Search
English Turkish Sentence Translations Page 148012
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I know someone in the neighborhood people who do. | Ama bu civarda bunu yapan birilerini tanıyorum. fakat onerebilecegim birileri var. Ama bu civarda bunu yapan birilerini tanıyorum. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Not knowing as well as me, but preþuri better. | Benim kadar iyi olmasa da, idare eder. benim kadar iyi degil, fakat gene de iyi... Benim kadar iyi olmasa da, idare eder. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
We're here! | Buradayız! buradayiz! Buradayız! | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Hello, Miss Posa. What cauþi here? | Merhaba, Bayan Posa. Burada ne yapıyorsunuz? merhaba, Bayan Posa. burada ne isiniz var sizin? Merhaba, Bayan Posa. Burada ne yapıyorsunuz? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I came to see you on your I will not sunaþi before? | Sizi görmeye geldim. Sizler önceden haber vermez misiniz? sizi gormeye geldim sizler daha onceden geleciginizi haber vermez misiniz? Sizi görmeye geldim. Sizler önceden haber vermez misiniz? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I'll have Trend ascundeþi to certain things. | Sizler de gizli şeylerin başına üşüşenlerdensiniz galiba. sizin gibilerde merhaba demezler mi? Sizler de gizli şeylerin başına üşüşenlerdensiniz galiba. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
That is meat? No! No, no! | Et mi o? Hayır! Hayır, hayır! bu etmi? hayir! hayir, hayir! Et mi o? Hayır! Hayır, hayır! | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
No meat! No! | Et yok! Hayır! et yemek yok! hayir! Et yok! Hayır! | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I liked it much. He mãnâncã boiled broccoli and Tofu. | Onu gerçekten sevmişti. O kaynamış brokoli ve soya peyniri sever. onunla gercekten egleniyordu. o kaynamis brokoli ile soya fasulyesi yer. Onu gerçekten sevmişti. O kaynamış brokoli ve soya peyniri sever. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Why? Because he's a vegetarian. | Neden? Çünkü o bir vejetaryen. neden? cunku o bir vejeteryan. Neden? Çünkü o bir vejetaryen. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
He's a vegetarian? Yes. | Vejetaryen mi? Evet. vejeteryan mi? evet. Vejetaryen mi? Evet. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
What am I bye. | Bu çok kötü. bu cok kotu. Bu çok kötü. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Can we talk? Take a minute? | Konuşabilir miyiz acaba? Bir dakikanızı ayırabilir misiniz? konusabilir miyiz? bir dakikaniz var mi? Konuşabilir miyiz acaba? Bir dakikanızı ayırabilir misiniz? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
No. I gotta get on Duke to walk. | Hayır. Aslında Duke'ü yürüyüşe çıkarmalıyım. hayir. dukun yuruyuse cikarmam gerek. Hayır. Aslında Duke'ü yürüyüşe çıkarmalıyım. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
No problem. Go with you, if you do not bother. | Sorun değil. Rahatsızlık vermezse, sizinle gelebilir miyim? problem degil. problem olmazsa sizinle gelmek isterim. Sorun değil. Rahatsızlık vermezse, sizinle gelebilir miyim? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I looked over Acts of 2005, 2006 and 2007 ... | 2005, 2006 ve 2007 senelerinin gelir tablolarına... sey 2005, 2006 ve 2007dekilere bakiyordum... 2005, 2006 ve 2007 senelerinin gelir tablolarına... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
God ... Listen. | Dinliyorum. tanrim ... dinliyorum. Dinliyorum. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Let him þÎñ me? No. I'm fine. | Tutmamı ister misiniz? Hayır. Ben böyle iyiyim. onu sizin icin tutabilirmiyim? hayir, ben iyiyim. Tutmamı ister misiniz? Hayır. Ben böyle iyiyim. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I ride. Simþiþi you okay? Yes. | Bırak. İyi misin? Evet. Ben taşırım. İyi misiniz? Evet. iyimisin? evet. Doğuştan kalp yetmezliğiniz olduğunu biliyorum. Bırak. İyi misin? Evet. Doğuştan kalp yetmezliğiniz olduğunu biliyorum. Ben taşırım. İyi misiniz? Evet. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Sorry. | Özür dilerim. pardon. Özür dilerim. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Sit like a. Nothing. | bekle. bisey yok. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Caution! Sit down! | Dikkat! Otur! dikkat et! yavasla yavasla! Dikkat! Otur! | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Maybe I would have to get more meat. | Ona gerçekten et vermemek lazım. Belki de ona et vermemeliydik. sanirim et ile beslememeliydik. Belki de ona et vermemeliydik. Ona gerçekten et vermemek lazım. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
So I looked ... | Gelir tablolarını... yani ben ahh... Gelir tablolarını... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Can we do this later. Yes. | Belki de bunu sonra halledebiliriz. Evet. belki bunu sonra da yapabiliriz. evet. Belki de bunu sonra halledebiliriz. Evet. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
So gate before you, see. | Gördüğüm kadarıyla uzun süredir yemek yapıyorsunuz. gordugum kadariyla her zaman yemek pisiriyorsun. Gördüğüm kadarıyla uzun süredir yemek yapıyorsunuz. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
No. I don 't know when I cooked last time. | Hayır. Aslında en son yaptığım yemeği bile hatırlamıyorum. hayir. aslinda en son ne zaman yemek pisirdigimi hatirlamiyorum bile. Hayır. Aslında en son yaptığım yemeği bile hatırlamıyorum. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
So are my sister take care of me from distance. | Kız kardeşim uzaktan uzağa bana göz kulak oluyor. bu kardesimin cok uzaklardan bana olan ilgisinin gostergesi. Kız kardeşim uzaktan uzağa bana göz kulak oluyor. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
You have the fellowship? Yes, a brother. It's a good man. | Kardeşiniz var mı? Evet, bir ağabeyim var. İyi biridir. kardesin var mi? evet, erkek kardesim var. iyi biridir. Kardeşiniz var mı? Evet, bir tane var. İyi biridir. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Yes, and I am just a sister. | Evet, benim de bir kız kardeşim var. hmm, benim de sadece bir kiz kardesim var. Evet, benim de bir kız kardeşim var. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Have you received any money from any sursã that the state does not know how anything? | Devletin bilmediği bir geliriniz var mı? devletin bilmedigi herhangi bir geliriniz varmiydi? Devletin bilmediği bir geliriniz var mı? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Lately, I did diving fântânile in local magical, so ... | Son zamanlarda, yerel dilek kuyularına dalış hobim var. sonralari, bir ara dalis kursu vermistim, yani ... Son zamanlarda, yerel dilek kuyularına dalış hobim var. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I mean, do from time to time but when you find 25 cenþi ... | Demek istediğim, burada orada birkaç çeyreklik kazancım oluyor... I mean, do from time to time but when you find 25 ceni ... Demek istediğim, burada orada birkaç çeyreklik kazancım oluyor... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
In fact ... | Aslında... aslinda ... Aslında... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I had to my house refinanþez | ...son iki sağlık masrafını karşılayabilmek için... ilaçlarimin masraflarini karsilamak icin, ...son iki sağlık masrafını karşılayabilmek için... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
to get my pay the last two medical bills. | ...evimi ipotek ettirmeliydim. evimi tekrar finanse etmem gerekiyordu. ...evimi ipotek ettirmeliydim. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I was informed that of a congenital heart defect. | Doğuştan kalp yetmezliğiniz olduğunu biliyorum. buradaki bilgilere gore dogustan gelen bir kalp probleminiz var. Doğuştan kalp yetmezliğiniz olduğunu biliyorum. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Yes. You learned that while me at the hospital? | Evet. Bunu hastanede bana sinsice yaklaşarak mı öğrendiniz? evet. bunu beni hastanede gozetlerken mi ogrendin? Evet. Bunu hastanede bana sinsice yaklaşarak mı öğrendiniz? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
No ... | Hayır... hayir ... Hayır... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Now you're in condition 2. | Şu anda ikinci seviyedesiniz. su anda 2. seviyedesin. Şu anda ikinci seviyedesiniz. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Which means that disease is quite advanced | Bunun anlamı, ikinci seviyede olduğunuz için... bunun anlami hastalik biraz daha ilerlemis durumda. Bunun anlamı, ikinci seviyede olduğunuz için... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
how to be on the list supplied data of waiting, | ...bekleme bilgi listesine girebiliyorsunuz... how to be on the list supplied data of waiting, ...bekleme bilgi listesine girebiliyorsunuz... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
but not sufficiently advanced as to be interned and put in state 1. | ...ancak hastanede yatabilmek için birinci seviyede olmanız gerekli. fakat yererince ilerlemis bile olsa gozetim altında iken 1 seviyede tutulabilir. ...ancak hastanede yatabilmek için birinci seviyede olmanız gerekli. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
So, basically, if the disease gets worse and can not find any donor, | Basitçe, kalbiniz zayıflar ve bir bağışçı bulamazsanız... yani, basit olarak, rahatsizligin kotulesirse ve bir bagisci bulunmazsa, Basitçe, kalbiniz zayıflar ve bir bağışçı bulamazsanız... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
you put it. | ...zor zamanlar geçirirsiniz. olursun. ...zor zamanlar geçirirsiniz. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Is it true that you said that ... | ''Bir kalbi hak etmiyorum... soyledigin bu sey dogru mu?... ''Bir kalbi hak etmiyorum... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
... nor do I think a heart meriþi because life's unnoticed | ...çünkü hayatım meziyetsiz.'' demişsiniz. ...bir kalbi hakettigine asla inanmadin. ...çünkü hayatım meziyetsiz.'' demişsiniz. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
in all ways possible? | Bu söyledikleriniz doğru mu? cunku hayat hersekilde yasanilasi gibi degil? Bu söyledikleriniz doğru mu? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Sorry ... | Affedersiniz... uzgunum ... Affedersiniz... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I do not know why I said that. Sorry. | Bunları niçin söylediğimi bilmiyorum. Kusura bakmayın. bunu neden soyledigimi bilmiyorum. uzgunum. Bunları niçin söylediğimi bilmiyorum. Kusura bakmayın. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I have to take a course of sensitivity that you hire the exchequer, Mr Thomas? | Gelir Dairesi'nde bir tür duyarlılık kursu mu alıyorsunuz, Sayın Thomas? IRS'te herhangi bir duyarlılık egitimi mi aliyorsunuz, Bay Thomas? Gelir Dairesi'nde bir tür duyarlılık kursu mu alıyorsunuz, Sayın Thomas? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
No. Not really. Exactly. | Hayır. Gerçekten almadım. Aynen. hayir. pek degil. kesinlikle. Hayır. Gerçekten almadım. Aynen. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
So you do not find a good man? | Öyleyse kendini iyi biri olarak düşünmüyor musun? yani sen iyi bir insan oldugunu dusunmuyorsun? Öyleyse kendini iyi biri olarak düşünmüyor musun? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
How you answer that question If you've wondered the same thing? | Bu soruyu ben sana sormuş olsaydım, sen nasıl cevaplardın? bu soruyu ben sana sorsaydim sen nasil bir cevap verirdin? Bu soruyu ben sana sormuş olsaydım, sen nasıl cevaplardın? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Unnoticed would be ... | Seni temin ederim... anlamsızca ... Seni temin ederim... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
... a îmbunãtãþire for me, I assure you. | ...benim için ''meziyetsiz'' olurdu. ...iyi biri olaya calisiyorum, olabilirdi. seni temin ederim. ...benim için ''meziyetsiz'' olurdu. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
We'll freeze accounts up to us and tiinþãri. | Hesaplarınızı sonraki bir bildirime kadar donduracağım. tüm hesaplariniza erisimi yeni bir duruma kadar dondurucam. Hesaplarınızı sonraki bir bildirime kadar donduracağım. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I'm sure I'll you so, five or six months without penalty. | 5 6 aylık bir cezanın sizin için uygun olacağı kanaatindeyim. eminim sizin icin 5 yada 6 aylik bir ceza uygulanicak. 5 6 ay boyunca sizden vergi tahsilatı yapılmayacak. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Look at my card. | İşte kartım. bu kartim. İşte kartım. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
If you looking for someone to Tax you to call me immediately. | Gelir Dairesi'nden sizinle irtibata geçmeye çalışırlarsa derhâl beni arayın. IRS'ten herhangi biri sizi ararsa hemen beni arayın. Gelir Dairesi'nden sizinle irtibata geçmeye çalışırlarsa derhâl beni arayın. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Me giving thanks. | Ben teşekkür ederim. ben tesekkur ederim. Ben teşekkür ederim. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Sir Thomas! Yes? | Sayın Thomas! Evet? Bay Thomas! evet? Sayın Thomas! Evet? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Why do I feel that I do a big favor now? | Niçin şu anda bana büyük bir iyilik yaptığınız hissine kapılıyorum? bu kadar buyuk bir iyiligi bana neden yapıyorsunuz? Niçin şu anda bana büyük bir iyilik yaptığınız hissine kapılıyorum? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Because I feel that it really meriþi. | Çünkü buna gerçekten layık olduğunuzu düşünüyorum. cunku sizin bunu gercekten hakettiginizi dusunuyorum. Çünkü buna gerçekten layık olduğunuzu düşünüyorum. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Okay? | Tamam mı? tamam? Tamam mı? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Go ... | Acaba... hmm sey... Acaba... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Are you going to contaminate dog to someone else now? | Şimdi başka birinin köpeğini saptırmaya mı gidiyorsunuz? baska birilerinin kopegini zehirlemiyeceksin degil mi? Şimdi başka birinin köpeğini saptırmaya mı gidiyorsunuz? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
No. | Hayır. hayır. Hayır. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I'm going and I home. Where? | Sadece evime gidiyorum. Eviniz nerede? ben sadece eve gidiyorum. nerede? Sadece evime gidiyorum. Eviniz nerede? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Take care of yourself, Emily. And you. | Kendine iyi bak, Emily. Sizde. Kendine iyi bak, Emily. Sende. kendine iyi bak, Emily. sende. Kendine iyi bak, Emily. Sende. Kendine iyi bak, Emily. Sizde. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
What are these things? You 've said. | Bu şeylerde neyin nesi? Söyledim ya. bu seyler ne icin? zaten soylemistim. Bu şeylerde neyin nesi? Söyledim ya. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Why did you bring a sense in the room? Because it is my room. | Odaya niçin bir akvaryum koyuyorsun? Benim odamda ondan. odana neden bir akvaryum koyuyorsun? cunku orasi suanda benim odam. Odaya niçin bir akvaryum koyuyorsun? Benim odamda ondan. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
And I do not want to enter one in my room, you understand each other? | Hiç kimsenin odama girmesini istemiyorum, beni anladın mı? ve kimsenin odama girmesini istemiyorum, anladin mi? Hiç kimsenin odama girmesini istemiyorum, beni anladın mı? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I do not think you can þii's a sense in the room. | Odanda bir akvaryum bulundurabileceğini sanmıyorum. odana bir akvaryum koyabilecegini sanmiyorum. Odanda bir akvaryum bulundurabileceğini sanmıyorum. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I think I will. | Bence olur. ben saniyorum. Bence olur. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I have never had someone who had a þinut up in the room. | Birinin odasına akvaryum koyduğunu hiç görmemiştim. odasina akvaryum koyan bir musteri gormedim hic. Birinin odasına akvaryum koyduğunu hiç görmemiştim. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
You now. | Şimdi gördün. simdi gordun. Şimdi gördün. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
first time I saw a poisonous jellyfish, | Bir akvaryum dolusu denizanasını ilk gördüğümde... zehirli bir deniz anasini ilk gordugumde, </ i> Bir akvaryum dolusu denizanasını ilk gördüğümde... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
was 12 years. | ...on iki yaşındaydım. 12 yasimdaydim. </ i> ...on iki yaşındaydım. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Dad brought us the tank in Monterey Bay. | Babam bizi Monterey Koyu akvaryumuna götürmüştü. babam bizi Monterey'deki buyuk akvaryuma goturmustu. </ i> Babam bizi Monterey Koyu akvaryumuna götürmüştü. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I have never forgotten when he said it's the most deadly vieþuitoare in the world. | Babamın bu canlıların dünyanın en zehirli yaratıkları olduğunu anlatışını hiç unutmam. babamin bu hayvan icin dunyadaki en olumcul varlik oldugunu soylemesini hic unutmam . </ i> Babamın bu canlıların dünyanın en zehirli yaratıkları olduğunu anlatışını hiç unutmam. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
For me, it was just ... | Benim için, bu... benim icin, o sadece ...</ i> Benim için, bu... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
... the best thing you ever saw. | ...hayatımda gördüğüm en güzel şeydi. ... gordugum en guzel seydi. </ i> ...hayatımda gördüğüm en güzel şeydi. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I spoke again with the doctor and said I send you the file tomorrow morning. | Doktorla tekrar konuştum, dosyaları yarın sabah göndereceğini söyledi. dokturla tekrar konustum ve dosyanı yarım sabah gondericegini soyledi. Doktorla tekrar konuştum, dosyaları yarın sabah göndereceğini söyledi. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Is that all? Yes. | Hepsi bu mu? Evet. hepsi bu kadar mi? evet. Hepsi bu mu? Evet. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Any questions? That's i. | Sorun var mı? Aynı soru. herhangi bir sorun var mi? ayni soru. Sorun var mı? Aynı soru. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Then I answer the same. | O zaman cevap da aynı. o zaman cevap ayni. O zaman cevap da aynı. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I thought last night at the time | Dün gece düşündüm de, on dördüncü yaşımızın Kasım ayında... dun gece surekli dusundum. Dün gece düşündüm de, on dördüncü yaşımızın Kasım ayında... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
when I was on November 14 years and I did our big deal. | ...şu büyük anlaşmamızı yapmıştık. ben 14 yasimdayken kasimda su buyuk anlasmamizi yapmistik. ...şu büyük anlaşmamızı yapmıştık. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Do you remember that in May on the beach, in front grandparents house yours, | Büyükbabanların evinin önündeki sahili hatırladın mı? sahilde buyuk babanlarin yaninda gecirdigimiz mayis ayini hatirliyor musun, Büyükbabanların evinin önündeki sahili hatırladın mı? | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
I was not agree to you in even friends with one another? | Birbirimizin kızlarıyla çıkmayacağımıza söz vermiştik. ve birbirimizin kiz arkadaslariyla hic cikmayacaktik. Birbirimizin kızlarıyla çıkmayacağımıza söz vermiştik. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
And you remember that þÎñ that night | Hatta o gece bana... ve o gece sen bana.. Hatta o gece bana... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
you told me how much I like Stacy Miller | ...Stacy Miller'dan ne kadar çok hoşlandığını ve... Stacy Miller'dan ne kadar cok hoslandigini soylemistin ...Stacy Miller'dan ne kadar çok hoşlandığını ve... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
and I mean it inviþi in the city. | ...ona çıkma teklif edeceğini söylemiştin. daha sonra ona cikma teklifi edecegini soylemistin... ...ona çıkma teklif edeceğini söylemiştin. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
And I did not think I can say, I've done for it already. | Bende sana ''Hey adamım, bu olamaz çünkü bende ondan hoşlanıyorum'' demiştim. sana hey bunu yapamazsın demistim, ve senin onunla ciktigini duydum. Bende sana ''Hey adamım, bu olamaz çünkü bende ondan hoşlanıyorum'' demiştim. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
What was not true, but I, | Onu çok istedim... fakat cikmamistin, ben, Onu çok istedim... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
and he likes more than you than me ... | ...ama ne yaparsam yapayım o seni sevdi. o seni benden daha cok seviyordu ...ama ne yaparsam yapayım o seni sevdi. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
So I damn mind because I was very jealous. | Kıskanç biri olduğumdan sana yalan söyledim. sana yalan soylemistim cunku seni cok kiskandim. Kıskanç biri olduğumdan sana yalan söyledim. | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
And I realized that I wore that lie at the heart of the last 25 ... | Bu yalanı 25 yıldır kalbimde taşımak... ve farkina vardim ki 25 yildir bu yalani kalbimde tasimak.... Bu yalanı 25 yıldır kalbimde taşımak... | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |
Stop! | Kes şunu! kes! Kes şunu! | Seven Pounds-1 | 2008 | ![]() |