• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 148010

English Turkish Film Name Film Year Details
a meat sellers blind and vegetarian doing sex. ...seks yaptığını hayal edemiyorum. sex yaptigini dusunemiyorum bile. ...seks yaptığını hayal edemiyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I try to help you, sir. You try to get help me? Dinleyin, size yardımcı olmaya çalışıyorum, efendim. Bana yardımcı olmaya mı çalışıyorsun? bakin size yardim etmeye calisiyorum efendim. bana yardim etmeye mi calisiyorsun? Dinleyin, size yardımcı olmaya çalışıyorum, efendim. Bana yardımcı olmaya mı çalışıyorsun? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Seller meat blind I'm trying to help me? Kör bir et satıcısı bana yardımcı olmaya mı çalışıyor? kor bir et saticisi bana yardim etmeye mi calisiyor? Kör bir et satıcısı bana yardımcı olmaya mı çalışıyor? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Starts to feel sorry for you, Ezra, Senin için üzülmeye başladım, Ezra. senin icin gercekten uzgunum, Ezra, Senin için üzülmeye başladım, Ezra. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'm looking at my life and is surrounded by so much beauty, Çünkü, birçok güzelliklerle çevrili hayatıma bakıyorum... cunku kendi hayatima bakiyorum da su anda bircok guzellikle cevrelenmis durumda, Çünkü, birçok güzelliklerle çevrili hayatıma bakıyorum... Seven Pounds-1 2008 info-icon
and you can not see anything of it. ...ve sen bunların hiçbirini göremiyorsun. ve sen hic birsey goremiyorsun. ...ve sen bunların hiçbirini göremiyorsun. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Is that right? Þie they seem to be correct, Ezra? Bu adil mi? Bu sana adil görünüyor mu, Ezra? bu sence adil mi? sence bu adil gorunuyor mu, Ezra? Bu adil mi? Bu sana adil görünüyor mu, Ezra? Seven Pounds-1 2008 info-icon
You know even what color is the ocean? Okyanusun ne renk olduğunu biliyor musun? okyanusun ne renk oldugunu hic biliyor musun? Okyanusun ne renk olduğunu biliyor musun? Seven Pounds-1 2008 info-icon
You know? Biliyor musun? Seven Pounds-1 2008 info-icon
It's blue, sir. Mavi, efendim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
"It is blue, sir." Say what you mean. "Mavi, efendim."miş. Ne düşündüğünü söyle. "mavi, efendim." ne soylemek istiyorsan onu soyle. "Mavi, efendim."miş. Ne düşündüğünü söyle. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Reacþioneazã. Tell me what you mean. Tepki ver. Bana ne düşündüğünü söyle. tepkini goster bana ne soylemek istiyorsan onu soyle Tepki ver. Bana ne düşündüğünü söyle. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Thanks you have called Cheyenne Meats. Cheyenne Etleri'ni aradığınız için teşekkür ederiz. Cheyenne etlerini aradiginiz icin tesekkurler. Cheyenne Etleri'ni aradığınız için teşekkür ederiz. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Not that you want to say to you ule! Söylemek istediğin şey bu değil, seni korkak! soylemek istedigin sey bu degil korkak herif! Söylemek istediğin şey bu değil, seni korkak! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Ule to you! Korkak! seni korkak! Korkak! Seven Pounds-1 2008 info-icon
seller blind meat and vegetarian, and the virgin's, say what you mean! Seni bakir, vejetaryen, kör, korkak satıcı ne düşündüğünü söyle! seni bakire, vejateryan, kor satici bana ne soylemek istiyorsan onu soyle Seni bakir, vejetaryen, kör, korkak satıcı ne düşündüğünü söyle! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Goodbye, Mr Thomas ... Hoşça kalın, Sayın Thomas... gule gule, bay Thomas ... Hoşça kalın, Sayın Thomas... Seven Pounds-1 2008 info-icon
Ken Anderson, Nicole Anderson, Ali Anderson, Ed Rice, Stephen Philips, Ken Anderson, Nicole Anderson, Ali Anderson, Ed Rice, Stephen Philips, Seven Pounds-1 2008 info-icon
Monica Freeman, Sarah Jensen. Monica Freeman, Sarah Jensen. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Ken Anderson, Nicole Anderson, Ali Anderson, Ken Anderson, Nicole Anderson, Ali Anderson, Seven Pounds-1 2008 info-icon
Ed Rice, Stephen Philips, Monica Freeman and Sarah Jensen! Ed Rice, Stephen Philips, Monica Freeman ve Sarah Jensen! Seven Pounds-1 2008 info-icon
The translation and adaptation: Alex www.zirzavat.net Kaliteli Filmin Adresi Seven Pounds-1 2008 info-icon
Good afternoon! Can I help you? Merhaba! Yardımcı olabilir miyim? Merhaba! yardimci olabilir miyim? Merhaba! Yardımcı olabilir miyim? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Yes. Greetings. I'm looking for Emily. Evet. Merhaba. Emily'e bakmıştım. evet, merhaba. ben emily'e bakmistim. Evet. Merhaba. Emily'e bakmıştım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Are you a friend? Yes. Yes, ma'am. Arkadaşı mısınız? Evet. Evet, bayan. arkadasi misiniz? evet. evet, bayan. Arkadaşı mısınız? Evet. Evet, bayan. Seven Pounds-1 2008 info-icon
It's not home. God ... Evde değil. Tanrım... o evde degil. tanrim!! Evde değil. Tanrım... Seven Pounds-1 2008 info-icon
He left the morning 've done some tests you. Bazı testler yaptırmak için sabah evden ayrıldı. O sabah birkac test yaptirmak icin ayrilmisti. Bazı testler yaptırmak için sabah evden ayrıldı. Seven Pounds-1 2008 info-icon
He asked me to take care of Duke until she returns home. Eve dönene kadar, Duke'e bakıp bakamayacağımı sordu. eve donene kadar duke bakmami istemisti. Eve dönene kadar, Duke'e bakıp bakamayacağımı sordu. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Well ... Tamam... peki... Tamam... Seven Pounds-1 2008 info-icon
You've tried to amestecaþi strip of land with bananas? Gübreye muz kabuğu karıştırmayı hiç denediniz mi? bence sunlari karistirarak denemelisin. Gübreye muz kabuğu karıştırmayı hiç denediniz mi? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Are you serious? I work, I swear. Gerçekten mi? Yemin ederim, işe yarıyor. gercekten mi? ise yariyor. yemin ederim. Gerçekten mi? Yemin ederim, işe yarıyor. Seven Pounds-1 2008 info-icon
You know, like, where I can find? Acaba onu nerede bulabileceğimi söyleme şansınız var mı? oh!! onu nerede bulabilecegim hakkinda bir bilginiz var mi? Acaba onu nerede bulabileceğimi söyleme şansınız var mı? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Section of Cardiology? Kardiyoloji bölümü. kardiyoloji bolumu? Kardiyoloji bölümü. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Contact the elevator up to the fifth floor and going left. Asansörle beşince kata çıkınca solda. asansore binin 5. katta solda. Asansörle beşince kata çıkınca solda. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Thanks. Teşekkür ederim. tesekkurler. Teşekkür ederim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
And I said. It's impossible. Bunun katiyen imkânsız olduğunu söyledim. ve dedim ki. kesinlikle imkansiz. Bunun katiyen imkânsız olduğunu söyledim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Hold the elevator! Asansörü tutun! asansoru tutar misiniz! Asansörü tutun! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Thanks. Teşekkürler. tesekkurler. Teşekkürler. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Can I help you? Yardımcı olabilir miyim? yardim edebilir miyim? Yardımcı olabilir miyim? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Yes, good evening. Evet, iyi akşamlar. evet, iyi aksamlar. Evet, iyi akşamlar. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I came to see Emily Posar. Emily Posa için gelmiştim. Emily Posar'i gormek icin buradayim. Emily Posa için gelmiştim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Sorry, time visitors are from 8 to 16. Üzgünüm, ziyaret saatleri 8 ile 16 arasındadır. uzgunum, ziyaret saatleri sabah 8 ile aksam 4 arasidir. Üzgünüm, ziyaret saatleri 8 ile 16 arasındadır. Seven Pounds-1 2008 info-icon
You know something is very important I talk to her just a second. Bu çok önemli. Onunla bir dakikalığına da olsa konuşmalıyım. sey, onunla konusmam gercekten cok onemli sadece bir dakika. Bu çok önemli. Onunla bir dakikalığına da olsa konuşmalıyım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
We have to reveniþi during the hours of visitors. Ziyaret saatlerinde gelmeniz gerekiyor. ziyaret saatinde tekrar geri gelmeniz gerekiyor. Ziyaret saatlerinde gelmeniz gerekiyor. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Thanks a lot. Teşekkür ederim. cok tesekkurler. Teşekkür ederim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I learned a thing you must not forget it Benim öğrendiğim ve sizlerin sözleşme... bu anlasmalarda ogrendigim ve sizin Benim öğrendiğim ve sizlerin sözleşme... Seven Pounds-1 2008 info-icon
to tiga contracts like these. ...kazanmada unutmamanız gereken bir kural var. hatirlamaniz gereken birsey var. ...kazanmada unutmamanız gereken bir kural var. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Three're i. One. Tell them what there a point to Tell them. Bu üç adımlık bir yol. Birincisi. Ne söylemek istiyorsan onu söyle. 3 adim. birincisi. ne soyleyeceksen onu soyle. Bu üç adımlık bir yol. Birincisi. Ne söylemek istiyorsan onu söyle. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Two. Tell them. İkincisi. Söyle. ikinci adim. sen soyle. İkincisi. Söyle. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Three. Tell them what you have said. Üçüncüsü. Ne söylemişsen onu söyle. ucuncu adim. ne konusuyorsan onu soyle. Üçüncüsü. Ne söylemişsen onu söyle. Seven Pounds-1 2008 info-icon
So therefore, a closed by reminding them Bu yüzden şunu unutturmayın. Seven Pounds-1 2008 info-icon
you are our lassie a specific impulse better by 3% C seviyesinden %3 lük fazla... Seven Pounds-1 2008 info-icon
C level exhaust ...bir itme gücü elde edebiliriz. Seven Pounds-1 2008 info-icon
and when it refuses such a thing, deserves another Sputnik. Bunu görmezden gelirlerse de, açıkçası başka bir Sputnik'i hak ederler. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Where are you? Have dinner? Neredesin? Yemek? nerdesin? aksam yemegi Neredesin? Yemek? Seven Pounds-1 2008 info-icon
If there a point Excuse me ... Beni bağışlarsanız... ve eger bagislarsaniz Beni bağışlarsanız... Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'm waiting for a woman home very beautiful and hungry. ...çok güzel ve çok aç bir kadın evde beni bekliyor. beni evde bekleyen cok ac ve cok guzel bir bayan var. ...çok güzel ve çok aç bir kadın evde beni bekliyor. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Honey! Tatlım! tatlim! Tatlım! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Everyone at work said we are on time for summer. İşyerindeki herkes, gün ışından zaman kazanmamızı söyledi. isyerindeki herkes gunun geri kalanini kurtarmami soyledi. İşyerindeki herkes, gün ışından zaman kazanmamızı söyledi. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'll be here for some time. I repeat that not all ... Buraya zamanında geleceğine söz vermiştin. Her zaman olmayacağını söylemiştim. cok once burada olman gerekiyordu. oyle gerekiyordu... Buraya zamanında geleceğine söz vermiştin. Her zaman olmayacağını söylemiştim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
It happens all the time and always because of the service. İşin yüzünden hep böyle oluyor. bu herzaman oluyor ve surekli ne?. İşin yüzünden hep böyle oluyor. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'm sorry. I'm mad at you. Özür dilerim. Sana kızgınım. uzgunum. hayir, sana kizginim. Özür dilerim. Sana kızgınım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'll be mad at you all night. In fact ... What are you doing? Tüm gece de kızgın olacağım. Aslında... Ne yapıyorsun? ve tum gece sana kizgin olucam. aslinda... ne yapiyorsun? Tüm gece de kızgın olacağım. Aslında... Ne yapıyorsun? Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'm mad at you, right? How about this one? If I'm mad at you? Ben de sana kızgınım, tamam mı? Benim, sana kızgın olmama ne dersin? sana kizginim. ya buna ne dersin? ya ben sana kizarsam? Ben de sana kızgınım, tamam mı? Benim, sana kızgın olmama ne dersin? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Hello, I am, brother. Selam, benim, kardeşin. alo, hey benim, kardesin. Selam, benim, kardeşin. Seven Pounds-1 2008 info-icon
At the house on the beach. Sahil evindeyim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Are you okay? İyi misin? sen iyi misin? </ i> İyi misin? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Normal. Elbette. tabi ki. Elbette. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Why did you disconnected the phone fixed? Dinle, telefonuna niçin ulaşılamıyor? telefon baglantin neden kesik? </ i> Dinle, telefonuna niçin ulaşılamıyor? Seven Pounds-1 2008 info-icon
He broke the phone. Bozuk. telefon bozuk. Bozuk. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I don 't need it. Ona ihtiyacım yok zaten. ona artik ihtiyacim yok. </ i> Ona ihtiyacım yok zaten. Seven Pounds-1 2008 info-icon
We did what? Bir şey mi yaptım? ben, ben sana birsey yaptim mi? Bir şey mi yaptım? Seven Pounds-1 2008 info-icon
No. If you do not smoke again. Hayır. Tekrar sigaraya başlama da. hayir. onun tekrar icmeye baslamasini sevmiyorum. Hayır. Tekrar sigaraya başlama da. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I pull on 9 kilograms. Are in the best form possible. Hayır, 9 kilo aldım. Olası en iyi hâlimdeyim. ben sey, 9 kilo aldim. hayatimdaki en iyi sekle sahibim Hayır, 9 kilo aldım. Olası en iyi hâlimdeyim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
you eat, take care of you? Because look and you feel terrible. Yemek mi yiyorsun? Senin için endişeleniyorum. Sesin yine kötü geliyor da. yemek mi yiyiyorsun, yoksa? cunku sesin cok kotu geliyor. </ I> Yemek mi yiyorsun? Senin için endişeleniyorum. Sesin yine kötü geliyor da. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Yes, I'm fine. Let it must go. Evet, ben iyiyim. Bak, şimdi gitmeliyim. bak, ben iyiyim. gitmem gerekiyor. Evet, ben iyiyim. Bak, şimdi gitmeliyim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Let's kiss and I'm me and I îmbrãþi Melanie and the children from me. Melanie ve çocukları benim için öp. melanie ve cocuklari benim icin op. seninle sonra konusurum. Melanie ve çocukları benim için öp. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Talk to you later. Take care of yourself. Sonra konuşuruz. Sen kendini düşün. kendine iyi bak. Sonra konuşuruz. Sen kendini düşün. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Wait a! I know it has been a while ... Bekle biraz, dinle! Biliyorum, uzun zaman oldu... bekle bekle. dinle bak! biliyorum aradan uzun zaman gecti ... Bekle biraz, dinle! Biliyorum, uzun zaman oldu... Seven Pounds-1 2008 info-icon
But when you stayed with us, n You got something of mine in the Black Sea's ealã, right? Bizde kaldığın zamanlarda, bana ait olan bir şeyi yanlışlıkla almadın, değil mi? burda kaldigin zamanlarda, bana ait birsey almadin. fakat yanlislikla? Bizde kaldığın zamanlarda, bana ait olan bir şeyi yanlışlıkla almadın, değil mi? Seven Pounds-1 2008 info-icon
I remember that I gave you something. Sana bir şeyler verdiğimi hatırlıyorum. sana birsey verdigimi hatirliyorum. Sana bir şeyler verdiğimi hatırlıyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Stop Do you remember? Because I remember very clearly. Hatırlıyor musun? Ben çok net hatırlıyorum. hatirladin mi? cunku ben cok iyi hatirliyorum. Hatırlıyor musun? Ben çok net hatırlıyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Yes. Evet. evet, evet. Evet. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Do not forget I love you. Unutma, seni seviyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Hello, my name is Ben Thomas. I came to Stewart Goodman. Merhaba, adım Ben Thomas. Stewart Goodman'a bakmıştım. merhaba, benim adim Ben Thomas. Stewart Goodman'i gormeye geldim. Merhaba, adım Ben Thomas. Stewart Goodman'a bakmıştım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Inez, look at me, please. Inez, bana bak, lütfen. Inez, bana bakarmisin, lutfen. Inez, bana bak, lütfen. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Inez! I am talking to you. Inez! Seninle konuşuyorum. Inez! seninle konusuyorum. Inez! Seninle konuşuyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
We understand each other and that you refused 're taking medicine today, is it? İlaç almayı reddetmen konusunda birbirimizi anlıyoruz, değil mi? ilac almayi reddetmeni anliyorum, dogru mu? İlaç almayı reddetmen konusunda birbirimizi anlıyoruz, değil mi? Seven Pounds-1 2008 info-icon
No, no ... Hayır, hayır... hayir, hayir ... Hayır, hayır... Seven Pounds-1 2008 info-icon
Come on, try using your words, yes, Inez? Haydi, bir de senin dilinden deneyelim, tamam mı, Inez? hadi ama, senin anladigin gibi konusmayi deneyelim, tamam mi, Inez? Haydi, bir de senin dilinden deneyelim, tamam mı, Inez? Seven Pounds-1 2008 info-icon
If you do not talk, do not help anybody. Bu sessizliğin kimseyi daha iyi yapmaz. bu durumun hic kimseye yardimci olmuyor. Bu sessizliğin kimseyi daha iyi yapmaz. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Inez, how to help you if you ... Inez, sana nasıl yardım ede... Inez, bu sekilde sana nasil yardimci.... Inez, sana nasıl yardım ede... Seven Pounds-1 2008 info-icon
Okay, I'll return tomorrow to see if you rãzgândit, right? Tamam, yarın geleceğim ve fikirlerinde değişiklik var mı diye bakacağım, tamam mı? Pekâlâ, yarın tekrar geleceğim ve fikrini değiştirmiş misin bakacağım, tamam mı? tamam, yarin tekrar gelicem ve fikrini degistirip degistirmedigine bakalim, tamam? Pekâlâ, yarın tekrar geleceğim ve fikrini değiştirmiş misin bakacağım, tamam mı? Tamam, yarın geleceğim ve fikirlerinde değişiklik var mı diye bakacağım, tamam mı? Seven Pounds-1 2008 info-icon
So you want. Her neyse. hepsi bu kadar. Her neyse. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I think it's a Friday Your office today. Ofisime bugün geleceğini sanmıyordum. bugun senin ofisine gelmeyi dusunuyordum. Ofisime bugün geleceğini sanmıyordum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Yes, but I was around and I thought to spare you from a road. Evet, ama bu civardaydım ve düşünüp seni bu yoldan azat edeyim dedim. evet, bu civardaydim ve seni oraya kadar gelmekten kurtarayim dedim. Evet, ama bu civardaydım ve düşünüp seni bu yoldan azat edeyim dedim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Wonderful. Let's talk in my office. Müthiş. Ofisimde konuşalım. guzel. hadi benim ofisime gecip konusalim. Müthiş. Ofisimde konuşalım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
My approach is to give up inutilitãþile at all, Benim yaklaşımım kendimi buraya vermek. benim yaklasimim baslangic olarak kendimi buraya adamak, Benim yaklaşımım kendimi buraya vermek. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I reduced the costs of maintenance out of here with just over 17% last year. Geçen yıl buranın işletim ücretini %17 kestim. sadece gecen sene tek basima bu yerin bakim maliyetini 17% azalttim. Geçen yıl buranın işletim ücretini %17 kestim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I am sure that that he has done very fericiþi. Bunun onları memnun ettiğine eminim. eminim bu onlari mutlu etmistir. Bunun onları memnun ettiğine eminim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 148005
  • 148006
  • 148007
  • 148008
  • 148009
  • 148010
  • 148011
  • 148012
  • 148013
  • 148014
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact