. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
"Help them both"? "İkisine de yardım et" mi? Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
It's a good chance to get out. Gitmek için iyi bir şans. Shark Skin Man and Peach Hip Girl-2 1998 info-icon
You're texting again? Huh? Yine mi mesajlaşıyorsun? Yine giysi alışverişi mi? Huh? Yine giysi alışverişi mi? Huh? Sharktopus-1 2010 info-icon
Come on, put that down and swim with me. Hadi bırak onu ve benimle yüz. Hadi.., Onu bırak ve benimle yüzmeğe gel. Hadi.., Onu bırak ve benimle yüzmeğe gel. Sharktopus-1 2010 info-icon
In the ocean? There's fish out there. Okyanusta mı? Orada balıklar var. okyanusta? Orada köpekbalıkları var okyanusta? Orada köpekbalıkları var Sharktopus-1 2010 info-icon
Your loss. (chimes) Kendin kaybedersin. Sen kaybedersin Sen kaybedersin Sharktopus-1 2010 info-icon
Oh my God. Bree! Aman Tanrım. Bree! Aman allahım. Bree! Aman allahım. Bree! Sharktopus-1 2010 info-icon
Bree! Shark! Bree! Köpekbalığı! Sharktopus-1 2010 info-icon
Bree, there's a shark! Bree, köpekbalığı var! Bree, orada Köpekbalığı! Bree, orada Köpekbalığı! Sharktopus-1 2010 info-icon
Oh my God! Somebody help her, please! Aman Tanrım! Lütfen yardım edin! Aman allahım! Yardım edin Lütfen ! Aman allahım! Yardım edin Lütfen ! Sharktopus-1 2010 info-icon
There's a shark! Bree, shark! Oh my God. Suda köpekbalığı var! Bree, köpekbalığı! Tanrım. Orada Köpekbalığı var! Bree, Köpekbalığı! Allahım. Orada Köpekbalığı var! Bree, Köpekbalığı! Allahım. Sharktopus-1 2010 info-icon
Oh my God. Are you okay? Aman Tanrım. İyi misin? Aman Tanrım. Birşeyin var mı İyimisin? Aman Tanrım. Birşeyin var mı İyimisin? Sharktopus-1 2010 info-icon
Are you okay? What just happened? İyi misin? Ne oldu? Sen iyi misin ? Ne oldu öyle? Sen iyi misin ? Ne oldu öyle? Sharktopus-1 2010 info-icon
There was a shark. Oh my God. Köpekbalığı vardı. Aman Tanrım. Bir köpekbalığı vardı. Aman Tanrım. Bir köpekbalığı vardı. Aman Tanrım. Sharktopus-1 2010 info-icon
Welcome to Blue Water. Blue Water'a hoş geldiniz. Mavi suya HOŞGELDİNİZ. Mavi suya HOŞGELDİNİZ. Sharktopus-1 2010 info-icon
This better be good, Sands. Umarım iyi bir şeydir Sands. Bu daha da iyi, Sands. Bu daha da iyi, Sands. Sharktopus-1 2010 info-icon
I stood up an admiral to be here. Burada olmak için bir amirali ektim. Ben, burada olması için bir amiral çağırdım. Ben, burada olması için bir amiral çağırdım. Sharktopus-1 2010 info-icon
Trust me, Commander. You're gonna wanna see this. Bana güvenin Binbaşı. Bunu görmek isteyeceksiniz. Bana güven, kumandan Bunu görmek isteyecekler. Bana güven, kumandan Bunu görmek isteyecekler. Sharktopus-1 2010 info-icon
What are we looking at here? Neye bakıyoruz? Biz burada ne bakıyorsun? Biz burada ne bakıyorsun? Sharktopus-1 2010 info-icon
S 11's been fitted with cameras. S 11'e kamera takılmıştı. S 11 kamera ile donatılmış S 11 kamera ile donatılmış Sharktopus-1 2010 info-icon
We received these images 10 minutes ago. Bu görüntüleri 10 dakika önce aldık. 10 dakika önce. Biz bu görüntüler aldık 10 dakika önce. Biz bu görüntüler aldık Sharktopus-1 2010 info-icon
My God. Tanrım. Tanrım Tanrım Sharktopus-1 2010 info-icon
Very "National Geographic," isn't it? National Geographic gibi değil mi? Böyle birşey bu çoğrafyada olamaz değil mi? Böyle birşey bu çoğrafyada olamaz değil mi? Sharktopus-1 2010 info-icon
Freeze it. (beeps) Dondur. Dondurulmuşmu bu? Dondurulmuşmu bu? Sharktopus-1 2010 info-icon
See? The girl got away. Gördünüz mü? Kız kaçmış. Bakın? kız kaçtı. Bakın? kız kaçtı. Sharktopus-1 2010 info-icon
Why didn't S 11 go after her? S 11 niye peşinden gitmemiş? S11, niye onun peşinden gitmedi? S11, niye onun peşinden gitmedi? Sharktopus-1 2010 info-icon
Because we jerked its leash. Çünkü tasmasını çektik. Çünkü biz, onun tasmasını çektik. Çünkü biz, onun tasmasını çektik. Sharktopus-1 2010 info-icon
We told it to behave. Uslu durmasını söyledik. Biz böyle davranmasını istedik. Biz böyle davranmasını istedik. Sharktopus-1 2010 info-icon
Come again? Like a shark... Ne dedin? Köpekbalığı gibi... Yine gelecek mi? Köpekbalığı gibi mi... Yine gelecek mi? Köpekbalığı gibi mi... Sharktopus-1 2010 info-icon
let me let my daughter explain. Kızımın açıklamasına izin verin. Bana açıklamam için izin ver. Bana açıklamam için izin ver. Sharktopus-1 2010 info-icon
Like a shark, S 11 can sense electrical impulses, Köpekbalığı gibi S 11 de elektrik impulslarını hisseder, Bir köpekbalığı gibi, S 11, elektrik uyarılarını hissedebilir Bir köpekbalığı gibi, S 11, elektrik uyarılarını hissedebilir Sharktopus-1 2010 info-icon
helping it navigate. yön bulmasına yardımcı olur. Yönünü bulmasına yardımcı olur Yönünü bulmasına yardımcı olur Sharktopus-1 2010 info-icon
We manipulate this ability S 11'in beyin korteksine yerleştirilmiş... Bundan yararlanalalım Bundan yararlanalalım Sharktopus-1 2010 info-icon
by transmitting focused electrical charges odaklanmış elektrik yüklerinin aktararak Sharktopus-1 2010 info-icon
to a series of receptors implanted Bir Alıcı yerleştirdi Sharktopus-1 2010 info-icon
in S 11's cerebral cortex. ...bu yeteneğini kontrol ediyoruz. S 11i'nin beyinle ilgili korteksinde S 11i'nin beyinle ilgili korteksinde Sharktopus-1 2010 info-icon
I have no idea what she just said. Ne dediği hakkında hiçbir fikrim yok. Ben onun ne dediğini hiç anlamadım Ben onun ne dediğini hiç anlamadım Sharktopus-1 2010 info-icon
S 11 is now totally under our control. S 11 tamamen kontrolümüz altında. S 11, tamamen bizim kontrolümüz altındadır. S 11, tamamen bizim kontrolümüz altındadır. Sharktopus-1 2010 info-icon
Blue Water Corp. Has just created the Navy's next superweapon. Blue Water, Donanma'nın yeni süper silahını yarattı. Mavi su meclisi Deniz Kuvvetleri'nin Geleceğini yaratıyor Mavi su meclisi Deniz Kuvvetleri'nin Geleceğini yaratıyor Sharktopus-1 2010 info-icon
Sands, you crafty SOB. Sands, seni yetenekli pislik. Sands,sen kurnaz birisin.. Sands,sen kurnaz birisin.. Sharktopus-1 2010 info-icon
You did it. Başardın. Onu Ben yarattım Onu Ben yarattım Sharktopus-1 2010 info-icon
Was there any doubt? Baby girl, bring S 11 home. Şüpheniz mi vardı? S 11'i eve getir bebeğim. Herhangi bir şüphe var mıydı? Kız bebek, S 11 eve getirmek Herhangi bir şüphe var mıydı? Kız bebek, S 11 eve getirmek Sharktopus-1 2010 info-icon
Sir, we've got S 11 on an intercept path of a fast moving vessel. Efendim, S 11 hızla ilerleyen bir teknenin yolu üstünde. Efendim, biz bir yolunu kesmek yolda S 11 var Hızlı, gemi hareket. Efendim, biz bir yolunu kesmek yolda S 11 var Hızlı, gemi hareket. Sharktopus-1 2010 info-icon
Change course. Rotayı değiştir. Elbette değiştir Elbette değiştir Sharktopus-1 2010 info-icon
No, take it in closer. Hayır, daha da yaklaştır. Hayır, daha yakına götürün. Hayır, daha yakına götürün. Sharktopus-1 2010 info-icon
Commander, the swimmer was a chance encounter. Binbaşı, yüzücü tesadüfi bir karşılaşmaydı. Komutanım, yüzücüyle karşılaşmak şans oldu. Komutanım, yüzücüyle karşılaşmak şans oldu. Sharktopus-1 2010 info-icon
S 11 still needs more testing. S 11'in daha fazla teste ihtiyacı var. S 11 hala daha test ihtiyacı var S 11 hala daha test ihtiyacı var Sharktopus-1 2010 info-icon
I procured millions of dollars of taxpayer money to develop that thing. Bu şeyi geliştirmek için mükelleflerin milyonlarca dolarını harcadım. Ben milyonlarca dolar satın vergi mükelleflerinin parasının o şeyi geliştirmektir. Ben milyonlarca dolar satın vergi mükelleflerinin parasının o şeyi geliştirmektir. Sharktopus-1 2010 info-icon
Before Blue Water gets one more cent, I better see it perform. Blue Water bir sent daha almadan önce iş üstünde görsem iyi olur. Mavi su, bir tane daha yüzde gelmeden önce Ben daha iyi performans görüyoruz Mavi su, bir tane daha yüzde gelmeden önce Ben daha iyi performans görüyoruz Sharktopus-1 2010 info-icon
But the external interface is a prototype. Ama dış arabirim bir prototip. Ama harici arabirim bir prototip. Ama harici arabirim bir prototip. Sharktopus-1 2010 info-icon
If something were to happen... Eğer bir şey olursa... Bir şey varsa gerçekleşmesi idi Bir şey varsa gerçekleşmesi idi Sharktopus-1 2010 info-icon
What did you have in mind, Commander? Aklınızda ne var Binbaşı? Ne, aklınızda var mıydı Komutan? Ne, aklınızda var mıydı Komutan? Sharktopus-1 2010 info-icon
S 11 was designed to go where the Navy can't, right? S 11 Donanma'nın giremeyeceği yerlere girmek için tasarlandı değil mi? S 11 tasarlandı gitmek nereye Donanması olamaz, değil mi? S 11 tasarlandı gitmek nereye Donanması olamaz, değil mi? Sharktopus-1 2010 info-icon
Sneak into hostile waters, hunt down drug runners and pirate vessels. Düşman denizlere girip korsan teknelerini... Düşmanca sulara Sneak, avlamak ilaç koşucular ve korsan gemileri. Düşmanca sulara Sneak, avlamak ilaç koşucular ve korsan gemileri. Sharktopus-1 2010 info-icon
So you want us to treat that craft like the enemy? O tekneye düşman muamelesi yapmamızı mı istiyorsunuz? Böylece bizi tedavi etmek istiyorum düşman gibi o zanaat? Böylece bizi tedavi etmek istiyorum düşman gibi o zanaat? Sharktopus-1 2010 info-icon
Move in tight and pursue without being seen. Yaklaş ve görünmeden takip et. Sıkı hareket edin ve görüldü olmadan sürdürmek. Sıkı hareket edin ve görüldü olmadan sürdürmek. Sharktopus-1 2010 info-icon
Dad? Make me proud, pumpkin. Baba? Gururlandır beni tatlım. Baba? Bana gurur, kabak olun. Baba? Bana gurur, kabak olun. Sharktopus-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 148571
  • 148572
  • 148573
  • 148574
  • 148575
  • 148576
  • 148577
  • 148578
  • 148579
  • 148580
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact