Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19898
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Let me go to the top. | Şimdi en tepeye bakalım.. Şimdi en tepeye bakalım.. Baştan alayım. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This is the Chicken... National Chicken Council. | Bu Piliç ... Ulusal Piliç Konseyi Bu Piliç ... Ulusal Piliç Konseyi Bu, Tavuk... Milli Tavuk Konseyi. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The chicken industry has really set a model | Piliç eti endüstrisi; üretim, işleme Piliç eti endüstrisi; üretim, işleme Richard Lobb / Milli Tavuk Konseyi Tavuk endüstrisi, diğer endüstrilere... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
for the integration of production, processing | satış ve pazarlama süreçlerini entegre eden satış ve pazarlama süreçlerini entegre eden ...ürünün üretimi, işlenmesi... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and marketing of the products | ciddi bir model ortaya koydu.. ciddi bir model ortaya koydu.. ...ve satılmasını entegre eden... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
that other industries are now following | Öyle ki yakaladığımız bu başarı ve yarattığımız olağanüstü ekonomi Öyle ki yakaladığımız bu başarı ve yarattığımız olağanüstü ekonomi ...bir örnek teşkil etti. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
because they see that we have achieved tremendous economies. | diğerlerine örnek oldu ve bizi takip ettiler.. diğerlerine örnek oldu ve bizi takip ettiler.. Tavuk endüstrisinin başarılarını gördüler. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
In a way, we're not producing chickens; | Aslında bir bakıma, biz piliç değil Aslında bir bakıma, biz piliç değil Bir bakıma, biz tavuk üretmiyoruz. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
we're producing food. | .. gıda üreticisiyiz.. .. gıda üreticisiyiz.. Yemek üretiyoruz. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's all highly mechanized. | Tüm süreçler üst düzey mekanikleştirilmiş.. Tüm süreçler üst düzey mekanikleştirilmiş.. Tamamen mekanik. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
So all the birds coming off those farms | Bakın, çiftliklerden gelen tüm hayvanlar Bakın, çiftliklerden gelen tüm hayvanlar Yani, çiftliklerden bize gelen tavuklar... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
have to be almost exactly the same size. | hemen hemen aynı boyda olmak zorunda.. hemen hemen aynı boyda olmak zorunda.. ...üç aşağı beş yukarı aynı boyda olmalı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
What the system of intensive production accomplishes | Bu yoğun.. seri üretim sistemi Bu yoğun.. seri üretim sistemi Bu yoğun gıda üretiminin başarısı... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
is to produce a lot of food | küçücük bir alanda küçücük bir alanda ...küçük bir alanda... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
on a small amount of land | çok miktarda üretimi çok miktarda üretimi ...çok ucuza... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
at a very affordable price. | son derece makul bir fiyata gerçekleştirmemizi sağlıyor.. son derece makul bir fiyata gerçekleştirmemizi sağlıyor.. ...çok fazla ürün yetiştiriyor olması. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Now somebody explain to me what's wrong with that. | Şimdi biri bana çıkıp bunun neresinin yanlış olduğunu açıklasın.. Şimdi biri bana çıkıp bunun neresinin yanlış olduğunu açıklasın.. Haydi şimdi bana bunun neden yanlış olduğunu söyleyin. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Smells like money to me. | Bana para gibi kokuyor.. Bana para gibi kokuyor.. Para gibi kokuyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
16 chicken houses sit here. | Burada tam 16 kümes var.. Burada tam 16 kümes var.. Burada 16 kümes var. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
And Chuck's son has four over the top of this hill. | Chuck'ın oğlunun da şu tepede dört tane var.. Chuck'ın oğlunun da şu tepede dört tane var.. Chuck'ın oğlunun 4 kümesi var, tepenin üstünde. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The chicken industry came in here | Şirket buraya geldi Şirket buraya geldi Tavuk endüstrisi buraya geldi... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and it's helped this whole community out. | ve tüm yöre halkına yardımcı oldu.. ve tüm yöre halkına yardımcı oldu.. ...ve toplumun tamamına yardım etti. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Here's my chicken houses here. | İşte, benim kümeslerim de bunlar.. İşte, benim kümeslerim de bunlar.. İşte benim kümeslerim. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I have about 300,000 chickens. | 300,000 civarında hayvanım var.. 300,000 civarında hayvanım var.. Yaklaşık 300,000 pilicim var. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We have a contract with Tyson. | Tyson ile bir sözleşmem var.. Tyson ile bir sözleşmem var.. Tyson'la kontratımız var. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
They've been growing chickens for many many years. | Yıllardır piliç üretim işindeler Yıllardır piliç üretim işindeler Çok uzun süredir piliç üretiyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's all a science. They got it figured out. | Bu tamamıyla bilim işi.. Ortaya çıkaran da onlar.. Bu tamamıyla bilim işi.. Ortaya çıkaran da onlar.. Bu bir bilim. İşi çözmüşler. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
If you can grow a chicken in 49 days, | Eğer bir pilici 49 günde yetiştirebiliyorsanız Eğer bir pilici 49 günde yetiştirebiliyorsanız 49 günde yetiştireceğin pilici... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
why would you want one you gotta grow in three months? | neden yetişmesi için 3 ay beklemek isteyesiniz ki.. neden yetişmesi için 3 ay beklemek isteyesiniz ki.. ...neden 3 ayda yetiştiresin? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
More money in your pocket. | Bu cepte daha çok para demek.. Bu cepte daha çok para demek.. Cebine daha çok para giriyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
These chickens never see sunlight. | Bu piliçler hiç gün ışığı görmüyorlar.. Bu piliçler hiç gün ışığı görmüyorlar.. Bu piliçler hiç gün ışığı görmez. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
They're pretty much in the dark all the time. | Çoğu zaman tamamen karanlıkta kalıyorlar.. Çoğu zaman tamamen karanlıkta kalıyorlar.. Çoğunlukla karanlıktalar diyebiliriz. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
So you think they just want to keep us out? | Yani bizim içeri görmemizi istemiyorlar diyorsun.. Yani bizim içeri görmemizi istemiyorlar diyorsun.. Yani sizce bizi dışarıda mı tutmak istiyorlar? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I don't know. | Bilmiyorum Bilmiyorum Bilmem. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
If I knew, I'd tell you. | Bilseydim söylerdim zaten.. Bilseydim söylerdim zaten.. Bilseydim söylerdim. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It would be nice if y'all could see what we really do, | Aslında ne yaptığımızı görmeniz iyi olurdu Aslında ne yaptığımızı görmeniz iyi olurdu N'aptığımızı bilseniz iyi olurdu. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
but as far as y'all going in, | ama bunun için içeri girmeniz gerekir ama bunun için içeri girmeniz gerekir Ama n'apalım. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
we can't let you do that. | ve bunu yapmanıza izin veremem.. ve bunu yapmanıza izin veremem.. Sizi içeri sokamam. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I understand why farmers don't want to talk... | Çiftçilerin neden konuşmadıklarını anlayabiliyorum.. Çiftçilerin neden konuşmadıklarını anlayabiliyorum.. Çiftçilerin konuşmak istememesini anlıyorum. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
because the company can do what it wants to do | Çünkü şirket ödemelerini yapıp kontrolü ele geçirdiğinden beri Çünkü şirket ödemelerini yapıp kontrolü ele geçirdiğinden beri Şirketler, para söz konusu olunca istediklerini... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
as far as pay goes since they control everything. | Ne istiyorsa onu yapıyor.. Ne istiyorsa onu yapıyor.. ...yapabilirler. Kontrol onlarda. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
But it's just gotten to the point | Fakat bir nokta var.. Fakat bir nokta var.. Carole Morison Perdue'nin çiftçisi Ama öyle bir noktaya geldik ki... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
that it's not right what's going on | bir şeyler ters gidiyor.. bir şeyler ters gidiyor.. Olanlar çok yanlış. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and I've just made up my mind. | kendi irademle dedim ki kendi irademle dedim ki Ben de karar verdim... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna say what I have to say. | söylemek zorunda olduğumu söyleyeceğim.. söylemek zorunda olduğumu söyleyeceğim.. ...diyeceklerimi diyeceğim. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I understand why others don't want to do it. | Diğerlerinin neden yapmak istemediklerini anlıyorum Diğerlerinin neden yapmak istemediklerini anlıyorum Diğerlerinin konuşmamasını anlıyorum. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
And I'm just to a point | Artık gerisinin Artık gerisinin Ama öyle bir noktadayım ki... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
that it doesn't matter anymore. | önemli olmadığı bir nokta bu.. önemli olmadığı bir nokta bu.. ...artık umrumda değil. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Something has to be said. | Bir şeyler söylenmeli.. Bir şeyler söylenmeli.. Birisi konuşmak zorunda. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It is nasty in here. | Bu yer pek hoş değil.. Bu yer pek hoş değil.. İçerisi biraz pis. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
There's dust flying everywhere. | Her taraf toz.. Her taraf toz.. Her yer toz içinde. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
There's feces everywhere. | Dışkı.. Dışkı.. Her yerde dışkı var. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This isn't farming. | Bu çiftçilik değil.. Bu çiftçilik değil.. Buna çiftçilik denmez. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This is just mass production, | Seri üretim yapan bir fabrikanın Seri üretim yapan bir fabrikanın Bunun adı seri üretim... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
like an assembly line in a factory. | montaj hattı daha çok.. montaj hattı daha çok.. Fabrikadaki montaj hattı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
When they grow from a chick | Civciv büyüyor Civciv büyüyor Sadece yedi haftada civcivden... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and in seven weeks you've got a five and a half pound chicken, | 7 hafta içinde 2,5 kiloluk bir piliç oluyor.. 7 hafta içinde 2,5 kiloluk bir piliç oluyor.. ...2,5 kiloluk tavuğa dönüşünce... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
their bones and their internal organs | Ancak kemikleri ve iç organları Ancak kemikleri ve iç organları ...kemikleri ve iç organları bu hıza yetişemiyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
can't keep up with the rapid growth. | bu hızlı büyümeyi kaldıramıyor.. bu hızlı büyümeyi kaldıramıyor.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
A lot of these chickens here, they can take a few steps | Buradaki pek çok hayvan sadece birkaç adım atabilir Buradaki pek çok hayvan sadece birkaç adım atabilir Buradaki tavukların çoğu, birkaç adım atar... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and then they plop down. It's because they can't | sonra kapaklanırlar.. Çünkü kas ve iskelet sistemi sonra kapaklanırlar.. Çünkü kas ve iskelet sistemi ...sonra yere düşer. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
keep up all the weight that they're carrying. | vücut ağırlıklarını kaldıramaz.. vücut ağırlıklarını kaldıramaz.. Onca ağırlığı taşıyamazlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
That's normal. | Bu normal.. Bu normal.. Bu normal bir şey. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
There's antibiotics that's put into the feed | Yemler antibiyotik katkılı.. Yemler antibiyotik katkılı.. Yeme antibiyotik konuluyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and of course that passes through the chicken. | ve elbette hayvanlara geçiyor, ve elbette hayvanlara geçiyor, Tabii ki tavuk da buna maruz kalıyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The bacteria builds up a resistance, | savaşılan bakteriler direnç kazanıyor savaşılan bakteriler direnç kazanıyor Bakteriler antibiyotiğe direnç kazanıyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
so antibiotics aren't working anymore. | ve antibiyotikler artık işe yaramıyor.. ve antibiyotikler artık işe yaramıyor.. Bu yüzden antibiyotik bu tavuklarda işe yaramıyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I have become allergic to all antibiotics | Artık tüm antibiyotiklere alerjim var Artık tüm antibiyotiklere alerjim var Ben de artık antibiyotiğe alerjiğim. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and can't take 'em. | ve onları kullanamıyorum.. ve onları kullanamıyorum.. Kullanamıyorum. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
When it's dark inside the houses, | Kümeslerin içi kararınca Kümeslerin içi kararınca Kümes karanlık olunca tavuklar... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
the chickens lay down. It's less resistance | hayvanlar yatar pozisyonda hayvanlar yatar pozisyonda ...ayakta olmuyor. Yakalaması... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
when they're being caught. | daha az dirençliyken yakalanırlar.. daha az dirençliyken yakalanırlar.. ...daha kolay oluyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Traditionally, it's been African American men. | Eskiden bu yakalama işini zenciler daha çok yapardı Eskiden bu yakalama işini zenciler daha çok yapardı Geleneksel olanı, siyahi işçiler çalıştırmak. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Now we're seeing more and more Latino catchers... | Şimdi her geçen gün daha fazla Şimdi her geçen gün daha fazla Artık daha çok Güney Amerikalı... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
undocumented workers. | kaçak göçmen Latin var.. kaçak göçmen Latin var.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
From their point of view, they don't have any rights | Ne bir yasal güvenceleri Ne bir yasal güvenceleri Herhangi bir hakları olduğunu düşünmüyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and they're just not gonna complain. | ne de şikayet etme hakları var.. ne de şikayet etme hakları var.. Bu yüzden şikayet de etmiyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The companies like these kind of workers. | Şirketler bu tip işçi tipinden hoşlanıyor.. Şirketler bu tip işçi tipinden hoşlanıyor.. Bu tip işçileri şirketler seviyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It doesn't matter if the chickens get sick. | Tavuk hastaymış değilmiş umurları değil.. Tavuk hastaymış değilmiş umurları değil.. Tavukların hastalanması önemsenmiyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
All of the chickens will go to the plant | Hepsi işlenmek için Hepsi işlenmek için Bütün tavukları işlenmeye... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
for processing. | tesislere gitmeli.. tesislere gitmeli.. ...fabrikaya götürüyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The companies keep the farmers under their thumb | Şirketler çiftçileri borçlandırarak Şirketler çiftçileri borçlandırarak Çiftçiler borç içinde oldukları için... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
because of the debt that the farmers have. | boyunduruk altına alıyorlar.. boyunduruk altına alıyorlar.. ...şirketler onları parmaklarında oynatıyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
To build one poultry house | Bir kümes yapımı Bir kümes yapımı Bir kümes inşa etmek... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
is anywhere from $280,000 to $300,000 per house. | ..280 300,000 dolar civarında ..280 300,000 dolar civarında ... 280.000$ ve 300.000$ arası bir miktara geliyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
And once you make your initial investment, | ..başlangıç yatırımını yapıyorsunuz ..başlangıç yatırımını yapıyorsunuz Bir kere parayı yatırdınız mı... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
the companies constantly come back | ..ardından şirket sık sık gelip ..ardından şirket sık sık gelip ...şirketler durmadan size gelip... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
with demands of upgrades | ..sizden yeni ekipmanlar almanızı ..sizden yeni ekipmanlar almanızı ...yeni aletler almanızı istiyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
for new equipment, | ..geliştirmeler yapmanızı istiyor.. ..geliştirmeler yapmanızı istiyor.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and the grower has no choice. | Üreticinin hayır deme şansı yok Üreticinin hayır deme şansı yok Çiftçinin seçeneği olmuyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
They have to do it | .. yapmak zorunda .. yapmak zorunda Yapmak zorundalar... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
or you're threatened with loss of a contract. | yoksa sözleşme fesh olur diyorlar.. yoksa sözleşme fesh olur diyorlar.. ...yoksa kontratları iptal olur. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This is how they keep the farmers under control. | İşte böyle tüm çiftçileri kontrol altında tutuyorlar İşte böyle tüm çiftçileri kontrol altında tutuyorlar İşte çiftçileri böyle kontrol altında tutuyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's how they keep them spending money, | Paranı harca.. Paranı harca.. Bize böyle para harcatıyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
going to the bank and borrowing more money. | Bankaya git daha çok borç al.. Bankaya git daha çok borç al.. Yeni borçlar altına giriyoruz. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The debt just keeps building. | Oysa borç sadece binanı koruyor. Oysa borç sadece binanı koruyor. Borcumuz arttıkça artıyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
To have no say in your business, | Hayır'ı kabul etmeyen bir iş.. Hayır'ı kabul etmeyen bir iş.. Yaptığımız işte tek söz etmeye hakkımız... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
it's degrading. | Onur kırıcı Onur kırıcı ...olmaması aşağılayıcı bir şey. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's like being a slave to the company. | Şirketin kölesi olmak gibi bir şey.. Şirketin kölesi olmak gibi bir şey.. Şirketin kölesi olmak gibi bir şey. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The idea that you would need to write a book | İnsanlara yiyeceklerinin nereden geldiğini söylemek İnsanlara yiyeceklerinin nereden geldiğini söylemek İnsanların yedikleri yemek hakkındaki gerçeği... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |