Search
English Turkish Sentence Translations Page 14685
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You were married, but you never had a wife. Do you hear me? You never had a wife. | Evlendin, fakat hiç karın olmadı. Duyuyor musun? Asla karın olmadı. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
How can you get revenge for something you never had? | Daha önce hiç sahip olmadığın bir şey için nasıl böyle kin bürüdün? | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Get up, Kimbrough. | Kalk ayağa, Kimbrough. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Stay out of this, Doc. | Sen bu işe karışma, Doktor. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
I can't, Allison. | Olmaz, Allison. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Sam said he hoped you'd start living the way a man should live. | Sam senin normal bir hayata başlayacağını umuyordu. Bana öyle demişti. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
The only way you can do that is to know the truth. | Bu yol ancak doğrularla yüzleşmekten geçer demişti. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
He tried to live long enough to tell you. | Bunları sana söylemeye ömrü vefa etmedi. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
You just heard it from Ruby. I heard it from Sam. | Bunu sen Ruby'den duydun, bense onu Sam'den duymuştum. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
You're gonna need some patching up before you leave town. | Buradan ayrılmadan önce yaranı tedavi etmem gerekiyor. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Lucy, get my satchel. | Lucy, çantamı getir. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Otis, this is a day for a celebration. | Otis, bu günü kutlamalıyız. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Oh, boys, come on back in here and I'll buy drinks for everybody. | Çocuklar, hadi yerlerinize geçin. Herkese benden içki ver. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Fill Mr. Allison's glass up first. | İlk önce Bay Allison'ın bardağını doldur. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
I'll pour my drinks myself and pay for my drinks myself. | Ben içkimi kendim dolduracağım parasını da kendim ödeyeceğim. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
But, Allison, you've done this town a big service. | Olmaz, Allison, kasabamıza büyük hizmetin dokundu. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
We feel that we... | Öyle birşey içimizden geçti ki... | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Well, there certainly was no call to do that. | Şey, ama bunun adını hiç anmadık. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
You're an ungrateful cuss, Allison. | Sen nankörsün, Allison. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
If it wasn't for Morley here, you wouldn't be standing drinking that whiskey. | Eğer Morley burada olmasaydı, burada o içkiyi yudumlayamazdın. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Where I come from, folks don't celebrate or have a big to do | Benim geldiğim yerde, birisi kendinden beklenildiği gibi davrandığında... | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
when a man acts the way a man's supposed to act. | ...bunu oradakiler ya hiç kutlamazlar ya da büyük bir kutlama yaparlar. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Morley, if you'd remembered you were a man | Morley, eğer sen, Swede ve İspanyol... | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
before Swede and Spanish shot Sam in the back, | ...Sam'i sırtından vurmadan önce duruma hakim olsaydın... | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
I'd have joined your celebration. | ...ben de bu kutlamanıza katılırdım. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Sorry. I wish I had remembered sooner. | Özür dilerim. Keşke bu adımı daha önce atmış olsaydım. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
John, we just can't let him ride away. | John, O hemen burdan gidemez. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
If it wasn't for him... | Eğer o olmasaydı... | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Yes, he changed things for everybody in town. | Evet, o kasabadaki herkes için birşeyleri değiştirdi. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
But, unfortunately, there's nothing we can do for him. | Fakat, maalesef, onun için elimizden bir şey gelmez. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
I'll tell you one thing. | Sana tek birşey söyleyeceğim. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
None of us will ever forget the day that Bart Allison spent in Sundown. | Hiçbirimiz Bart Allison'un Sundown kasabasında geçirdiği bu günü unutamayacak. | Decision at Sundown-1 | 1957 | ![]() |
Excuse me, Dr. King? I'm sorry. | Özür dilerim, Dr. King? Üzgünüm. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I don't have any more time. I'm already late for my plane. | Fazla zamanım yok. Uçağa çok geç kaldım. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
My name's Annie Parker. | Adım Annie Parker. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I read your letters. | Mektuplarını okudum. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I heard you were in town. | Şehirde olduğunuzu duydum. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I tried to catch your lecture, but... | Konuşmanıza yetişmeye çalıştım... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
the traffic was horrible. | ...ama çok trafik vardı. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry. It's okay. 1 | Üzgünüm. Sorun değil. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
It was a bit dry. My jokes didn't play very well. | Biraz sıkıcıydı. Şakalarım pek tutmadı. 1 | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
That's a pretty necklace. Thank you. | Çok hoş bir kolye. Teşekkür ederim. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
It was my mom's. I had it restrung recently. | Annemindi. Yeniden dizdim. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
You know, she... Hey, I'm sorry. | O... Üzgünüm. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I really do have to go. I hope we can speak again. | Gerçekten gitmek zorundayım. Umarım daha sonra tekrar konuşabiliriz. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Oh, you might feel some discomfort. | Kendinizi biraz rahatsız hissedebilirsiniz. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Just relax. | Sadece rahatlayın. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
There are great mysteries out there. | Orada bir yerde büyük gizemler var. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Strange and magical, | Garip ve sihirli... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
hidden in codes. | ...gizlice kodlanmış. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Did you ever wonder... | Bu kodların, geleceğinizi değiştirip değiştiremeyeceğini... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
could you change your future? | ...hiç merak ettiniz mi? | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Slap. Snap. | Vurdum. Yakaladım. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
That's my big sister Joan and I. | İşte ben ve ablam Joan. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
She knew things. | Bir şeyler biliyordu. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
That's where Death hides when he comes to the house. | Eve geldiğinde ölüm, buralarda bir yere saklanmıştı. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
He sleeps most of the time. | Çoğu zaman uyur. Fakat buraya geldiğinde... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
so you don't wake him up. | ...çok sessiz ol ki, onu uyandırmayasın. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Did Mommy wake him up? | Annem onu uyandırdı mı? | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Yes, she did. | Evet, uyandırdı. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
She blew it, and now we don't have a mommy anymore. | Onu uyandırdı, bu yüzden artık bir annemiz yok. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
And he'll get us too if we're not careful, | Eğer dikkatli olmazsak... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
like he did Grandma and Aunt Lil. | ...büyükannemizi ve Lil teyzemizi aldığı gibi bizi de alır. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Snap. Snap. | Yakala. Yakala. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
And this is my story. | Bu da benim hikayem. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
That's me, not as confident as I should be, | Bu benim, gerektiği kadar kendime güvenli değilim... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
so I would make up for it by making bad choices. | ...daha sonra da kötü seçimler yaparak ona bir şeyler uyduracaktım. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
That's my sister Joan all grown up. | Bu büyümüş kız kardeşim Joan. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
And that's Joan's best friend Louise, | Babamın, büyük "S" ile sıkıntı dediği, kendini her zaman... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
which made Joan, who was always good, like her even more. | ...iyi olan Joan'a sevdiren, Joan'ın arkadaşı Louise. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
That's Paul, who was sweet and funny. | Bu da sevimli ve eğlenceli Paul. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
We fell in love and got engaged when I was only 18... | Daha 18 yaşımdayken birbirimize aşık olduk ve nişanlandık... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
always a good idea... and later got married | ...ki bu çok iyi bir düşünceydi. Daha sonra da evlendik. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
because he was sweet but also because he had a great ass | Çünkü sevimli olduğu kadar havalı motor gibi çalışan... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
which was like a piece of pneumatic machinery. | ...çok iyi bir kalçası vardı. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
He was going to be a musician, which is hard, | Müzisyen olacaktı, bu onun için zordu... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
so until then, he was working as a pool cleaner... | ...sonra da Toronto'da havuz temizleyicisi... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
in Toronto. | ...olarak çalıştı. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
My dad died suddenly in 1972. | Babam 1972'de aniden öldü. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I guess that's where we should start. | Sanırım başlamamız gereken yer burası. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Give heed, O Lord, to my prayer, | Duacıma, benim sesime kulak verin. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
You ready to go? I need another minute. | Gitmeye hazır mısın? Bir dakika daha. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I'm gonna stay here. Okay. | Burada olacağım. Tamam. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
People behave oddly around the bereaved. | İnsanlar bir yakını öldüklerinde tuhaf davranıyorlar. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Hey. | Selam. Kendilerine yardım edemiyorlar. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry. That's okay. | Üzgünüm. Sorun değil. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
You're, like, one of the main mourners? | Siz yakınlarından biri gibisiniz. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I don't mean in a bad way. | Kötü anlamda demedim. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
what are you doing after this? | Bundan sonra ne yapacaksınız? | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
After this is the wake. | Ölüyü bekledikten sonra. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
But after that? | Peki daha sonra? | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
So you think your mother suffered? | Annenin acı çektiğini mi düşünüyorsun? | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
My wife went through 18 months of agony. | Karım 18 aylık bir acıya katlandı. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
To lose your mother and your father. | Anneni ve babanı kaybetmek. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
I can't imagine how lonely that must be. | Nasıl kimsesiz hissettiğini hayal edemiyorum. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Every day it was worse. That's suffering. | Her gün daha kötüydü. Acı vericiydi. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
Just to be by yourself. | Sadece kendi başına olmak. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
It must be so painful, | Çok acı... | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
She was wrong, of course. | Tabii ki de yanılıyordu. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |
My parents were gone, but I had my sister, Joan. | Annem babam ölmüştü ama kardeşim Joan vardı. | Decoding Annie Parker-1 | 2013 | ![]() |