Search
English Turkish Sentence Translations Page 146178
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Would you rather it have been you? | Ölen, sen olmak mı isterdin? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
How did they get you? | Seni nasıl yakaladı? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I will kill you! I will kill you! | Seni geberteceğim! Seni geberteceğim! | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Alright, kill me? | Pekâlâ, öldür beni. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Hello Paul. | Merhaba Paul. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Did you cut yourself because you truly wanted to die | Kendini kesmenin sebebi gerçekten ölmek istemen miydi... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
or did you just want some attention? | ...yoksa sadece biraz ilgi mi görmek istedin? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Tonight, you'll show me. | Bu gece, bunu bana göstereceksin. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
If you want to live, you'll have to cut yourself again. | Yaşamak istiyorsan, kendini yine kesmen gerekecek. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
How much blood will you shed to stay alive, Paul? | Hayatta kalmak için ne kadar kan akıtabilirsin Paul? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I didn't expect to feel any remorse. | Vicdan azabı duymayı beklemiyordum. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
The heart cannot be involved. | Bu işe kalbini karıştırmamalısın. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Emotionally, there can be nothing there. | Duygusal hiçbir şey olmamalı. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
It can never be personal. | Kesinlikle kişisel olmamalı. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Lets go. No. | Haydi gidelim. Hayır. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
You're not done yet. | Daha eğitimin tamamlanmadı. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Tonight, you will see the difference between killing and rehabilitation. | Bu gece, öldürmekle rehabilitasyon arasındaki farkı göreceksin. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
There's another detective that you should be aware of. | Dikkat etmen gereken bir dedektif daha var. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
His name's Tapp | Adı Tapp. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
He's smart. He's getting closer. | Akıllı ve sana gittikçe yaklaşıyor. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I need you to lead him to somewhere for me. | Onu bir başkasına yönlendirmeni istiyorum. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
A doctor. | Bir doktora. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
A healer who needs some healing. | İyileşmeye ihtiyacı olan bir iyileştiriciye. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Is this yours, doctor? | Bu sizin mi doktor? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
You supplied these police files, didn't you? | Bu polis dosyalarını ona verdin, değil mi? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
You're assuming this is gonna play out the way you want it? | Bu oyunun tam istediğin gibi oynanacağını mı varsayıyorsun? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I assume nothing. | Hiçbir şeyi varsaymam. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I anticipate the possibilities and I let the game play out. | Olasılıkları değerlendiririm ve oyunun oynanmasını beklerim. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Then why do you need Amanda in the game? | O zaman neden oyuna Amanda'yı da soktun? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
To ensure that the rules are followed. | Kurallara uyulduğundan emin olmak için. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
She won't make decisions for anyone. She will just... | Kimsenin yerine karar almayacak. Sadece... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
...offer choices. | ...seçenekler sunacak. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
A little to your left. | Biraz soluna çek. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
That leaves it up to chance. | Burada her şey şansa bağlı. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
If you're good at anticipating the human mind, | İnsan beynini değerlendirmekte iyiysen... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
it leaves nothing to chance. | ...hiçbir şeyi şansa bırakmazsın. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Great. More bombs. | Harika. Yine bombalar. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
All right, what did you do to get here? | Pekâlâ, sen neden geldin buraya? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I... I did something | Bir şey yaptım... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
...and a bunch of people were killed. | ...ve birkaç kişi bu yüzden öldü. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I didn't mean to. | Öyle olsun istememiştim. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
There're still dead. | Yine de öldüler işte. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
And that's why you're here? Yeah. | Bu yüzden mi buradasın? Evet. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Shouldn't you have gone to jail for something like that? | Böyle bir şey yüzünden hapse girmiş olman gerekmiyor muydu? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Nobody else knows. | Başka kimse bilmiyor. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Somebody does. | Birisi biliyor. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I didn't kill anybody if that's what you're asking. | Kimseyi öldürmedim, eğer sorduğun buysa. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I wasn't. | Bir şey sormadım. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I grant building permits. | İnşaat izinlerini ben kabul ederim. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
And yes, some people might have been more deserving than others. | Evet, bazıları bu izinleri diğerlerinden daha çok hak ediyor. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
But you know what? That's the business. | Ama bilirsiniz. İş bu. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
So if someone tells you different, well then they're just stupid. | Daha başka olduğunu söyleyen olursa, o zaman o aptaldır... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Or naive. | ...ya da saf... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Or both. | ...ya da ikisi de. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
You take bribes, you're a fucking liar, you cheat people. That's not nice. | Rüşvet alıyordun ve siktiğimin yalancısı, insanları dolandırıyordun. Hiç de güzel değil. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
But I'm sure she's not exactly Mother Teresa either. | ...ama eminim o da Rahibe Teresa değildir. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I don't give a shit. | Umrumda bile değil. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Close the fucking door, we have to hear the rules. | Kapat şu lanet kapıyı, kuralları öğrenmeliyiz. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
You must all be eager to learn the next important lesson in your transformation. | Dönüşümüz için bir sonraki önemli dersi öğrenmeye can atıyor olmalısınız. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
The game before you | Önünüzdeki oyun... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
is designed to bridge the gap between you all. | ...aranızdaki boşlukları birbirine bağlamanız için dizayn edildi. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
In order to open the five locks on the door out of this room, | Bu kapının dışındaki 5 kilidi açmak için... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
the five electrical circuits powering them must be closed. | ...o kilitlere güç veren 5 elektrik devresini kapatmalısınız. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
The only way to do this is to find a way to connect all five cords to the bath water. | Bunun tek yolu, bu beş kabloyu küvetin içindeki suya sokmak. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Close the circuits, and the door will open. | Devreleri tamamlarsanız, kapı açılacaktır. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
But you must work quickly | Fakat, hızlı çalışmalısınız. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
for in three minutes, an electrical current | Üç dakika sonra, bu odanın içinden... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
will surge through this room locking the doors forever. | ...bir elektrik akımı geçecek ve kapıyı sonsuza kadar kilitleyecek. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Who will bridge the gap? | Bu boşluğu kim dolduracak? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Its not gonna reach. How the fuck are we gonna do this? | Kablo yetişmiyor. Nasıl yapacağız bunu? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
No, don't do it! Please, no. | Hayır, hayır, dur! Lütfen, yapma. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
You killed her. You fucking killed her. | Onu öldürdün. Siktiğimin karısını öldürdün! | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I didn't trust her. | Söylediklerine güvenmedim. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Jesus Christ, what is it with you two? | Yüce İsa, siz ikinizin nesi var böyle? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Just shut up and help me with the body. | Kapa çeneni de yardım et. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Wait, wait. No. Don't let your body touch hers. | Bekle, bekle. Hayır. Vücuduna temas edeyim deme. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Oh my god, it's a hook. | Tanrım. Bir kanca. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Stick it in her head or we don't get out! | Onu kafasına saplamazsan buradan çıkamayacağız. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Just do it! | Yap artık! | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Sir, that's Jill Tuck. | Efendim, Jill Tuck geldi. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Good evening. Special Agent Erickson. | İyi akşamlar. Ben Özel Ajan Erickson. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Thank you for seeing me so late today. | Bu kadar geç saatte görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkürler. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
That will be all. | Tamam, çıkabilirsin. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
So, what do you need from us? | Peki. Bizden ne istiyorsunuz? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I think I'm being followed. | Sanırım takip ediliyorum. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Well, that sounds more like police work, Ms. Tuck. | Bu daha çok, polislik bir iş gibi Bayan Tuck. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I don't think they can help me. | Onların bana yardım edebileceklerini sanmıyorum. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Because it's you. The FBI. | Çünkü siz takip ediyorsunuz. FBI. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
It started when John was first identified as Jigsaw killer. | Jigsaw'un John olduğu ilk kez ortaya çıktığında başlamıştı. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
It didn't surprise me then, but I'm still being followed. | O zamanlar buna şaşırmamıştım ama hâlâ takip ediliyorum. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
By who, Ms. Tuck? Who would be following you? | Kim tarafından Bayan Tuck? Kim sizi takip ediyor? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
I think it's the agent who interrogated me. | Sanırım beni sorgulayan ajan. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Agent Strahm. | Ajan Strahm. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
And why would he be following you? | Peki neden sizi takip ediyor? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Who else have you told about this? | Bunu başka kime anlattınız? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Only you. | Sadece size. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
What's going on with Amanda? | Amanda'nın nesi var? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
Didn't you tell me the only way to truly offer enlightenment | Gerçek aydınlanma sağlamanın tek yolunun duygusallığı... | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
is by detaching emotionally? | ...bırakmak olduğunu söylememiş miydin? | Saw V-1 | 2008 | ![]() |
But you can have something Amanda doesn't. | Ama sende Amanda'da olmayan bir şey var. | Saw V-1 | 2008 | ![]() |