Search
English Turkish Sentence Translations Page 14080
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
What? | Ne? Ne? Uzakta değil. Bir sürü Brandy de var. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
It's not far. | Uzakta değil. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
There's plenty of Brandy. | Evde bir sürü konyak var. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
It's free. | Bedavaya. Bedava. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Yeah. | Tamam. Evet. 1 | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Yeah, uh, let me just cash out. | Tamam, hesabı ödeyeyim. Olur, hesabı ödeyeyim. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Alright. | Tamamdır. Hadi gidelim. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Uh, are you joking? | Şaka mı yapıyorsun? Şaka mı yapıyorsun? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Are you coming? | Gelmiyor musun? Geliyor musun? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
This is your place? | Burası senin evin mi? Evin burası mı? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
You can sit here. | Buraya oturabilirsin. Burada oturabilirsin. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
You know, I gotta tell you, I never pictured you | Evini hiç böyle hayal etmemiştim. Senin böyle bir yerde yaşadığını hiç düşünmediğimi söylemem gerek. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Why not? | Neden? Neden? Şey, çünkü... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Well, they have got to tell you this kind of | Buraya taşınmadan önce... Bu tür şeyleri taşınmadan önce söylemeleri gerek, değil mi? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
thing before you move in, right? | ...sana anlatmışlardır herhalde, değil mi? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
That it's haunted? | Perili ev olduğunu mu? Perili olduğunu mu? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Okay. | Evet. Tamam. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
So they must've gave you a big discount, or... | Büyük bir indirim falan yaptılar o zaman. Büyük bir indirim falan yapmış olmalılar ya da... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Which is obviously none of my business, but... | Beni de ilgilendirmez zaten. ...öyle bir şey ama bu elbette beni hiç ilgilendirmez, ama... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
No. Please. | Hayır. Lütfen. Hayır, lütfen. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I mean, it's just stories i heard when I was growing up. | Ben çocukken bazı hikayeler duymuştum. Yani, sadece büyürken duyduğum hikâyeler işte. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
But basically, they used to tell us about this, uh, | Kısacası bize anlattıkları şey... Ama genelde hep şunu söylerlerdi... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
old lunatic. | ...eski bir delinin hikayesiydi. ...yaşlı manyak. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Used to live here, perform these rituals in one of | Eskiden burada yaşarmış. Burada yaşarmış, yaşayan şeytanı mı ne öyle bir şeyi... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
trying to conjure up the living devil or something like that. | ...uyandırmak için ayinler falan yaparmış. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
It was kids' stories, mostly, but... | Hikayelerin çoğunu çocuklar anlatıyordu ama... Çoğunlukla çocuk hikâyeleriydi, ama... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
You grew up here? | Burada mı büyüdün? Sen burada mı büyüdün? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Yeah, I grew up just a few blocks south of here, | Evet, birkaç blok aşağıda büyüdüm. Evet, buranın birkaç blok güneyinde büyüdüm... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
so don't hold that against me. | Bana karşı kullanma yani. ...yani yüzüme vurma bunu. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Hey, uh, you know what, i gotta be honest with you. | Aslında sana karşı dürüst olmak istiyorum. Biliyor musun, sana karşı dürüst olmalıyım. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
This isn't something I ever really do with anybody. | Bunu daha önce kimseyle yapmamıştım. Bu pek herkesle yaptığım bir şey değil. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
The thing is, i i just got this big promotion, so.. | Olay şu ki, daha yeni terfi aldım. Olay şu ki, daha yeni büyük bir terfi aldım, yani... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Do what? | Neyi yapmamıştın? Ne değil? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
W whatever it is we're doing. | Şu an ne yapıyorsak. Her ne yapıyorsak. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
We're having a drink. | İçki içiyoruz. İçki içiyoruz. Evet, evet. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Oh yeah, yeah. | Evet, evet. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Of course. | Tabii ki. Elbette. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
It's funny, I uh... | Çok garip. Garip... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
It's just not every day i uh, go out and meet | Her gün dışarıda senin gibi... Her gün dışarı çıkıp, senin gibi biriyle... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
somebody like you, who's so open. | ...açık görüşlü insanlarla tanışmıyorum. ...karşılaşamıyoruz, senin kadar açık biriyle. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
This whole city is... | Bütün şehir kendini geri çekmiş. Tüm bu şehir... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Always on the defensive, and it's just... | Senin manyak olmadığını düşünen... Hep çok savunmacı ve sadece... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
It's refreshing to meet somebody who doesn't | ...bir insanla tanışmak gerçekten çok rahatlatıcı. Ve hemen senin manyak olduğunu düşünmeyen birileriyle... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
immediately think you're a maniac. | ...tanışmak insanı tazeliyor. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
You're one of the good guys. | Sen iyi bir insansın. Sen iyi adamlardan birisin. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I try to be. | İyi olmaya çalışıyorum. Olmaya çalışıyorum. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
You're not lying to me? | Bana yalan söylemiyorsun yani? Bana yalan söylemiyor musun? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Tell you what, does it look like I'm lying? | Sen söyle. Yalan söylüyor gibi miyim? Bak ne diyeceğim, yalan söylüyora benziyor muyum? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Just one of those faces, Henry. | Sen de herkes gibisin, Henry. Sadece o yüzlerden biri, Henry. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Mm, what? | Ne? Ne? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
No, i I'm telling you the truth. | Doğruyu söylüyorum. Hayır, doğru söylüyorum sana. Ben gerçekten iyi adamlardan biriyim. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I am honestly one of the good ones. | Gerçekten iyi bir insanım. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Look, I waiting for my friends at the bar. | Barda arkadaşlarımı bekliyordum. Bak, barda arkadaşlarımı bekliyordum. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Ask them! | İnanmazsan onlara sor. Onlara sor! | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I would never in a million years just go home with | Kırk yıl düşünsem, yeni tanıştığım biri... Daha yeni tanıştığım, beni evine davet eden biriyle... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
someone I just met, who invited me to their house. | ...beni evine davet ettiğinde gideceğimi sanmazdım. ...hayatta bir yere gitmezdim. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
If I told them that, and for whiskey? | Bunu onlara söylesem, bir de viski için geldiğimi? Onlara bunu söylesem, hem de viski için? Gülerler bana! | Darling-2 | 2015 | ![]() |
They would laugh in my face! | Bana bir taraflarıyla gülerlerdi. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I tell you what would be really funny, we should | Ne komik olurdu biliyor musun? Neyin çok komik olacağını söyleyeyim sana... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
give them a ring later on and tell them, tell them | Onlara bir yüzük verip, sonra da onlara... ...sonra arayalım onları ve barda yeni tanıştığın... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
that it's entirely possible to have a cordial | ...çok samimi biriyle tanıştığımı anlatsam. ...biriyle candan bir buluşma olmasının tamamen mümkün olduğunu söyleyelim... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
meeting with someone when you just met them at a bar 'cause | Sonra da seni onlarla barda tanıştırsam... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Oh god, ah... | Aman Tanrım! Tanrım... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Why did you come here tonight? | Bu gece neden buraya geldin? Bu akşam buraya niye geldin? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
What did you expect? | Beklentin neydi? Ne bekledin? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
You didn't even ask me my name. | Adımı sormaya tenezzül bile etmedin. Adımı bile sormadın. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Did you want to fuck me? | Beni becermek mi istiyordun? Beni sikmek mi istedin? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Remember me? | Hatırladın mı beni? Hatırladın mı beni? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Do you remember me? | Beni hatırlıyor musun? Beni hatırladın mı? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Because I remember you, Henry Sullivan. | Çünkü ben seni hatırlıyorum, Henry Sullivan. Çünkü ben seni hatırlıyorum, Henry Sullivan. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I remember every single thing about that night. | O geceyle ilgili her şeyi hatırlıyorum. O geceyle ilgili her bir şeyi hatırlıyorum. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Why did you do it? | Neden yaptın bunu? Neden yaptın? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Why did you pick me? | Neden beni seçtin? Neden beni seçtin? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
What did I ever do to you? | Ben sana ne yaptım? Ben sana ne yaptım da? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Answer me! | Cevap ver bana! Cevap ver! | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Fuck you! | Siktir git! Amına koyayım senin! | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Darling, I want you to listen to me very carefully. | Tatlım, beni iyi dinle. Tatlım, beni çok dikkatlice dinlemeni istiyorum. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Ma'am? | Hanımım? Efendim? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
We finally got a hold of your references. | Sonunda senin referanslarına ulaşabildik. Sonunda referansına ulaştık. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
You did? | Öyle mi? Öyle mi? Evet. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Dr. abbott. | Doktor Abbott. Dr. Abbott'a. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Dr. abbott? | Doktor Abbott mı? Dr. Abbott'a mı? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
You never cared for his family, did you? | Ailesini hiç düşünmedin değil mi? Ailesine hiç bakıcılık yapmadın, değil mi? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
We know what you did, dear. | Yaptığın şeyden haberdarız, canım. Ne yaptığını biliyoruz, tatlım. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Darling? | Tatlım? Canım? | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I couldn't let him live with what he did to me. | Bana yaptığı şeyden sonra yaşamasına izin veremezdim. Bana yaptığı şeyle yaşamasına izin veremezdim. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
But Dr. abbott... | Ama Doktor Abbott... Ama Dr. Abbott... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
He says I'm okay. | Benim iyi olduğumu söylemişti. İyi olduğumu söylüyor. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
He says I'm okay now. | Artık iyi olduğumu söylemişti. Artık iyi olduğumu söylüyor. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
We're not mad, dear. | Sana kızgın değiliz canım. Kızgın değiliz, tatlım. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
We would just like you... | Senin yerinde olsak aynısını yapardık. Sadece gitmeni... | Darling-2 | 2015 | ![]() |
We would just like you to leave. | Yaşamamız için aynısını yapardık. Sadece gitmeni istiyoruz. Eşyalarını topla ve git. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Take your things and leave. | Eşyalarını al ve git. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
We would just like you to leave. | Yaşamak için senin gibi yapardık. Sadece gitmeni istiyoruz. Onu yürürken gördüm. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I saw him walking around. | Onu yolda gördüm. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Henry Sullivan. | Henry Sullivan. Henry Sullivan. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I saw him walking around the street the other day. | Geçen gün onu sokakta yürürken gördüm. Geçen gün onu sokakta yürürken gördüm. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Right in front of me. | Tam önümdeydi. Tam önümde. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
I couldn't let him live with what he'd done to me. | Bana yaptığı şeyden sonra yaşamasına izin veremedim. Bana yaptığı şeyle yaşamasına izin veremezdim. | Darling-2 | 2015 | ![]() |
Darling? | Canım? Tatlım? | Darling-2 | 2015 | ![]() |