Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20419
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Look at him. What's the matter with you? | Baksana. Ne oluyor sana böyle? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Heil of a race. if you say so. | Sağlam yarıştı. Öyle diyorsan, öyledir. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Look. Just keep at it, okay? | Çalışmaya devam et. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, l know. Tomorrow, right? | Evet, biliyorum. Yarın değil mi? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. There's always tomorrow. | Evet, her zaman yarınlar vardır. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Not the way that son of a bitch runs. | Bu şerefsizin evladının kazandığı şekilde olmayacak. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Don't worry about him. That's history. Come here. | Boş ver onu. Geçmişte kaldı, al bakalım. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Get yourself off to a doctor. Have him give you the once over. | Doktora git, bir muayene ol. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
That's it? No, that's just for the doctor. | Bu kadar mı? Bu sadece doktor için. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
You'll get the rest tonight, hey? | Kalanını gece alacaksın. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
How much you make on the race today, Reese? | Bugün ki yarıştan ne kadar kaldırın, Reese? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
There's aiways tomorrow, kid. | Her zaman yarın vardır, evlat. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Don't you ever forget that. There's aiways tomorrow. | Bu sözümü unutma. Her zaman yarın vardır. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
REESE: Everybody move! Get out! Get out! | Herkes kaçsın! Def olun! Uzayın! | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Let's go, baby. Let's go, let's go! | Hadi bebeğim. Hadi, acele et! | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Reese, baby, I still don't get it. | Reese, hayatım. Ben hâlâ bir şey anlamadım. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Okay, Dolores. | Tamam, Dolores. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
I'm gonna explain this to you one last time. | Son kez anlatacağım. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
At the beginning of every race, there's three bandanas. | Her yarışın başlangıcında, üç tane bandana vardır. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
A green one, a yeilow one and a red one. | Yeşil, beyaz ve kırmızı. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
The kid that brings in all three bandanas... | Üç bandanayı da getiren çocuk... | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
...any way he can, wins the money. | ...nasıl olduğu fark etmez, parayı kazanır. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
DOLORES: But they can bet on themselves and fix the race. | Kendi adlarına bahis oynayıp, şike yapabilirler. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
I toid them i'd break the legs of any freerunner... | Özgür koşuculara söyledim, eğer içlerinden biri... | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
...that bet on the races. | ...bahis oynarsa kemiklerini kırarım. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, but l'm watching it on my phone. | Evet ama, telefonumdan takip edebiliyorum. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
That's because we put cameras on aLl the roofs. | Çatılara kameraları bu sebeple yerleştirdik. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
And we attach BLuetooth cameras to all the runners. | Koşucuların üzerinde de bluetooth kameralar var. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
And the kids eat that shit up. Then l had this idea. | Koşucular öyle bir bok yiyemezler. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
And boom, baby. | Patlayacak, bebeğim. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
It takes off like wildfire. | Bir volkan gibi patlayacak. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Genius. WouLdn't you say, princess? | Dahice. Öyle diyeceksin değil mi, prenses? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
You coming in for a cuddLe? CHELSEA: Hey, baby | Sarılmaya mı geliyorsun? Merhaba, bebeğim. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Oh, wait. Can you shift to the right a little bit? | Azıcık sağa kayar mısın? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
ALl right. Okay. | Oldu. Tamamdır. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Maybe we should be icing those bruises. | Yaralarına buz mu koysak? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Nah, i'm fine. | Gerek yok, iyiyim. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Let's just lay here and enjoy paradise. | Şurada uzanıp cennetin tadını çıkaralım. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Smell that salt air? | Tuzlu hava kokusunu alıyor musun? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
You mean the pollution? | Kirli havayı mı diyorsun? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Which gives us these amazing sunsets. 1 | Bize harika gün batımı manzarası veriyor. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
You know, we used to talk about moving closer to the ocean. | Okyanusa daha yakın bir yere taşınacağımızı konuşurduk. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
I've got to get ready for work, baby. | Canım iş için hazırlanmam gerekiyor. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Are you bartending or singing tonight? | Barmenlik mi yapacaksın yoksa şarkı mı söyleyeceksin? 1 | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Singing. Can you come by? | Şarkı. Uğrayacak mısın? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, l'm gonna work at the hospitaL and see my gramps for a bit. | Hastaneye işe gideceğim sonra büyükbabamı ziyaret ederim. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
i'li come by after. Okay. I'm on at 9. | Sonra uğrarım. Tamam, 9'da çıkıyorum. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
i'li catch a later set? Whatever. | Bir sonrakini yakalarım. Neyse. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
If that's your plan, that's your plan. | Senin planın. Senin programın. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Reese. Reese. | Reese. Reese. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
You used to be one of the leading heavyweight contenders of the world. | Bir zamanların dünya ağır sıklet şampiyonuydun. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Entrenched with the game of life. | Kendini oyun hayatına adamış birisin. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
And now you work for me. | Şimdiyse benim için çalışıyorsun. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Count it if you want. | Say istersen. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
No, Mr. Frank. it's fine. i trust you. | Gerek yok, Bay Frank. Size güveniyorum. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
RYAN [THlNKiNG]: I gotta get us out of here. | Buradan kurtulmam gerek. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Me, Chelsea, my gramps. | Ben, Chelsea, büyükbabam. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Get him out of that pit of a hospitaL. | Onu hastane köşelerinden kurtarmalıyım. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Get us to the coast. Fix the boat up. | Sahile gitmeliyiz. Tekneyi tamir ettirmeliyim. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Man, l'm so damn broke. | Ama beş parasızın tekiyim. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Can't bet on the races, can't bet on myself. | Yarışlara bahis oynayamazlar, üzerlerine oynayamazlar. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
MYLES: l don't know. Didn't Reese say he'd kilL you... | Bilmiyorum. Reese kendi adınıza bahis oynarsanız... | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
...you pLace a bet on yourself? | ...sizi öldürürüm, dememiş miydi? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
RYAN: Yeah, if l bet on the race. | Evet, eğer ben oynarsam. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
lf l bet on the race. But... | Eğer ben oynarsam, peki ya... | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
...what if i deposit ali of my money into your account? | ...bütün paramı senin hesabına aktarırsam? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Then you couid place a bet, right? | Sen bahis oynayabilirsin, değil mi? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. Yeah, dude. | Evet. Tabi dostum. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Say the word. Done. | Söyle, olmuş bil. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Dude, what the heli are you doing? | Dostum, ne halt yiyorsun sen? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Dude, I'm hacking into the government's... | Devletin deneysel yazılım programlarını... | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
...experimentai software programs, all right? | ...hackliyorum, tamam mı? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
They have the next 200 years of software ready to go. | Gelecek 200 yılın yazılımları ellerinde hazır durumda. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Check this out, look. | Şuna bak. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
It's these damn congiomerates that just parceL it out to us... | Şu *konglomeraları üzerimize atarlarsa... | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
...like cheese. i'm late for work. | ...peynir dilimi gibi oluruz. İşe geç kalıyorum. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
We're just rats in their cyber maze. Gotta go. Good luck. | Onların siber aleminde fareleriz. Gitmem gerek. Bol şans. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Would you hold still, Gramps? | Büyükbaba, kıpırdamadan durabilir misin? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Hold stilL? For chrissake, you're hoLding a straight razor to my neck. | Durabilir misin? İsa aşkına, jileti boğazıma dayamışsın. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Where am i gonna go? | Nereye gideceğim ki | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
If you stopped talking, I'd probabiy be finished by now. | Konuşmaya ara verseydin şimdiye kadar bitirmiş olacaktım. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
You know, I wanna lay down and relax. | Uzanmak ve dinlenmek istiyorum. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
RYAN: Check that out. What do you think? | kontrol et bakalım, ne diyeceksin? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
It's not bad. Smooth. | Fena değil. Pürüzsüz. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Did a good job, kid. | İyi iş çıkardın evlat. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Well, you didn't make it easy, now, did you? | Ama kolay olmasına izin vermedin. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Nothing great came from easy. | Büyük başarılar kolay elde edilemez. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Except great sex from easy women. | Ucuz kadınla yapılan harika seks hariç | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
How'd l know you were gonna go somewhere dirty like that? | Konuyu böylesi edepsiz bir noktaya çekeceğin aklıma gelmezdi. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
It shows. There's a little sign up here that says "dirty." | Anlımda işaret var. Küçük harflerle yazılı "edepsiz" | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
ALl right. What do you wanna watch on TV right now? | Pekâlâ, TV’de ne izlemek istersin? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Let's sit here and just talk to each other for a Little bit. | Otursan da biraz kendimizden bahsetsek. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Okay. Anything in particular? | Olur, özel bir şey var mı? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
I don't know. Turn on the goddamn TV again. | Bilmiyorum. Lanet televizyonu aç bakalım. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
I was looking at those pictures earlier today. | Az önce şu fotoğraflara bakıyordum. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
GRAMPS: You spend all your break time in my room? | Molanın tamamını odamda mı harcıyorsun? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
What, do you come in here and look at everything? | Ne yapıyorsun, buraya gelip etrafa mı bakıyorsun? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Sometimes. Remember that day? | Bazen. O günü hatırlıyor musun? | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Hell, I remember it weLl. | Evet, hem de çok iyi. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |
Your dad caught three groupers. | Baban üç tane *orfoz yakalamıştı. | Freerunner-1 | 2011 | ![]() |