Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172565
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Enough already. | Bu kadarı yeter. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
You can't stop me from going to university. | Beni üniversiteye gitmekten alıkoyamazsın. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
The girls are grown up now, there are no excuses anymore. | Kızlar da büyüdü zaten. Artık bütün bahaneler bitti. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
What people say is more important than what I want? | İnsanların söyledikleri benim isteklerimden daha mı önemli? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Do you want people to say I'm not a man? | Elalemin benim erkek olmadığımı söylemesini mi istiyorsun? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
That I can't | Kendi karıma... | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
control my own wife? | ...söz geçiremediğimi mi işiteyim? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Understand me, Amal. | Beni anla, Emel. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
The Israeli army announced that Nablus is sealed off... | İsrail ordusu Nablus'a giriş çıkışların kapatıldığını bildirdi... | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Bring some water. | Bize su getir. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Minister's office. | Bakanın bürosu. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
They're connecting me. | Bağlıyorlar. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
No answer. I was cut off. | Cevap yok. Hat kesildi. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Would you like a seat? Thank you. | Oturmaz mısınız? Teşekkür ederim. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Worried because you don't know him? | Onu hiç tanımadığın için endişeli misin? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
There are no rules. Marriage is like a watermelon. | Bu işlerde kural olmaz. Evlilik karpuz gibidir. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
You can't tell what's inside till you open it up. | Kesip bakıncaya kadar kelek mi, güzel mi anlayamazsın. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
It's a matter of fate. | Kaderine kalmış. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
No, I'm not married. But I believe in fate. | Hayır, evli değilim, ama kadere inanırım. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
I'm not sure anyone will want me. | Beni beğenen çıkar mı bilmiyorum. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
I'm fat and I can't stop eating. | Şişmanım ve boğazıma hakim olamıyorum. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
You know, food is sort of a compensation... | Bilirsin ya, yemek şeyin yerine geçiyor... | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
No, I can't make it. | Hayır, mümkün değil. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Aren't there other photographers in Kiryat Shmona? | Kiryat Şmona'da başka fotoğrafçı yok mu? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
I'm stuck here with the Syrian bride. | Ben Suriyeli gelin ile burada kısılıp kaldım. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
I'll find a replacement. What time is the Bar Mitzva? | Yerime birini ayarlarım. Ne zaman bu olgunluk töreni? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
It'll be OK. Bye. | Hallederiz. Hoşça kalın. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
See you. Bye. | Görüşürüz. Güle güle. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
What's new, son? | Neler oluyor oğlum? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Son, I'll get back to you. | Oğlum, ben birazdan tekrar ararım seni. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Guys, can someone bring me correction fluid? | Beyler, biriniz bana tipeks getirebilir mi? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Correction fluid? | Tipeks mi dediniz? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
I understand your pain, | Üzüntünü gayet iyi anlıyorum. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
I have children too. | Benim de çocuklarım var. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Here you are. Thank you. | İşte buyrun. Teşekkürler. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Thank you, Joseph. | Teşekkür ederim, Yasef. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Start singing, Mom. | Zılgıta başla, anne. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Meet my father. | Babamla tanıştırayım. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Evelyna... | Evelina... | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Beautiful bride... | Mecnun oldum. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Welcome to your home | Evine hoşgeldin. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
and to your family. | Ve ailene de hoşgeldin. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
We'll send you kisses with the bride. | Size gelinle birlikte sevgilerimizi gönderiyoruz. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Marwan! Send the coffee I asked for with the kisses. | Mervan! Sevgilerinle birlikte istediğim kahveyi de gönder bir zahmet. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
3 kilos. Drink it until it comes out of your ears! | 3 kilo. Kulaklarından taşıncaya kadar afiyetle iç! | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Take good care of Mona. | Mona'ya iyi bak. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
I'll take care of the coff... of Mona. | İyi bakacağım kahveye,... şey... Mona'ya. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
I can't sign something I don't understand. | Anlamadığım şeyi imzalayamam. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
This is unbearable. | Dayanılacak gibi değil! | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
I'm sorry, there's nothing I can do. | Üzgünüm, elimden bir şey gelmez. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
What's going on, son? | Oğlum, neler oluyor? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Where's she going? She's crazy. | Nereye gidiyor? Çıldırmış. | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Jeanne, what's going on? | Jeanne, neler oluyor? | The Syrian Bride-1 | 2004 | ![]() |
Best wishes Mona! God bless you. | Tebrikler Mona! Bir yastıkta kocayın. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
I'm your beloved husband and you snow me... you | Ben senin sevgili kocanım ve siliyorsun ki... ki... | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Know why it's great to return to Israel? | İsrail'e dönmenin en güzel tarafı ne biliyor musun? | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
What did you do in Italy? Italian girls are pretty | İtalya'da bulunma nedeniniz? İtalyan kızları gerçekten hoş. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Sir, what did you do in Italy? | Efendim, İtalya'da ne için bulundunuz? | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
They interrogated me enough when I left Israel. | İsrail'i terkederken yeterince sorgulanmıştım zaten. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
How do you say "Congratulations"? | "Tebrikler" nasıl deniyordu? | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
to pay their respect to the late President and welcome his son: | ...ve oğlu Beşir el Esad'a hoşgeldin demek isteyen insanlarla hıncahınç dolu. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
will deliver his speech from the Parliament: | ...parlamentoda bir konuşma yapıyorlar. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
The Israeli withdrawal in the 80s and 90s | İsrail'in 80'li ve 90'lı yıllardaki geri çekilmesi... | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
proved the importance of our solidarity::: | ...birlik ve beraberliğimizin önemini kanıtlamıştır. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Join the demonstration for our new President: | Gelin ve yeni başkanımız şerefine yapılacak gösteriye katılın. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
like he was fed in the Israeli prison? No way! | ...beslediğinin söylenmesini mi istiyorsun? Katiyen olmaz! | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Want to marry an Israeli collaborator? | Bir İsrail işbirlikçisiyle mi evlenmek istiyorsun? | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Looks like Tallel, right? | Tallal'a benziyor, değil mi? | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
No... I'll take you and Amin to Italy. | Hayır. Seni ve Emin'i İtalya'ya götüreceğim. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
You know the Israelis won't let him go to the border to send Mona off. | Sen de biliyorsun ki İsrailliler Mona'yı yolcu etmesi için... | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Tell the family your uncle passed away: | Ailene amcanın vefat ettiğini söyle. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
May his soul rest in peace: | Allah rahmet eylesin. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
May his soul rest in peace: | Toprağı bol olsun. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Hi, Dad: How are you? | Merhaba, baba. Nasılsın? | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Thank God, going well: | Allaha şükür. İyidir. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Tell me, son, is the wedding on as scheduled? | Söylesene oğlum, düğünle ilgili herşey programa uygun mu gidiyor? | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Sure, Dad: Tallel and his family are on their way from Damascus: | Elbette baba. Tallal ve ailesi Şam'dan yola çıktılar. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
The Israelis don't allow it. | İsrailliler izin vermiyor. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
I can't now. I'll call you later. It'll be OK, Dad: | Şu an olmaz. Sonra ararım. Üzme kendini baba. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Don't forget to send with Mona a kilo of coffee from the Golan: | Mona ile bir kilo kahve göndermeyi unutma. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Coffee with spices: | Aromalı kahve. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
He has many women. French, Italian, | Çok kadını var. Fransız, İtalyan,... | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
You treat me the same way the Israelis treat you. | İsraillilerin sana davrandığı gibi davranıyorsun bana. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
"Your wife wears pants, your daughter loves a collaborator". | "Karın pantolon giyiyor, kızın bir işbirlikçiye aşık." | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
into the B: A: Social Work Program: | ...lisans programına kabul edilmiştir. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
"The place became crowded and the air thick. | ''Ortalık kalabalıklaşıp hava ağırlaştığında..." | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
"I feel like I'm choking. | ''...boğulur gibi oluyorum." | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
"I feel there's no place on earth | ''Dünyada acımı ve çilemi atıp kurtulabileceğim..." | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
"which can contain my pain and suffering. | ''...hiçbir yer yokmuş gibi geliyor bana." | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
"The apple tree is my well of secrets, | ''Elma ağacı sırlarımın kuyusu." | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
I sit under it and cry. " | "Onun altında oturup ağlıyorum." | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
What is "as usual"? What did you fight about? | 'Her zamanki gibi' ne demek? Yine neyin kavgasını yaptınız? | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Yes? Haven't you left yet, Joseph? | Evet? Sen daha çıkmadın mı, Yasef? | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Did you take the stamp I gave you? A hundred times you asked me! | Sana gönderdiğim damgayı aldın mı? Bin defa sordun yahu! | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Did you take it? I did, I did: | Aldın mı yani? Aldım, aldım. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
Check again: | Tekrar kontrol et. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
I checked. Good: | Kontrol ettim. Güzel. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
No, these are the new regulations: It's fine: | Hayır, yeni yönetmelik böyle. Sorun olmaz. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
And bring me Golan apples: OK, OK. | Bana biraz Golan elması getir. Tamam, tamam. | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |
We'll sing them wedding tunes | Düğün şarkıları söyleyelim | The Syrian Bride-2 | 2004 | ![]() |