Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19495
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
And then River comes up. | Sonra River geldi. Sonra River geldi. Sonra River geldi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She looks out, sees 'em all... | Bir kez dışarı baktı, herkesi gördü. Bir kez dışarı baktı, herkesi gördü. Bir kez dışarı baktı, herkesi gördü. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And they was spread out, you know, had some cover. | Dağılmışlardı, siper filan almışlardı. Dağılmışlardı, siper filan almışlardı. Dağılmışlardı, siper filan almışlardı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She... She only looked for a second and... | Sadece bir saniyeliğine baktı ve... Sadece bir saniyeliğine baktı ve... Sadece bir saniyeliğine baktı ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
took my gun... | ...silahımı aldı... ...silahımı aldı... ...silahımı aldı... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
...closed her eyes... | ...gözlerini kapattı... ...gözlerini kapattı... ...gözlerini kapattı... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
...killed 'em. | ...hepsini öldürdü. ...hepsini öldürdü. ...hepsini öldürdü. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She shot them? All three. | Adamları mı vurdu? Üçünü de. Adamları mı vurdu? Üçünü de. Adamları mı vurdu? Üçünü de. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Dead, in an instant. With her eyes still closed. | Anında öldüler. River'ın gözleri hâlâ kapalıydı. Anında öldüler. River'ın gözleri hâlâ kapalıydı. Anında öldüler. River'ın gözleri hâlâ kapalıydı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's baboon's ass. You saw it wrong. | Kıçından salladın. Yanlış görmüşsündür. Kıçından salladın. Yanlış görmüşsündür. Kıçından salladın. Yanlış görmüşsündür. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Not a jot. And it weren't auto fire or luck. | Zerre kadar yanılmıyorum. Otomatik ateşleme ya da şansla bir alakası yoktu. Zerre kadar yanılmıyorum. Otomatik ateşleme ya da şansla bir alakası yoktu. Zerre kadar yanılmıyorum. Otomatik ateşleme ya da şansla bir alakası yoktu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She just... | Sadece... Sadece... Sadece... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She just did the math. You understand how that sounds? | Hesapladı işte. Kulağa nasıl geldiğini anlıyorsun değil mi? Hesapladı işte. Kulağa nasıl geldiğini anlıyorsun değil mi? Hesapladı işte. Kulağa nasıl geldiğini anlıyorsun değil mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What? She killed 'em with mathematics. What else could it have been? | Hesabı iyi yaparak öldürmüş. Başka ne olabilir ki? Hesabı iyi yaparak öldürmüş. Başka ne olabilir ki? Hesabı iyi yaparak öldürmüş. Başka ne olabilir ki? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You couldn't have done it, Jayne, nor you, Cap'n. | Sen yapamazdın Jayne, sen de Kaptan. Sen yapamazdın Jayne, sen de Kaptan. Sen yapamazdın Jayne, sen de Kaptan. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Nobody can shoot like that that's a person. | Öyle ateş eden biri insan olamaz. Öyle ateş eden biri insan olamaz. Öyle ateş eden biri insan olamaz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So River's not a person. | River insan değil demek. River insan değil demek. River insan değil demek. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, please don't be mad. | Lütfen kızma. Lütfen kızma. Lütfen kızma. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I just want to understand what you're saying here. | Dediğini anlamaya çalışıyorum sadece. Dediğini anlamaya çalışıyorum sadece. Dediğini anlamaya çalışıyorum sadece. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I thought River was your friend. She is. | River'la arkadaş olduğunuzu sanıyordum. Öyleyiz. River'la arkadaş olduğunuzu sanıyordum. Öyleyiz. River'la arkadaş olduğunuzu sanıyordum. Öyleyiz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But, Simon, the way she... | Ama Simon, öyle... Ama Simon, öyle... Ama Simon, öyle... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Right after, she looked at me and... | Hemen sonrasında bana baktı ve... Hemen sonrasında bana baktı ve... Hemen sonrasında bana baktı ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
she smiled... | ...gülümsedi... ...gülümsedi... ...gülümsedi... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
...like nothing was wrong. | ...sanki hiçbir şey olmamış gibi. ...sanki hiçbir şey olmamış gibi. ...sanki hiçbir şey olmamış gibi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Like we were playing. | Sanki oyun oynuyorduk. Sanki oyun oynuyorduk. Sanki oyun oynuyorduk. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Scared me. | Korktum. Korktum. Korktum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Could be she saved your life, Kaylee. Oh, I'm all aware of that | Hayatını kurtarmış olabilir Kaylee. Ben de farkındayım ve... Hayatını kurtarmış olabilir Kaylee. Ben de farkındayım ve... Hayatını kurtarmış olabilir Kaylee. Ben de farkındayım ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
and I'm not saying... She probably didn't even know what was going on. | ...kurtarmadığını söylemi... Muhtemelen ne olduğunun farkında bile değildi. ...kurtarmadığını söylemi... Muhtemelen ne olduğunun farkında bile değildi. ...kurtarmadığını söylemi... Muhtemelen ne olduğunun farkında bile değildi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Thought it was a game. Later on you can explain to me how | Oyun sanmıştır. Bu söylediğinin neden rahatlatıcı olduğunu... Oyun sanmıştır. Bu söylediğinin neden rahatlatıcı olduğunu... Oyun sanmıştır. Bu söylediğinin neden rahatlatıcı olduğunu... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
that's a comfort. Might have to use some of that math | ...bana sonra açıklarsın. Deminden beri duyduğumuz... ...bana sonra açıklarsın. Deminden beri duyduğumuz... ...bana sonra açıklarsın. Deminden beri duyduğumuz... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
we've been hearing about. What we got here to deal with | ...hesaplamaları da kullanırsın artık. Daha büyük bir mesele ile... ...hesaplamaları da kullanırsın artık. Daha büyük bir mesele ile... ...hesaplamaları da kullanırsın artık. Daha büyük bir mesele ile... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
is the larger issue, and that larger issue is... | ...karşı karşıyayız ve büyük mesele de... ...karşı karşıyayız ve büyük mesele de... ...karşı karşıyayız ve büyük mesele de... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
we got someone on board this ship might be a danger to us. | ...hepimiz için tehlikeli olabilecek biri var gemide. ...hepimiz için tehlikeli olabilecek biri var gemide. ...hepimiz için tehlikeli olabilecek biri var gemide. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Ain't a question of whether we like her. Some of us have grown attached to River. | Mesele onu sevip sevmememiz değil. Bazılarımız River'a bağlandı. Mesele onu sevip sevmememiz değil. Bazılarımız River'a bağlandı. Mesele onu sevip sevmememiz değil. Bazılarımız River'a bağlandı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Kaylee, I know you have, or you would've spoken up sooner... | Mesela sen Kaylee, yoksa daha önce söylerdin ve söylemeliydin. Mesela sen Kaylee, yoksa daha önce söylerdin ve söylemeliydin. Mesela sen Kaylee, yoksa daha önce söylerdin ve söylemeliydin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I find River pleasant enough myself... | Ben de River'ı şirin buluyorum... Ben de River'ı şirin buluyorum... Ben de River'ı şirin buluyorum... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
but she does have an oddness to her. | ...ama kendine has bir garipliği olduğu da kesin. ...ama kendine has bir garipliği olduğu da kesin. ...ama kendine has bir garipliği olduğu da kesin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And I ain't just talking about her proficiency with firearms. | Ve ateşli silahlarla isabet yüzdesinden de bahsetmiyorum. Ve ateşli silahlarla isabet yüzdesinden de bahsetmiyorum. Ve ateşli silahlarla isabet yüzdesinden de bahsetmiyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Girl knows things... Things she shouldn't, things she couldn't. | Bildiği şeyler var... Bilmemesi gereken şeyler, bilemeyeceği şeyler. Bildiği şeyler var... Bilmemesi gereken şeyler, bilemeyeceği şeyler. Bildiği şeyler var... Bilmemesi gereken şeyler, bilemeyeceği şeyler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What, are you saying she's a witch? Yes, Jayne. She's a witch. | Cadı olduğunu mu söylüyorsun? Evet Jayne. Kız bir cadı. Cadı olduğunu mu söylüyorsun? Evet Jayne. Kız bir cadı. Cadı olduğunu mu söylüyorsun? Evet Jayne. Kız bir cadı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She has had congress with the beast. She's in Congress? | Şeytan ile ilişki içinde. Kongre üyesi mi? Şeytan ile ilişki içinde. Kongre üyesi mi? Şeytan ile ilişki içinde. Kongre üyesi mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
How did your brain even learn human speech? | Beynin konuşmayı nasıl öğrendi ya? Beynin konuşmayı nasıl öğrendi ya? Beynin konuşmayı nasıl öğrendi ya? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm just so curious. Shut up, you inconsiderate schoolboys! | Merak ediyorum. Susun, sizi düşüncesiz veletler! Merak ediyorum. Susun, sizi düşüncesiz veletler! Merak ediyorum. Susun, sizi düşüncesiz veletler! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This isn't a joking matter. This is about our lives and River's. | Şakası yapılacak bir şeyden değil, bizim ve River'ın hayatından bahsediyoruz. Şakası yapılacak bir şeyden değil, bizim ve River'ın hayatından bahsediyoruz. Şakası yapılacak bir şeyden değil, bizim ve River'ın hayatından bahsediyoruz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Thank you. | Sağ ol. Sağ ol. Sağ ol. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She's deeply intuitive. | Sezgileri son derece güçlü. Sezgileri son derece güçlü. Sezgileri son derece güçlü. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's true that sometimes... I don't think | Doğru, bazen... Bence sezgileri güçlü değil. Bence medyum. Doğru, bazen... Bence sezgileri güçlü değil. Bence medyum. Doğru, bazen... Bence sezgileri güçlü değil. Bence medyum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Psychic? Is that even remotely possible? | Psişik? Bu mümkün mü ki? Psişik? Bu mümkün mü ki? Psişik? Bu mümkün mü ki? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You tell me. | Sen söyle. Sen söyle. Sen söyle. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You've been studying what they've done to her. | Ona ne yaptıklarını sen inceliyorsun. Ona ne yaptıklarını sen inceliyorsun. Ona ne yaptıklarını sen inceliyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They've... | Adamlar... Adamlar... Adamlar... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They definitely altered the way | ...kesinlikle olaylara verdiği tepkileri hatta nasıl algıladığını değiştirmişler. ...kesinlikle olaylara verdiği tepkileri hatta nasıl algıladığını değiştirmişler. ...kesinlikle olaylara verdiği tepkileri hatta nasıl algıladığını değiştirmişler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But I'm not... Psychic, though? | Ama ben... Psişik mi? Bilim kurgu romanından çıkma bir şeye benziyor. Ama ben... Psişik mi? Bilim kurgu romanından çıkma bir şeye benziyor. Ama ben... Psişik mi? Bilim kurgu romanından çıkma bir şeye benziyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We live in a spaceship, dear. So? | Uzay gemisinde yaşıyoruz hayatım? Ne olmuş ki? Uzay gemisinde yaşıyoruz hayatım? Ne olmuş ki? Uzay gemisinde yaşıyoruz hayatım? Ne olmuş ki? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Back up a sec! Are you saying she really reads minds? Or near enough. | Bir dakika! Akıl okuduğunu mu söylüyorsun? Ya da benzer bir şey. Bir dakika! Akıl okuduğunu mu söylüyorsun? Ya da benzer bir şey. Bir dakika! Akıl okuduğunu mu söylüyorsun? Ya da benzer bir şey. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Am I alone thinking along these lines? No. | Böyle düşünen bir ben miyim? Hayır. Böyle düşünen bir ben miyim? Hayır. Böyle düşünen bir ben miyim? Hayır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, I don't like the idea of someone hearing what I'm thinking. | Ne düşündüğümü birinin duyması fikri hoşuma gitmedi. Ne düşündüğümü birinin duyması fikri hoşuma gitmedi. Ne düşündüğümü birinin duyması fikri hoşuma gitmedi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No one likes the idea of hearing what you're thinking. | Ne düşündüğünü duyma fikri kimsenin hoşuna gitmiyor. Ne düşündüğünü duyma fikri kimsenin hoşuna gitmiyor. Ne düşündüğünü duyma fikri kimsenin hoşuna gitmiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The Alliance could have any number of uses for a psychic. | İttifak bir psişiği bir sürü şey için kullanabilir. İttifak bir psişiği bir sürü şey için kullanabilir. İttifak bir psişiği bir sürü şey için kullanabilir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
A psychic... or an assassin. | Bir psişik... ya da kiralık katil. Bir psişik... ya da kiralık katil. Bir psişik... ya da kiralık katil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She's just a kid. | O daha çocuk. O daha çocuk. O daha çocuk. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And she just wants to be... a kid. | Ve sadece çocuk... olmak istiyor. Ve sadece çocuk... olmak istiyor. Ve sadece çocuk... olmak istiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I wish it were that simple. | Keşke bu kadar basit olsa. Keşke bu kadar basit olsa. Keşke bu kadar basit olsa. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yeah, and if wishes were horses, we'd all be eatin' steak. | Evet ve eğer dileğin at olsaydı, şimdi biftek yiyor olurduk. Evet ve eğer dileğin at olsaydı, şimdi biftek yiyor olurduk. Evet ve eğer dileğin at olsaydı, şimdi biftek yiyor olurduk. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What do we plan to do about this? Well, that's the question. | Bununla ilgili ne yapmayı planlıyoruz? Esas soru da bu. Bununla ilgili ne yapmayı planlıyoruz? Esas soru da bu. Bununla ilgili ne yapmayı planlıyoruz? Esas soru da bu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I don't think she'd ever hurt any of us. | Bizlerden birine zarar vereceğini sanmıyorum. Bizlerden birine zarar vereceğini sanmıyorum. Bizlerden birine zarar vereceğini sanmıyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Maybe you're right. | Haklı olabilirsin. Haklı olabilirsin. Haklı olabilirsin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I ain't gonna make a decision on anything till I thought on it awhile. | Üzerinde biraz düşünmeden herhangi bir karar vermeyeceğim. Üzerinde biraz düşünmeden herhangi bir karar vermeyeceğim. Üzerinde biraz düşünmeden herhangi bir karar vermeyeceğim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's late. | Geç oldu. Geç oldu. Geç oldu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Let's get some rest. | Biraz dinlenelim. Biraz dinlenelim. Biraz dinlenelim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Simon... I gotta go check on my assassin. | Simon... Kiralık katilimi kontrol etmem lazım. Simon... Kiralık katilimi kontrol etmem lazım. Simon... Kiralık katilimi kontrol etmem lazım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, please don't be mad. I had to say something. | Lütfen bana kızma. Bir şeyler söylemek zorundaydım. Lütfen bana kızma. Bir şeyler söylemek zorundaydım. Lütfen bana kızma. Bir şeyler söylemek zorundaydım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm not mad at you. | Sana kızmıyorum. Sana kızmıyorum. Sana kızmıyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She loves this ship. | Bu gemiye bayılıyor. Bu gemiye bayılıyor. Bu gemiye bayılıyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I think it's more home to her than any place she's been. | Şimdiye kadar bulunduğu her yerden daha fazla yuvası gibi geliyor. Şimdiye kadar bulunduğu her yerden daha fazla yuvası gibi geliyor. Şimdiye kadar bulunduğu her yerden daha fazla yuvası gibi geliyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Wh... What about you? | Ya sana? Ya sana? Ya sana? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I mean, I... | Ben... Ben... Ben... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I thought the hospital was home. | Hastanenin yuvam olduğunu düşünürdüm. Hastanenin yuvam olduğunu düşünürdüm. Hastanenin yuvam olduğunu düşünürdüm. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I was really making a difference there and... | Orada gerçekten fark yaratıyor ve... Orada gerçekten fark yaratıyor ve... Orada gerçekten fark yaratıyor ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
and embarrassingly large stacks of money and... | ...utanç verici derecede çok para kazanıyordum ve... ...utanç verici derecede çok para kazanıyordum ve... ...utanç verici derecede çok para kazanıyordum ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I could've... | ...orada ...orada ...orada | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I would be there right now, if she hadn't... | Hâlâ orada olabilirdim eğer River Hâlâ orada olabilirdim eğer River Hâlâ orada olabilirdim eğer River | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
If... if they had just left her alone. | Eğer onu rahat bıraksalardı. Eğer onu rahat bıraksalardı. Eğer onu rahat bıraksalardı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Is it so bad here? | Burası çok mu kötü? Burası çok mu kötü? Burası çok mu kötü? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I don't even know if the captain will let us... No. I mean... | Kaptanın izin vereceğini sanmı Hayır, demek istediğim... Kaptanın izin vereceğini sanmı Hayır, demek istediğim... Kaptanın izin vereceğini sanmı Hayır, demek istediğim... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Isn't there anything about this place you're glad of? | ...burada hoşuna giden herhangi bir şey yok mu? ...burada hoşuna giden herhangi bir şey yok mu? ...burada hoşuna giden herhangi bir şey yok mu? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Good night, you two. | İyi akşamlar. İyi akşamlar. İyi akşamlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I... Don't. Yeah, I... | Ben Söyleme. Evet... Ben Söyleme. Evet... Ben Söyleme. Evet... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Good night. | İyi akşamlar. İyi akşamlar. İyi akşamlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't let the space bugs bite. | Kovalasın seni tavşanlar. Kovalasın seni tavşanlar. Kovalasın seni tavşanlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Space bugs. | Tavşanlar... Tavşanlar... Tavşanlar... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I like this ship. | Gemiyi beğendim. Gemiyi beğendim. Gemiyi beğendim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Serenity. She's good looking. | Serenity. Güzel bir gemi. Serenity. Güzel bir gemi. Serenity. Güzel bir gemi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
H... How did you... get on? | Nasıl... nasıl bindin? Nasıl... nasıl bindin? Nasıl... nasıl bindin? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Strains the mind a bit, don't it? | İnsanın aklını kurcalıyor, değil mi? İnsanın aklını kurcalıyor, değil mi? İnsanın aklını kurcalıyor, değil mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You think you're all alone. | Kendini yalnız sanıyordun. Kendini yalnız sanıyordun. Kendini yalnız sanıyordun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Maybe I come down the chimney, Kaylee. | Belki de bacadan gelmişimdir Kaylee. Belki de bacadan gelmişimdir Kaylee. Belki de bacadan gelmişimdir Kaylee. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Bring presents to the good girls and boys. | Uslu kız ve oğlanlara hediyeler getirdim. Uslu kız ve oğlanlara hediyeler getirdim. Uslu kız ve oğlanlara hediyeler getirdim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Maybe not, though. | Ama belki de hayır. Ama belki de hayır. Ama belki de hayır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Maybe I've always been here. | Belki hep buradaydım. Belki hep buradaydım. Belki hep buradaydım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |