English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 14364
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Hi, Frans. | Merhaba, Frans. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 |  |
| Many happy returns. | Size mutlu yıllar dilerim. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Did it go well? | Nasıl gitti? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Fed them and put them to bed early. | Onları besledim ve erkenden yatmalarını sağladım. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Hi, I'm Lisa. Many happy returns. | Merhaba, ben Lisa. Size mutlu yıllar dilerim. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Give us a hand. | Bize yardım et. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Can I tell you that Frans is not your type? | Franse'ın senin tipin olmadığını söyleyebilir miyim? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| He isn't? | Değil mi? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| And you are, I suppose? Yes. | Tipim sensin, sanırım? Evet. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| You're the most beautiful woman I've ever seen. | Sen gördüğüm en güzel kadınsın. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Want to go out for a night? | Bir gece çıkmak ister misin? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Why should I? | Bunu neden yapıyım? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| I'll tell you why. | Sana nedenini söylüyüm. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| I saw you come in, and you know what? | Geldiğini gördüm, ve biliyor musun? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| I saw that you weren't happy. | Mutlu olmadığını gördüm. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| You need something. | Bir şeye ihtiyacın var. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Let's call it a friend. | Hadi ona arkadaş diyelim. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| And you're going to be my friend? | Ve sen benim arkadaşım mı olacaksın? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Don't, you nutcase. | Yapma, sen delisin. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| So we'll go out? | Peki çıkıyor muyuz? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Wait. How do I find you? | Bekle. Seni nasıl bulurum? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| I guess you'll have to look. | Bulmak zorundasın. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Was haben Sie mit meinem Chauffeur gemacht? | Şoförüme ne yaptınız? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Lebt er noch? | O da yaşıyor mu? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Enjoy your workday. | İşgünü keyfini çıkar. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Are those frames ready yet? | Çerçeveler ne zamana hazır olur? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Nearly. | Yakında. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| What does he say? | Ne yazmış? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| "I'd like an extra blanket, clean, please, | "Fazladan bir battaniye istiyorum, lütfen..., | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| "a dressing gown, shaving things, a comb, slippers, | ...bir pijama, traş aletleri, bir tarak, terlik..., | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| "a simple clock, a desk, a proper chair. | ...basit bir saat, masa, ve uygun bir sandalye. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| P.S: Do something about the music." | NOT: Birazda müzik. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Spelling mistake, Cor? | Yazım hatası mı, Cor? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Hi, honey. | Merhaba, hayatım. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Bye, honey. | Hoşçakal, hayatım. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Take it easy, will you? | Sakin ol, tamam mı? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| You can't. | Göremezsin. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Frans is on his way. | Frans buraya geliyor. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Tomorrow night? | Yarın gece? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| I'll pick you up at 8:00. | Seni 8'de alırım. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| What do you mean, no? | Ne demeki hayır? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| No. I can't make that either. | Hayır. Yarın gece de olmaz. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| I'm working till half past 8:00. | 8'e kadar çalışmam gerek. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| I'll meet you outside the Krasnapolsky Hotel. | Krasnapolsky Hotel'in dışında buluşalım. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Was ist los? | Ne oldu? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Kaput? | Bozuk mu? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Broken? | Kırık mı? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| 530 kilometers. | 530 kilometre. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| You'll be home late, Frans. | Eve geç kalacaksın, Frans. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Why did you leave me waiting? | Beni neden beklettin? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| You come here. | Sen buraya gel. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Frans has a key. | Frans'ın anahtarı var. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Ask him to return it. | O zaman ondan geri iste. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| He owns this place. | Buranın sahibi o. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Then break up with him. | O zaman ondan ayrıl. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| It's not that easy to break up with a guy like Frans. | Frans gibi adamlardan ayrılmak kolay değildir. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Are you scared of him? | Ondan korkuyor musun? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Frans will be gone all night. | Frans bütün gece burada olamayacak. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Believe me. | Bana inan. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Shit! Fuck! | Kahretsin! Lanet olsun! | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| They didn't show up with the ransom? | Fidye için ortaya çıkmadılar mı? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| What the hell were they thinking? | Ne düşünüyorlardı ki? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| I'll kick them all out. | Hepsini kovacağım. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| As long as I'm alive, I'm in charge. | Yaşadığım sürece, ben görevdeyim. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Van Schaik. | Van Schaik. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Get in touch with him. | Onunla temas kur. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| They will pay. | Ödeyeceklerdir. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Van Schaik. Address and phone number. | Van Schaik. Adres ve telefon numarası. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Rem, it's your mother. | Rem, arayan annen. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Straight ahead at the intersection. | Tam kavşağı geçince. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| The cyclist. | Bisikletli. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Look, he turned right. | Baksana, sağa döndü. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Yes. You weren't to know that. | Evet. Ama sen bunu bilemezdin. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| He put out his hand. | Elini gösterdi. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| No, he didn't. | Hayır, göstermedi. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| I saw him put out his hand. | Onun elini gösterdiğini gördüm. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Did I fail my test? | Sınavı geçemedim mi? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Straight ahead. | Düz ileri. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| You'll find out later. | Bunu sonra öğrenirsin. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| What's he doing? | Napıyor o? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| He's afraid he'll suffocate. | Korkudan boğulacak. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Turn off the music and give me a hand. | Hemen müziği kapat ve bana yardım et. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Bitte, nicht festmachen. Es tut mir weh. | Lütfen, orayı tutma Çok acıyor. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Hör mal. | Dinle beni. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Did you arrange for us to be found if something goes wrong? | Bir şey kötü giderse bulunmamızı sağlar mısın? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| You're a young guy. | Sen genç bir adamsın. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Ich kann alles machen. | Her şeyi yapabilirim. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| If you can get me out of here... | Eğer beni buradan çıkarırsan... | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Name your price. | İsmini ve fiyatını söyle. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Wie viel? | Ne kadar? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Ich mach' dich reich. | Seni zengin yapabilirim. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Millionen, nur für dich. | Milyonlar, sadece senin için. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Are you out of your fucking mind? | Senin aklından zorun mu var? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| He tried to bribe me. | Bana rüşvet vermeye kalktı. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Just two more days! | Sadece iki gün daha! | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| We're this close! | Çok yaklaştık! | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| You want to fuck up the whole thing? | Her şeyi mahvetmek mi istiyorsun? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Mrs. Humbrechts? | Bayan Humbrechts? | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| Your son's driving test examiner | Oğlunuzun şoförlük sınavı memuru... | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
| has reported him for assault. | ...onu saldırıyla suçladı. | De Heineken ontvoering-1 | 2011 | |
