Search
English Turkish Sentence Translations Page 14005
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Why`d you laugh at me?. | Neden bana güldün? Bana niye güldün? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You`re mean. | Sen adisin. Sen kötüsün. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Come on, please?. | Hadi, lütfen? Hadi, lütfen? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Look in the mirror for me. | Aynada bana bak. Aynaya benim için bir bak. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Do we have to do this right now?. | Hemen şimdi mi yapmalıyız? Bunu illa şimdi mi yapmamız gerekiyor? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
It`s been a long day. | Uzun bir gündü. Uzun bir gün geçirdim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I know, but when else am I gonna do it?. | Biliyorum, ama ne zaman yapacağız? Biliyorum ama ne zaman yapacaksın ki? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You`re never home. | Hiç evde bulunmuyorsun. Asla eve uğramıyorsun. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Please?. | Lütfen? Lütfen? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
``Please.`` Okay. | 'Lütfen.' Pekala. "Lütfen." Pekâlâ. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
All right, look in the mirror toward the hallway now. | Şimdi aynada koridora doğru bak. Peki, şimdi aynaya koridora doğru bak. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Do you see the door?. | Kapıyı görüyor musun? Kapıyı görüyor musun? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
This is stupid. | Bu saçmalık. Bu aptalca. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Okay, come on. | Tamam, hadi. Tamam, hadi. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Now just put your head closer. | Şimdi başını yaklaştır. Şimdi başını yaklaştır. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Stop, stop, that tickles. All right. | Dur, dur, gıdıklıyorsun. Pekala. Kes şunu, gıdıklıyor. Tamam. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Just put your head closer to the wall now. | Şimdi başını duvara yaklaştır. Şimdi de başını duvara yaklaştır. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
What do you see now?. | Ne görüyorsun? Şimdi ne görüyorsun? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I see the door again. | Yine kapıyı görüyorum. Yine kapıyı görüyorum. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, but it`s not the same door. | Evet, ama aynı kapı değil. Evet, ama aynı kapıyı değil. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
It`s a different door. | Bu başka bir kapı. O farklı bir kapı. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
All right, just pull away from it and then lean back in. | Pekala, geriye çekil ve tekrar aynaya doğru eğil. Pekâlâ, başını uzaklaştır, sonra tekrar yaklaştır. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Our hallway has one door. | Koridorumuzda bir kapı var. Bizim koridorda bir kapı var. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
This one, right here. | Şu, tam şurada. Bu, buradaki. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
The hallway in the mirror | Aynadaki koridorda... Aynadaki koridorda ise... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
has two doors. | iki kapı var. ...iki kapı var. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
The other one should be here. | Diğeri burada olmalı. Diğeri de burada olmalı. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Just look in the mirror for me. | Aynada bana bak. Sadece benim için aynaya bak. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
l`m confused. | Kafam karışık. Kafam karıştı. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
What are you saying?. | Ne söylüyorsun? Ne demeye çalışıyorsun? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Honey, the hallway in the mirror is not our hallway. | Tatlım, aynadaki koridor bizim koridorumuz değil. Tatlım, aynadaki koridor bizim değil. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
No?. Well, whose hallway is it?. | Değil mi? O halde, kimin koridoru? Öyle mi? O zaman kimin? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Babe, l`m telling you there`s something strange about this house. | Sana bu evde esrarlı bir şey olduğunu söylüyorum. Bebeğim, bu evle ilgili garip şeyler dönüyor. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I`ve seen | Gördüm... Gördüğüm... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Hey, hey, hey, hey, hey, hey. | Hey, hey, hey, hey, hey, hey. Dur, dur, dur bakalım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
This isn`t about the door. | Bu kapıyla ilgili değil. Bu kapıyla ilgili değil. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
All right, there`s nothing wrong with this house, okay?. | Bu evde hiç bir sorun yok, tamam mı? Tamam mı? Evle ilgili yolunda gitmeyen hiçbir şey yok, anladın mı? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Do you do you hear what you`re saying?. | Sen... ne söylediğini duyuyor musun? Söylediğini kulağı duyuyor mu? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
It`s crazy. | Bu çılgınlık. Bu delice. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
No, it`s not. | Hayır, değil. Hayır, değil. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
It`s not, baby, if you would just take another look. | Değil, canım, istersen bir kez daha bak. Değil, bebeğim. Bir kez daha baksan. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Deb, will you please l`m fuckin` tired, okay?. | Deb, lütfen... çok yorgunum, tamam mı? Deb, şunu keser misin? Yoruldum, tamam mı? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Will you drop it?. | Bırakır mısın? Kesecek misin? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I`ll look at your imaginary door tomorrow. | Hayali kapına yarın bakacağım. Hayali kapına yarın bakarım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
And you have to promise me that you`re gonna get out of this house. | Ve sen de bu evden dışarı çıkacağına dair söz vermelisin. Ama senin de bu evden çıkacağına söz vermen gerek. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Hi, I wanted to speak with Chad Walker. | Merhaba, Chad Walker'i aramıştım. Merhaba, Chad Walker'la konuşmak istiyordum. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I had interviewed with him last week, | Kendisiyle geçen hafta görüşmüştük, Geçen hafta onunla iş görüşmesine girmiştim... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
and I just wanted to follow up and see if he had any photo jobs | ve bazı fotoğraf işlerine veya herhangi bir konuda yardıma... ...ve herhangi bir fotoğraf işi veya yardım gereken bir iş var mı,... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
or help with anything. | ihtiyacı olup olmadığını soracaktım. ...öğrenmek istedim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Actually, it doesn`t look like he works here anymore. | Aslında, artık burada çalışmıyor gibi bir durum var. Aslında, artık burada çalışmıyor gibi. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
He hasn`t shown up to work in over a week. | Bir haftadan beri işe gelmedi. Bir haftadan fazladır işe gelmiyor. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
No one knows where he is. | Nerede olduğunu kimse bilmiyor. Nerede olduğunu kimse bilmiyor. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I think he embezzled some money and ran off with Stacy from Finance. | Sanırım bir miktar parayı zimmetine geçirip finans bölümünden Stacy ile kaçtı. Bence zimmetine para geçirdi ve muhasebeden Stacy ile kaçtılar. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I got to go. | Gitmem gerek. Kapatmalıyım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Look, l`m going a little stir crazy at home. | Bak, evde çıldırmak üzereyim. Bakın, evde durursam heyecandan delireceğim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I just want to get back to work. | İşe geri dönmek istiyorum. Sadece işe dönmek istiyorum. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Look, I run a very small operation here, | Burada küçük bir iş çeviriyorum, Bak, burada küçük bir yer işletiyorum... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
and I got a couple of guys that do most of the work for me. | ve benim için çalışan birkaç adamım var. ...ve işlerimin çoğunu halleden birkaç adamım var. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
So, spread it around a little, you know?. | O halde işi biraz büyüt. Öyleyse işlerini azaltın, anlarsınız ya. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Throw some my way. | Benim önüme de bir şeyler at. Birazını bana verin. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I got to fix this piece of shit. | Bu boku tamir etmeliyim. Şu döküntüyü tamir ettirmeliyim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
What do you say?. | Ne diyorsun? Ne diyorsunuz? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You know, l`d like to help you out. | Bilirsin, sana yardım etmek isterdim. Yardımcı olmak isterim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
So help me out. | O halde yardım et. Öyleyse yardım et. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Well, actually, ``l`d like to help you out`` | Yani, aslında, 'yardım etmek isterdim' Aslında, "yardımcı olmak isterim" sözü... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Is a bunch of bullshit that most people say. | herkesin kullandığı bir baştan savma aracıdır. ...çoğu kişinin söylediği bir palavradır. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Look, even if I could hire you, | Bak, seni işe alacak olsam dahi, Bak, seni işe alabilsem bile... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
this is about all I could afford to pay you. | sana en çok ödeyebileceğim budur. ...en fasla bu kadar maaş verebilirim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
That`s less than the cost of day care. | Bu günlük bakım masrafından bile az. Bu kreşin masrafından bile az. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
If I go back to work | İşe geri dönersem... Eğer işime dönersem... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Well, I told you the pay was crap. | Sana ücretin düşük olduğunu söyledim. Sana maaşın kötü olduğunu söylemiştim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Besides, I got the guys I need. | Üstelik, ihtiyacımı gören adamlarım var. Ayrıca, ihtiyacım olan adamlarım var zaten. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You know... | Biliyorsun... Biliyor musun... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
In the meantime, it`s, you know, know, blah, blah, blah, blah, blah, blah | Bu arada, bu, biliyorsun, çene, çene, çene, çene, çene... Bu sırada, bildiğin gibi... Vesaire, vesaire, vesaire... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I`ve got a lot of meetings. I`m sorry. | Birçok görüşmem var. Özür dilerim. Bir sürü görüşmem var. Üzgünüm. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Hey! Come on! Oh, my God. | Hey! Buraya gel! Aman Tanrım. Hadi! Aman Tanrım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Look what you did to my car! | Bak arabama ne yaptın! Arabama yaptığına bir bak! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Look at the car! | Arabaya bak! Şu arabaya bak! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
There`s no damage. | Hasar yok. Hasar yok. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
No damage?. | Hasar yok mu? Hasar yok mu? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You get out! | Çık dışarı! Çık şu arabadan! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I`m gonna bash your fuckin` skull in! | Senin kafanı kıracağım! Suratını dağıtacağım! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
What do you think you`re doing?. | Ne yaptığını zannediyorsun? Ne yaptığını sanıyorsun? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Oh, now, what are you doing?. | Şimdi, ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
A camera?. | Bir kamera mı? Fotoğraf makinesi mi? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
What are you gonna do with a camera?. | Bu kamerayla ne yapacaksın? Onunla ne yapacaksın? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Stop with the camera, bitch! | Bırak kamerayı, kaltak! Bırak o makineyi, sürtük! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You fuckin` ruined my car! | Arabamı mahvettin! Arabamı mahvettin! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I`m telling you right now, | Sana hemen diyorum, Sana diyorum... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
get out of the car. | çık arabadan. ...arabadan çık. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I`m gonna bash your skull in! | Kafanı kıracağım! Kemiklerini kıracağım! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Am I late?. | Geç mi kaldım? Geciktim mi? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I`m sorry, honey. | Özür dilerim, tatlım. Özür dilerim, tatlım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I`m so sorry. | Çok özür dilerim. Çok özür dilerim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
It won`t happen again. | Bir daha olmayacak. Bir daha olmayacak. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I know I haven`t been the best mom lately, but that`s gonna change. | En iyi anne olmadığımı biliyorum, ama bu değişecek. Son zamanlarda mükemmel anne olamadığımı biliyorum ama bu durum değişecek. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You scared the | Beni korkuttun... Ödümü... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
you scared me badly. | beni çok kötü korkuttun. Beni kötü korkuttun. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
What`s up?. | Yine ne oldu? Ne oldu? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You`re vacuuming. | Süpürüyorsun. Evi temizliyorsun. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |