• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 169849

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Nothing. It's just not a classic is all. Hiç. Bir klasik değil de ondan. Hiç. Sadece pek de klasik bir film değildir. Farkındayım. The Roommate-1 2011 info-icon
But it is about a small town girl making it in the fashion world. Ama küçük kasaba kızının moda dünyasındaki başarısını anlatıyor. Ama taşralı bir kızın moda dünyasında neler yaptığını anlatıyor. The Roommate-1 2011 info-icon
Like you. Yeah. Senin gibi. Evet. Tıpkı senin gibi. Evet. The Roommate-1 2011 info-icon
Hey there. Hu hu. Merhaba. The Roommate-1 2011 info-icon
Hi, kitty. Selam, kedicik. Merhaba pisicik. The Roommate-1 2011 info-icon
No collar, baby? Tasman yok mu, bebeğim? Tasman yok mu bebeğim? The Roommate-1 2011 info-icon
I thought you'd like it. Hoşuna gider diye düşündüm. Seveceğini düşündüm. The Roommate-1 2011 info-icon
I know, I know, I know. Biliyorum, biliyorum, biliyorum. Biliyorum, biliyorum. The Roommate-1 2011 info-icon
I probably broke about 40 different dorm rules... Muhtemelen 40 farklı yurt kuralını çiğnedim... Muhtemelen yurt kurallarından 40 tanesini falan ihlal ediyorum... The Roommate-1 2011 info-icon
...and I should just take it to a shelter, but I just can't. ...ve onu barınağa götürüp bırakmalıydım, ama yapamadım. ...ve onu bir barınağa falan götürmem gerekiyor, ama yapamam. The Roommate-1 2011 info-icon
What should we name her? Ona ne isim vereceğiz? Adını ne koyacağız? The Roommate-1 2011 info-icon
Really? It'll be our secret. Sahiden mi? Bizim sırrımız olacak. Gerçekten mi? İkimizin küçük sırrı olur. The Roommate-1 2011 info-icon
Well, I kind of already named her. Cuddles. Zaten bir isim bulmuştum. Kucakçı. Ben çoktan adını koydum bile. Yumak. The Roommate-1 2011 info-icon
Cuddles. Kucakçı. Yumak. The Roommate-1 2011 info-icon
Sweetie. Tatlım. Tatlım benim. The Roommate-1 2011 info-icon
Is that my necklace? O benim kolyem mi? The Roommate-1 2011 info-icon
I was just trying it on. Sadece deniyordum. The Roommate-1 2011 info-icon
It was my sister's. Bu kız kardeşimindi. Ablamındı. The Roommate-1 2011 info-icon
You can borrow anything of mine except for this. Bunun dışında istediğin her şeyi ödünç alabilirsin. Bu hariç her şeyimi ödünç alabilirsin. The Roommate-1 2011 info-icon
It's the only thing I kept of hers. Bu saklamam gereken tek şey. Ondan kalan sakladığım tek şey. The Roommate-1 2011 info-icon
It's okay. You didn't know. Sorun değil. Bilmiyordun. Sorun değil. Bilemezdin. The Roommate-1 2011 info-icon
Were you close to her? Onunla yakın mıydınız? The Roommate-1 2011 info-icon
You're the first roommate I've had since she died... O öldüğünden beri ilk oda arkadaşım sensin... O öldüğünden beri sahip olduğum ilk oda arkadaşısın... The Roommate-1 2011 info-icon
...so it's a little odd. ...bu yüzden biraz tuhaf geliyor. ...o yüzden biraz garip geliyor. The Roommate-1 2011 info-icon
In a good way or a bad way? İyi manada mı, kötü mü? İyi mana da mı, kötü mana da mı? The Roommate-1 2011 info-icon
A good way. İyi manada. The Roommate-1 2011 info-icon
Jake, do you mind? Jake, müsaade eder misin? The Roommate-1 2011 info-icon
You wanted a mocha smoothie, right? Yeah. Sen buzlu moka istiyordun, değil mi? Evet. Mocha smoothie istemiştin, değil mi? Evet. The Roommate-1 2011 info-icon
Now, there appears to be a pattern forming here. Burada bir şekillendirme durumu söz konusu. Burada şekillenen bir durum söz konusu. The Roommate-1 2011 info-icon
Just because I kissed you doesn't mean I'll let you cut in line. Seni öpmem sıraya kaynamana izin vereceğim anlamına gelmiyor. Sırf seni öptüm diye, sıraya kaynak yapmana izin verecek değilim. The Roommate-1 2011 info-icon
Then what does it mean? O zaman anlamı neydi? O öpücüğün anlamı neydi peki? The Roommate-1 2011 info-icon
Okay, so tonight, the men of Tau Sigma Kappa... Tamam, bu gece Tau Sigma Kappa erkekleri... Tau Sigma Kappa erkekleri bu gece... The Roommate-1 2011 info-icon
...will be reviving a sacred tradition. ...kutsal bir geleneği canlandıracaklar. ...kutsal bir geleneği hayata döndürecekler. The Roommate-1 2011 info-icon
A frat party? I don't know. Erkekler partisi mi? Bilmiyorum. Öğrenci birliği partisi mi? Bilemiyorum. The Roommate-1 2011 info-icon
Thank God. You're going to be my excuse not to go. Tanrıya şükür. Gitmemek için bahanem sen olacaksın. Tanrı'ya şükür. Gitmeme bahanem sen olacaksın. The Roommate-1 2011 info-icon
Am I gonna get my mocha? Yes. Moka'mı alabilir miyim? Evet. Mocha'mı alabilecek miyim? Evet. The Roommate-1 2011 info-icon
Can you get him a mocha, please? Thank you. Moka'sını verebilir misin, lütfen? Teşekkür ederim. Ona bir mocha verir misin? Sağ ol. The Roommate-1 2011 info-icon
Yeah. First day. All right. Evet. İlk gün. Anlaşıldı. İlk günüm. Anladım. The Roommate-1 2011 info-icon
So I will see you tonight. Okay. Yes, you will. All right. Bu gece görüşürüz. Tamam. Evet, aynen. O zaman bu akşam görüşürüz. Tamamdır, görüşürüz. The Roommate-1 2011 info-icon
Okay, bye. Bye. Bye. Tamam, güle güle. Güle güle. Hoşça kal. Görüşürüz. The Roommate-1 2011 info-icon
So Tau Sigma Kappa tonight? Tau Sigma Kappa gecesine mi? Bu gece Tau Sigma Kappa'ya gidiyor muyuz? The Roommate-1 2011 info-icon
Kim and I are going. Why, so you can ditch me again? Kim ve ben gidiyoruz. Neden, beni tekrar ekebilesin diye mi? Kim'le gidiyoruz. Beni yine ekesin diye mi? The Roommate-1 2011 info-icon
Sara, the guy had a Porsche and a hot tub. Sara, adamın Porsche'si ve sıcak bir küveti vardı. Sara, adamın Porsche'u ve jakuzisi vardı. Mazeretin bu mu yani? The Roommate-1 2011 info-icon
That's your apology? Özrün bu mu yani? The Roommate-1 2011 info-icon
Listen, I Okay. Dinle, ben Dinle, pekâlâ. The Roommate-1 2011 info-icon
What I meant to say is I'm sorry. I totally screwed up. Üzgünüm demeye çalışıyorum. Elime yüzüme bulaştırdım. Üzgün olduğumu bilmeni istiyorum. Durumu mahvettim. The Roommate-1 2011 info-icon
Forgive me? Please? Affet beni? Lütfen? Beni affeder misin? Lütfen? The Roommate-1 2011 info-icon
You look nice. Thank you. İyi görünüyorsun. Teşekkürler. Hoş görünüyorsun. Sağ ol. The Roommate-1 2011 info-icon
Richard Prince is having a showing tonight. Richard Prince'in bu gece bir sergisi var. The Roommate-1 2011 info-icon
I bought two tickets, since he's your favorite artist. Favori sanatçın olduğu için, iki bilet aldım. En sevdiğin sanatçı olduğunu bildiğim için iki bilet aldım. The Roommate-1 2011 info-icon
I I actually have a date. Aslına bakarsan bir randevum vardı. Bir randevum var ama. The Roommate-1 2011 info-icon
I can reschedule. You don't have to. Erteleyebilirim. Bunu yapmak zorunda değilsin. Başka bir zamana erteleyebilirim. Bunu yapmak zorunda değilsin. The Roommate-1 2011 info-icon
I want to. Under one condition. İstiyorum. Tek bir şartla. Yapmak istiyorum. Ama bir şartla. The Roommate-1 2011 info-icon
It's cute. Who's the designer? Bu hoşmuş. Tasarımcısı kim? Tatlıymış. Tasarımcısı kim? The Roommate-1 2011 info-icon
Who cares? What are you, a label whore? Kimin umurunda? Nesin sen, etiket fahişesi mi? Kimin umurunda? Nesin sen, marka düşkünü mü? The Roommate-1 2011 info-icon
I'm just curious. Sadece meraktan sordum. Sadece merak ettim. The Roommate-1 2011 info-icon
I got it at a flea market for 20 bucks. It's vintage. Bit pazarından 20 papele aldım. Bir klasik. Bit pazarından 20 dolara aldım. Tam bir klasik. The Roommate-1 2011 info-icon
Perfect. Mükemmel. Harika oldu. The Roommate-1 2011 info-icon
I am jumping in the shower and then we'll go. Hemen duşa giriyorum, sonra gidebiliriz. Önce hemen bir duş alayım, sonra da gideriz. The Roommate-1 2011 info-icon
I gotta go that way. Okay. Ben buradan gidiyorum. Tamam. Ben bu taraftan gideceğim. Tamam. The Roommate-1 2011 info-icon
I'll see you later. Have a good day. Bye. Görüşürüz. İyi çalışmalar. Güle güle. Sonra görüşürüz. Sana iyi günler. Görüşürüz. The Roommate-1 2011 info-icon
Hey, Sara. Sara. Hey, Sara. The Roommate-1 2011 info-icon
Listen, something is up with your roommate. Dinle, oda arkadaşınla ilgili bir olay var. Dinle, oda arkadaşınla ilgili bir durum var. The Roommate-1 2011 info-icon
What do you mean? Ne demeye çalışıyorsun? Nasıl yani? The Roommate-1 2011 info-icon
She was outside my room this morning. Bu sabah kapımın önündeydi. Bu sabah odamın dışındaydı. The Roommate-1 2011 info-icon
Doing what? Ne için? Ne yapıyordu? The Roommate-1 2011 info-icon
Waiting for me. Beni bekliyordu. The Roommate-1 2011 info-icon
I opened my door and there she was, sitting there staring like some psycho. Kapıyı açtığımda karşımdaydı, oturmuş psikopat gibi bana bakıyordu. Kapıyı açtığımda orada sanki bir psikopatmış gibi bekliyordu. The Roommate-1 2011 info-icon
Why would she do that? Neden bunu yapsın ki? Neden böyle bir şey yapsın ki? The Roommate-1 2011 info-icon
You ask her. I'm staying away from her. Ona sen sor. Ben ondan uzak duruyorum. Sen sor. Ben ondan uzak duracağım. The Roommate-1 2011 info-icon
Okay. I gotta go. Tamam. Gitmeliyim. Tamam. Gitmem gerek. The Roommate-1 2011 info-icon
Contrary to popular opinion... Genel düşüncenin aksine... Yaygın kanının aksine... The Roommate-1 2011 info-icon
...beauty is not in the eye of the beholder. ...güzellik görecelidir. ...zevkler ve renkler gayet de tartışılır. The Roommate-1 2011 info-icon
It's in the hands of the designer. Bu tasarımcının elindedir. Bu, tasarımcının elinde olan bir şeydir. The Roommate-1 2011 info-icon
Now, tell me, looking at these two options, which one's best? Şu iki seçeneğe bakıp bana söyleyin, hangisi en iyisi? Şimdi bu iki seçeneğe bakıp, hangisinin daha iyi olduğunu söyleyin. The Roommate-1 2011 info-icon
Is there a right or wrong in fashion? Modada doğru veya yanlış var mıdır? Modada doğru ya da yanlış var mıdır? The Roommate-1 2011 info-icon
Who can tell me the difference between fashion and style? Kim bana moda ve stil arasındaki farkı söyleyebilir? Bana moda ile stil arasındaki farkı kim söyleyebilir? The Roommate-1 2011 info-icon
Miss Matthews? Bayan Matthews? The Roommate-1 2011 info-icon
Fashions fade, but style is eternal. Moda unutulup gider, ama stil ebedidir. Moda yitip gider, tarz ise asla ölmez. The Roommate-1 2011 info-icon
Yves Saint Laurent. Exactly. Yves Saint Laurent. Çok doğru. Yves Saint Laurent. Kesinlikle. The Roommate-1 2011 info-icon
All the money in the world can't buy you style. Dünyadaki tüm parayla stili satın alamazsınız. Dünyanın tüm parasını da dökseniz, stili satın alamazsınız. The Roommate-1 2011 info-icon
But it can buy you a good stylist. Ama bu iyi bir stilist alabilirsiniz. Ama iyi bir stilist alabilirsiniz. The Roommate-1 2011 info-icon
Touch�. Pes! Şah mat. The Roommate-1 2011 info-icon
Hi. Thank you. Selam. Teşekkürler. Selam. Sağ ol. The Roommate-1 2011 info-icon
How'd you know what time my class got out? Sınıftan kaçta çıkacağımı nereden bildin? Dersimin ne zaman bittiğini nasıl bildin? Ben senin oda arkadaşınım. The Roommate-1 2011 info-icon
Tracy said something about you scared her. Tracy sendeki bir şeylerin onu korkuttuğunu söyledi. Tracy onu korkutmanla alakalı bir şeyler söyledi. The Roommate-1 2011 info-icon
No. It's more like she scared me. Hayır. O beni daha fazla korkutuyor. Hayır. Asıl o beni korkuttu. The Roommate-1 2011 info-icon
She was racing to the bathroom like she was gonna hurl. Banyoya yetişmesi gerekiyor gibi koşuşturuyordu. Sanki bir yere yetişecekmiş gibi banyoya gitmek için yarışıyordu. The Roommate-1 2011 info-icon
She practically knocked me over. Neredeyse beni yere serecekti. Neredeyse beni yere düşürecekti. The Roommate-1 2011 info-icon
Well, the girl does love to party. Kız partilere bayılıyor. Kız parti yapmaya bayılıyor. The Roommate-1 2011 info-icon
Anyway, I wouldn't worry about it. Her neyse, bunu dert etmiyorum. Her neyse, ben olsam fazla dert etmezdim. The Roommate-1 2011 info-icon
I gotta go meet Irene. Thanks again for the coffee. Irene ile buluşmaya gitmeliyim. Kahve için tekrar teşekkürler. Irene ile buluşmam gerek. Kahve için tekrar teşekkürler. The Roommate-1 2011 info-icon
Sara! Hey. Sara! Selam. The Roommate-1 2011 info-icon
Irene! Finally! Irene! Sonunda! Irene! Nihayet! The Roommate-1 2011 info-icon
Sit, sit, sit. Okay. Otur, otur, otur. Tamam. Otur hadi. Tamam. The Roommate-1 2011 info-icon
I so wanna be you when I grow up. Büyüdüğümde senin gibi olmak istiyorum. Büyüyünce senin gibi olmak istiyorum. The Roommate-1 2011 info-icon
Hell, I wanna be me when I grow up. Irene. Ready? Bende büyüdüğümde benim gibi olmak istiyorum. Irene, hazır mısın? Ben de büyüyünce benim gibi olmak istiyorum. Irene, hazır mısın? The Roommate-1 2011 info-icon
Two seconds. Your dad keeps leaving me messages. Like, four this week. İki saniye. Baban bana mesaj bıraktı. Bu hafta dördüncü falan oldu. İki saniye içinde. Baban bana sürekli mesaj atıp duruyor. Bu hafta dört falan oldu. The Roommate-1 2011 info-icon
I hope you told him I'm closing the library every night. Umarım her gece kütüphaneyi benim kapattığımı söylemişsindir. Umarım ona her gece kütüphanede olduğumu söylüyorsundur. The Roommate-1 2011 info-icon
I told him I haven't seen you. For all I know, you could be a crack ho. Seni görmediğimi söyledim. Tüm bildiğim, bir kaltak olduğun. Ona seni görmediğimi söyledim. Kim bilir, belki de keşsindir. The Roommate-1 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 169844
  • 169845
  • 169846
  • 169847
  • 169848
  • 169849
  • 169850
  • 169851
  • 169852
  • 169853
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim