• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 148015

English Turkish Film Name Film Year Details
I shattered mine. ...yedi saniyede mahvettim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
5. bölgedeki, kriterlerine uyan kişiler. Ben, besinci bolgedeki tum bu adaylar seni taniyor. 5. bölgedeki, kriterlerine uyan kişiler. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Unutma, beni tanımıyorsun. hatirla, beni tanimiyorsun. Unutma, beni tanımıyorsun. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Ezra Turner. Ezra Turner. </ i> Ezra Turner. Seven Pounds-2 2008 info-icon
I can have four new fillets overnight. Elimde, geceden kalan dört şerit kemiksiz et var. geceyarisindan 4 yeni fileto var. Elimde, geceden kalan dört şerit kemiksiz et var. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Oh no, no thank you. Hayır, teşekkürler. hayir, tesekkurler. Hayır, teşekkürler. Seven Pounds-2 2008 info-icon
What is your name again? Ezra, is that right right? İsmin neydi? Ezra idi, değil mi? sey adin neydi? Ezra, degil mi? İsmin neydi? Ezra idi, değil mi? Seven Pounds-2 2008 info-icon
I'll just need your first and last name So I can call up your account Hesabınıza bağlanmak için adınız ve soyadınız gerekli. isminiz ve soy isminize ihtiyacim var boylece hesabinizi bulabilirim. Hesabınıza bağlanmak için adınız ve soyadınız gerekli. Seven Pounds-2 2008 info-icon
You know what, here's what i'm thinking Ezra. Düşündüğüm şeye bak, Ezra. bak ne dusunuyorum biliyor musun? Ezra. Düşündüğüm şeye bak, Ezra. Seven Pounds-2 2008 info-icon
I think i'm gonna mail you the meat back personally Bence bu eti geri postalamalıyım. dusundum de, sana Bence bu eti geri postalamalıyım. Seven Pounds-2 2008 info-icon
So you can see first hand the type of dog food that you're peddling. Böylece nasıl bir köpek yemi satıldığını gözlerinizle görürsünüz. Seven Pounds-2 2008 info-icon
That won't be necessary, sir. Buna gerek yok, efendim. buna hic gerek yok, efendim. Buna gerek yok, efendim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
So how about we just start with your last name Thomas. Öyleyse soyadınızla başlayalım. Thomas. hmm sey, soy isminizle baslamaya ne dersiniz. Thomas. Öyleyse soyadınızla başlayalım. Thomas. Seven Pounds-2 2008 info-icon
And don't you get me started on the pork 26 00:03:22,070 > 00:03:23,393 Have you tried the pork? Daha sana domuz etinden bahsetmedim bile. ve sana domuz eti hakkinda bahsetmiyim bile. Daha sana domuz etinden bahsetmedim bile. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Well no, sir.I'm not much of a meateater myself. Hayır, efendim. Çok fazla et yemem de. pek degil efendim. ben et yemem. Hayır, efendim. Çok fazla et yemem de. Seven Pounds-2 2008 info-icon
But I hear really great things about the pork. Ama herkes domuz etini metheder. fakat gene de cok tesekkurler. Ama herkes domuz etini metheder. Seven Pounds-2 2008 info-icon
So you don't eat pork at all? Hiç domuz eti yemedin, öyle mi? yani domuz eti yemiyorsun hah. Hiç domuz eti yemedin, öyle mi? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Are you jewish? Yahudi misin yoksa? yahudi misin? Yahudi misin yoksa? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Is that why you don't eat pork, Ezra? Domuz eti yememe nedenin bu mu, Ezra? domuz eti yememenin nedeni bu mu? ezra. Domuz eti yememe nedenin bu mu, Ezra? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Well ...Can we start with your first name, Mr Thomas? Acaba... İsminizle devam edebilir miyiz, Sayın Thomas? hmm sey ... adiniz neydi, bay Thomas? Acaba... İsminizle devam edebilir miyiz, Sayın Thomas? Seven Pounds-2 2008 info-icon
No order for Ben Thomas. Ben Thomas için bir bilgi bulunamadı. Ben Thomas adina birsey bulunamadi. Ben Thomas için bir bilgi bulunamadı. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Wow, hold on. What was that voice? Bekle biraz. O ses de neydi? bekle bi. bu seste ne? Bekle biraz. O ses de neydi? Seven Pounds-2 2008 info-icon
I don't have an order for a Ben Thomas. Ben Thomas adına düzenlenen bir bilgiye ulaşamadım. ben thomas adina birsey bulamadim. Ben Thomas adına düzenlenen bir bilgiye ulaşamadım. Seven Pounds-2 2008 info-icon
You're kidding me. Dalga geçiyorsun. dalga geciyorsun. Dalga geçiyorsun. Seven Pounds-2 2008 info-icon
A blind beef salesman who doesn't eat meat. Et yemeyen, kör bir et satıcısı demek. et yemeyen kor bir et saticisi. Et yemeyen, kör bir et satıcısı demek. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Now that, that is rich, That is rich. Bu komikti! Gerçekten komikti! iste bu superdi! gercekten superdi! Bu komikti! Gerçekten komikti! Seven Pounds-2 2008 info-icon
Have you ever had sex, Ezra? Hiç seks yaptın mı, Ezra? hic sex yaptin mi, Ezra? Hiç seks yaptın mı, Ezra? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Did Lawrence in accounting put you up to this? Hesap açmanızı Lawrence mı önermişti? He had somehow Lawrence from accounting to do that? Hesap açmanızı Lawrence mı önermişti? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Because somehow I can't imagine a blind Çünkü kör ve vejetaryen bir et satıcısının... cunku nedense et yemeyen kor bir et saticisinin Çünkü kör ve vejetaryen bir et satıcısının... Seven Pounds-2 2008 info-icon
vegan beef salesman having sex. ...seks yaptığını hayal edemiyorum. sex yaptigini dusunemiyorum bile. ...seks yaptığını hayal edemiyorum. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Listen, i'm trying to help you sir. You're trying to help me? Dinleyin, size yardımcı olmaya çalışıyorum, efendim. Bana yardımcı olmaya mı çalışıyorsun? bakin size yardim etmeye calisiyorum efendim. bana yardim etmeye mi calisiyorsun? Dinleyin, size yardımcı olmaya çalışıyorum, efendim. Bana yardımcı olmaya mı çalışıyorsun? Seven Pounds-2 2008 info-icon
The blind beef salesman is trying to help me? Kör bir et satıcısı bana yardımcı olmaya mı çalışıyor? kor bir et saticisi bana yardim etmeye mi calisiyor? Kör bir et satıcısı bana yardımcı olmaya mı çalışıyor? Seven Pounds-2 2008 info-icon
I'm actually starting to feel pretty bad for you, Ezra, Senin için üzülmeye başladım, Ezra. senin icin gercekten uzgunum, Ezra, Senin için üzülmeye başladım, Ezra. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Because I look at my life and it is surrounded by so much beauty, Çünkü, birçok güzelliklerle çevrili hayatıma bakıyorum... cunku kendi hayatima bakiyorum da su anda bircok guzellikle cevrelenmis durumda, Çünkü, birçok güzelliklerle çevrili hayatıma bakıyorum... Seven Pounds-2 2008 info-icon
and you can't see shit. ...ve sen bunların hiçbirini göremiyorsun. ve sen hic birsey goremiyorsun. ...ve sen bunların hiçbirini göremiyorsun. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Is that fair? Does that seem fair to you, Ezra? Bu adil mi? Bu sana adil görünüyor mu, Ezra? bu sence adil mi? sence bu adil gorunuyor mu, Ezra? Bu adil mi? Bu sana adil görünüyor mu, Ezra? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Do you even know what colour the ocean is? Okyanusun ne renk olduğunu biliyor musun? okyanusun ne renk oldugunu hic biliyor musun? Okyanusun ne renk olduğunu biliyor musun? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Do you!? Biliyor musun? Seven Pounds-2 2008 info-icon
"It's blue, sir." Say what you wanna say. "Mavi, efendim."miş. Ne düşündüğünü söyle. "mavi, efendim." ne soylemek istiyorsan onu soyle. "Mavi, efendim."miş. Ne düşündüğünü söyle. Seven Pounds-2 2008 info-icon
React, say what you wanna say to me! Tepki ver. Bana ne düşündüğünü söyle. tepkini goster bana ne soylemek istiyorsan onu soyle Tepki ver. Bana ne düşündüğünü söyle. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Thank you for calling Cheyenne Meats. Cheyenne Etleri'ni aradığınız için teşekkür ederiz. Cheyenne etlerini aradiginiz icin tesekkurler. Cheyenne Etleri'ni aradığınız için teşekkür ederiz. Seven Pounds-2 2008 info-icon
That's not what you wanna say, you coward! Söylemek istediğin şey bu değil, seni korkak! soylemek istedigin sey bu degil korkak herif! Söylemek istediğin şey bu değil, seni korkak! Seven Pounds-2 2008 info-icon
Coward! Korkak! seni korkak! Korkak! Seven Pounds-2 2008 info-icon
You blind vegan beef salesman, virgin coward, say what you wanna say! Seni bakir, vejetaryen, kör, korkak satıcı ne düşündüğünü söyle! seni bakire, vejateryan, kor satici bana ne soylemek istiyorsan onu soyle Seni bakir, vejetaryen, kör, korkak satıcı ne düşündüğünü söyle! Seven Pounds-2 2008 info-icon
The translation and adaptation: Rickard www.zirzavat.net Kaliteli Filmin Adresi Seven Pounds-2 2008 info-icon
Hi, can I help you? Merhaba! Yardımcı olabilir miyim? Merhaba! yardimci olabilir miyim? Merhaba! Yardımcı olabilir miyim? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Yes. Hello. I'm looking for Emily. Evet. Merhaba. Emily'e bakmıştım. evet, merhaba. ben emily'e bakmistim. Evet. Merhaba. Emily'e bakmıştım. Seven Pounds-2 2008 info-icon
You're a friend of hers? Yes. Yes, ma'am. Arkadaşı mısınız? Evet. Evet, bayan. arkadasi misiniz? evet. evet, bayan. Arkadaşı mısınız? Evet. Evet, bayan. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Cuz, she's not home. Godness ... Evde değil. Tanrım... o evde degil. tanrim!! Evde değil. Tanrım... Seven Pounds-2 2008 info-icon
No she left this morning she had to do some more tests. Bazı testler yaptırmak için sabah evden ayrıldı. O sabah birkac test yaptirmak icin ayrilmisti. Bazı testler yaptırmak için sabah evden ayrıldı. Seven Pounds-2 2008 info-icon
She asked me to watch Duke until she got back. Eve dönene kadar, Duke'e bakıp bakamayacağımı sordu. eve donene kadar duke bakmami istemisti. Eve dönene kadar, Duke'e bakıp bakamayacağımı sordu. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Okay ... Tamam... peki... Tamam... Seven Pounds-2 2008 info-icon
You've ever tried mixing banana peel into the soil? Gübreye muz kabuğu karıştırmayı hiç denediniz mi? bence sunlari karistirarak denemelisin. Gübreye muz kabuğu karıştırmayı hiç denediniz mi? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Really? It works, I swear. Gerçekten mi? Yemin ederim, işe yarıyor. gercekten mi? ise yariyor. yemin ederim. Gerçekten mi? Yemin ederim, işe yarıyor. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Would you by chance know where I can find her? Acaba onu nerede bulabileceğimi söyleme şansınız var mı? oh!! onu nerede bulabilecegim hakkinda bir bilginiz var mi? Acaba onu nerede bulabileceğimi söyleme şansınız var mı? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Cardiac wing? Kardiyoloji bölümü. kardiyoloji bolumu? Kardiyoloji bölümü. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Take the elevator to the fifth floor, then turn left. Asansörle beşince kata çıkınca solda. asansore binin 5. katta solda. Asansörle beşince kata çıkınca solda. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Thank you. Teşekkür ederim. tesekkurler. Teşekkür ederim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
What's not I just saying. It's absolutely impossible. Bunun katiyen imkânsız olduğunu söyledim. ve dedim ki. kesinlikle imkansiz. Bunun katiyen imkânsız olduğunu söyledim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
I'm here to see Emily Posar. Emily Posa için gelmiştim. Emily Posar'i gormek icin buradayim. Emily Posa için gelmiştim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
I'm sorry, visiting hours are from 8am to 4pm. Üzgünüm, ziyaret saatleri 8 ile 16 arasındadır. uzgunum, ziyaret saatleri sabah 8 ile aksam 4 arasidir. Üzgünüm, ziyaret saatleri 8 ile 16 arasındadır. Seven Pounds-2 2008 info-icon
You know it is really important That I speak to her for just a moment. Bu çok önemli. Onunla bir dakikalığına da olsa konuşmalıyım. sey, onunla konusmam gercekten cok onemli sadece bir dakika. Bu çok önemli. Onunla bir dakikalığına da olsa konuşmalıyım. Seven Pounds-2 2008 info-icon
You'll just have to come back during visiting hours. Ziyaret saatlerinde gelmeniz gerekiyor. ziyaret saatinde tekrar geri gelmeniz gerekiyor. Ziyaret saatlerinde gelmeniz gerekiyor. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Thank you very much. Teşekkür ederim. cok tesekkurler. Teşekkür ederim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
So if there's one thing that I have learned and that you all should remember Benim öğrendiğim ve sizlerin sözleşme... bu anlasmalarda ogrendigim ve sizin Benim öğrendiğim ve sizlerin sözleşme... Seven Pounds-2 2008 info-icon
about winning these contracts. ...kazanmada unutmamanız gereken bir kural var. hatirlamaniz gereken birsey var. ...kazanmada unutmamanız gereken bir kural var. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Three steps, first: Tell them what you're gonna to Tell them. Bu üç adımlık bir yol. Birincisi. Ne söylemek istiyorsan onu söyle. 3 adim. birincisi. ne soyleyeceksen onu soyle. Bu üç adımlık bir yol. Birincisi. Ne söylemek istiyorsan onu söyle. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Step two: You tell 'em. İkincisi. Söyle. ikinci adim. sen soyle. İkincisi. Söyle. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Step three: Tell 'em what you told 'em. Üçüncüsü. Ne söylemişsen onu söyle. ucuncu adim. ne konusuyorsan onu soyle. Üçüncüsü. Ne söylemişsen onu söyle. Seven Pounds-2 2008 info-icon
So we are gonna close by reminding them Bu yüzden şunu unutturmayın. Seven Pounds-2 2008 info-icon
that ol' girl here has 3% better specific impuls from C seviyesinden %3 lük fazla... Seven Pounds-2 2008 info-icon
C level to vacuum ...bir itme gücü elde edebiliriz. Seven Pounds-2 2008 info-icon
and if they pass on that, quite frankly, they deserve another Sputnik. Bunu görmezden gelirlerse de, açıkçası başka bir Sputnik'i hak ederler. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Neredesin? Yemek? nerdesin? aksam yemegi Neredesin? Yemek? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Now if you will excuse me Beni bağışlarsanız... ve eger bagislarsaniz Beni bağışlarsanız... Seven Pounds-2 2008 info-icon
I have a very lovely very hungry woman at home waiting for me ...çok güzel ve çok aç bir kadın evde beni bekliyor. beni evde bekleyen cok ac ve cok guzel bir bayan var. ...çok güzel ve çok aç bir kadın evde beni bekliyor. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Sarah!? Sarah! Seven Pounds-2 2008 info-icon
Honey!? Tatlım! tatlim! Tatlım! Seven Pounds-2 2008 info-icon
Everyone at work kept saying it was daylight savings time. İşyerindeki herkes, gün ışından zaman kazanmamızı söyledi. isyerindeki herkes gunun geri kalanini kurtarmami soyledi. İşyerindeki herkes, gün ışından zaman kazanmamızı söyledi. Seven Pounds-2 2008 info-icon
You were supposed to be here a while ago. I kept saying it wasn't. Buraya zamanında geleceğine söz vermiştin. Her zaman olmayacağını söylemiştim. cok once burada olman gerekiyordu. oyle gerekiyordu... Buraya zamanında geleceğine söz vermiştin. Her zaman olmayacağını söylemiştim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
This happens all the time and it's always work. İşin yüzünden hep böyle oluyor. bu herzaman oluyor ve surekli ne?. İşin yüzünden hep böyle oluyor. Seven Pounds-2 2008 info-icon
I'm sorry. Well I'm angry with you. Özür dilerim. Sana kızgınım. uzgunum. hayir, sana kizginim. Özür dilerim. Sana kızgınım. Seven Pounds-2 2008 info-icon
I'm gonna be angry with you all night long. In fact ... What are you doing? Tüm gece de kızgın olacağım. Aslında... Ne yapıyorsun? ve tum gece sana kizgin olucam. aslinda... ne yapiyorsun? Tüm gece de kızgın olacağım. Aslında... Ne yapıyorsun? Seven Pounds-2 2008 info-icon
I'm angry with you, okay? How about i'm angry with you? Ben de sana kızgınım, tamam mı? Benim, sana kızgın olmama ne dersin? sana kizginim. ya buna ne dersin? ya ben sana kizarsam? Ben de sana kızgınım, tamam mı? Benim, sana kızgın olmama ne dersin? Seven Pounds-2 2008 info-icon
Hey it's me, it's your brother. Selam, benim, kardeşin. alo, hey benim, kardesin. Selam, benim, kardeşin. Seven Pounds-2 2008 info-icon
I'm at the beach house. Sahil evindeyim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Ofcourse. Elbette. tabi ki. Elbette. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Listen, Why did you disconnect the landline? Dinle, telefonuna niçin ulaşılamıyor? telefon baglantin neden kesik? </ i> Dinle, telefonuna niçin ulaşılamıyor? Seven Pounds-2 2008 info-icon
The phone broke. Bozuk. telefon bozuk. Bozuk. Seven Pounds-2 2008 info-icon
I don't need it anymore. Ona ihtiyacım yok zaten. ona artik ihtiyacim yok. </ i> Ona ihtiyacım yok zaten. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Did I do something? Bir şey mi yaptım? ben, ben sana birsey yaptim mi? Bir şey mi yaptım? Seven Pounds-2 2008 info-icon
No, nuh oh. Unless you're smoking again. Hayır. Tekrar sigaraya başlama da. hayir. onun tekrar icmeye baslamasini sevmiyorum. Hayır. Tekrar sigaraya başlama da. Seven Pounds-2 2008 info-icon
No, I put on 20 pounds. I'm in the best shape of my life. Hayır, 9 kilo aldım. Olası en iyi hâlimdeyim. ben sey, 9 kilo aldim. hayatimdaki en iyi sekle sahibim Hayır, 9 kilo aldım. Olası en iyi hâlimdeyim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Are you eating? Are you taking care of yourself? Cuz', well you sound terrible again. Yemek mi yiyorsun? Senin için endişeleniyorum. Sesin yine kötü geliyor da. yemek mi yiyiyorsun, yoksa? cunku sesin cok kotu geliyor. </ I> Yemek mi yiyorsun? Senin için endişeleniyorum. Sesin yine kötü geliyor da. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Yeah I'm fine. Look, I gotta go. Evet, ben iyiyim. Bak, şimdi gitmeliyim. bak, ben iyiyim. gitmem gerekiyor. Evet, ben iyiyim. Bak, şimdi gitmeliyim. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Give Melanie and the kids, a hug and a kiss. Melanie ve çocukları benim için öp. melanie ve cocuklari benim icin op. seninle sonra konusurum. Melanie ve çocukları benim için öp. Seven Pounds-2 2008 info-icon
I'll talk to you later. You take care of yourself. Sonra konuşuruz. Sen kendini düşün. kendine iyi bak. Sonra konuşuruz. Sen kendini düşün. Seven Pounds-2 2008 info-icon
Wo hold on, listen. I know it's been a while ... Bekle biraz, dinle! Biliyorum, uzun zaman oldu... bekle bekle. dinle bak! biliyorum aradan uzun zaman gecti ... Bekle biraz, dinle! Biliyorum, uzun zaman oldu... Seven Pounds-2 2008 info-icon
But when you we're staying here, You didn't take something of mine by mistake, did you? Bizde kaldığın zamanlarda, bana ait olan bir şeyi yanlışlıkla almadın, değil mi? burda kaldigin zamanlarda, bana ait birsey almadin. fakat yanlislikla? Bizde kaldığın zamanlarda, bana ait olan bir şeyi yanlışlıkla almadın, değil mi? Seven Pounds-2 2008 info-icon
I remember giving you something. Sana bir şeyler verdiğimi hatırlıyorum. sana birsey verdigimi hatirliyorum. Sana bir şeyler verdiğimi hatırlıyorum. Seven Pounds-2 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 148010
  • 148011
  • 148012
  • 148013
  • 148014
  • 148015
  • 148016
  • 148017
  • 148018
  • 148019
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact