Search
English Turkish Sentence Translations Page 14854
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Hush now, silly girl. | Sus artık, aptal kız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It is a simple gift, You are certainly used to better. | Bu küçük bir hediye, Sen kesinlikle daha iyilerine layıksın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The poor Theology student, Henrik Bergman and the middle class girl, Anna Åkerblom | Yoksul Teoloji öğrencisi Henrik Bergman ve orta sınıf bir ailenin kızı... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
meet in Uppsala in 1909 and fall in love with each other. | ... Anna Akerblom 1909 yılında Uppsala'da tanışıp aşık oldular. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna's brother Ernst is their confidant | Anna'nın kardeşi Ernst onların sırdaşıydı... Henrik'in annesi Alma, oğlunun nişanlısından hoşnut olmadı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
but her mother Karin opposes them and forces a deal | ...ama annesi Karin onların ilişkilerine karşıydı ve... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
once she learns that Henrik is secretly engaged to Frida. | ...Henrik'in Frida ile olan gizli nişanını bir kere öğrenmişti. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna gets melancholic and dismisses Henrik. | Böylece Anna melankoliye düşer ve Henrik'i red eder. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
In a sanatorium in Switzerland she slowly recovers from tuberculosis. | İsviçre'de bir sanatoryumda tüberkülozdan yavaş yavaş kurtulur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
In the meantime, back in Uppsala, Henrik receives his ordination. | Bu arada, Henrik Uppsala'ya geri döner ve kendi cemaatini kavuşur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna's parents hope that this love will dissipate 1 | Anna'nın ebeveynleri bu aşkın yok olacağını ümit ederler.. 1 | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
but they get proof of the opposite when they find a letter to Henrik. | ...fakat buna karşıt bir delil olarak Henrik'e gönderilmiş bir mektup bulurlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Karin decides to burn the letter, even as Johan warns of the consequences. | Karin, Johan'ın tüm uyarılarına rağmen mektubu yakmaya karar verir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Mother and daughter are in Italy when they hear of Johan's death. | Anne ve kız Johan'ın ölüm haberini İtalya'da alırlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Plagued with guilt Karin confesses about the burnt letter. | Suçluluk duygusuna boğulmuş Karin, yakılan mektup hakkında itirafta bulunur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Back in Sweden Anna visits Henrik. | Anna İsveç'e döner dönmez Henrik'i ziyaret eder. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
She feels a new freedom, and they become engaged. | Kendini yeniden doğmuş gibi hisseder ve nişanlanırlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
They visit Henrik's mother, Alma | Birlikte Henrik'in annesini ziyaret ederler. Alma... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
who finds it difficult to conceal her dismay over her son's choice. | ...oğlunun seçiminden duyduğu dehşeti gizlemekte oldukça zorlanır. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna and Henrik are unconcerned. | Anna ve Henrik umursamazlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
They plan their future together. | Birlikte gelecek planları yaparlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Forsboda coming up! | Forsboda geliyor! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Are you the minister? I'll drive you to the rectory. | Bakan siz misiniz? Sizi Rektörlüğe bırakacağım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
There was no mention of a second party. This is my fiancée. | İkinci bir parti söz konusu değildi. Nişanlım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You can get off here. | İnebilirsiniz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We've waited all day. Welcome to you both! | Burada dikilmiş beni izleme. Tüm gün bekledik. Hoşgeldiniz! Bu eski kazağı da nereden buldun? Sakladığımı sanıyordum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
My name is Magda Säll I'm the rectory's housekeeper. | Ben, Magda Säll. Rektörün hizmetçisiyim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
This is Rector Gransjö. So here you are! | Rektör Gransjö. Demek geldiniz! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes... The train was delayed. | Evet... Trenimiz gecikti. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'll go get the coffee. | Ben kahve yapmaya gideyim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The time should really be five past four, but all the clocks here are off. | Saat tamı tamına 17:04 olmalı, ama burdaki tüm saatler bozuk. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It is must be linked to the subterranean magnetic fields. | Yeraltındaki gizli manyetik alanlardan olmalı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The only clock that shows the correct time is mine. | Doğru düzgün çalışan tek saat benimki. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It appears to be wholly unaffected by the subterranean powers. | Yeraltındaki güçler tarafından hiç etkilenmemiş görünüyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's ten past four by my watch. Well well... | Benim saatim 10'u dört geçiyor. Güzel güzel... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Well... Yes, that could be so. | Güzel... Evet, olabilir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, Magda should be here with the coffee. | Evet, Magda birazdan kahveleri getirir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I won't be having any, as I must prepare myself. | Ben bir şey almayacağım, hazırlanmam gerekiyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We'll be having dinner with Nordenson, the manager. | Müdür Nordenson ile akşam yemeği yiyeceğiz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I need to take a little nap. | Biraz şekerleme yapmam gerekiyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Welcome, please be seated. Thanks. | Hoşgeldiniz, lütfen oturun. Teşekkürler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Sorry it took so long, here comes the coffee. | Geciktiğim için özür dilerim, işte kahveler geldi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We'll be dining at the Nordensons, which won't be much fun, after all that has happened. | Nordensonlara yemeğe gideceğiz. Pek eğlenceli olmayacak her zamanki gibi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Are you 'schon im Bilde', as they say in German? | Almancada 'schon im Bilde' mi, dersiniz? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Then I won't go into details. | O halde ayrıntılara girmeyeceğim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What happened? No one knows for sure... | Ne oldu? Kimse emin değil... Bu inanılmaz! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
One thing is clear the mill is on its last legs. | Kesin olan bir şey var... değirmenin suyu kurumak üzere. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Nordenson has gotten mixed up in certain 'affairs'. | Nordenson işleri belli ölçüde karıştıran kararlar aldı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
There is talk of prison. | Hapisten söz ediliyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
This past year has been a tangled mess of rumors and other stories. | Geçen yıl karmakarışık bir söylenti vardı ve diğer söylentiler... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't want to sit here and gossip. | Burda oturup dedikodu yapmak istemiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Now, I'd like to show you to your rooms. | Şimdi, size odanızı göstermek isterim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The young lady will stay in the Bishop's room. | Genç hanım Piskopos'un odasında kalacak. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The minister will stay in the wing. | Vaiz ise ek binada. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Dearest, beloved Anna, who will be my wife before God... | Biricik sevgilim Anna, Tanrının huzurunda karım olacak kadın... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
When we are apart | Ayrıldığımız zaman... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm gripped with the worry that I will never see you again. | ...seni bir daha göremeyeceğimden çok korktum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Cheers! Cheers, minister. | Şerefe! Vaizin Şerefine. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Cheers, captivating young lady. | Ve büyüleyici genç bayanın şerefine. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Youth and beauty, is what we thirst for, here in the wilderness. | Hasret kaldığımız gençlik ve güzellik, işte nihayet bu çölde. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How is it going at the factory? Ask the administrator! | Fabrikada işler nasıl gidiyor? Şefe sorun! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
This is awful. | Berbat. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The furnace, the rolling mill and the steam hammer were all shut down today. | Fırın, dökümhane ve buhar çekici, hepsi bugün kapandı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The workers gathered in the warehouse but were chased away by security. | İşçiler depoda toplandı ama güvenlik onları dağıttı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Then they broke into one of the condemned houses near the falls. | Sonra onlarda tepelerdeki evlerden birine kaçtılar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I went there to confront the police | Ben de polisle oraya gittim... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
but then the administrator told me that the workers could stay there | ...fakat sonra şef bana, 'Eğer, ortalığı karıştıranlardan uzak durup...' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
if only they turned the agitators away and started their work again. | '...işlerinin başına geri dönerlerse, burada kalabilirler.' dedi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The Rector... | Rektör... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It is unfortunate that the young minister has received no political education | Ne yazık ki, bu genç vaiz piyasaya çıkmadan önce... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
before being released into the market. What do you think? | ...hiç bir şekilde siyaset eğitimi almamış. Ne düşünüyorsun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
lf the minister had been informed of the situation, he would know | Şayet Peder durumdan haberdar edilmiş olsaydı... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We now have a new generation | Şimdilerde, düşük çeneli, provakatif ve... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
of loudmouths, agitators and criminal elements. | ...suça meyilli bir yeni neslimiz var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
They put themselves between us and our workers. And live with class hatred | İşçilerimizle aramıza giriyorlar ve sınıf düşmanlığı yapıyorlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Rabble and riff raff! They want to take what is mine away from me. | Gürültücü ayaktakımı! Sahip olduğum şeyleri benden almak istiyorlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
They want to send me packing down the road. | Beni paketleyip göndermek istiyorlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Let's state it clearly: they want to kill me and my family. | Daha açık ifade edeyim: Beni ve ailemi öldürmek istiyorlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Let there be no doubt... | Buna kimsenin şüphesi olmasın ki... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Their aggression will be reciprocated. | ...saldırganlıkları karşılık görecektir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I can get out my rifle, and shoot them like the mad dogs that they are. | Tüfeğimi çıkarıp onları köpek gibi avlarım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Let's not mince words, minister... | Sözlerimizi sakınmayalım, Sayın Rahip... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We might want an enemy with shinier weapons | Daha iyi silahları olan bir düşman isteyebiliriz belki... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
but that is too much to expect of a mob with a taste for blood. | ...ama bu bir mafyanın kanını tatmak için çok fazla zaman alır. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't want to bring up this question. | Bu soruyu yöneltmek istemiyorum. Yok. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The ladies already feel a bit uncomfortable. | Hanımlar da zaten yeterince rahatsız oldular. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
My wife gives me an earful on my days off | Bir vaizden politik vicdan talep ettiğim için... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
because I demand political conscience from a minister. | ...karım beni hergün azarlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I didn't know that the situation had gotten so inflamed. | Durumun bu kadar iltihaplandığını bilmiyordum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That is a remarkable word, which makes it sound like a sickness. | 'İltihap', bu dikkat çekici bir kelime, kulağa hastalıktan söz edermiş gibi geliyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It is not a sickness. It is a revolution. | Bu hastalık değil, devrim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We, who are sitting here, are the losers. | Biz, burada oturanlar, kaybedenleriz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Our heads will roll. Now my husband is being too macabre! | Başlarımız yuvarlanacak. Kocam çok ürkütücü olmaya başladı artık! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Let's stop this meaningless discussion. Coffee is being served in the salon. | Bu anlamsız tartışmaya son verelim. Kahveler salonda servis ediliyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
For my, and the rest of my guests' sake | Tüm konuklar adına ben... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I want to thank you for an excellent meal. | ...bu mükemmel yemek için size teşekkür etmek istiyorum. 1 | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Cheers and thanks! Cheers. 1 | Şerefe ve teşekkürler! Şerefe. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Read it this evening. | Bu akşam oku. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Is it dreary? No, it mostly concerns love. | Kasvetli mi? Hayır, daha çok aşkın tasaları ile ilgili. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Excuse me, there is something I need to speak to you about. | Affedersiniz, sizinle konuşmam gereken bir konu var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |