Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19770
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Really, what gamer nerd looks like that? | Cidden... Nasıl bir oyun lordu böyle görünebilir? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hey, Jin Rak. Are we quitting 'Zombie Soccer'? | Ağabey şimdi bizim "Zombi Futbolu"ndan öylece vazgeçecek miyiz? Ama niye? Neden? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What’s this? You drew this? | Bu ne? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You draw stuff like this? | Böyle resimler de çiziyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Umm...Ma'am? | Hanımefendi mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The heroine hides in her city apartment | Başkahramanımız, apartman dairesinde saklanan bir kadındır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| like a Grimm Brothers' story. | Hayır beğenmedim, tekrar çiz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| So obvious. | Çok belli. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| No. It's not obvious. | Hayır, çok belli değil. 1 | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Flower Boy Next Door! | Yan Kapıdaki Yakışıklı! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Its title is 'Flower Boy Next Door.' | Yani dizinin başlığı 'Yan Kapıdaki Yakışıklı' | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's a real, slice of life, breathing melodrama. 1 | Gerçek bir melodrama... Nefes alan bir melodrama.. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Slice of life melodrama? 1 | Nefes alan bir melodrama mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's ages since I heard a fresh concept. 1 | Uzun zamandır böyle taze bir konu duymamıştım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| A heroine in her apartment... 1 | Apartman dairesinde yaşayan bir kadın kahraman... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's cold! 1 | Çok soğuk! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You feel nothing after a year apart? Wow. 1 | Bir yıldan beri ilk defa görüşüyoruz başka bir şey hissetmiyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hey, you sure dressed up for me. | Benle buluşacaksın diye böyle giyinmişsin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| That urge got you frozen. | Eğer o dürtü bir daha gelirse donarak öleceksin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Where'd you get this? It suits Antarctica. | Bunu nerden aldın? Kutuplar için bile çok fazla. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| My fans freaked out about my being in a bad Seoul winter. | Benim hakkımda çıkan dedikoduların ne olduğunu bile bilmeden... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What the heck! | Bu ne ya! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Did presenting a new idea after rejection spoil your pride? | Ağabey, reddedildikten hemen sonra nasıl yeni bir fikir sunarsın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| And why hold onto pride? | Ayrıca orada gururunu korumak da ne demek? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| 'I got rejected so I'm mad. Boiling mad!' | 'Reddedildiğimiz için kızgınım. Kızgınlıktan köpürüyorum!' | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What's that Flower Boy? Got a story idea? | Öyleyse ne? Yan Kapıdaki Yakışıklı mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Look closer. | Ağabey! Daha yakından bak, tamam mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| [ Yoo Han Na ] | Arayan: Yoo Han Na Sunbe. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Yes, Ma'am. | Efendim, Sunbe. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Send the next part to be edited to the post office. | Düzenlenecek diğer kısmı postaneye gönderebilirsiniz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The post office is close by! I'll pick it up myself! | Postane evime çok yakın. Kendim gidip alırım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| [ Deposit the Contract Fee! ] | Anlaşma parasının depoziti! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your profile photo is pretty. | Profil resmin çok güzel. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'll text you when it's sent. | Gönderdikten sonra mesaj atarım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Here's our next news. | Diğer haberimize geçiyoruz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| A man has been caught video spying on his girlfriend. | Kız arkadaşının evine gizli kamera kurmak şüphesiyle itham edilen... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The camera in the woman's apartment | Kadının evine kurulu gizli kamera... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| was linked to video stream on the man's computer. | görüntüleri adamın bilgisayarına gönderiyordu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| They've nothing better to do? | İnsanların daha iyi yapacak bir şeyi yok mu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I wonder if puppy is playing by himself today? | Köpekçiğimiz kendi başına iyi oynuyor mudur acaba? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Puppy... | Köpekçik... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hello, residents! This is Security! | Merhaba apartman sakinleri! Ben güvenlik görevliniz! Neden soruyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Our first New Year meeting is at 5 PM today. | Yeni yılın ilk toplantısı bu akşam saat 5'te gerçekleşecek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Non attending residents will be fined from today. | Toplantıya katılmayan apartman sakinlerine, bugünden itibaren para cezası verilecektir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Then the meeting convenor is Unit 401, Floor 4. | Pekâlâ... O zaman bugünkü toplantıyı 401 nolu daire yönetecek... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Look, it's our rep. | Bakın, bugünkü yöneticimiz gelmiş. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I've lived here for a while. | Bir süredir onunla yaşıyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| How can't you remember this face? | Böyle bir yüzü nasıl hatırlayamazsın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| That aside... Mister... | Onu bırakın da... Bayım... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why's there a huge difference in Utility fees between us and 402?! | 402 nolu daire ile bizim enerji tüketim ücretinde ciddi fark var! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I guess because it's just a young lady alone. | Orada yalnız bir genç bayan yaşadığı içindir sanırım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| A young lady's next door? | Yan kapımızda genç bir bayan mı yaşıyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hey, forget it. Why nitpick? | Bırak artık, unut gitsin. Neden bu kadar aşırı titizlik yapıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Mister. Let's say a young woman lives next door. | Bayım... Pekâlâ, yan dairemizde genç bir bayan yaşıyor diyelim... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Does the boiler say... 'Oh, a young miss lives alone' | O zaman ısıtıcının kazanı: "Amanın, burada yalnız genç bir kadın yaşıyormuş..." | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| 'I should be efficient. Oh! Two men live here? Who cares!' | "...daha idareli yanayım. Şurada da iki adam yaşıyormuş, kim takar onları!" mı diyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I should've spoken to the boiler. Right? | ...kazan dairesine gidip, kazanla konuşmalıydım. Haksız mıyım? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Oh my. Hello, Ma'am. Thank you for coming. | Aman Allah’ım... Merhaba hanımefendi. Geldiğiniz için teşekkür ederim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Stop bowing. | Bana şöyle eğilmeyi bırakın. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I wonder if that's modern "playing hard to get." | Son günlerde "Zoru oynamak" dedikleri bu olsa gerek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You know I'll record your attendance? | Bundan sonra katılımlarınızı kaydedeceğimin farkındasınız umarım. Saklayamadığı o zarafet... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| A round of applause for our rep. | Bugünkü sorumlu yöneticimiz için büyük bir alkış. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Want me to stand on that? It's so everyone can see. | O şeyin üstüne mi çıkayım? Çıkmalısın ki, herkesi görebilesin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| More applause. | Bir alkış daha. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Be loud. | Yüksek sesle. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Give us our rights. | Haklarımızı geri verin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| For such a young guy... Louder. Louder. | Genç adam olacak bir de... Yüksek sesle, yüksek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Give us our rights. Give us our rights. | Haklarımızı geri verin... Geri verin, Geri verin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Listen to our conditions. Listen. Listen! | Koşullarımızı dinleyin! Dinleyin! Dinleyin! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Louder. Much louder! | Yüksek sesle, yüksek! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Listen to our conditions. Listen. Listen! | Koşullarımızı dinleyin! Dinleyin... Dinleyin! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Give us our rights! Our rights! Our rights! | Haklarımızı geri verin! Haklarımızı geri verin, geri verin! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Would that fine be legal? | Ceza ücreti, yasal bir şey mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's not time for work. | Daha iş dönüş zamanı değil ama. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why are you slacking off? Go protest. | Ortalıkta dolanıp ne yapıyorsun? Gösteriye katıl, gösteriye. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I said money's at stake. | Bu yüzden sen de... bana biraz daha yaklaşamaz mısın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| 402! | Daire 402! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| She's from 402? Yeah. | 402'deki kız mı? Evet. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Sorry, can I get out? | Affedersiniz ama çıkabilir miyim? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| We haven't met but we live next door. | Daha resmen tanışmadık ama sizinle yan yana yaşıyoruz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I talk to people at clubs so I'm bold. | Kulüplerde, nasıl konuşulur iyi öğrendiğimden biraz cesur olma eğilimindeyim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'll write them for you. | Sizin için yazarım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your dog... | Köpeğiniz... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Excuse... | Affedersiniz... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your dog's hurt... . | Köpeğiniz incindi... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What's that song? | Bu kızgın şarkı da neydi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| For the past year... | Geçtiğimiz bir yıl boyunca... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| every day... | ...günden güne... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I really missed you. | ...seni çok özledim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Enough of that. | Bu kadar yeter. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's time the others arrived. Get going. | Diğerlerinin gelme zamanı geldi. Gitsen iyi olur. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm thinking of playing Cupid. | 'Cupid Oyunu' oynamayı düşünüyorum... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| But if Cupid isn’t careful, his messes up his aim. | Ama biliyorsun Cupid oklarını yanlış yere atarsa, karışıklık çıkabilir. Geri ödeyin! Geri ödeyin! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| So I'm asking first. | Ahjumma için endişelendiğim için geri döndüm. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your love... | Aşkın... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Is it Han Tae Joon? | Han Tae Joon mu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Tae Joon! You’re here. | Tae Joon! Selam. Gelmişsiniz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your long lashes make your eyes dark and deep. | Kirpikleriniz ne kadar uzun. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why aren't you dressed for cold weather? | Bu soğuk havada neden incecik giyindiniz? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Do you know fate? | Yolu biliyor musunuz? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 |