Search
English Turkish Sentence Translations Page 13837
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
The density of our tribe is in your hands. | Kabilemizin kaderi senin ellerinde... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Find Vee and go to Mt. Holy. | Bee'yi bul ve Holy dağına götür. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Any other ways to save Vee? | Bee'yi kurtarmanın hiç yolu yok mu? | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
The curse of Mt. Holy is already hitting her. | Holy dağının laneti onu şimdiden vurmaya başlamıştır zaten. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
She'll eventually bleed to death. | Er ya da geç kan kaybından ölecektir. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
The fate of the tribe should come before her life. | Kabilemizin kaderi onun hayatından önce gelmeli. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I know how painful that is. | Bunun, senin için ne denli acı verici olduğunu çok iyi biliyorum. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
But you'll meet her again | Ama sonunda... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
for the pain you're in. | ...çektiğin acı dolayısıyla onunla yeniden bir araya geleceksin. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
That's the nature's way. | Bu, Holy dağının sana vereceği bir hediye olacak. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I put dews from Mt. Holy on it. Good luck. | Holy dağının suyu ile yaptım bu kılıcı. İyi şanslar! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
We've got only 2 days. | Sadece 2 günümüz kaldı. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I'm worried Mae might find Vee before us. | Mae kabilesinin Bee'ye bizden önce ulaşmasından korkuyorum. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Would I do the same if I were Juk? | Juk'un yerinde olsaydım acaba ben de aynı şeyi yapar mıydım? | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Then he would be after you. | O zaman, o senin peşinde olurdu. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You hate him? I did. | Ondan nefret mi ediyorsun? Ediyordum... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Not any more, though. I forgot about him. | Ama artık hiçbir şey hissetmiyorum. Onu unuttum bile... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Sorry it didn't work out. | İşlerin bu hale gelmesinden ötürü üzgünüm. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Stop taking about him. Think only about the tribe. | Ondan bahsetmeyi bırak artık; sadece kabilemizi düşün. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
That's what counts. | Şu an önemli olan tek şey bu... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
If not, you can go back. I'll let you go. | Eğer istemiyorsan geri dön. Gitmene izin veriyorum. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I've chosen this way, and it was me who Juk go. | Ben bu yolu seçtim ve Juk'un gitmesine de izin veren bendim. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
And I failed to protect Vee. | Ben de Bee'yi korumayı başaramadım. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
It's still warm. | Hala sıcak... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Don't come closer! Don't move! | Yaklaşma! Yapma, dur! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Take me to Mt. Holy. You'll die if you go. | Beni Holy dağına götür. Gidersen öleceksin. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
That's the fate that Mt. Holy has given me. | Bu, Holy dağının bana uygun gördüğü bir kader... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
It's my fate to protect you. You won't die! | Seni korumak da benim kaderim... Ölmeyeceksin! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Don't be silly. | Saçmalama... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Soon after I'll get the holy sword. | Bir süre sonra kutsal kılıcı alacağım. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Then, Mt. Holy can't kill you! | O zaman, Holy dağı seni öldüremeyecek! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I can save you! | Seni kurtarabilirim! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
If you save my life with it, what about others? | Onunla benim hayatımı kurtarınca diğerlerine ne olacak peki? | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
They're sacrificing you for their own lives! | Onlar kendi canları için seni feda ettiler! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
They are deserved to die! | Ölmeyi hak ettiler! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
That's where Dahn is. If I live, he dies. | Orası, Dahn'ın yaşadığı yer... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
The day you showed up, | Daha geldiğin gün... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
you occupied my mind. | ...zihnim tamamen seninle doldu. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
But I had to give up on you for Dahn. | Ama Dahn için senden vazgeçmek zorunda kaldım. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Why? He's my friend. | Neden? Çünkü o, benim arkadaşımdı. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Returning from Mt. Sunghwa, | Sunghwa dağından döndükten sonra benim olabileceğini düşündüm. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
But, unfortunately, Dahn came back alive. | Ama maalesef, Dahn sapasağlam geri geldi. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I tried to forget about you, | Seni unutmak için çok çaba sarf ettim... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
but I couldn't. | ...ama olmadı. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
The more I tried, to forget you, | Ne kadar çabaladıysam... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
The more I wanted you. | ...sana olan arzum o kadar arttı. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I won't do that any more. | Artık bunu yapmayacağım. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I will save you. And it will be me, not Dahn, by your side! | Seni koruyacağım. Yanındaki Dahn değil; ben olacağım. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Let me go. Let me go. | Bırak gideyim... Bırak gideyim... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Wait... Wait! | Bekle... Bekle! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Stop looking for Vee. Mae has nothing to do with her. | Bee'yi aramaktan vazgeçin. Sizin onunla işiniz yok. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You're desperate, aren't you? | Çok çaresizsiniz değil mi? | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
If you want to beg, | Yalvaracaksanız... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
do it right. | ...hemen yapın. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I guess the hunting won't be as boring | Sanırım avlanmamız çok da sıkıcı olmayacak. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I'll let you live this time. | Bu seferlik gidebilirsiniz. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
If you get in the way again, you will be sorry. | Ama bir daha yoluma çıkarsanız emin olun çok pişman olursunuz. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Let them live. We can use them as bait. | Bırak! Onları yem olarak kullanabiliriz. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Vee is nearby. We'll find her soon. | Bee yakınlarda olmalı. Çok sürmeden buluruz onu. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
When we first met, we became good friends. | İlk tanıştığımız zaman... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You were brave, warm hearted, | Sana her baktığımda çok cesur, sıcak kalpli ve... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
and loved the tribe. | ...kabilesini çok seven birini görürdüm. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Let me remember you as the man I know. | Bırak seni o ilk tanıdığım gibi hatırlayayım. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
That's best for all of us. | İnan bu, senin için de benim için de en iyisi... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You can't satisfy everybody. | Herkesi mutlu edemezsin. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
It's dog eat dog out there. | Dışarıda kıran kırana bir rekabet var. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Nothing's more important | Sana olan aşkımdan başka... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
than my love for you. | ...hiçbir şeyin; hiç kimsenin önemi yok. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Even if you save my life, I will never forgive you. | Hayatımı kurtarmayı başarsan bile... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Send her. | Onu bize ver. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
No, not so fast. | Hayır, o kadar kolay değil. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You've got more to give me than Vee? Why don't we become friends? | Bee'nin yanında kendi canını da mı vermek istiyorsun? | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
What do you want? Vee! | Ne istiyorsun? Bee'yi! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
I don't care what you do with the holy sword. | Kutsal kılıçla ne halt edeceğiniz hiç umrumda değil. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Cause Vee will resurrect after you get what you want. | Zira istediğinizi elde ettikten sonra Bee yeniden dirilecek. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Promise me you'll let her go. Then, I'll help you. | Onu serbest bırakacağınıza söz verin; size yardım edeyim. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You know what my wish is? | Ne istediğimi biliyor musun? | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
It's killing every single soul from the Hwasan tribe. | Hwasan kabilesinden bir kişiyi bile canlı koymamayı... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
And you're one of them. | ...ve sen de onlardan birisin. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
What are you doing? Aren't you going to run? | Şimdi ne yapacaksın? Kaçıp canını kurtarmayacak mısın? | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
Not with your head. Is that right? Here's your chance. | Senin kellen olmadan gitmem. Öyle mi? Peki, öyle olsun... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
My baby... | Yavrum... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You have grown up beyond recognition. | Benden uzakta... Ne kadar büyümüşsün... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You look just like your dad. | Tıpkı babana benziyorsun. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You're not the person I missed, | Sen benim özlem duyduğum kişi değilsin... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
and I won't ask who you are. | Kim olduğunu da sormayacağım. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
All I want to know is | Bilmek istediğim tek şey... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
why you're doing this to me. | ...bunu bana neden yapıyorsun? | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
You have no idea | Yavrum, bilmiyorsun... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
what curse Mt. Holy put on us. | Holy dağının üzerine ne denli büyük bir lanet yağdırdığını bilmiyorsun. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
For hundreds years.. | Yüzlerce yıldır, bir tek otun bile bitmediği... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
In the land of hell where no weeds grew... | ...cehennem çukuru gibi bir yerde... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
...our ancestors had to eat | ...soyumuz, kendi kanlarından olan... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
their own flesh to survive. | ...insanların etlerini yiyerek hayatta kaldı. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
We worked very hard with our bare hands. | Çıplak ellerimizle, sonuna kadar çabaladık. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
They couldn't die with their bodies festering... | Öldükten sonra bedenleri daha çürümeden... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
...and had to endure the pain of bugs eating them alive. | ...haşerelerin istilasına maruz kaldı. | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
It was all due to the curse Mt. Holy put on us! | Bunların hepsi Holy dağının laneti yüzünden oldu! | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
But, with the holy sword, we can destroy them. | Ama, şimdi kutsal kılıç yardımıyla... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |
We're giving them back | Bize verdikleri acıyı... | Danjeogbiyeonsu-1 | 2000 | ![]() |