Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20342
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
But it didn't happen that way. | Fakat bu düşündüğümüz şekilde olmadı. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
And we dropped him at the ER. | Ve onu acil servisin önüne bırakıp kaçtık. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
So you injected him | Sen de ona mucizevî bir... | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
He takes them and he kills. | Onları ele geçiriyor ve öldürüyor. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
And then he returns to his body and they don't remember anything. | Ve sonrada vücuduna dönüyor ve onlarda hiçbir şey hatırlamıyor. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
From his coma, he does this? | Komadayken mi bunu yapıyor? | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
Just what exactly do you think I can do with any of that? | Bunun için tam olarak ne yapabileceğimi düşünüyorsun? | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
I'll tell you what you can do. | Sana yapacağın şeyi söyleyeyim. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
You can go down to that hospital | Doğruca o hastaneye gidebilir... | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
Or give me a gun and I'll do it. | Ya da bana bir silah verirsin bunu ben yaparım. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
In a heartbeat. | Bir ruh gibi. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
What is this? Watch. | Bu da ne? İzle. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
He got a text, see? | Bir mesaj aldı, gördün mü? | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
meet someone he trusted. | ...buluşmasını söylüyor. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
So no more bullshit. | Pekâlâ, artık daha fazla saçmalık yok. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
You need help, Catherine. | Yardıma ihtiyacın var, Catherine. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
Excuse me, can I help you? Stay the fuck away. | Affedersiniz, yardımcı olabilir miyim? S.ktir uzak dur. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
F f f freak... | Kaçık... | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
That's enough for today, okay, Catherine? | Bugünlük bu kadar yeter tamam mı, Catherine? | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
Vitals? All good, Catherine. | Hayati organlar? Hepsi iyi durumda, Catherine. | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
Can we go again? | Tekrar gidebilir miyiz? | Freakdog-1 | 2008 | ![]() |
Previously on "Freakish"... | Önceki Bölümlerde... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Coach! It's not a drill. | Koç! Tatbikat falan değilmiş. Kimyasal tesiste yangın çıkmış. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It would take a powerful bomb to cause what happened out there. | Orada olanlar için çok güçlü bir bomba gerekir. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Whoa. | Dur bakalım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
All... | Herkes... ölmüş. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Stay inside. | Dışarı çıkmayıp, kirliliği sınırlamak için tüm pencere ve kapıları bantlayalım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
There could be more of them out there. | Dışarıda daha fazlası olabilir. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Are you okay? | İyi misin? Elbette ki iyiyim. 1 | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You okay? Natalie's looking for you. | İyi misin? Natalie seni arıyordu. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You worry too much. | Fazla endişeleniyorsun. Genelde ağabeyler böyle olur. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Yeah, well, it's so freaking annoying. | Tamam ama, acayip rahatsız ediyorsun. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It's like you have some sixth sense that I'm not okay... | Alenen iyiyken, altıncı hissinle sanki iyi değilmişim gibi... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
when I so clearly am. | ...hissetmen benzeri bir şey. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I know what you're going through. | Neler yaşadığını iyi biliyorum. Bildiğini sanmıyorum, nedense. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I was down there too, you know? | Ben de oradaydım, farkında mısın? O sığınakta korkunç şeyler yaşadık. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Grover, | Grover, ısırıldım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It was Addie. | Addie ısırdı. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
What do you think's going to happen to me? | Sence bana neler olacak? Hiçbir şey. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Nothing's going to happen to you. We just need to stay calm. | Sana hiçbir şey olmayacak. Sadece sakin olmamız lazım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Well, you don't seem calm. Yeah, I'm fine. Just... | Pek sakin gibi değilsin. Yok, iyiyim. Sadece... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Just give me a second, okay? | Bana biraz süre tanı, olur mu? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It really hurts, | Çok canım yanıyor, hastalanır mıyım bilmiyorum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Do you think she gave this to... | Sence, bana hastalık vermiş Mary, alt tarafı bir ısırık. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You didn't go outside, right? | Dışarı çıkmadın, değil mi? Demek ki, bir şeyin yok. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
As far as we know. | Bildiğim kadarıyla. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I won't let it. | Müsaade etmeyeceğim. Tamam mı? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I'm gonna go get you some bandages. | Gidip sana biraz sargı getireyim. Yerinden kalkayım deme. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Mary, we need to do inventory while they barricade the doors. | Mary, kapılar kapatılırken bizim de stok yapmamız lazım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We have to get to the cafeteria. | Kafeteryaya ulaşmalıyız. Tamam. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Hey. | Selam. Şey... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Found it. | İşte buldum. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum da. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Should we be worried? No. | Endişelensek mi ki? Hayır. Biraz ateşim var, hepsi bu. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Seriously, I can just sleep it off. | Cidden, biraz uyurum geçer. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Since when does a fever need hydrogen peroxide? | Ne zamandan beridir, ateşte oksijenli su kullanılıyor? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Since when do you care? | Ne zamandan beridir umurunda? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
No, those go in this row. | Hayır, onlar bu sıraya girecek. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
See? Corn goes with corn. | Gördün mü bak? Mısırları mısırların yanına diziyoruz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
So that's 53 cans for all of us. | Yani hepimize 53 kutu var. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
No, your count is off. | Hayır, yanlış saymışsın. 51 kutu. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Depending on who finds us first. | Bizi önce kimin bulduğuna bağlı. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Are you okay? | İyi misin? Evet, ben sadece... Sadece açım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Do you have any more soup? | Biraz daha çorban var mı? Çorba mı? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Yeah, like the kind that you had earlier, | Evet, daha önce içmişsin ya, tavuklu ve pirinçli? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Rice? Um... | Pirinçli mi? Şey... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
But that was over five hours ago. How did you know? | Ama o beş saat önceydi. Nereden anladın? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I smelled it on your breath. | Nefesinden kokusunu aldım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Is that, like, some party trick you do, | Bana numara mı çekiyorsun, yoksa tazı gibi bir şey misin? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I don't know. I... It's okay. | Bilmiyorum. Ben... Sorun değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We're in the worst situation of our lives. | Hayatımızın en kötü durumunu yaşıyoruz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You're not the only one who's sensitive, clearly. | Açıkçası, hassas olan bir tek sen değilsin. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You working on the radio? | Telsiz üzerinde mi çalışıyorsun? Halüsinasyon görmüş olabilir. İleri aşamalarında bunlar olabiliyor. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Nice work. Any progress? | İyi fikir. Bir gelişme var mı? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We have a signal. | Bir sinyal aldık. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Now we just need to get someone to hear us. | Şimdi de, birilerinin bizi duymasını sağlamalıyız. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
What's this? | Bu nedir? İlaç stoğumuz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
And that is all the shit Grover took. | Bir de, Grover'ın aldıkları. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
He doesn't strike me as much of a doctor. | Bana pek doktormuş gibi gelmedi. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
He have a reason? | Bir sebebi var mıymış? Ateşi olduğunu söyledi. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Or he wanted to be with you. | Ya da, yanında olmak istemiştir. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
He seemed off his game, though. | Sanki gününde değil gibiydi, gerçi. Ama sen gününde gibisin. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I mean, for... For a detention train wreck? | Yani şey gibi... Felakette cezalı olmak gibi mi? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Your words, not mine. | Sen dedin, ben değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
So you were in for... 1 | Demek, barbarlık yapmak üzereydin. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
No. | Olmadı. Kaçakçılık diyelim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
See, I kill computer nerds. | Bilgisayarcı inekleri gebertiyorum diyelim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Interesting. More than one? | İlginç. Birden fazla mı? Sadece meraklı olanları. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Mayday. | Acil durum. Burası, Kent Lisesi. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We are nine survivors. | Dokuz kişi kurtulduk. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Anyone read? | Sesimi duyan var mı? Tekrar ediyorum. Acil durum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
All right, Mary, I got the stuff. | Tamamdır Mary, malzemeleri getirdim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Oh, crap. | Kahretsin be. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Okay, now's not really the time. | Tamam ama, şu an vakti gelmedi daha. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
That's not it. There's a problem. | Öyle değil. Bir sorun var. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Okay, there are, like, 100 problems. | Anladım da, neredeyse yüzlerce sorun var. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Not like this. | Böylesi değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Okay, how much more do you have? | Pekala, daha ne kadar kaldı sende? Bir günlükten az. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Hey, look. It's Mary. | Baksana. Mary gelmiş. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Hey, Noodle. | Selam, Noodle. Selam, Mary. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I see you have a companion. | Bakıyorum arkadaş bulmuşsun. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |