Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182880
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I really hate doing laundry | Gerçekten çamaşır işlerinden nefret ediyorum. | Yeonae soseol-1 | 2002 |  |
| But you're so nice | Ama sen bütün çamaşır işlerini... | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| to do all the laundry | ...yapmak için çok tatlısın. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Since I'm always home, I'd feel guilty if I didn't | Hep evde olduğumda eğer yapmadıysam, suçluluk hissediyorum. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| It's also good exercise | Ayrıca iyi bir eksersiz. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Stop. Gonna give me clothes again, huh? | Bana elbiselerini vermeyi kes artık, tamam mı? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Hey, am I some beggar? I have plenty more than you | Hey ben çok mu fakirim? Benim seninkilerden daha fazla elbisem var. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| I know. But they're useless to me | Biliyorum ama onlar bana uymuyor. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Why are they useless? | Neden onlar uymuyor? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| They're too big for me | Onlar bana çok büyük geliyor. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Why do I keep losing weight doing nothing? | Neden hiçbirşey yapmadan sürekli kilo kaybediyorum? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Know that you're more sensitive sometimes? | Bazen daha hassas olduğunu biliyor musun? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| It's not that I don't like your clothes | Bu senin elbiselerini beğenmiyorum demek değil. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Look, our styles are totally different | Bak, bizim sitillerimiz tamamen farklı. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| When I wear your clothes, it feels awkward, | Senin elbiselerini giydiğimde kendimi sanki g string giymiş... | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| as if I'm wearing a g string | ...gibi tuhaf hissediyorum. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Have you ever tried on a g string? | Hiç g string giymeyi denedin mi? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Yeah, just once | Evet bir defa. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| It was really weird | Çok acayipti. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| It was, huh? And really tight | Öyle miydi? Ve gerçekten dar. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| How can a movie not have a single kiss scene? | Bir filmde nasıl bir öpüşme sahnesi bile olmaz? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| No fun | Eğlenceli değil. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| You said you kissed before, huh? | Daha önce öpüştün öyle mi? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Would you know if I told you? | Söylesem bilir miydin? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Just a guy | Bir erkekle. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| First of all, your mouth gets really dry | Herşeyden önce, dudakların gerçekten kuruyor. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| And then right here | Ve tam burada. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Here, your nipples get hard, | Burası... Göğüs uçların sertleşiyor... | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| then you get really lightheaded, | ...ve gerçekten hafifliyorsun... | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| and your arms and legs go numb | ...sonra kolların ve bacakların uyuşuyor. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| It can't be explained | Anlatılamaz. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Anyway, it feels really awesome. I like kissing better than sex | Herneyse, gerçekten korkunç hissettiriyor, öpüşmeyi seksten daha çok seviyorum. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Stop lying | Yalan söyleme. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Think whatever you want | Ne istersen düşün. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| But you have a big problem | Ama senin büyük bir problemin var. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Guys don't like it if you can't kiss right | Erkekler öpüşmeyi bilmeyenlerden hoşlanmazlar. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Want me to teach you? Hey! | Öğretmemi ister misin? Hey! | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| You have to learn | Öğrenmek zorundasın. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Doesn't my face look weird? | Yüzüm acayip görünmüyor mu? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| My nose is crooked and there's a mole by my mouth | Burnum yamuk ve dudaklarımın yanında bir ben var. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| I hate it | Ondan nefret ediyorum. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| You're so pretty | Sen çok hoşsun. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| That's why guys can't resist | Erkeklerin dayanamamasının sebebi bu. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| No, you're pretty | Hayır, sen hoşsun. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Look, we can see both of us | Bak, ikimizi de görebiliyoruz. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| I wish we could always be seen together | Keşke daima birlikte görünebilseydik. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| '96 Soo In & Kyung Hee | '96 Soo in ve Kyung hee | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Shoot! Goal! Man, that sucked | Şut! Gol! Adamım ne goldü. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| What's the score? | Durum kaç kaç? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| One to one | 1 1. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| For a big match against Japan, | Japonya'ya karşı büyük bir maçta... | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| someone's got the wrong attitude | ...birisinin yanlış davranışları var. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Goal! Lee Min Sung! | Gol! Lee min sung! | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| My senior classmate owns this place. I just work here part time | Burası sınıf arkadaşımın yeri. Ben part time çalışıyorum. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| We didn't go to college, and are just hanging around | Biz koleje gitmedik ve yalnızca dolaşıyoruz. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| You see, we weren't good at school | Anlarsın ya okulda pek iyi değildik. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| We even barely finished high school | Ancak liseyi bitirdik. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| I'm an English Lit major, and I'm taking a break | Ben bir İngilizce Edebiyat son sınıf öğrencisiyim ve şu anda ara verdim. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| My dream is to travel freely | Ben özgürce seyahat etmeyi hayal ediyorum. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| My dream is to never change even as I get older | Ben de yaşlandığımda bile hiç değişmemeyi hayal ediyorum. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| My dad treats me like a baby still | Babam beni hala çocuk gibi korkutuyor. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Yeah, but he's much better than mine | Evet ama benimkinden çok daha iyi. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| My dad always drinks | Benim babam hep içer. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| My dad died when I was twelve | Benim babam ben oniki yaşımdayken öldü. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Don't take it so seriously | Çok ciddiye almayın. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| I'm fine with it | Ben iyiyim. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Because my father is always here | Çünkü babam hep burada. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Don't you miss him, though? | Onu özlemiyor musun? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| I have his pictures | Onun resimleri var. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| My father loved to take photos | Babam resim çektirmeyi çok severdi. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| We probably have as many as ten family albums | Bizim belkide on tane aile albümümüz vardır. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| When we look at them, when relatives come over, they think we're strange | Akrabalarımız gelip onlara baktığımızda, bizim acayip olduğumuzu düşünürler. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Since we have fun and laugh at the pictures | Resimlerde eğlenir ve gülerdik. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| But we're laughing because we're happy | Biz gülüyorduk, çünkü mutluyduk. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| There's a photo of us at the amusement park, | Eğlence parkında çekilmiş bir resmimiz var... | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| and one in front of our house when we first moved in | ...bir tane de ilk taşındığımızda evimizin önünde. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| There's even a photo of all the family naked | Hatta bir tane de tüm aile çıplak resmimiz bile var. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Hey, that sounds like a lie | Hey bu biraz yalan gibi sanki. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| We took baths together until I was nine | Dokuz yaşıma kadar biz hep ailece beraber banyo yapardık. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Oh, yeah | Oh evet. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| How did you come up with that clock idea? | Şu saat fikrini nasıl buldun? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Ji Hwan got a haircut | Ji hvan saçını kestirmiş. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Do you mind moving your foot? | Ayağını çeker misin? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| You prick | Sen ahmak... | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Move your foot | ...çek ayağını! | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| My friend finds it uncomfortable | Arkadaşım rahatsız oluyor. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Hey, let's move back | Hey, haydi arkaya geçelim. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Thanks Ji Hwan | Sağol Ji hwan. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Hey, you're pretty brave | Hey sen biraz cesursun. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| I'm shaking all over | Heryerim titriyor. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| I've fallen in love. What should I do? | Aşık oldum. Ne yapmalıyım? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| It's no big deal | Büyük bir iş değil. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| No, it hurts so much. But I want to keep on hurting | Hayır, çok acı veriyor. Ama bu acıyı çekmek istiyorum. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| It's Ji Hwan! | İşte Ji hwan! | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Oh no, it's a cop! | Eyvah polis! | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Hold hands | Elele tutuşalım. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Match the steps | Adımları uyduralım. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Left, left, left... | Sol, sol, sol. | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Dad, did you see the movie Il Postino? | Baba, Il Postino filmini gördün mü? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
| Il Posit? Is that really a movie? | Il Posit mi? Bu gerçekten bir film mi? | Yeonae soseol-1 | 2002 | |
