Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18739
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I heard that you found him till dawn next day. | Ertesi gün şafak sökene kadar onu bulamadığınızı duydum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Where had you been? | Neredeydiniz? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
At first, I tried to look for him around where he lost. | İlk başta, kaybolduğu yerin civarında aramayı denedim. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I got an idea that he might go to my wife. | Karımın yanına gitmiş olabileceğini düşündüm. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
So I went there. | Bu yüzden oraya gittim. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I heard that she finished her work, already and went home. | Çoktan işini bitirip eve gittiğini söylediler. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I gave a call to her. | Onu aradım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
She told me that she came home almost. | Neredeyse eve varmak üzere olduğunu söyledi. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I told her his lost. | Ona, Myoung Hwan'ın kaybolduğunu söyledim. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I thought it would be serious. | Ciddi olacağını düşündüm. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I reminded old houses which we lived ever. | Şimdiye kadar yaşadığımız eski evleri hatırlattım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I borrowed her car in the hospital where Sister in law worked. | Baldızımın çalıştığı hastaneye gidip arabasını ödünç aldım... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
All night long? | Tüm gece mi sürdü? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
As I thought, I visited the same place repeatedly. | Düşündüğüm gibi, aynı yeri tekrar tekrar ziyaret ettim. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Anyway, I did it. | Her neyse bunu yaptım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I don't remember exactly. | Tam olarak hatırlamıyorum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Why didn't you report immediately to police station? | Neden anında polis merkezine bildirmediniz? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I thought that my wife would report it. | Karımın bildirdiğini sandım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
When I visited the center of missing child, | Kayıp çocuklar merkezini ziyaret ettiğimde... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Do you remember this? | Bunu hatırlıyor musunuz? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
According to the entry, you put his height 1 0cm more | Kayıtlara göre, boyunu 10 santim fazla gösterip... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
and his wearing brace. The truth is different, isn't it? | ...ve bilezik giydiğini söylemişsiniz. Gerçek ise çok farklı, değil mi? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Did you write it down directly? | Bunu doğrudan mı yazmıştınız? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Who was the hair which you submitted as a DNA sample? | DNA örneği alınması için verdiğin saç kime ait? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Why did you submit others? | Neden başkalarına gönderdin? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
And... Did you think that he could come home again? | Ayrıca... yine eve gelebileceğini mi düşündün? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Why did you move out less a month? You didn't remain your address! | Neden bir aydan kısa bir sürede taşındın? Hem de geride bir adres bırakmadan! | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
All you did are for trying to conceal killing your son. | Tüm bunları oğlunu öldürdüğünü gizlemek için yaptın. 1 | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
It's all my sins. 1 | Hepsi benim günahım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Firstly, I tried to find my son madly. | İlk başta deli gibi oğlumu bulmaya çalıştım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
No, I had to find for my kids left. | Hayır, geride kalan çocuklarım için bulmak zorundaydım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Many thoughts made me confused... | Bunun gibi pek çok düşünceyle kafam karmakarışık oldu. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
As I thought like that, I ran blindly in the Seoul city. | Böyle düşünürken bir yandan da Seul içinde körü körüne koşuyordum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I ran along the street. | Sokaklar boyunca dolaştım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
He would rather die for himself. | Kendisi için, ölmesi çok daha iyi olurdu. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
If he lives his life miserably like that, he had better die. | Böyle sefil bir hayat yaşayacağına ölmesi çok daha iyiydi. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I'm a bastard... | Ben aşağılık biriyim. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Frankly speaking, I hoped that he wouldn't come home wherever he died. | Açıkça konuşmak gerekirse, ben onun eve gelemeyip bir yerde ölmüş olmasını umdum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I'll try to get his confession within 48hours. | 48 saat içinde itirafını almaya çalışacağım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Yes... | Tamam. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
He look naive but he is as slippery as an eel. | Çok saf görünüyor ama bir yılan kadar kaygan. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
He seems to make preparation well. | İyi hazırlanmış gibi görünüyor. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Prosecutor told me that it is difficult | Savcı, doğrudan bir kanıtımız olmadığı için... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
to request a warrant because we don't have a direct evidence. | ...tutuklama emri çıkarmanın zor olduğunu söyledi. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Push ahead strongly.. | Güçlü şekilde ilerleyin. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I want to transfer to desk duty as soon as possible because of Kyoung Soo. | Kyoung Soo için mümkün olduğunca kısa sürede masa başı göreve geçmek istiyorum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
If it is impossible, I'll have one year's leave of absence. | Bunun mümkün olmaması halinde bir yıllık izin kullanacağım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I want to cut my hair a few day ago. Thank you. | Birkaç gün önce saçımı kesmek istiyordum. Teşekkür ederim. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
From when are you my son's friend? | Ne zamandan beri oğlumla arkadaşsınız? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Ah... I'm his high school buddy. | Şey... liseden arkadaşıyım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I know my son's alumnis all. | Oğlumun tüm lise arkadaşlarını tanırım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
But I see you, handsome and kind for the first time. | Ancak ilk kez senin kadar yakışıklı ve nazik birini görüyorum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I have often met you. I was really close to your son. | Sizinle sık sık görüşürdük. Gerçekten de oğlunuzla çok yakındım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
If you were my son's buddy, you would be embarrassed. | Oğlumun arkadaşı olsaydın, şimdi mahcup olurdun. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
My son was famous for... | Oğlum şeyle ünlüdür... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, he used to be... | Evet o... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Nobody picked a fight with me because I was his buddy. | Hiç kimse onun arkadaşı olduğum için benimle kavga etmeye kalkmadı. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
It was a good thing. | Bu iyi bir şeydi. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
It's so admirable of him to be a policeman with settling down. | Bir polis olması onun için çok takdire şayan bir durum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
How about your parents going? | Peki ya ailen nasıl? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
My mother passed away long time ago. | Annem uzun süre önce vefat etti. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I have just a father. | Sadece babam var. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
You and my son are the same. | Sen ve oğlum aynısınız. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Is your father going okay? | Baban iyi mi? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
You might have so much concern. | Çok fazla kaygılanıyor olmalısın. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Treat your father nicely... | Babana iyi davran... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
No... No... I'm Sorry... I have spoken amiss... | Hayır... hayır... üzgünüm... Yanlış konuştum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
As he is good to me like this, | Bana bile böyle iyi iken... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
how nice he is to his father... | ...babasına karşı ne kadar iyidir. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
No, I wasn't. | Hayır, değildim. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
From now on, I have to be. | Ancak, şu andan itibaren olacağım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Long life to you. | Size uzun ömürler dilerim. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Do you get your transcripts today? | Bugün not çizelgeni alıyor musun? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Your rank rises up to four steps. | Derecen 4 basamak yükselmiş. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I'd like to change. He look namy cell phone, please. | Değiştirmek istiyorum. Cep telefonuma bakıyor, lütfen. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I'll go up proceedingly. | İlerleyerek çıkacağım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Really? O.K. | Gerçekten mi? Tamam. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I'll get off early because I transfer to the desk job today. | Erken çıkacağım, çünkü bugün masa başı işe transfer oldum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
After work, go shopping together. | İşten sonra birlikte gidip alış veriş yapalım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Yes. Give me a call when you get off. | Tamam. Çıktığında bana çaldır. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I've got it. | Anladım. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
See you there... | Görüşürüz. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me. Where is Ko Young Suk? | Affedersiniz. Ko Young Suk nerede? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
She quit a few days ago. | Birkaç gün önce işten ayrıldı. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Why did she do suddenly? | Durup dururken neden ayrıldı? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I heard that she entered hospital because of her right leg was paralyzed. | Sağ ayağı felç olduğu için hastaneye yattığını duydum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Where is Ko Young Suk? | Ko Young Suk nerede? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
She was here a minute ago. | Bir dakika önce buradaydı. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
She doesn't do it like this. | O bunu yapamaz. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
I heard that her leg was paralyzed. | Ayağının felç olduğunu duydum. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
She is involved in the case which I am investigating. | Kendisi, benim soruşturduğum bir davaya karıştı. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
She has a malignant brain tumor. | Beyninde kötü huylu bir tümör var. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Five months ago, when she came here, | Beş ay önce buraya geldiğinde... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
her tumor had spread so far. So I couldn't effect a cure. | ...tümör çok yayılmış bir haldeydi. Bu yüzden tedavinin bir etkisi olamazdı. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Not let on her family, the patient was enduring by using a pain killer. | Ailesinin bilmesine izin vermedi, kendi başına ağrı kesici kullanarak dayandı. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
All we have to do is just to relieve her pain now. | Şu anda, tüm yapmamız gereken sadece ağrılarını azaltmak. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
For the last few days, she can 't recognize people. | Son birkaç gündür, insanları tanıyamıyor. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
And she sometimes seems to be imaged things. | Bazen bir şeyleri hayal ediyor gibi görünüyor. | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Mom | Anne... | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |
Is is a ladybug, isn't it? | Bu bir uğur böceği değil mi? | Family Photo-1 | 2010 | ![]() |