Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 181331
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
the best that you can do, Chaka Khan | Yapabileceğin en iyi şey, Chaka Khan* | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
is fall in love. Two, three, four, off. | ...aşık olmaktır. iki, üç, dört, son. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Thank you. Thanks for sticking round. | Teşekkür ederim. Ayrılmadan izlediğiniz için teşekkürler. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Oh my God, Jack. That was the best show ever. | Aman tantım Jack, bu en iyi gösterindi. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
It felt like you were singing only to me. | Sanki sadece benim için söylüyor gibiydin. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Well, for the last seven shows, I was. | Çünkü son 7 gösteriden beri öyleydi. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Look, I don't know what to say. | Bak, ne söyleyeceğimi bilemiyorum. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I just... I really just wanna... officially thank you | Ben sadece... sadece... sana hayatıma girdiğin için | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
for coming into my life. | gerçekten teşekkür etmek istiyorum. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
It's just that, well, you're my world now. | Sen benim tüm hayatım oldun. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Yeh, about that... See... | Bununla ilgili olarak, | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
the problem is I live here... | sorun şu ki ben burda yaşıyorum... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
and I'm thinking you live way up here. | ve senin burda yaşadığını düşünüyorum. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Are you sure, honey? 'cause I thought I had a stalker once. | Emin misin tatlım? Bir keresinde ben de takip edildiğimi sanmıştım. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
It turns out it was just Rosario running alongside of the limo, banging on it | Meğersem ceketi sıkıştığından limuzinin yanında koşarak | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
because she got her coat caught in the door. | vuran Rosario'ymuş. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Yes, Val is totally stalking me. | Evet, Val kesinlikle beni takip ediyor. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
She followed me to the Banana, she followed me to the gym | Banana Republic'te, spor salonunda... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
and last night, I am sitting in the bushes | geçen gece, Kevin Bacon'ın dairesi önündeki | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
outside Kevin Bacon's apartment | çalılarda otururken | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
and I see Val watching me through the other bushes across the street! | Val, yolun karşısındaki çalıların arasında oturmuş beni izliyordu. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Fun date, huh? | Güzel geceydi değil mi? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Yeah, nothing spells romance | Evet, hiçbir şey Pig and Whistle'da* | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
like free soft drink night at the Pig and Whistle. | bedava alkolsüz içecek gecesi kadar kulağa romantik gelmiyor. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Did you have onions in your veggie weggie tub? | Yemeğinde soğan var mıydı? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Good. 'cause I'm going to kiss you | Güzel. Çünkü seni daha önce hiç | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
like you've never been kissed before. | öpüşmediğin şekilde öpeceğim. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Oh! First of all, I have been kissed like that... by my Aunt Honey... | Birincisi, daha önce teyzem... beni böyle öpmüştü... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
And, second of all, you don't tell someone | ikincisi, birisine onu | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
that you're about to kiss them. | öpmek üzere olduğunu söylemezsin. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You sneak up on them when they... | Ona sinsice yaklaşırsın ve... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Yeah, like that. | Evet böyle. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You're going to go now, and that was absolutely our last date. | Şimdi gidebilirsin ve bu kesinlikle son buluşmamızdı. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I hear you, and I respect your wishes. | Seni anlıyor ve isteklerine saygı duyuyorum. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I think it'd be great if I came in and took a bath. | Sanırım gelip bir duş alsam iyi olacak. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
What? No! No. Go home. My roommate... | Ne? Hayır, hayır.. Ev arkadaşım... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I'm getting the feeling that you don't want me to meet your friends. | Benim arkadaşlarınla tanışmamı istemediğin hissine kapılıyorum. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
It's, you know, I'm feeling like... And you're like... And I'm like... | Bilirsin, ... gibi hissediyorum, sen ... gibisin, ben de ... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
And, you know, it's just... You know what I'm saying? | ve bu ... . Ne demek istediğimi anlıyor musun? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Oh, yeah, I know what you're saying. You want my sex. | Evet anlıyorum. Benimle sevişmek istiyorsun. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Oh, hold the door. No, no, no, no! Oh, no! | Asansörü tutar mısın? Hayır hayır hayır. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Going down? | Aşağıya mı iniyorsun? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You cut right to the chase, don't you? | Konuya direk giriyorsun değil mi? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
But I'm off the market. | Ama ben piyasadan çekildim. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I got this redhead on the ninth floor, who's crazy about me. | 9. kattaki kızıl kafa, benim için çıldırıyor. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Redhead? Crazy? | Kızıl kafa? Çıldırmak? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I live here. No, you don't! | Burada yaşıyorum Hayır yaşamıyorsun. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I'm carrying your baby. No, you're not! | Senin bebeğini taşıyorum. Hayır taşımıyorsun! | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You're a musical genius. Ok, I'll give you that one. | Sen müzikal bir dehasın. Tamam, bunu kabul ediyorum. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
But, Val, you don't... Jack, don't you understand? | Ama Val sen... Jack, anlamıyor musun? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
When you sing to me... You make me feel special. | Bana şarkını söylediğinde, kendimi özel hissettirdin. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
It's like I'm no longer that sad, angry little girl | Sanki artık o okul bahçesinde koşarak | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
running around the schoolyard | çocuklara kalem batıran | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
stabbing kids with pencils. | üzgün, sinirli, küçük kız değildim. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Someone put a little extra crazy powder | Birisi birazcık | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
in the protein shake. | kafayı yemiş sanki. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Ok, come on. We're going to sit down and have a little talk, all right? | Hadi gel. Şimdi seninle biraz oturup erkek deliye | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Man to whack job. | konuşacağız tamam mı? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I thought that it was very flattering | Başta gösterime gelmeye başladığında | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
when you first started coming to the show... | bu çok hoşuma gitmişti... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I'm wearing your dirty bath water in a vial around my neck. | Senin banyo yaptığın suyu koynumda taşıyorum. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Ew, that's enough! | Bu kadar yeter! | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I've had it! All right? | Yeterince dinledim tamam mı? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
So I'm going to tell you what Justin Timberlake | Şimdi sana Justin Timberlake, Matt Lauer | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Matt Lauer and Moesha said to me. | ve Moesha'nın bana söylediğini söyleyeceğim. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
"Stay away, or I'll call the police!" | "Uzak dur yoksa polisi ararım!" | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I pretended that your jockstrap | Tüm gün donunu | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
was an oxygen mask all day today. | oksijen maskesiymiş gibi kokladım. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
And time to go, psycho! | Şimdi gitme zamanı sayko! | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
But, Jack, I love you! No, I need you to go, Val. | Ama Jack, seni seviyorum. Hayır, gitmen gerek Val. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
No! I love you! Get out! | Hayır! Seni seviyorum! Çık dışarı! | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Crazy lady! | Deli kadın! | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I love you. Get out! You're crazy! | Seni seviyorum. Çık dışarı seni manyak! | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Forget it. I might as well just buy a dirty magazine. | Vazgeçtim! Gidip doğru düzgün bir porno dergi almalıydım! | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Don't you find it unbelievably frustrating | Sence de internete bağlanmanın bu kadar uzun sürmesi | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
when it takes forever to get online? Will, just buy a dirty magazine. | sinir bozucu değil mi? Will, gidip porno dergi al. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You don't know me. | Beni hiç tanımıyorsun. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Oh, Karen called. | Karen aradı. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
What? Karen called? Did she say anything? What'd she say? | Ne? Karen mi aradı? Birşey söyledi mi? Ne söyledi? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Did she say anything? What'd she say? | Birşey söyledi mi? Ne söyledi? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
She said she's on her way over. | Yoldaymış, buraya gelmek üzereymiş. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
She apparently has some great big surprise she wants to share. | Görünüşe göre paylaşmak istediği büyük, önemli bir sürprizi var. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Maybe she's found a way to freeze dry evil | Belki de kendini damıtmanın bir yolunu bulmuştur | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
so that we can drink it when she's not here. | böylece Karen burda değilken onu içebiliriz. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
So, Karen's coming over now? Shouldn't you leave? Don't you have something to do? | Yani Karen mi geliyor? Senin gitmen gerek miyor mu? Yapacak işin yok mu? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Like what? Gym? | Ne gibi? Spor? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Went. Eat? | Gittim. Yemek? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Poop? Twice. | Yiyorum. Tuvalet? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Lucky. Grace... | 2 kere. Şanslısın. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
What's the matter? | Grace, sorun ne? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Ok. all right. Listen. | Tamam peki. Dinle. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You're going to find out anyway as soon as Karen gets here, so... | Nasılsa Karen geldiğinde öğreneceksin... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You know the guy from the laundry room that you were talking about... Nathan? | Çamaşırhanedeki hakkında konuştuğun çocuğu, hatırlıyor musun? Nathan'ı? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Oh, what the jerk that sneezed on my neck? | Şu enseme hapşuran ahmak mı? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Yeah, what's the latest? Is he still throwing lizards... | Şimdi ne yapıyor? Posta borularından kertenkele bırakıp, | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
down the mail chute, then racing them to the lobby? | girişe kadar onları mı yarıştırıyor? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
And I'm dating him. What? | Ve ben onunla çıkıyorum. Ne? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
All right. Look, before you say anything | Tamam, birşey demeden önce, biliyorum | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I know that there are parts of him that are disgusting and childish | bazı iğrenç, çocuksu ve garip yönleri var | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
and weird, but he can also be really sweet and charming and romantic | ama aynı zamanda çok sevimli, tatlı ve romantik de olabiliyor | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |