Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20326
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Peter. Er, yes. | Peter. Evet. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
You're there. Um... | Oradasın. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I thought we agreed not to do this. Yes, but please, wait. | Bunu yapmaman konusunda anlaştığımızı sanıyordum. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
But you promised me you would not try to contact me. | Fakat beni bir daha aramayacağına dair söz vermiştin. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
It's David. | Bu David'le ilgili. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
They're letting him do a day visit. | Bir günlük ziyaret için onu salıveriyorlar. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Yes, I heard. I'm picking him up on Wednesday. | Evet, duydum. Çarşamba günü onu alacağım. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
He can stay overnight as well. | Geceyi burada geçirebilir. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Look, Peter, Martin will be home soon. Oh, Martin will understand. Ha! | Bak, Peter, Martin birazdan evde olur. Martin anlayışlı biridir! | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Peter... I'm sure he'd like to see his mother. | Peter... Annesini de görmek istediğinden eminim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Well, I'd like to see you, too. | Bende seni görmeyi çok isterim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
It's been so long. I don't know. | Uzun zaman oldu. Bilemiyorum. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Look, I'll think about it. | Bak, bunu düşüneceğim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I've got to go now. | Artık kapatmalıyım. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Yes, OK. | Evet, tamam. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Don't read too much into this. | Bu işe çok fazla kafa yorma. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I'll expect your call, then. | O halde, aramanı bekliyor olacağım. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
So there it is. | İşte orada. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Meanwhile City. | Meanwhile Şehri. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
So beautiful from the upper heights... | Tepeden bakılınca çok güzel görünür... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
it almost looks like it makes some kind of sense. | ...neredeyse bir tür ruhu olduğunu sanırsınız. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
From a distance, you'd neverthink this city was hopelessly insane. | Bu mesafeden bakınca, şehrin asla umutsuz bir kaçık olduğunu düşünmezsiniz. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
It seems so long ago | Çok uzun zaman önce... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
that the clockwork of events that led me here began to turn. | ...bu olayların başlamasına neden oldu. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Events that led me to this room, | Beni bu odaya getiren olay... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
to the task that I have to perform tonight | ...bu gece Şahsın... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
the eradication of The Individual. | ...kökünü kazımak zorunda olmamdır. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Back then, things seemed so simple. | Daha sonra, işler oldukça basit görünüyordu. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
It seemed like any otherjob, | Tıpkı şehir sokaklarında herhangi... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
any other night on the streets downtown. | ...bir gece yaptığım diğer işler gibiydi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
The main drag was swarming with the faithful. | Ana cadde, inançlı takipçileriyle dolup taşıyordu. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. open mind and a steadfast faith | Meanwhile Şehrinde insanların yeni öncelikleri olan... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
applies the unchanging values of our religion | ...açık fikir ve sarsılmaz inançla... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
to the new priorities of the people of Meanwhile City. | ...dinimizin değişmeyen değerleri bir arada uygulamaktadır. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Our plan to improve your lives, to provide opportunity... | Planımız, sizlere yaşamlarınızı geliştirme fırsatı sağlamaktır. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
We are all immortal, spiritual beings. | Hepimiz ölümsüz, ruhani varlıklar olacağız. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I didn't like using the main thoroughfares. | İşlek caddeleri kullanmaktan hiç hoşlanmazdım. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
The Ministry clerics were always out in force. | Dışarı da her zaman çok sayıda papaz vardı. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
You see, you've got to have religion to live in Meanwhile City. | Meanwhile Şehri'nde yaşamak için bir inancınız olmalıydı. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
It's the law. 1 | Kanun böyleydi. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
There are now so many faiths registered in this town, | Şehirde inancı tescilli o kadar çok kişi vardı ki... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
it gets kind of hard to be original. | ...özgün kalabilmek oldukça zordu. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. find yourself clean on the outside... | Bedeninin dışını temizleyecek... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
.. the water has been drained. | ...su tükenmişti. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Objects such as coins, | Bozuk paralar... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
safety pins, stones, | ...çengelli iğneler, taşlar... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
cause extensive damage and must not be placed in the machine. | ...makineye zarar verebilecek nesnelere yer yoktu. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
These days, you can form a congregation | Bugünlerde, dinsel bir oluşum... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
simply based on washing machine instructions. | ...basit bir çamaşır makinesinin talimatlarına dayalı olarak kurulabiliyor. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Always consult the care instructions on the clothes. | Her zaman kıyafetlerinizin üzerinde yazan yıkama talimatlarını dikkate alın. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
You see, without faith, it's difficult to be controlled. | Gördüğünüz gibi, inanç olmadan gücün kontrol edilmesi oldukça zor. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
And I didn't like being controlled. | Birileri tarafından kontrol edilmek... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Not by anybody. | ...hiç hoşuma gitmez. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
That made me a big problem for the Ministry. | Bu durumum Bakanlık açısından beni büyük bir sorun haline getiriyor. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I'm the one and only non believer | Meanwhile Şehri'nde inançsız... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
in Meanwhile City. | ...tek kişi benim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I'd been investigating a nasty little faith known as Duplex Ride. | Dubleks Ride adıyla bilinen kötü niyetli küçük bir inancı araştırıyorum. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Their leader called himself The Individual. | Liderleri kendine Şahıs diyor. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
He was one of the most dangerous I'd come across. | Karşılaşabileceğim en tehlikeli adam oydu. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Egocentric and insanely deluded. | Bencil ve delicesine kandırılmış biri. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
The Individual had abducted a young girl into Duplex Ride. | Şahıs, Dubleks Ride için genç bir kızı kaçırdı. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
For what purpose? | Ne amaçla? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Somebody's god only knew. | Bunu sadece Tanrı bilir. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
How's tricks? | Ne istersiniz? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Whisky, please. | Viski, lütfen. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Straight. Coming up. | Sek. Geliyor. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Hot outside today. | Bugün dışarısı çok sıcak. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
He here? | O burada mı? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
You're sure you wanna stay for this drink? | Oturup, bir içki içmek istediğinden emin misin? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Think I shouldn't? | Düşünmemeli miyim? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Thanks. No problem. | Teşekkürler. Sorun değil. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Your god bless you. | Tanrın seni korusun. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Wormsnakes my eyes and ears on the street. | Yılan. Sokaktaki gözlerim ve kulaklarımdır. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Mr Preest! | Bay Preest! | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Looking... | Bakın... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
You know how I feel about public appearances. | Halk arasındayken neler hissettiğimi biliyorsun. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Just tell me what you got. | Hemen bulduklarını anlat. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Mr Preest, information... is very hard to come by these days, | Bay Preest, bilgi elde etmek bugünlerde çok daha zor. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
let alone having any faith in it, you know what I mean? | İnançlıların içinde tek başına biri, ne demek istediğimi anlıyor musun? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Snakes, | Yılan... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I'm running out of patience. | Sabrım gittikçe tükeniyor. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
If he finds out that I... | Eğer beni bulacak olursa... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
It'll be nothing to what I'll do if you don't. | Eğer sen yapmazsan benim yapabileceğim herhangi bir şey yok. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
The girl, Snakes! | Yılan, kız! | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
The girl, she's dead. | Kız, öldü. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Please! The Individual? | Lütfen! Şahıs mı? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I don't know! I swear, I don't know! | Bilmiyorum! Yemin ederim, bilmiyorum! | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Did he do it himself? I don't know the... the d d details. | Kendine bir şey mi yapmış? Detayları bilmiyorum. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
You know, she didn't... didn't suffer. That's all I know. | Acı çekmemiş. Tüm bildiğim bu. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Just tell me where he is. I don't know! I swear! | Hemen nerede olduğunu söyle. Bilmiyorum! Yemin ederim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
All I know is that you should get out of here before they... | Tüm bildiğim onlar şey yapmadan önce buradan gitmen gerektiği... | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Before what? | Ne yapmadan önce? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Ssh! They made me. | Beni de kendilerinden biri yapacaklar. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I'll be back for you. | Senin için geri döneceğim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Too many clerics on the street. | Sokakta çok fazla papaz var. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I should have seen the signs. | İşaretleri görmeliydim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Just like that? Just like that. | İşte böyle. İşte böyle. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
I mean, you guys have been down this road before. | Yani, siz çocuklar bu yoldan geçtiniz. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
That's just it. Maybe I should have seen it coming. | Vesselam. Belki de, böyle sonuçlanacağını görmeliydim. | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |
Does being jilted at the altar count when it's your rehearsal day? | Prova gününde terk edilmeyi mi? | Franklyn-1 | 2008 | ![]() |