Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18802
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Something like that. I'll measure it so I don't make extra work for myself. | O civarlardadır.Ölçeyimde sonra fazladan çalışmayayım. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
What was that about? I wanted to borrow a hedge shear. | Hayırdır? Çit kesmesi için çağırdım. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Hedge shear... Come in and eat! | Çit ... Hadi gel yemek ye! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Had a good day? Yeah. | Günün iyi miydi?? Evet. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Sami, can you get that? I'm about to get a high score! | Sami, şuna bakabilirmisin? Rekor kırmaya çalışıyorum! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You're so unbelievably lazy! "High score"... | "Rekor"muş.. İnanılmaz derecede tembelsin. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Hi, Aziz! Fine, how are you? | Merhaba, Aziz! iyidir, sen nasılsın? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Your son? He's playing video games. I know, childish, isn't it? | Oğlun mu? O da oyun oynuyor. Biliyorum, çocukca değil mi? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Here he comes. | Buraya geliyor. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Video games aren't childish. No, they're very mature. | Bu oyun çocukca değil tamam mı?. Tabii canım oldukça olgunca . | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'm very hungry. The fish ready? I'll check. | Çok acıktım. Balıklar hazır mı? Kontrol edeyim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Amanda, is the fish ready? What fish? | Amanda, balıklar hazır değil mi? Ne balığı? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Yes, it's almost ready. Okay. See you tonight. Bye. | Evet,çoğu hazır durumda. Tamam. Gece görüşürüz. Bye. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Sami, I want to finish this! I promise, I'll do it later. | Sami, Bunu artık bitirmeni istiyorum! Söz veriyorum, Bir daha olmayacak. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You... I know, but... You think it's a pain pretending all the time, too. | Sen varya... Farkındamısn, ama... Daima Rol yaparak bana da zarar veriyorsun | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
All he wants is grandchildren. We're going to have kids! | Onun aklı fikri torun da. Çocuklarımız olacak zaten! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
We're going to adopt. I mean... Kids of our own. | Bunu benimsemeliyiz artık . Demek istediğim...Bizden olan bi çocuk.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
What, you feel the same way? No, of course not. | Ne yani sende mi böyle düşünüyorsun? Hayır, tabii ki de değil. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I promise, everything will be perfect when he meets a woman. | Eğer bir kadınla tanışırsa herşey daha güzel olacak söz veriyorum sana. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I swear! He'll drop the grandchildren thing and focus on her. | Yemin ederim! O daima torununu düşünecek ve ona odaklanacak. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Of course... Brilliant idea... I think so! | Tabii ya... Mükemmel fikir... Bence de! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'll put him on some dating site. Remind me, why did I marry you? | Onun için arkadaşlık sitelerine bakacağım. Benimle nasıl evlendiğini hatırladın mı? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Seriously, no dating sites. Why not? | Ciddiyim, arkadaşlık siteleriyle olmaz. Neden olmasın ki? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You just... Have to try harder. | Sen sadece... Daha çok çaba vermelisin. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
He... No. We could call Gunnel and have her come over. | O... Hayır. Gunnel i arayıp, onu buraya davet etmeliyiz. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Gunnel who? My colleague. She's really pretty. | Gunnel de kim? Meslektaşım. Gerçekten çok sevimli biri. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
She's always saying she wants to meet someone. | Bana hep, birisiyle tanışmak istediğini sayıklayıp duruyordu. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You think she'd like Dad? Yes. But what he'll think of her... | Babam gibi olduğunu mu düşünüyorsun? Evet. Ama baban ne düşünür bilemem... | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Let's try it. Okay, go ahead. | Denemelisin. Tamam, ilk sen . | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'll do it! | Yapıcam bunu! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Can you get my shirt? Of course. | Tişörtüme koyabilirmisin? Elbette. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
It feels so gigantic! The old one was too small. | Kocaman hissetiriyo! Yaşlı biri için çok küçük. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Wait... Should the navel be here? Shit, I put it on upside down. | Bekle... Göbek burada mı olmalı? Lanet olsun, Ters koymuşum. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
There. Does it feel okay? | işte oldu. iyisin değil mi? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Are you sure it's not too big? No, this is the right month. | Eminsin değil mi,çok büyük olmadı? Hayır, Bu kadar ay için çok iyi.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Sure? There he is. | Emin misin? Babamdır. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Hi! Hi, Amanda, are you good? | Merhaba! Merhaba, Amanda, nasılsın? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Good. Ah, he getting big, the baby. Good, good. | iyi. Ah, büyük bi bebek geliyor desene. güzel güzel,çok iyi. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
What's Sami doing? Cooking. Let me take yourjacket. | Sami ne yapıyor? Pişirmekle uğraşıyor.Ceketini alayım. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
He's a decent cook. You're better. Thank you. | Yemeğe yakışanı yapsın. En iyisi sensin. Teşekkür ederim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Hi, Sami! Are you good? | Merhaba, Sami! Nasılsın? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Amanda, have you thought what to name baby? | Amanda, düşündümde bebeğin ismi ne olcak? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
We've thought a bit, but we'll wait to see if it's a girl or a boy. | Biraz düşündük ama kız veya erkek olduğu anlaşılana dek beklemek istiyoruz. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You don't know what it is? Wait, I'll say... | Daha cinsiyetini bilmiyormusn? Bekle, Söyleyecem şimdi... | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I think a boy. I know when I see woman. 90% I'm sure it's boy. 1 | Bence erkek.Bir kadına baktığım anda anlarım. Bence %90 erkek. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
So we need boy's names. You find a good name. | Pekala bizde erkek ismi düşünürüz. Güzel bir erkek ismi bulun. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Sami, come! Come see, dad bring great present. | Sami, gel! Gel bak, baban büyük bir şey getirdi. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
What's that? Family tree, very nice. | Nedir bu? Soyağacı, çok hoş. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Look, that's me, your mother, you Sami, and Amanda. | Bak, bu benim, Annen, Sami bu sensin, ve Amanda. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
It's you and me! And then four empty ones. | Sen ve ben! ve 4 kişilik boş yer var. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Ah, four empty. There is soon baby here, and maybe three come later. | Ah, 4 kişi boş. Buraya gelecek bebeği koyarız belki ileride 3 tane daha olur. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
So we're having four kids? Four. | Biz ve 4 çocuk mu? Dört. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
If you want more I can put here... No, four is good. | Eğer daha fazla yapmak istiyorsan buraya koya... Yooo, Dört iyi. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Four good? We'll start there. | Dört iyi mi? Bunun için çabalayacağız. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
What you say, Sami? Four is good. | Ne dersin, Sami? Dört iyi. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Wine or beer with dinner? I'll have a beer... water. | Yemeğin yanında şarap mı olsun bira mı? Ben bira alayım...bi de su. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Baba? I drink arrack. | Baba? Rakı içicem ben. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Double or single? Big, your dad don't drink small. | Küçük mü büyük mü? Büyük, baban asla küçük içmez. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Who's that? A friend of Amanda's. She's nice. | Bu kim? Amanda nın bir arkadaşı,çok iyi biri. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Hi, Gunnel! Come in! You look fabulous. | Merhaba, Gunnel! içeri gir! Şahane görünüyorsun. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I'm not late, am I? Of course not! Come in. | Gecikmedim değil mi?? Tabii kide hayır! içeri girsene. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You won't forget? Don't worry. | Unutma olur mu? Hiç merak etme. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Aziz, this is Gunnel, my colleague. This is Aziz. | Aziz, bu Gunnel, iş arkadaşım. Ben Aziz. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
This is my son. Sami. Glad you could come. | Bu da benim oğlum. Sami. Geldiğiniz için teşekkür ederim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Nice. Thank you. | Hoş. Teşekkürler. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
So, have a seat! | Pekala, hadi otursanıza! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Here, Baba. Thanks. | işte, Baba. Teşekkürler. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Thank you for cooking. It was very good. | Pişirdiğin için saol. çok güzel olmuş. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Baba, you know they work together at the hospital, Amanda and Gunnel? | Baba, Amanda ve Gunnel hastanede beraber çalışıyorlar biliyor musun? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Yes, Amanda said. We have fun together. | Evet, Amanda demişti. Birlikte eğleniriz . | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Good. Good co workers are important. | Çok iyi. Yardımcı elemanlar çok önemlidir.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
They're almost more important than the job itself. | işlerin en önemli kısımlarının çoğunu onlar hallederler. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Of course, we prefer the coffee breaks. | Tabii bizde Yan gelip yatmayı tercih ediyoruz. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Good... | iyi miş... | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
So, what do you work with? Who, me? | Eee, sen ne işle meşgulsün? Kim, Ben mi? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You want know where I work? | Çalıştığım yeri bilmek mi istiyorsun? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I work with mafia. You know mafia? | Mafya ile işbirliği yapıyorum. Mafyayı bilirmisin? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
No... You don't know mafia? | Hayır... Mafyanın ne olduğunu bilmezmisin? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You know, sometimes also we go around town. Drink little beer. | Bilirsin işte,etrafta dolaşırız. Bira felan içeriz. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
We get tired, what we do now, so we take gun and shoot people on street. | Sıkıldığımız zaman da bir silah alırız ve sokak ortasında insanları avlarız. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
We don't like their face, we shoot them. | Tipini beğenmedim mi, Oracıkta vururuz. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You want see the gun? Baba! | Silahımı görmek istermisin? Baba! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Dad has a different sense of humour. He's just kidding. | Babamın çok farklı mizah anlayışı vardır. Şaka yapıyordu sadece.. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Amanda, your friend think, she scared from me. | Amanda, arkadaşın burası ne korkunç bi yer diye düşünmüştür. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Be nice now! I'm kidding. | Rahat ol . Şaka yaptım. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
So... what are you doing tomorrow? Nothing. | Şeyy... Yarın ne yapıcaksın? Hiçbişey. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
No? | Hiçbişey mi? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
I feel like dessert. I'll get the ice cream. | Canım tatlı çekti. Dondurma getireyim. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Don't drive right into the wall. You have to pass the other cars. | Sağa sürme orada duvar var. Diğer arabaları da geçmen lazım. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Thanks for coming. It was fun. | Geldiğin için sağol. Eğlenceliydi. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You have to turn the car around. This is hard! | Arabanın etrafında dönmen lazım. Bu çok zormuş be! | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
That went well... What you say? | Şu hale de bak... Ne dedin? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Nothing, I'm just tired. Good night. | Yok bişey,yorgunum sadece. İyi geceler. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Good night, Aziz. Good night, Amanda. | iyi geceler, Aziz. iyi geceler, Amanda. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
You've already lost. I'm too tired to play. | Hep yeniliyorsun sende. oynamaktan bıktım artık. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Sami, I must ask: Why you bring Gunilla here today? | Sami, Sana bi soru sormalıyım: Gunilla bugün buraya neden geldi? | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
She's a friend of Amanda's. She came for dinner. | Amandanın bir arkadaşı o. Akşam yemeği için geldi. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
That's it? I see in your eyes you have something else to say. | Bu kadar mı? Gözlerin başka şeyler söylüyor bana. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
Tell. | Çıkar ağzındaki baklayı. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |
To be honest, Dad, I do want to talk to you about something. | Eğri oturup doğru konuşalım, baba.Sana bişeyler söylemek istiyorum. | Farsan-1 | 2010 | ![]() |