Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172445
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
No, he's smart. The Toyota Land Cruiser that we found abandoned? | cok akillica. Terk edilmis olarak bulunan arabanin markasi Toyota Land miydi? Çok akıllı. Terk edilmiş olarak bulduğumuz Toyota Land Cruiser vardı ya. Evet, adam zeki. Terk edilmiş olarak bulunan Toyota Land Cruiser vardı ya? Çok akıllıca. Terk edilmiş olarak bulunan arabanın markası Toyota Land miydi? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Paid for in cash. No driver's license required for registration. | Parayi nakit odemis. Her hangi bir surucu belgesi kaydina rastlanmadi. Peşin alınmış. Kayıt için ehliyete ihtiyaç duyulmamış. Nakit alınmış. Kayıt için ehliyet de gerekmemiş. Parayı nakit ödemiş. Her hangi bir sürücü belgesi kaydına rastlanmadı. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
No credit cards, no anything. Which means... | Kredi karti yok, hicbir iz yok. Yani kimlik tespiti... Kredi kartı yok, hiçbir iz yok. Yani kimlik tespiti... Kredi katı yok, hiçbir şey yok. Bu da demek oluyor ki... Kredi kartı yok, hiçbir iz yok. Yani kimlik tespiti... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
No photo ID required. Always a divorced or widowed situation. | ...yapabilecek bir resim yok. Durumu her zaman ya bosanmis ya da dul. ...yapabilecek bir resim yok. Hep dul ve boşanmışları hedef seçiyor. Elimizde fotoğrafı yok. Her zaman bir boşanma ya da dul durumu. ...yapabilecek bir resim yok. Durumu her zaman ya boşanmış ya da dul. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
it's been six months. He could be anywhere by now. | ...aradan 6 ay gecti. su an her yerde olabilir. ...aradan 6 ay geçti. Şu an her yerde olabilir. ...üzerinden altı ay geçti. Şu an her yerde olabilir. ...aradan 6 ay geçti. Şu an her yerde olabilir. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Sean, we're not getting these. Hey! You two stop arguing. | Sean, bunlari almiyoruz. Hey. Siz ikiniz tartismayi birakin. Sean, bunları almıyoruz. Hey. İkiniz de tartışmayı bırakın. Sean, onlardan almıyoruz. Hey! Kesin birbirinize dalaşmayı. Sean, bunları almıyoruz. Hey. Siz ikiniz tartışmayı bırakın. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Drunk driver. God, I'm so sorry. | Alkollu bir surucu yuzunden. Tanrim, cok uzgunum. Alkollü bir sürücü yüzünden. Tanrım, çok üzgünüm. Sarhoş sürücü yüzünden. Ah, özür dilerim. Alkollü bir sürücü yüzünden. Tanrım, çok üzgünüm. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
I could use a little help, though. Sure. | Kucuk bir yardim isteyecektim. Tabii. Küçük bir yardım isteyecektim. Tabii. Ufak bir yardıma hayır demezdim ama. Elbette. Küçük bir yardım isteyecektim. Tabii. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
It's actually two aisles over. This way? Thank you. | Buradan iki koridor sonra. Bu taraftan mi? Tesekkurler. Buradan iki koridor sonra. Bu taraftan mı? Teşekkürler. İki sıra ileride. Buradan mı? Teşekkür ederim. Buradan iki koridor sonra. Bu taraftan mı? Teşekkürler. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Pizza? The truth is, | Pizza mi? Dogrusu ben... Pizza mı? Doğrusu ben... Pizza mı? Açıkçası, bir yetişkinle sohbet etmeye can atıyorum. Pizza mı? Doğrusu ben... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
It's very nice to meet you. It's nice to meet you. | Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum. Ben de memnun oldum. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
A little help here. Yeah. | Yardim edecek misin? Tabii. Yardım edecek misin? Tabii. Buraya yardım gerek. Geldim. Yardım edecek misin? Tabii. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
He seems cool. Okay, but she's only known him since, | Iyi birine benziyor. Tamam, ama onu sadece... İyi birine benziyor. Tamam, ama onu sadece... İyi görünüyor. Tamam da onu sadece,... İyi birine benziyor. Tamam, ama onu sadece... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
what, like, after Christmas? That's so fast. Well... | ...Noel'den beri taniyor. cok hizli ilerledi. ...Noel'den beri tanıyor. Çok hızlı ilerledi. ...noel miydi, oradan beri tanıyor. Çok hızlı. ...Noel'den beri tanıyor. Çok hızlı ilerledi. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Like what? I don't know. Like, | Ne gibi? Bilmem, mesela... Ne gibi? Bilmem. Mesela,... Ne gibi? Bilmem, mesela... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Okay. Okay. I got something to show you. | Pekala, sana bir sey gosterecegim. Pekala, sana bir şey göstereceğim. Tamam. Tamam. Pekala, sana bir şey göstereceğim. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
I'm so happy to have you home. Hey, Michael. What's up? | Eve geldigin icin cok mutluyum. Selam, Michael. Ne haber? Eve döndüğün için çok mutluyum. Selam, Michael. Ne haber? Evde olduğun için çok mutluyum. Michael. Nasılsın? Eve geldiğin için çok mutluyum. Selam, Michael. Ne haber? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Hey. Sean. Holy crap, you're huge. Thanks. | Selam Sean. Tanrim kocaman olmussun. Tesekkurler. Selam Sean. Tanrım kocaman olmuşsun. Teşekkürler. Sean. Yuh artık, kocaman olmuşsun. Sağ ol. Selam Sean. Tanrım kocaman olmuşsun. Teşekkürler. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
I missed you. Come here. Beth. I missed you, too. | Seni cok ozledim, gel buraya. Beth. Ben de seni cok ozledim. Seni çok özledim, gel buraya. Beth. Ben de seni çok özledim. Özledim seni. Gel buraya. Beth. Ben de seni özledim. Seni çok özledim, gel buraya. Beth. Ben de seni çok özledim. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Welcome home. Hey, Aunt Jackie. | Eve hos geldin. Merhaba, Jackie Teyze. Eve hoş geldin. Merhaba, Jackie Teyze. Evine hoş geldin. Jackie teyze. Eve hoş geldin. Merhaba, Jackie Teyze. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Leah, hey. Hi, sweetie. | Leah, merhaba. Merhaba, tatlim. Leah, merhaba. Merhaba, tatlım. Leah, merhaba. Selam tatlım. Leah, merhaba. Merhaba, tatlım. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Yeah. They ease up on you after a year. You look so... | Senden ayri kalinca rahatladilar. Sen biraz... Senden ayrı kalınca rahatladılar. Sen biraz... Evet. İlk senenin ardından daha serbest oluyor. Sen çok... Senden ayrı kalınca rahatladılar. Sen biraz... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Is that a regulation cut? No. | Sertligin bu kadar mi? Hayir. Sertliğin bu kadar mı? Hayır. Genel saç kesimi mi bu? Hayır. Sertliğin bu kadar mı? Hayır. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Sean and Beth love him. What's not to love? | Sean ve Beth, onu cok seviyor. Sevmeyenlere ne dersin? Sean ve Beth, onu çok seviyor. Sevilmeyecek neyi var ki? Sean'la Beth onu sevdi. Sevmeyecek ne var? Sean ve Beth, onu çok seviyor. Sevmeyenlere ne dersin? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, he's almost too good to be true. Don't start, Jackie. | Neredeyse onun samimiyetine inanacaktim. Yine baslama, Jackie. Neredeyse gerçek olamayacak kadar iyi. Yine başlama, Jackie. Evet, gerçek olamayacak kadar iyi. Başlama, Jackie. Neredeyse onun samimiyetine inanacaktım. Yine başlama, Jackie. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Everyone have enough to eat? Yeah... | Herkesin yeterli yemegi var mi? Evet. Herkesin yeterli yemeği var mı? Evet. Herkes doydu mu? Evet! Herkesin yeterli yemeği var mı? Evet. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Welcome home, Michael. Hear, hear. | Evine hos geldin, Michael. Hos geldin. Evine hoş geldin, Michael. Hoş geldin. Evine hoş geldin, Michael. Şerefe, şerefe. Evine hoş geldin, Michael. Hoş geldin. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
You want something to drink? No, no, no, I got this. | Icecek bir sey ister misin? Hayir, ben bunu iciyorum. İçecek bir şey ister misin? Hayır, ben bunu içiyorum. Bir şey içmek ister misin? Hayır, hayır, benim var. İçecek bir şey ister misin? Hayır, ben bunu içiyorum. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Really? Jackie pulled a few strings | Sahiden mi? Jackie sana bir is ayarladi... Sahiden mi? Jackie sana bir iş ayarladı... Sahi mi? Jackie nüfuzunu kullandı ve... Sahiden mi? Jackie sana bir iş ayarladı... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
I couldn't. Wait a minute. Of course you can. | Yapamam. Bir saniye. Elbette yapabilirsin. Yapamam. Elbette yapabilirsin. Yapamam. Bir saniye. Elbette yapabilirsin. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Well, I can't say no to my bride to be or her sister, can I? | Pekala, mustakbel gelinime ya da onun kardesine hayir diyemem, degil mi? Pekala, müstakbel gelinime ya da onun kardeşine hayır diyemem, değil mi? Ne gelinim olacak kadına ne de onun kardeşine hayır diyemem ya? Pekala, müstakbel gelinime ya da onun kardeşine hayır diyemem, değil mi? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Thank you, Jackie. Don't thank me. Thank her. | Tesekkurler, Jackie. Bana degil, ona tesekkur et. Teşekkürler, Jackie. Bana değil, ona teşekkür et. Teşekkür ederim, Jackie. Bana etme, ona teşekkür et. Teşekkürler, Jackie. Bana değil, ona teşekkür et. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
so she can keep an eye on you. Did you? | ...bir gozu daima uzerinde. oyle mi? ...bir gözü daima üzerinde. Öyle mi? Böylece gözünü senin üstünde tutabilecek. Öyle mi? ...bir gözü daima üzerinde. Öyle mi? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
In the basement? Yeah. | Kilerde mi? Evet. Bodrumda mı? Evet. Kilerde mi? Evet. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
father and son. Stepfather. | Baba ve oglun serefine. uvey baba. Baba ve oğlun şerefine. Üvey baba. ...baba, oğul. Üvey baba. Baba ve oğlun şerefine. Üvey baba. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, that's right. But I'll be back the day after. I'm sorry. | Tamam, haklisin. Ama yarindan sonra donecegim, uzgunum. Tamam, haklısın. Ama yarından sonra döneceğim, üzgünüm. Doğru ya. Sonraki gün döneceğim ama. Üzgünüm. Tamam, haklısın. Ama yarından sonra döneceğim, üzgünüm. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Maybe. I'll think about it. Why not? | Belki. Bunu dusunecegim. Neden? Belki. Bunu düşüneceğim. Neden? Bilmem. Bir düşünürüm. Neden? Belki. Bunu düşüneceğim. Neden? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Good night. Good night. | Iyi geceler. Iyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Good night, Leah. Bye. | Iyi geceler, Leah. Hosca kal. İyi geceler, Leah. Hoşça kal. İyi geceler, Leah. Güle güle. İyi geceler, Leah. Hoşça kal. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
And you don't want me to mess that up. Well, that's not fair. | Ve bu isi berbat etmemi istemiyorsun. Haksizlik yapiyorsun. Ve bu işi berbat etmemi istemiyorsun. Haksızlık yapıyorsun. Benim de bunu batırmamı istemiyorsun. Bu hiç adil değil. Ve bu işi berbat etmemi istemiyorsun. Haksızlık yapıyorsun. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Michael. I'm sorry. I... | Michael. uzgunum, ben... Michael. Üzgünüm, ben... Michael. Affedersin. Ben... Michael. Üzgünüm, ben... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
But his place is here with his family. Yeah, but you don't know what he was like. | Ama burasi onun ailesi. Ama burası onun ailesi. Ama onun yeri burası, ailesinin yanı. Ama burası onun ailesi. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
That smells good. Hey. | Harika kokuyor. Merhaba. Güzel kokuyor. Harika kokuyor. Merhaba. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
How was work? Work was great. These are for you. | Isler nasil gidiyor? Isler cok iyi. Bunlar senin icin. İşler nasıl gidiyor? İşler çok iyi. Bunlar senin için. İş nasıldı? İş harikaydı. Bunlar sana. İşler nasıl gidiyor? İşler çok iyi. Bunlar senin için. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Thank you. Michael. | Tesekkur ederim. Michael. Teşekkür ederim. Michael. Teşekkür ederim. Michael. Teşekkür ederim. Michael. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
What's this? Your locker key to the boys' gym | Bu nedir? Eski okulunun kapali spor... Bu nedir? Eski okulunun kapalı spor... Nedir bu? Eski okulundaki spor salonunun dolap anahtarı. Bu nedir? Eski okulunun kapalı spor... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
It means a lot. Thank you so much. You're welcome. | cok tesekkur ederim. Ne demek. Çok teşekkür ederim. Ne demek. Benim için anlamı büyük. Çok teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Ne demek. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, maybe you're right. | Evet, belki de sen haklisin. Evet, belki de sen haklısın. Evet, haklı olabilirsin. Evet, belki de sen haklısın. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Hey, we still going to the DMV tomorrow? Yeah. I'll be by around 10:00. | Yarin ehliyet kurusuna gidecek miyiz? Evet, saat 10:00 gibi orada olurum. Yarın ehliyet kurusuna gidecek miyiz? Evet, saat 10:00 gibi orada olurum. Yarın ehliyet için gidiyor muyuz? Evet. 10 gibi seni alırım. Yarın ehliyet kurusuna gidecek miyiz? Evet, saat 10:00 gibi orada olurum. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, that sounds good. All right. | Kulaga hos geliyor. Pekala. Kulağa hoş geliyor. Pekala. Tamam, bana uyar. Tamam. Kulağa hoş geliyor. Pekala. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Good night. Night. | Iyi geceler. Iyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. İyi geceler. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
But I like looking at you. That's why we make a good couple. | Ama seni suzmek hosuma gidiyor. Bu yuzden beraberiz ya. Ama seni süzmek hoşuma gidiyor. Bu yüzden beraberiz ya. Ama seni seyretmek hoşuma gidiyor. Bu yüzden biz iyi bir çiftiz. Ama seni süzmek hoşuma gidiyor. Bu yüzden beraberiz ya. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
You sure, buddy? This is great. | Emin misin, ahbap? Bu harika. Emin misin ahbap? Mükemmel. Emin misin, ahbap? Bu harika. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Hey, it wasn't all Dad's fault. No, I didn't say it was. | Bu babamin hatasi degildi. Hayir, ben bunu kastetmedim. Bu babamın hatası değildi. Hayır, ben bunu kastetmedim. Bütün suç babamın değildi. Evet, ben de öyleydi dememiştim. Bu babamın hatası değildi. Hayır, ben bunu kastetmedim. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
They all drowned. That kind of thing really gets to me, | Hepsi boguldu. Aslinda evet bu cok garip... Hepsi boğuldu. Aslında evet bu çok garip... Hepsi boğulmuş. Kendi öz çocuklarına... Hepsi boğuldu. Aslında evet bu çok garip... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Okay. Can we change the conversation? Yeah, I'm sorry. | Tamam, konuyu degistirin artik. Evet, uzgunum. Tamam, konuyu değiştirin artık. Evet, üzgünüm. Konuyu değiştirebilir miyiz, lütfen? Tamam, affedersin. Tamam, konuyu değiştirin artık. Evet, üzgünüm. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Hey, how are you? Let me take this. I'm good. Thanks. | Selam, baba nasilsin? Iyiyim, sag ol. Selam, baba nasılsın? İyiyim, sağ ol. Nasılsın bakalım? Şunu alayım. İyiyim. Sağ ol. Selam, baba nasılsın? İyiyim, sağ ol. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Hey, sweetie. Hi, Dad. | Merhaba, tatlim. Merhaba, baba. Merhaba, tatlım. Merhaba, baba. Merhaba tatlım. Merhaba baba. Merhaba, tatlım. Merhaba, baba. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Aren't you gonna say hello to him? No. | Babana selam vermeyecek misin? Hayir. Babana selam vermeyecek misin? Hayır. Babana selam vermeyecek misin? Evet. Babana selam vermeyecek misin? Hayır. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Shotgun! What? | Av tufegi. Ne? Av tüfeği. Ne? Ön koltuk benim! Ne? Av tüfeği. Ne? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Hey. Hey, work it out, guys. Work it out. Hey. | Kendi aranizda halledin cocuklar. Hey. Kendi aranızda halledin çocuklar. Hey. Aranızda anlaşın çocuklar. Aranızda halledin. Kendi aranızda halledin çocuklar. Hey. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
We have a million things to do. I know they're going to camp. | Yapacak bir suru isimiz var. Kampa gideceklerini biliyorum. Yapacak bir sürü işimiz var. Kampa gideceklerini biliyorum. Yapacak bir sürü şeyimiz var. Kampa gideceklerini biliyorum. Yapacak bir sürü işimiz var. Kampa gideceklerini biliyorum. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Where's the co ed girlfriend? That's over. | Kiz arkadasina ne oldu? Bitti. Kız arkadaşına ne oldu? Bitti. Birlikte olduğun kız nerede? Ayrıldık. Kız arkadaşına ne oldu? Bitti. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Actually, she was working for a Ph. D. She wasn't that much younger than you were. | Aslinda doktorasi icin yogun calisiyor. Senin kadar anlayisli degildi. Aslında doktorası için yoğun çalışıyor. Senin kadar anlayışlı değildi. Aslında kız psikoloji doktorası yapıyordu. Senden daha genç değildi. Aslında doktorası için yoğun çalışıyor. Senin kadar anlayışlı değildi. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Is Michael home? He doesn't want to see you. | Michael evde mi? Seni gormek istemiyor. Michael evde mi? Seni görmek istemiyor. Michael ev de mi? Seni görmek istemiyor? Michael evde mi? Seni görmek istemiyor. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Those his words or yours? His. | Bu onun mu yoksa senin sozun mu? Onun. Bu onun mu yoksa senin sözün mü? Onun. Bu sözler ona mı ait sana mı? Ona. Bu onun mu yoksa senin sözün mü? Onun. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, that'd be good. Great. | Evet, bu iyi olur. Harika. Evet, güzel olur. Harika. Evet, bu iyi olur. Harika. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Okay. Thanks, Mrs. Cutter. All right. | Pekala. Tesekkurler bayan Cutter. Tamam. Pekala. Teşekkürler bayan Cutter. Tamam. Tamam. Teşekkürler, Bayan Cutter. Tamam. Pekala. Teşekkürler bayan Cutter. Tamam. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
You all right? Yeah. | Iyi misin? Evet. İyi misin? Evet. İyi misin? Evet. İyi misin? Evet. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
That was Mrs. Cutter. She's known in the neighborhood as "The Cat Lady. " | Bayan Cutter geldi. Komsular ona ''Bayan Kedi'' derler. Bayan Cutter geldi. Komşular ona ''Bayan Kedi'' derler. Bayan Cutter'dı gelen. Mahallede "Kedici Kadın" bilinir. Bayan Cutter geldi. Komşular ona ''Bayan Kedi'' derler. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
They make my allergies go crazy. What'd she want? | Bende alerji yapiyor. Ne istiyormus? Bende alerji yapıyor. Ne istiyormuş? Alerjimi azdırdılar. Ne istedi? Bende alerji yapıyor. Ne istiyormuş? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
And was she? Well, yeah. | Peki o muymus? Evet. Peki o muymuş? Evet. İlişkisi var mıymış peki? Evet. Peki o muymuş? Evet. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Well, there you go, then. Well, it wasn't any of her business | Pekala, iste, oyleyse. Burunu sokacagi bir is degildi... Pekala, işte, öyleyse. Burunu sokacağı bir iş değildi... Al işte. Onun üstüne vazife değildi. Pekala, işte, öyleyse. Burunu sokacağı bir iş değildi... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
What's she look like? Stop it. | Nasil birine benziyor? Kes sunu. Nasıl birine benziyor? Kes şunu. Güzel midir ki? Kes şunu. Nasıl birine benziyor? Kes şunu. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Hey, Mom. Hey, sleepyhead. | Merhaba, anne. Selam, uykucu. Günaydın anne. Günaydın uykucu. Merhaba, anne. Selam, uykucu. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Want something to eat? Yes, please. | Bir seyler yemek ister misin? Evet lutfen. Bir şeyler yemek ister misin? Evet lütfen. Bir şeyler yer misin? Evet, lütfen. Bir şeyler yemek ister misin? Evet lütfen. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Where's David? You just missed him. | David nerede? Az once kacirdin onu. David nerede? Az önce kaçırdın onu. David nerede? Az önce çıktı. David nerede? Az önce kaçırdın onu. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Do you want dessert? No, no. | Tatli istiyor musun? Hayir, hayir. Tatlı istiyor musun? Hayır, hayır. Tatlı yer misin? Yok, hayır. Tatlı istiyor musun? Hayır, hayır. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
You sure? Some more tea? Anything? No. No, I'm fine. | Emin misin? cay ya da baska sey? Hayir, hayir sag ol. Emin misin? Çay ya da başka şey? Hayır, hayır sağ ol. Emin misin? Çay ya da başka bir şey? Hayır, hayır. İstemiyorum. Emin misin? Çay ya da başka şey? Hayır, hayır sağ ol. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
All right. Just the check, please. No problem. | Tamam hesabi alalim lutfen. Sorun degil. Tamam hesabı alalım lütfen. Sorun değil. Tamam. Hesap lütfen? Hemen getiriyorum. Tamam hesabı alalım lütfen. Sorun değil. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Thank you for lunch, by the way. Absolutely. So... | Bu arada yemek icin tesekkurler. Ne demek. Evet... Bu arada yemek için teşekkürler. Ne demek. Evet... Yemek için teşekkür ederim bu arada. Lafı bile olmaz. Bu arada yemek için teşekkürler. Ne demek. Evet... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Me? I'd really be honored if you would. | Ben mi? Bu konuda cok durustum, eger istersen. Ben mi? Bunu kabul edersen, memnun olurum. Ben mi? Kabul edersen beni çok onurlandırırsın. Ben mi? Bu konuda çok dürüstüm, eğer istersen. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Here you go. Thank you. | Buyurun. Tesekkur ederim. Buyurun. Teşekkür ederim. Buyurun. Teşekkürler. Buyurun. Teşekkür ederim. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
what do you say? Well... | Ne diyorsun? sey... Ne diyorsun? Şey... Ne diyorsun? Ne diyorsun? Şey... | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Who's Lisa? My daughter. | Lisa kim? Kizim. Lisa kim? Kızım. Lisa kim? Kızım. Lisa kim? Kızım. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Thanks. Pleasure. | Tesekkurler Teşekkürler Sağ olun. Tabi. Teşekkürler | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Did I? | Dedim mi? Öyle mi? Dedim mi? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Yeah. 11 next week. | Evet, haftaya 11 olacak. Evet. Haftaya 11 olacaktı. Evet, haftaya 11 olacak. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Hi! Hi! | Merhaba. Merhaba. Merhaba! Merhaba! Merhaba. Merhaba. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Hello, there. We're the Baldwins. | Merhaba. Biz Baldwin ailesiyiz. Merhabalar. Biz Baldwinleriz. Ev için aramıştık. Merhaba. Biz Baldwin ailesiyiz. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Mrs. Baldwin, do you have any children? Three girls. | Bayan Baldwin, cocugunuz var mi? uc kizim var. Bayan Baldwin, çocuğunuz var mı? Üç kızım var. Bayan Baldwin, çocuğunuz var mı? Üç kızım var. Bayan Baldwin, çocuğunuz var mı? Üç kızım var. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Didn't you close your door? Yeah. | Kapiyi kapatmadin mi? Evet. Kapıyı kapatmadın mı? Evet. Kapıyı kapatmamış mıydın? Evet. Kapıyı kapatmadın mı? Evet. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
I better go home. You don't have to leave. | Eve gitsem iyi olur. Gitmek zorunda degilsin. Eve gitsem iyi olur. Gitmek zorunda değilsin. Eve gitsem iyi olur. Gitmek zorunda değilsin. Eve gitsem iyi olur. Gitmek zorunda değilsin. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Meaning what? What does that mean? People might get the wrong idea about her. | Ne demek bu? Bu ne anlama geliyor simdi? Ne demek bu? Bu ne anlama geliyor şimdi? Nasıl yani? Ne demeye çalışıyorsun? Ne demek bu? Bu ne anlama geliyor şimdi? | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
moving in with my mother? Michael. | ...dusuncelerine ne diyeceksin? Michael. ...düşüncelerine ne diyeceksin? Michael. ...düşüncelerine ne diyeceksin? Michael. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
No. For what? Being disrespectful. | Hayir, ne icin? Patavatsizligin icin. Hayır, ne için? Patavatsızlığın için. Hayır. Ne için dileyeceğim ki? Saygısızca davrandığın için. Hayır, ne için? Patavatsızlığın için. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
This bastard tried to choke Sean. I didn't choke anybody. | Bu pezevenk Sean'in boynunu sikmis. Kimsenin boynunu sikmadim. Bu pezevenk Sean'ın boynunu sıkmış. Kimsenin boynunu sıkmadım. Bu puşt herif Sean'ın boğazını sıkmış. Kimseyi boğazlamadım ben. Bu pezevenk Sean'ın boynunu sıkmış. Kimsenin boynunu sıkmadım. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
I will kill you! I swear to God! Stop it. | Seni oldururum. Tanriya yemin ederim. Kes sunu. Seni öldürürüm. Tanrıya yemin ederim. Kes şunu. ...seni gebertirim! Yemin ederim. Kes şunu! Seni öldürürüm. Tanrıya yemin ederim. Kes şunu. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
Come on... This is not your family anymore, Jay. | Hadi sikiyorsa... Artik senin ailen degiliz, Jay. Hadi sıkıyorsa... Artık senin ailen değiliz, Jay. Bu aile artık sana ait değil, Jay. Hadi sıkıyorsa... Artık senin ailen değiliz, Jay. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |
What do you even know about this guy? Stop. | Adam hakkinda ne biliyorsun, sen? Dur. Adam hakkında ne biliyorsun, sen? Dur. Bu herif hakkında ne biliyorsun ki ha? Sus. Adam hakkında ne biliyorsun, sen? Dur. | The Stepfather-2 | 2009 | ![]() |