Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 181329
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Just came to return your socks. | Çoraplarını geri getirdim. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
You don't need to wash them. I only wore them a day or two. | Yıkamana gerek yok. Bir ya da iki gün giydim sadece. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
You just missed your girlfriend. You mean ex girlfriend. | Sevgilin şimdi gitti. Eski sevgilin mi demek istedin? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
She what? That's impossible! She didn't say anything to me | Ne? Bu imkansız. Bana hiçbir şey söylemedi | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
and she tells me everything. | ve bana herşeyi anlatır. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Obviously not everything. | Görünen o ki herşeyi değil. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Well, she talked for a long time about her life | Uzun bir süre hayatından, | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
and her future and how I'm macaroni salad | sonra geleceğinden, benim makarna salatası olmamdan | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
and she's kugel with raisins | onunsa üzümlü kek olmasından bahsetti | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
and by the time she started quoting lyrics to "Desperado," I was lost. | Desperado şarkısından alıntılar yaptığında çoktan kendimi kaybetmiştim. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Why would she break up with you? | Senden neden ayrıldı ki? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
You're sensitive, you're smart, you're funny | Hassas, zeki ve eğlencelisin. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
you've got an ass that won't quit. | Terkedilmeyecek bir popon var. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
It's just so, you know... Just it's perfect and round and you just... Again, why? why? | Sadece, mükemmel ve yuvarlak... Neden, neden? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
You got me. Maybe it's like she said | Belki de dediği doğrudur | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
"Been out riding fences for so long now". | şimdiye kadar hep mesafeli oldum | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I mean, I'm a hard one, but I got my reasons. | Biliyorum biraz sertim ama nedenlerim var. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I Don't know what to tell you. She's crazy. | Ne söylesem bilmiyorum. O delirmiş. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
And just when you think you've reached the bottom level of her craziness | Deliliğinin en alt noktasına ulaştığını düşündüğünde bir de bakıyorsun ki | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
there's a crazy underground garage. | altında daha yeraltı garajı var. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Well, yeah, somebody may have shot out her porch light | Başkası gününü gösterebilirdi | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
but I do love her. | ama ben onu seviyorum. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
God, finally, you're here. Why did you break up with Nathan? | Sonunda burdasın. Nathan'dan neden ayrıldın? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Look, I just wanna get on the plane, go to Morocco | Bak sadece uçağa binip Fas'a gitmek | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
and start having some fun. | ve eğlenmek istiyorum. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Do we have to talk about this right now? Yes, we do. | Bunu şimdi konuşmak zorunda mıyız? Evet. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I don't see a future with him, ok? | Onunla bir gelecek göremiyorum, tamam mı? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I'm 27 years old. I'm not getting any younger. | 27 yaşındayım ve gitgide gençleşmiyorum. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Really? Beause in that sentence, you got five years younger. | Gerçekten mi? Bu cümlede bile 5 yaş gençleştin. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Let's go. No. Talk to me! | Hadi gidelim. Hayır, konuş benimle. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I don't wanna talk... Tell me! | Konuşmak istemiyorum. Anlat. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
It wasn't working out, ok? Why? | Yürümüyordu tamam mı? Neden? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
He's weird! He's interesting. | Garip birisi. İlginç birisi. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
He's childish. He's fun. | Çocuk gibi. Eğlenceli. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
He's aimless. He could change your life. | Amaçsız birisi. Hayatını değiştirebilir. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
That's what I'm afraid of. Yeah, but why? | Korktuğum da bu zaten. İyi de neden? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I like my life. | Hayatımı seviyorum. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I like our thing. | Aramızdaki dialoğu seviyorum. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
If things start working out with Nathan, then everything's gonna change. | Nathan'la herşey yoluna girerse bazı şeyler değişecek. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Grace... So it changes. | Grace, değişirse değişir... | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I just don't want you using me as an excuse for not getting on with your life. | Ben hayatına devam etmemek için beni bahane etmeni istemiyorum. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
That's not what I'm doing. It's just that... Do you love him? | Yaptığım bu değil. Ben sadece... Onu seviyor musun? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Don't do Fiddler with me. | Bana numara yapma. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I'm asking you a question. Do you love him? | Sana bir soru sordum. Onu seviyor musun? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
It is not that simple. | Bu kadar basit değil. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Well, go find out. | Pekala, git de keşfet. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
race, you got two choices here | Grace burda 2 seçeneğin var | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
You take the easy route... | kolay olanı seçip | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Fly to a third world country, ride a camel | bir 3.dünya ülkesine git, deveye bin ve | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
and wake up in a tent beside the swarthy prince who bought you. | bir çadırda seni esir almış bu yağız prensin yanında uyan. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Or you can take a risk in your life | Ya da risk al, arabaya atla, | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
get in that car, go back to the apartment, and see what happens with you and Nathan. | evine dön ve Nathan ile aranızda ne oluyor gör. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I knew you'd choose me. | Beni seçeceğini biliyordum. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
You know, I just as easily could have gotten on that plane and... | Biliyor musun şimdi uçağa binip | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Could be on the way to Morocco right now... | Fas'a gidiyor ve... | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
With the camels and the sand... | develerle kumlarda... | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Oh, excuse me... | Afedersiniz... | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Hey, I know you. | Hey, seni biliyorum. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I've seen you at the coffee shop on Columbus. | Columbus'taki kafede gördüm seni. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
You know, I keep meaning to introduce myself. | Hep tanışmak istemiştim. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
I am Chris. | Ben Chris. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Will. Hi. Where are you off to? | Will. Nereye uçuyorsun? | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
France. Going on this bike tour through the Loire valley. | Fransa. Loire Vadisinde bisiklet turuna katılacağım. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
France. Bike tour. | Fransa. Bisiklet turu. | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Team W&G | XeNiTe! (xenite5@hotmail.com) | Will & Grace-1 | 1998 | ![]() |
Well, this is it. Thanks for walking me home. It was fun. | İşte geldik. Benimle birlikte geldiğin için teşekkürler. Eğlenceli bir akşamdı. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I especially liked the part where the waiter asked me | Özellikle garsonun Gençlere Yardım Derneği*'ne | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
how he could get involved with the Big Brothers of America. | nasıl katılacağını sorduğu kısım çok eğlenceliydi! | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
He just said that because you're older than me. | Bunu sadece benden yaşlı olduğun için söyledi. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Yeah, I got that part. | Evet farkettim. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I don't know, Scott. My roommate might be home. | Bilmiyorum Scott. Ev arkadaşım evde olabilir. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
She's not good with new people. | Yeni tanıştığı insanlara hemen ısınamaz. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You know, she grew up without... people. | İnsan görmeden büyüdüğü için... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Did you ever see Nell? There is... | Nell'i izledin mi? Onun gibi... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Are you embarassed of me? Heh. No. | Benden utanıyor musun? Hayır.. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Look, I have a really good time with you, | Bak, seninle gerçekten güzel vakit geçirdim. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
but you are 23. | ama sen 23 yaşındasın. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
And three quarters. | 23 ve 3 çeyrek... Bağıran bir sürü çocukla dolu arabanla | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
See. Just the fact that your age has fractions in it. | İşte gördün mü? Yaşın daha kesirler içeriyor. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Look, just... give me a little time to adjust, ok? | Bana sadece alışmam için biraz zaman ver olur mu? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Ok. Oh, I brought you some movies from work. | Peki. Bu arada sana birkaç film getirdim. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
They're due back on Thursday. | Perşembe'ye kadar iade edebilirsin. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Although, if you brought them in on Friday | Cuma getirsen bile senden | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I'd waive that late fee. | ceza kesmeyeceğim. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Yeah, it helps to know people in high places. | Yüksek yerlerde tanıdığının olmasının faydaları... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Dinner tomorrow. | Yarın akşam yemeğinde görüşürüz. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Dinner tomorrow. And just think, I'll be one day older. | Yarın görüşürüz. Ve düşün, yarın ben 1 gün daha yaşlanmış olacağım. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
I want to thank you for a very nice evening. | Bu güzel akşam için teşekkür ederim. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Yeah. So, listen... I'm not really sure how to say what I wanna say here | Dinle, nasıl söylemem gerektiğini bilmiyorum | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
but I wanna be a gentleman about it | ama bu konuda beyefendi gibi davranmak istiyorum. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
so since I paid for dinner, I think it'd be great | Yemeği ben ödediğime göre sana gitsek... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
if we went to your place and you took off your shirt | ... sen üstünü çıkarsan ve diğer kısımlara geçsek... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
and we got to at least, like, second. And... | ...güzel olurdu. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
First of all, you're a pig... | İlk olarak, sen bir domuzsun... | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
And second, you're a child. Who... | İkinci olarak, çocuk gibisin. Kim?? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You're a child. You are totally inappropriate. | Çocuk gibisin. Ahlaksız birisin. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
You have no self control. | Kendini kontrol edemiyorsun. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
At dinner, you went "ptttb", and turned to the table next to us | Yemekte osurdun ve yanımızdaki masaya dönüp | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
and said "Can you believe that came out of her?" | "Bu sesin ondan çıktığına inanabiliyor musunuz?" dedin. | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |
Hey, so, do you have those Breathe Right strips? | Hey, sende şu burun bantlarından var mı? | Will & Grace-2 | 1998 | ![]() |