Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19992
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You helped me into the car.. | Beni arabaya aldın... | Force-1 | 2011 | |
| Placed my head in your lap.. | Başımı kollarına aldın... | Force-1 | 2011 | |
| Tried to control the bleeding. | kanamamı kontrol etmeye çalıştın. | Force-1 | 2011 | |
| Maya, anyone at that moment would've done the same. | Maya, kim olsa aynı şeyi yapardı. | Force-1 | 2011 | |
| But would that 'anyone' have tears in his eyes? | Ama başkalarının gözünden yaş akarmıydı? | Force-1 | 2011 | |
| I was conscious and I could see. | Bilincim yerindeydi görebiliyordum. | Force-1 | 2011 | |
| Slowly, slowly I lost consciousness. | Yavaş, yavaş bilincimi kaybettim. | Force-1 | 2011 | |
| But I was sure I wouldn't die. | Ama ölmeyeceğimden emindim. | Force-1 | 2011 | |
| I kept hoping that when I open my eyes.. | Tek umudum gözlerimi açtığımda... | Force-1 | 2011 | |
| I should see you. | Seni görebilmekti. | Force-1 | 2011 | |
| That's exactly what happened. | Tam olarak olan buydu. | Force-1 | 2011 | |
| I took very long to get to the point.. | Bu konunun üzerinde fazla durdum... | Force-1 | 2011 | |
| And even the sun is bored and setting. | Ve güneş bile sıkılıp battı. | Force-1 | 2011 | |
| Okay, let me come to the point. | Tamam, asıl konuya gelelim. | Force-1 | 2011 | |
| There I said it. | Söyledim işte. | Force-1 | 2011 | |
| You shouldn't have.. | Sevmemelisin.. | Force-1 | 2011 | |
| I think I might have led you on. | Senin böyle düşünmeni sağladım. | Force-1 | 2011 | |
| I shouldn't have sent the roses. | Gülleri göndermemeliydim. | Force-1 | 2011 | |
| I think we are friends. | Sanırım biz arkadaşız. | Force-1 | 2011 | |
| Why do we need to define our relationship? | Neden ilişkimizi tamamlamaya ihtiyacımız olsunki? | Force-1 | 2011 | |
| But let's not call it love. | Ama bun aşk deme. | Force-1 | 2011 | |
| Did I blackmail you with my tears? | Göz yaşlarımla sana şantaj mı yapayım? | Force-1 | 2011 | |
| Did I seduce you by dancing in the rain wearing a white saree? | Beyaz sari giyip yağmur altında dans ederek seni baştan mı çıkarayım? | Force-1 | 2011 | |
| Did I hold your hand while referring to you as a 'friend"? | Arkadaşım diyerek elini mi tuttum? | Force-1 | 2011 | |
| I could've done that. | Bunları yapabilirdim. | Force-1 | 2011 | |
| In fad, any girl would've done it, but I didn't. | Başka bir kız bunu yapabilirdi, ama ben yapmadım. | Force-1 | 2011 | |
| I was honest about my feelings for you. | Sana olan duygularımda eminim. | Force-1 | 2011 | |
| I didn't ask you what you thought about me. | Hakkımda ne düşündüğünü sormadım sana. | Force-1 | 2011 | |
| I didn't even ask whether or not you love me! | Bana aşık olup olmadığını bile sormadım! | Force-1 | 2011 | |
| I told you what I felt. | Sana ne hissetiğimi söyledim sadece. | Force-1 | 2011 | |
| Yashvardhan, I sort of expected your reply. | Yashvardhan, vereceğin cevabı bekliyorum. | Force-1 | 2011 | |
| That's why l didn't ask you any question. | Bu yüzden sana hiç bir soru sormadım. | Force-1 | 2011 | |
| She is so right! | Kız haklı! | Force-1 | 2011 | |
| What makes you think you are normal? | Seni bu kadar düşündüren şey nedir? | Force-1 | 2011 | |
| I can't lose focus, Swati. | İşime dikkatimi veremem Swati. | Force-1 | 2011 | |
| Don't married officers work? | Polisler evlenemez mi? | Force-1 | 2011 | |
| But they are all distracted. | Ama hepsinin aklı karışık. | Force-1 | 2011 | |
| I can see it on their faces. | Bunu yüzlerinde görebiliyorum. | Force-1 | 2011 | |
| You are a coward, Yash. You are scared. | Sen korkaksın Yash. korkak. | Force-1 | 2011 | |
| Not letting someone into your life due to fear of the unknown.. | Bilinmeyen bir korku yüzünden hayatına birinin girmesine izin vermiyorsun. | Force-1 | 2011 | |
| Is escapism, not bravery! | Bu kaçmaktır, cesaret değil! | Force-1 | 2011 | |
| Outside the auditorium. | Tiyatro çıkışı. | Force-1 | 2011 | |
| This is special. | Bu bana özel. | Force-1 | 2011 | |
| Anyway, let's meet at the rehearsal tomorrow. | Herneyse . yarın provada görüşürüz. | Force-1 | 2011 | |
| Catch me. | Yakala beni. | Force-1 | 2011 | |
| What a surprise! Are you here to see me? | Bu ne sürpriz! Beni görmeye mi geldin? | Force-1 | 2011 | |
| Do I know anyone else here? | Burda başka tanıdığım var mı? | Force-1 | 2011 | |
| Can we..? | Zamanın var mı..? | Force-1 | 2011 | |
| Talking to you is always a pleasure. | Seninle konuşöak he zaman bir zevktir. | Force-1 | 2011 | |
| Com e. | Gel. | Force-1 | 2011 | |
| Do you know why l called you here? | Seni neden buraya getirdiğimi biliyor musun? | Force-1 | 2011 | |
| Definitely not for a kiss? | Kesinlikle bir öpücük için değil mi? | Force-1 | 2011 | |
| The first thing that came to your mind was a kiss. | Demek aklına ilk gelen şey öpücük. | Force-1 | 2011 | |
| It's all about sex, right? | Herşey seks üzerine, değil mi? | Force-1 | 2011 | |
| Body, height, weight look good to you and you call it love. | Vücud, kilo, iyi görünüm sizin için aşk anlamına geliyor. | Force-1 | 2011 | |
| Apart from height, body and weight.. | Boy ve vücuttan hariç... | Force-1 | 2011 | |
| You also wept for me. | ...sen benim için ağladın. | Force-1 | 2011 | |
| That's not enough. What do you mean? | Bu yeterli değil. Ne demek istiyorsun? | Force-1 | 2011 | |
| What do you even know about me? | Benim hakkımda ne biliyorsun? | Force-1 | 2011 | |
| People say things behind my back, sometimes even when I am around.. | İnsanlar etrafımda olduklarında bile arkamdan bir şeyler söylerler... | Force-1 | 2011 | |
| They call me stiff and boring. | Sert ve sıkıcı olduğumu söylerler. | Force-1 | 2011 | |
| But that makes no difference to me. | Ama bu benim için önemli değil. | Force-1 | 2011 | |
| You can say all you want.. | İstediğini söyleye bilirsin.. | Force-1 | 2011 | |
| But I won't change. | Ama ben değişmeyeceğim. | Force-1 | 2011 | |
| Why' would I change a great item like you? | Neden senin gibi güzel bir parçanın değişmesini isteyim ki? | Force-1 | 2011 | |
| You think I'm nuts to do that? | Bunu yapacak kadar delimiyim? | Force-1 | 2011 | |
| Item? | Parça mı? | Force-1 | 2011 | |
| These days girls think of guys as an item! | Şimdiki kızlar erkekleri parça olarak görüyorlar! | Force-1 | 2011 | |
| If the item flexes his muscles, you're happy. | Eğer o parça kaslarını şişirirse, hoşlarına gider. | Force-1 | 2011 | |
| If the item steps out of a swimming pool and strikes a pose.. | Eğer o parça yüzme havuzuna poz vererek atlarsa... | Force-1 | 2011 | |
| You're happy | Mutlu olursunuz | Force-1 | 2011 | |
| I'm happy even if you take your sunglasses off and give me that look! | Güneş gözlüğünü çıkarıp bana bir bakış atmanda hoşuma gidiyor! | Force-1 | 2011 | |
| What if tomorrow the item is on duty 24 hours a day? | Eğer o parça yarın bir gün 24 saat görevde olursa? | Force-1 | 2011 | |
| And if he doesn't answer your call, every time you call.. | Ve her aradığında telefona cevap veremezse... | Force-1 | 2011 | |
| What then? | Ya sonra? | Force-1 | 2011 | |
| If he raids the night club where you're dancing what then? | Ya dans ettiğin gece kulübünü basarsa? | Force-1 | 2011 | |
| And if the item arrests me.. | Ve o parça beni tutuklarsa... | Force-1 | 2011 | |
| I'm okay with that too. | Bununlada iyi olurum. | Force-1 | 2011 | |
| Everything is fair in love. | Aşkta herşey mübahtır. | Force-1 | 2011 | |
| What do you want, Maya? | Ne istiyorsun Maya? | Force-1 | 2011 | |
| I want to spend my entire life with you. | Hayatımı seninle geçirmek istiyorum. | Force-1 | 2011 | |
| Spend every moment with you, be happy with you. | Her anı seninle geçirmek, seninle mutlu olmak. | Force-1 | 2011 | |
| Keep talking to you.. | Seninle konuşmayı... | Force-1 | 2011 | |
| Sometimes argue with you. | Bazen seninle tartışmayı. | Force-1 | 2011 | |
| Rest my head on your shoulder and cry. | Başımı omzuna koyup ağlamayı. | Force-1 | 2011 | |
| Remain as madly in love with you tomorrow as I am today. | Bu gün olduğu gibi, yarında seninle aşkı yaşamayı. | Force-1 | 2011 | |
| And like every other girl, I want so much more. | Diğer her kız gibi, bende fazlasını istiyorum. | Force-1 | 2011 | |
| I want to make love to you. | Seninle aşkı yaşamak istiyorum. | Force-1 | 2011 | |
| I want to look into your eyes every day | Her gün gözlerinin içine bakmak | Force-1 | 2011 | |
| And one day.. | ve bir gün.. | Force-1 | 2011 | |
| Close my eyes and.. | gözlerimi kapatıp... | Force-1 | 2011 | |
| Peacefully die in your arms. | Kollarında huzurlu bir şekilde ölmek. | Force-1 | 2011 | |
| That's all I want! | Tüm istediğim bu! | Force-1 | 2011 | |
| I always have. | Hep sevdim. | Force-1 | 2011 | |
| From the moment I first saw you. | Gördüğüm ilk günden beri. | Force-1 | 2011 | |
| But I was lying.. | Ama yalan söylüyordum... | Force-1 | 2011 | |
| Lying to myself and to you. | Kendime ve sana. | Force-1 | 2011 | |
| That's why I didn't want to say it. | Bu yüzden söylemedim. | Force-1 | 2011 | |
| "My dreams seem lost, they seem bewildered." | "Hayallerim kaybolmuş gibi, şaşkın görünüyor." | Force-1 | 2011 | |
| "There are faded signs on the path." | "Yollarda soluk işaretler." | Force-1 | 2011 |