Search
English Turkish Sentence Translations Page 146009
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Who did all this? | Bunu kim bu yaptı? Pekala bunu kim bu yaptı ? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
There's someone called Veeran. | Viran isimli biri efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
And what was his grouse? None. We cooked up some. | Peki amacı neydi? Hiç bir şey efendim. Sadece açgözlü o kadar. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
That's our mandate. | Bu hoşuma gitti. Bu hoşuma gitti. Hindistan'ın başının derde girmesi güzel. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Find the disgruntled elements and help them. | Bu adamlarla bağlantıya geçmelisiniz. Onlara mümkün olduğunca yardım edeceksiniz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Give them guns and money. Let them get used to it. | Biraz silah verin. Parayı da ihmal etmeyin. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
And we've to win this war. | Ve biz bu savaşı kazanmalıyız. Ve biz bu savaşı kazanmalıyız. Tabii efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
By the way, where is this Chandrapur? | Bu arada. Şu Çandrapur nerede yer alıyor? Ha bu arada, Şu Çandrapur nerede yer alıyor? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Here's Bombay. | Burası Bombay. Bombayburası efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
And Chandrapur is here on the border of... | Ve burasıda Çandrapur | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...Maharashtra and Andhra Pradesh. | ... Maharashtra ve Andra Pradeş arasında bir yerde. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Greetings, sir. | Günaydın patron. İyi günler efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
How come so early? | Sabah sabah ne diyeceksin? Bu sabah bayağı erkencisiniz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Actually, you shouldn't be staying here. | Bakın efendim. Şey bakın efendim. Burada kalmanız doğru değil. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
What? | Ne? Ama neden? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
The case has been transferred to Mumbai. | Efendim. Dava Bombay'a nakledildi. Dava Bombay'a nakledildi efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
So what? For a couple of days... | Bunun ne sakıncası var. Bunun ne sakıncası var. nasılsa birkaç gün | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
They'll shout themselves hoarse and then be quiet. | içinde bürokratik işlemlere gömülmüş olacaklar. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Not this time. | Hayır efendim. Bu defa farklı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Veeran's attack has raised a furore. | Viran yaptığı saldırı herkesin öfkelenmesine sebep oldu efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
So what am l to do? Did l do anything? | Ben ne yapabilirim? Benim ne suçum var? Ben ne yapabilirim? Benim ne suçum var. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
People from the Crime Branch in Mumbai are here. | Şey efendim asıl mesele şu. Bombay suç masasından adamlar geliyorlar. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
They might come here too. | Evet. Sizin yanınıza da uğrayabilirler. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
You better slip away. | Bir süre uzaklaşsanız iyi olur. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
These special officer are unpredictable... | Bunlar çok yetenekli insanlar. Kime kadar uzanacakları belli olmaz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
lf they get their hands on you l won't be able to do a thing. | Size gelirlerse hiçbirşey yapamam. Benim yetkilerimi elimden aldılar efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
How far is the police station? Nearby. He'll escort you. | Polis karakolu nerde? Yakında efendim. Size yolu gösterebiliriz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Hey go with sir. | Hey onlara eşlik et. Sen onlara eşlik et. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Go to the police station and get the case papers. Ok. | Polis karakoluna git, belgeleri al. Sen Polis karakoluna kadar git, belgeleri al. Ben burdayım. Peki efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
So you know inspector Salim in Mumbai? | Demek Bombay'da görevli Selim'i tanıyorsun öyle mi? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Yes, sir. | Evet , iyi arkadaşımdır. Evet , iyi arkadaşımdır.. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
He's all praise for you... | O da burdaki arkadaşlarından sıkça bahseder. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...and you're so quiet. | Sizin çok cesur olduğunuzu anlatır. Sizin çok cesur olduğunuzu anlatır. İltifat etmiş efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Bala Thakur is the man behind everything that happens here. | Aslında bu davada herşey çok açık. Bunların arkasında Bala Takur var. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Bal Thakur? Who is that? The don in these parts. | Bala Takur mu? O da kim? Bu bölgenin kabadayısı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
There are so many complaints against him. | Onun hakkında sayısız şikayet alıyoruz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
The police don't arrest him? He has been hauled up... | O halde polis neden tıutuklamıyor onu? Tutuklamak mı? efendim. O zaman neden tutuklamıyor sunuz? Tutuklamak mı? O güçlü bir adamdır. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
So many times. But he gets away every time with his contacts. | Ne zaman tutuklasak yukarıdan bir telefonla bırakılır. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
ln the last three years or so, he has bought two wine shops... | Son üç yılda, civardaki arazilerin çoğunu satın aldı. Son üç yıldır gitgide güçleniyor. Bu civardaki arazilerin çoğu onun. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...a huge hotel in Chandrapur and lot of land. | İki Şarap dükkanı ve Çandrapur'da büyük bir otel yaptırdı. Çandrapur'da büyük bir otel yaptırdı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
lnterrogate him, and you'll know the whole game. | Ben olsam onu sorgulardım. Her türlü ayrntıyı öğrenebilirsiniz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Where does he live? Nearby. | Peki bu adam nerde yaşıyor? Burda. Çok yakında. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Crime Branch, Mumbai. Where is Bala Thakur? | Bombay Suç Masası Bala Takur nerde? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Gone out. Out? | Şu anda dışarda. Dışarda ha. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Wait... | Giremezsiniz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
No one searches Thakur sir's house. | Kimse Bay Takur'un evine bu şekilde giremez efendim. Kimse Bay Takur'un evine bu şekilde giremez. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Don't. You'll regret it. | Yapmayın efendim. Yapmayın. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Don't do this! You'll regret it when the sir comes back! | Bakın Beyim buna pişman olursunuz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Your sir isn't coming back, tell him to report to ACP Rathod... | Patronun geri gelmeyecek gibi. Ya biran önce gelir Ratod'arapor verir. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...or he's dead. | ya da bu dünyaya veda etmesi gerekir. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
C'mon, Kadam! Yes, sir. | Hey , Kadam gidelim. Peki efendim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Make sure he understands. | Bacu anladığına emin ol! Bunun anlamasını sağla | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Make sure you tell your boss. Tell him to get to Mumbai. | Ona geldiğinde, Patronun geldiğinde aynen şöyle söyleyeceksin. Bombay'da onu bekliyoruz. Tamam mı? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
The only way to save his neck... | Bombay'a gelmesi tek kurtuluşu olacak | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...is to report to ACP Rathod. | aksi halde gelip kafasını kopartacağız. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
lf we find him, he's dead! | Anladın değil mi? Ona öyle söyle. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l told you not to shout here! | Sana evin içinde bağırmak yok demiştim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Get down. He's becoming naughty. | Gittikçe yaramazlaşıyor. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Let's go, Papa! | Üst kata çıkalım baba. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Ajay, listen... Yes, Uncle? | Acey, biraz bakar mısın? Evet amca. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Would you like to attend a ghazal concert? | Gazel Konserine bir bilet bıraktılar. Gazel Konserine bir bilet bıraktılar. Gulfam Hasan | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Gulfam Hasan is performing. Great! How can l refuse? | Gider misin? Elbette giderim. Onu çok sevdiğimi biliyorsun. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
When is it? At six. Hurry. | Ne zaman? Bugün öğlen ikide başlıyor. Acele etmelisin. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Thank you. | Tamam. Teşekkür ederim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
One minute. | Babam nerde? Yukarda. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Daddy, l'm going to Gulfam Hasan's concert. | Baba , Gulfam Hasan'ın konserine gidiyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Mummy, here's your bread. l'm going out. | Anne ekmeğini getirdim. Ben dışarı çıkyorum. Akşama dönerim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Where to? l'll have dinner later. | Nereye gidiyorsun? Geri döndüğümde yemeği hazır isterim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Our guest this evening... | Dostlarım sizlere sadece yöremizde değil | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...is someone who is world renowned... | dünyanın dört bir yanında tanınan bir yıldızı takdim etmek istiyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...and this famous singer is Gulfam Hasan. | İşte hepinizin beklediği kişi Gulfam Hasan. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
He's our guest this evening and also our host. | Bu akşamki konuğumuz, aynı zamanda ev sahibi. Bu akşamki konuğumuz, aynı zamanda ev sahibi . | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
He's our guest as well as our host. | O bizim için bir yabancı değil. Aramızdan biri. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
He belongs as much to Pakistan as much as he belongs to lndia. | Pakistan'ın olduğu kadar Hindistan'ın da vatandaşı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
He spent his childhood here and he grew up there. | Çocukluğunun büyük bir kısmını burda geçirdi. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
His ghazals are written there, but his music belongs here. | Ergenliğe ilk adımlarını bizim aramızda attı. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l present the honourable Gulfam Hasan. | Şimdi büyük bir zevkle gazellerini dinliyoruz. Bay Gulfam Hasan. Şimdi büyük bir zevkle gazellerini dinliyoruz. Canap Gulfam Hasan. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Thank you. | Teşekkürler. Teşekkürler. Çok teşekkür ederim. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l belong as much to Pakistan as l belong to Hindustan. | Söylediğiniz gibi ben, Pakistan'a olduğu kadar Hindistan'a da aidim. Söylediğiniz gibi ben Pakistan'ın olduğu kadar Hindistan'ın da vatandaşı sayılırım. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
My ties to both the lands are emotional and sentimental... | Gönül bağıyla iki ülkeyede bağlıyım. Bunu eserlerime yansıtmak için çaba harcıyorum. İki toprağa karşı da sorumluluk duyuyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
...which transcends all relationships. | bunu eserlerime yansıtmak için çaba harcıyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
ln the poetic language of ghazal it's called love. | Biz gazel şarkıcıları buna kendi aramızda muhabbet dili diyoruz. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Lost is all awareness! Lost is all reasoning! | Bir insan çevresindeki herşeye sevgi ile bağlı kalmalıdır. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Obsession with love turns man inhuman! | İnsan muhabbet olmaz asla insan değildir. Muhabbet olmaz sa insan asla insan değildir. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
You know me, don't you? | Beni tanıyorsun öyle değil mi? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l'm Ajay Singh. | Ben Acey Singh. Ben Acey Singh . | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l want to tell you something. Go on. | Yani. Ben sana bir şey söylemek istiyorum . Dinliyorum. Şey ben sana bir şey söylemek istiyorum . Dinliyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Here? Why not here? | Burada mı? Evet. Neden burada olmasın? Yani burda mı? Hı hı evet neden burda olmasın? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Can we go somewhere else? Why? Just say it here. | Bir yere gidemez miyiz? Bi yere gidemez miyiz ? Nereye gideceğiz ki? Burda söyle seni dinliyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Ok. We know each other... | Pekala . Biz, biz birbirimizi tanıyoruz. Pekala . Biz, biz birbirimizi tanıyoruz … | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
No! l mean we don't know each other so well. | Hayır hayır. Yani birbirimizi o kadar iyi tanımıyoruz. Hayır! Şey yani birbirimizi o kadar iyi tanımıyoruz. Öyle değil mi? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
So l wanted to see you. Bus... | Ama ben seni tanımak istiyorum. Otobüs. Ama ben seni tanımak istiyorum. Belki de Aa otobüs. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Bus? My bus is here. | Otobüs, Otobüsüm geldi. Otobüs mü? Otobüsüm geldi. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
They've been threatening. They've phoned twice already. | Bizi tehdit ediyorlar. İki defa telefon ettiler. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Listen to me! How much more do l listen? | Beni dinler misin? lütfen. Sana bizi tehdit ettiklerini söylüyorum hayatım. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
l'm not letting you go out! They are terrorists! | İyi ama ne yapmamı bekliyorsun. Dışarı çıkmanı istemiyorum. Onların hepsi terörist. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Must you stand witness against them? | Onlara karşı tanıklık etmemeni istiyorum. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
Why not? My friends were killed. | Neden etmeyecek mişim? Arkadaşlarımın öldüler öyle değil mi? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
My colleagues are deposing too. | Meslektaşlarım da tanıklık edecek. | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |
But they didn't get threats! | Ama kimse onları tehdit etmiyor. Tamam mı? | Sarfarosh-1 | 1999 | ![]() |