Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 22110
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| The logic behind our organization is power. | Organizasyonumuzun arkasındaki mantık, güçtür. | Giant-1 | 2010 | |
| And power means money to us. | Güç ise bizim için para demektir. | Giant-1 | 2010 | |
| President Noh was foolish enough to squander all that money on the stock exchange. | Müdür Noh tüm parasını borsada çarçur ederek aptalca davrandı. | Giant-1 | 2010 | |
| For incompetence, | Yetersizliğinden dolayı... | Giant-1 | 2010 | |
| for allowing politicians to deceive him and threaten our organization's foundations, | ...politikacılara kanması ve organizasyonun temelini tehdit etmesine göz yumması... | Giant-1 | 2010 | |
| and for running this organization with only personal gains in mind, | ...yalnızca kişisel çıkarlarını düşünerek organizasyonu yönetmesinden dolayı... | Giant-1 | 2010 | |
| I present a motion to expel President Noh from this organization. | ...Müdür Noh'u organizasyondan çıkarma teklifi sunuyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Expel?! | Çıkarmak mı? | Giant-1 | 2010 | |
| And with what authority would you do that? | Beni organizasyondan çıkarma yetkisini nereden buldun? | Giant-1 | 2010 | |
| Anyone opposing this motion, please raise your hand. | Teklifime karşı çıkan varsa elini kaldırsın lütfen. | Giant-1 | 2010 | |
| Yoo Gyeongok, you... Watch what you say. | Yoo Gyeon Gok, sen... Ağzından çıkana dikkat et. | Giant-1 | 2010 | |
| Because starting today, I inherit leadership from you. | Çünkü bugün itibariyle liderliği elinden alıyorum. | Giant-1 | 2010 | |
| Starting now, I will be in charge of this organization. | Şimden sonra organizasyonun sorumlusu benim. | Giant-1 | 2010 | |
| Should anyone oppose it, you may follow President Noh out of here. | Karşı çıkmayı düşünen varsa, Müdür Noh'un peşinden gidebilir. | Giant-1 | 2010 | |
| Right as the report suggested, | Raporda belirtildiği üzere... | Giant-1 | 2010 | |
| our organization is going to fund the opening of a credit institution. | ...organizasyonumuz kredi kuruluşunun açılışına katkı sağlayacak. | Giant-1 | 2010 | |
| And Director Hwang is going to be in charge of it. | O kuruluşun başında Müdür Hwang bulunacak. | Giant-1 | 2010 | |
| Opening a credit institution has been a long cherished dream of ours. | Kredi kuruluşu açmak uzun süredir hayalini kurduğumuz şeydi. | Giant-1 | 2010 | |
| And it is time you and I open a new future for this organization. | Hep birlikte, organizasyon için yeni bir gelecek yaratmamızın vaktidir. | Giant-1 | 2010 | |
| So in the end, Noh Gapsoo let Yoo Gyeongok gain control of the cartel. | Noh Gap Soo birliğin kontrolünü Yoo Gyeon Gok'a kaptırdı. | Giant-1 | 2010 | |
| This is all because of Oh Byeongtak. | Hepsi Oh Byeong Tak yüzünden. | Giant-1 | 2010 | |
| Not content with damaging me, | Bana zarar vermekle yetinemiyormuş gibi... | Giant-1 | 2010 | |
| now he even blackmails people. | ...şimdi de insanları tehdit ediyor. | Giant-1 | 2010 | |
| How do you plan to deal with him? | Nasıl önlem almayı düşünüyorsunuz? | Giant-1 | 2010 | |
| We need to get rid of him. | Canını almamız lazım. | Giant-1 | 2010 | |
| But what you're dealing with is a huge political player. | Politika dünyasında büyük rol oynayan birinden bahsediyoruz. | Giant-1 | 2010 | |
| Or else, I'll be the one to be ruined. | Yoksa benim hayatım mahvolacak. | Giant-1 | 2010 | |
| This fight depends on who wields his sword first. | Savaşı, kılıcını ilk önce kim çekerse o kazanacak. | Giant-1 | 2010 | |
| Demonstrations Spread Across the Nation | Gösteriler Ülke Çapında Yayıldı | Giant-1 | 2010 | |
| Jo Pilyeon Jo Minwoo Noh Gapsoo | Jo Pilyeon Jo Minwoo Noh Gap Soo | Giant-1 | 2010 | |
| What do I owe all this to, Congressman? | Teklifini neye borçluyum Milletvekilim? | Giant-1 | 2010 | |
| I hear rumors that you're in close contact with opposition party members? | Duyduğuma göre muhalefet partisindekilerle yakın ilişki kuruyormuşsun. | Giant-1 | 2010 | |
| Well... There is no ulterior motive. | Şey... Art niyetim yok. | Giant-1 | 2010 | |
| It's just a personal friendship, that is all. | Kişisel arkadaşlık kuruyoruz, o kadar. | Giant-1 | 2010 | |
| Did you by any chance give that account to them? | Defteri onlara mı verdin yoksa? | Giant-1 | 2010 | |
| What are you implying with that question? | O sorudan kastınız nedir? | Giant-1 | 2010 | |
| I won't beat around the bush. | Lafı döndürüp dolandırmayacağım. | Giant-1 | 2010 | |
| Last time I tried to give you something, you didn't even take a look at it. | Size en son bir şey vermeye kalktığımda içini açıp bakmamıştınız bile. Müdür Noh'un yolladığı adam sen misin? | Giant-1 | 2010 | |
| Why would you suddenly ask for the secret fund account? | Gizli fon defterini aniden isteme sebebiniz nedir? | Giant-1 | 2010 | |
| It's only a matter of time before the world is turned upside down. | Dünyanın tersine dönmesi an meselesi. | Giant-1 | 2010 | |
| People like me can sense that instinctively. | Benim gibi insanların içine doğar. | Giant-1 | 2010 | |
| People are shedding blood on the street, claiming they'll open a new world. | Halk yeni dünya yaratacaklarını söyleyip sokaklarda kan döküyor. | Giant-1 | 2010 | |
| But with politicians like Jo Pilyeon still on top, | Fakat Jo Pilyeon gibi üst düzeyde bir politikacı varken... | Giant-1 | 2010 | |
| how are we ever going to repay those precious sacrifices? | ...o değerli fedakarlıkların bedelini nasıl geri ödeyebiliriz ki? | Giant-1 | 2010 | |
| Congressman. | Milletvekilim. | Giant-1 | 2010 | |
| I've been waiting a moment like this for years. | Yıllar boyunca bu anı bekliyordum. | Giant-1 | 2010 | |
| When can I give you that account? | Defteri ne zaman vereyim? | Giant-1 | 2010 | |
| The opposition and demonstrators are soon going to ask for direct elections, | Muhalefet ile göstericiler çok yakında direk seçimleri önerecek... | Giant-1 | 2010 | |
| and organize massive rallies. | ...ve büyük çapta mitingler düzenleyecekler. | Giant-1 | 2010 | |
| That's our chance. | Şansımız bu. | Giant-1 | 2010 | |
| So that's when you plan to reveal the secret fund account. | Gizli fon defterini o zaman açıklamayı düşünüyorsun demek. | Giant-1 | 2010 | |
| Then, will you resign? | Sonrasında görevi bırakacak mısın? | Giant-1 | 2010 | |
| Once Jo Pilyeon is out of the picture, | Jo Pilyeon ortadan kalktıktan sonra... | Giant-1 | 2010 | |
| I have no more reason to work there. | ...orada çalışmamı gerektirecek bir mesele kalmayacak. | Giant-1 | 2010 | |
| You really want to run an orchard? | Gerçekten çiftlikle mi uğraşmak istiyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| That would be the plan, I guess. | Planlarım o yönde. | Giant-1 | 2010 | |
| But I don't really know how much that would cost me. | Yalnız bana kaç paraya patlayacağından henüz bir bilgim yok. | Giant-1 | 2010 | |
| And would you happen to have a job for me, if I came there? | Seninle birlikte gelsem bana da iş ayarlayabilir misin? | Giant-1 | 2010 | |
| Why, want to quit as well? | Neden? Sen de mi işi bırakacaksın? | Giant-1 | 2010 | |
| Honestly, I've had it with all this myself. | Açıkçası tüm bu pis işlerden gına geldi. | Giant-1 | 2010 | |
| So hand your resignation and come right away. | İstifanı sunup hemen gelirsin yanıma. | Giant-1 | 2010 | |
| You can always raise pigs next to me. | Yanımda domuzları yetiştirmene izin var. | Giant-1 | 2010 | |
| I really will! Have a drink. | Yetiştiririm valla! Şerefe. | Giant-1 | 2010 | |
| You two are really something! | Az fena değilsin var ya! | Giant-1 | 2010 | |
| So what, are you going to quit and leave me there alone? | Ne yani? İşten ayrılıp beni yalnız başıma mı bırakacaksınız? | Giant-1 | 2010 | |
| It's Chairman Hwang?! | Müdür Hwang arıyor. | Giant-1 | 2010 | |
| You don't have your beeper on you? | Çağrı cihazın yanında değil mi? | Giant-1 | 2010 | |
| Call him. | Ara bakalım. | Giant-1 | 2010 | |
| Why? | Sana ne? | Giant-1 | 2010 | |
| Are you going to follow me to the man's room? | Erkekler tuvaletinde bile peşimi bırakmayacak mısın? | Giant-1 | 2010 | |
| The man's room... | Erkekler tuvaleti... | Giant-1 | 2010 | |
| Ahh... He's not here at the moment. | Şu an yanımda değil. | Giant-1 | 2010 | |
| Tell me a time and place where we can meet with Oh Byeongtak. | Oh Byeong Tak ile saat kaçta ve nerede buluşabileceğimizi söyle. | Giant-1 | 2010 | |
| I'll tell him. | İletirim kendisine. | Giant-1 | 2010 | |
| Ahh... Right. | Aklımdayken... | Giant-1 | 2010 | |
| Congressman Oh said he had something for us. | Milletvekili Oh bize bir şey verecekmiş. | Giant-1 | 2010 | |
| I think it's some kind of secret report on Jo Pilyeon. | Sanırım Jo Pilyeon hakkında gizli bir rapor. | Giant-1 | 2010 | |
| I'll go to Congressman Oh's office at that time. | O saatte Milletvekili Oh'un ofisine giderim. | Giant-1 | 2010 | |
| Don't forget the account. | Defteri unutma sakın. | Giant-1 | 2010 | |
| So are you finally going to use that account? | Sonunda defteri kullanacak mısınız? | Giant-1 | 2010 | |
| Jo Pilyeon better be counting his days. | Jo Pilyeon günlerini saymaya başlasın. | Giant-1 | 2010 | |
| Aren't you leaving? | Çıkmayacak mısın? | Giant-1 | 2010 | |
| I'm so behind on reports... | Raporumu geciktirdim... | Giant-1 | 2010 | |
| So wrap them up first. | Önce onu bitir madem | Giant-1 | 2010 | |
| Let's go. | Gidelim biz. | Giant-1 | 2010 | |
| How nasty... You're leaving all by yourselves? | Beni beklemeden mi gideceksiniz? | Giant-1 | 2010 | |
| You really... | Ah sizi... | Giant-1 | 2010 | |
| Of all people who could escort Oh Byeongtak, Yoo Chanseong?! | Başka kimse kalmamış gibi Oh Byeong Tak'a Yoo Chan Seong mu eşlik edecek? | Giant-1 | 2010 | |
| We'll kill two birds with a stone. | Bir taşla iki kuş vuracağız. | Giant-1 | 2010 | |
| That's right... No need to get our hands dirty twice. | Aynen... Elimizi iki defa kirletmemize gerek kalmayacak. | Giant-1 | 2010 | |
| Anyhow, you're really brilliant. | Çok akıllıca davrandınız. | Giant-1 | 2010 | |
| You used a newcomer to spy on them? | Çaylağın tekini onları gözetlesin diye mi kullandınız? | Giant-1 | 2010 | |
| That's what experience is all about. | Deneyim dediğin budur işte. | Giant-1 | 2010 | |
| You're still at work. | Hala iştesin demek. | Giant-1 | 2010 | |
| You'll have to bring me the account tomorrow. | Defteri yarın bana getirmen lazım. | Giant-1 | 2010 | |
| All of a sudden, why... | Nereden çıktı birden bire? | Giant-1 | 2010 | |
| Congressman Oh finally decided to make a move. | Milletvekili Oh harekete geçmeye karar verdi. | Giant-1 | 2010 | |
| You just got here... Where are you going now? | Daha yeni gelmiştin... Nereye gidiyorsun? | Giant-1 | 2010 | |
| No need to know. | Bilmene gerek yok. | Giant-1 | 2010 | |
| Beats me. | Ne bileyim. | Giant-1 | 2010 |