Search
English Turkish Sentence Translations Page 14002
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
before they blow the airlock and they're inside. | ...yaklaşık kırk saniyemiz var. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
That buys us enough time to get down into the cargo bay, | Kargo bölmesine gidip büyük silahları alıp gemiyi tutacak... | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
break out the big guns, and hold this ship. | ...kadar zaman kazandırır bize. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
But we have to trust each other in order to do that. | Fakat bunu yapmak için birbirimize güvenmemiz gerek. | Dark Matter-1 | 2015 | ![]() |
You promise to give this one a chance. | Buna bir şans tanımayı vaad etmiştin. Buna bir şans vereceğine söz vermiştin. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
l`m not promising you nothing. | Sana hiç bir konuda söz vermedim. Hiçbir şeye söz vermedim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Come on, Deb. 1 | Hadi, Deb. Yapma, Deb. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
1 4 houses so far. | 14 tane ev oldu. Şimdiye dek 14 ev gezdik. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
This cannot last forever. | Bu böyle devam edemez. Bunu sonsuza kadar sürdüremeyiz. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I just know what I like. | Ne istediğimi biliyorum. Neyi beğendiğimi biliyorum. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Just because you don`t mind living in some piece of shit | Bir çöplükte yaşamayı umursamadığın için... Çünkü sen döküntü bir evde yaşamayı sorun etmiyorsun. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I don`t want to live in a piece of shit. | Bir çöplükte yaşamak istemiyorum. Döküntü bir evde yaşamak istemiyorum. 1 | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Well, thanks to Mommy, you won`t have to. | Pekala, annen sayesinde, çöplükte yaşamayacaksın. 1 Annen sayesinde bu olmayacak. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
l`m sorry. | Özür dilerim. Özür dilerim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Here we are. | İşte geldik. İşte geldik. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You`re in for a treat. | Tanıtmak için buradasın. Siz özel müşterilersiniz. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
It`s not listed yet. | Henüz ilan edilmedi. Bu daha listeye bile girmedi. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
The family`s out of state. | Aile eyalet dışında. Sahipleri şehir dışında. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
A famous painter once lived here. | Ünlü bir ressam burada yaşamıştı. Bir zamanlar burada ünlü bir ressam yaşamış. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Oh, yeah?. | Öyle mi? Öyle mi? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Yes, Rupert Wells. | Evet, Rupert Wells. Evet, Rupert Wells. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Maybe you`ve heard of him. | Belki duymuşsunuzdur. Belki duymuşsunuzdur. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I wouldn`t. | Hayır duymadım. Duymadım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Deb?. | Deb? Deb? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Name sounds familiar. | İsmi yabancı gelmiyor. İsmi tanıdık geliyor. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Are you an artist?. | Sanatkar mısınız? Bir ressam mısınız? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
l`m a housewife. | Ev kadınıyım. Ben evhanımıyım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Uh, no, no, she`s a great photographer. | Oh, hayır, hayır, o ünlü bir fotoğrafçıdır. Hayır, hayır, o harika bir fotoğrafçıdır. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
She just hasn`t had time lately. | Sadece son zamanlar pek vakti olmadı. Son zamanlarda iş yapamadı sadece. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I can imagine. | Tasavvur ediyorum. Hayal edebiliyorum. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Two bedrooms, 1 3/4 baths. | İki yatak odası, 3 banyodan biri. İki yatak odası, lavabo ve duşlu tuvalet. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
It needs a little fixing, but it`s got some charming features. | Biraz tadilat gerekir, ama bazı büyüleyici özellikleri var. Biraz tamirat gerekli, ama göz alıcı özellikleri var. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Original hardwood floors. | Özel parke tabanlar. Orijinal ahşap parke. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
The cut glass windows | Kristal camlar... Kesme camlı pencereler... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
were imported from China, and it`s got built in cabinetry and | Çin'den ithal edilmiş, ve ahşaba monte edilmiş... ...Çin'den getirtildi, ayrıca gömme kabin var ve... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
hey, hey, hey!. | Hey, hey, hey! Hey, hey, hey! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
We`re still painting! | Boyası daha bitmedi! Badana devam ediyor! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Come on, lan. | Gel buraya, İan. Yapma, lan. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Hey, hon. | Hey, tatlım. Selam tatlım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Uh, we`re still painting. | Hala boyanıyor. Badana hâlâ devam ediyor. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Do you want to see the rest of the house?. | Evin diğer bölümlerini görmek istiyor musun? Evin kalanını görmek ister misin? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
It`s a little small for the price. | Fiyatına göre biraz küçük. Fiyatına göre biraz küçük ama... | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
We`ll take it. | Onu alacağız. Alıyoruz. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Are you sure?. | Emin misin? Emin misin? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
What, you want to move back to Seattle?. | Ne yani, Seattle'e dönmek mi istiyorsun? Ne yani, Seattle'a geri mi dönmek istiyorsun? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
No, no, no, no, no. | Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır. Hayır, hayır, hayır. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
No, I don`t. | Hayır, istemiyorum. Hayır, istemiyorum. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
We`ll make an offer. | Bir teklifte bulunacağız. Size bir teklifte bulunacağız. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Great! | Müthiş! Harika! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
We`ll go back to my office and get started on the paperwork. | Ofisime gidelim ve evrakları hazırlamaya başlayalım. Ofisime dönüp evrakları hazırlamaya başlayalım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
No, no, no, l`m not playing. | Hayır, hayır, hayır, oynamıyorum. Hayır, olmaz, oynamıyorum. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
No, Jim, l`m not playing. | Hayır, Jim, oynamıyorum. Hayır, Jim, oynamıyorum. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Stop it! | Bırak beni! Kes şunu! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I see you. | Seni görüyorum. Görüyorum. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
God, you`re such a dick! | Tanrım, hıyar gibisin! Tanrım, seni pislik! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
What happened?. | Ne oldu? Ne oldu? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Nothing, baby. | Bir şey yok, bebeğim. Yok bir şey, bebeğim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Your dad just scared me. | Sadece baban beni korkuttu. Sadece baban korkuttu da. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I got her good, Bud. | Onu gafil avladım, oğlum. İyi korkuttum, evlat. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Did you see that weird guy outside?. | Dışarıdaki o tuhaf adamı gördün mü? Dışarıdaki tuhaf adamı gördün mü? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
What guy?. | Hangi adam? Hangi adam? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
He was out there. | Oradaydı. Oradaydı. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
He was he was watching me. | Bana bakıyordu. Beni... Beni izliyordu. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Hmm, probably just a nosy neighbor. | Hmm, belki meraklı bir komşudur. Muhtemelen meraklı bir komşudur. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
l`m hungry. | Karnım acıktı. Acıktım. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
No, he l`m telling you, he wasn`t just passing by. | Hayır, sana söylüyorum, sadece geçmiyordu. Hayır, o... İnan bana, yoldan geçen biri değildi. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
He was he was casing the joint. | Dikkatle bakıyordu. İçeriyi dikizliyordu. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Hey, we better get some pizza. | En iyisi biraz pizza alalım. Pizza söylesek iyi olur. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
I got to get back to the office for a couple of hours. | Bir kaç saatliğine ofisime dönmem lazım. Birkaç saatliğine ofise dönmeliyim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Oh, tonight?. | Bu gece mi? Bu gece mi? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
l`m sorry. I told you. | Üzgünüm. Sana söylemiştim. Üzgünüm. Söylemiştim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
The weeks leading up to this project launch are gonna be crazy. | Bu proje bitene kadar haftalar çılgınca geçecek. Tasarının çıkması için haftalarca çok çalışacağız. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
``Casing the joint.`` | 'Dikkatlice bakmak.' "Dikizliyor". | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
l`m going to bed, baby. | Yatmaya gidiyorum, bebeğim. Ben yatıyorum, bebeğim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Don`t stay up too late. | Çok geç kalma. Geç kalma. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
l`ll be there soon. | Az sonra gelirim. Az sonra geleceğim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Hey, don`t worry. 1 | Hey, merak etme. Merak etme. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
They`re gonna love all your photos. | Tüm fotoğraflarını sevecekler. Fotoğraflarına bayılacaklar. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
click! | Klik! | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Have a good day. | İyi günler. İyi günler. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You too. | Sana da. Sana da. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You nervous?. | Sinirli misin? Gergin misin? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
But we`re tough. | Ama dayanıklıyız. Ama güçlüyüz. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
We`ll be all right. | Her şey iyi olacak. Sorun çıkmayacak. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
You`re supposed to agree with me. | Benimle aynı fikirde olmalısın. Bana katılman gerekiyor. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Okay, let`s go. | O halde, gidelim. Pekâlâ, gidelim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Ooh, wow. | Ooh, uh. Vay be. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Mmm, this is nice. | Mmm, bu güzel. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
This is really nice. | Bu gerçekten güzel. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Thank you. | Teşekkür ederim. Evet Teşekkür ederim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Special. | Özel. Özel resimler. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
lt`s a great portfolio. | Bu büyük bir katalog. 1 Harika resimler. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
l`d like to see a few more product shots. | Biraz daha ürün görmek isterdim. Birkaç tane daha ürün resmi görmek isterim. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Yeah. | Evet. Evet. 1 | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
But it`s great. | Fakat bu müthiş. Ama harika. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Thank you for stopping by. | Uğradığınız için teşekkür ederim. Uğradığınız için teşekkürler. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
So is that it?. | Sadece o kadar mı? Bu kadar mı? | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, we can call you if we need anything. | Evet, bir ihtiyacımız olursa sizi arayabiliriz. Evet, bir şeye ihtiyacımız olduğunda seni çağıracağız. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
Oh, okay. | Pekala. Pekâlâ. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |
All right?. Yeah, great. | Pekala? Evet, güzel. Tamam mı? Evet, harika. | Dark Mirror-1 | 2007 | ![]() |