Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 168620
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| and I found some pretty interesting stuff. | ilginç şeyler buldum. ...ve oldukça ilginç bir şey buldum. ...ve oldukça ilginç bir şey buldum. ...ve oldukça ilginç bir şey buldum. ...yaparken bir kaç şey buldum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| It turns out that Gretchel and Dawson has... | Gretchel ve Dawson... Bekleyiver, benim sıram gelmiş.... Görünüşe göre Gretchel ve Dawson... Görünüşe göre Gretchel ve Dawson... Görünüşe göre Gretchel ve Dawson... Gretchel ve Dawson... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hold on, I'm up. | benim sıram gelmiş Biraz bekle, sıra bende. Biraz bekle, sıra bende. Biraz bekle, sıra bende. Bekleyiver, benim sıram gelmiş. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Gretchel and Dawson Accounting Firm in Fair Lawn, New Jersey | Gretchel ve Dawson'ın New Jersey'de tek bir müşterisi varmış. Gretchel and Dawson Muhasebe Şirketi, Fair Lawn, New Jersey'de... Gretchel and Dawson Muhasebe Şirketi, Fair Lawn, New Jersey'de... Gretchel and Dawson Muhasebe Şirketi, Fair Lawn, New Jersey'de... Gretchel ve Dawson'ın New Jersey'de tek bir müşterisi varmış. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| has only one client, David Ershon. | David Ershon. ...tek müşterisi var, David Ershon. ...tek müşterisi var, David Ershon. ...tek müşterisi var, David Ershon. David Ershon. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Pretty rinky dink operation for a guy like that. | Onun gibi birisi için çok önemsiz bir iş. Böyle bir adam için çok iyi hazırlanmış. bir plan. Onun gibi birisi için çok önemsiz bir iş. Onun gibi birisi için çok önemsiz bir iş. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Looks like we're going to Jersey to visit an accounting firm. | Jersey'e gideceğiz desene. Görünüşe göre Jersey'e gidip o muhasebe şirketini ziyaret edeceğiz. Görünüşe göre Jersey'e gidip o muhasebe şirketini ziyaret edeceğiz. Görünüşe göre Jersey'e gidip o muhasebe şirketini ziyaret edeceğiz. Jersey'e gideceğiz desene. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| That's a shitty day. | İşler iyice sarpa sardı. Çok kötü bir gün. Çok kötü bir gün. Çok kötü bir gün. İşler iyice sarpa sardı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Do you have fun singing those songs? They're really depressing. | Türkü mü söylüyorsun, bayağı iç karartıcı. Söylüyorum, buram buram tarih kokuyor. Bu şarkıları söylemeyi seviyor musun? Çok bunaltıcı şeyler. Bu şarkıları söylemeyi seviyor musun? Çok bunaltıcı şeyler. Bu şarkıları söylemeyi seviyor musun? Çok bunaltıcı şeyler. Türkü mü söylüyorsun, bayağı iç karartıcı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I do. They're full of rich history. | I do. They're full of rich history. Seviyorum. Büyük bir tarihleri var. Seviyorum. Büyük bir tarihleri var. Seviyorum. Büyük bir tarihleri var. Söylüyorum, buram buram tarih kokuyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Damn it, I'm late. I was supposed to go meet my lady. | Geç kaldım, kız arkadaşımla buluşacaktım. Kahretsin, geç kaldım. Gidip benim kızla buluşmalıydım. Kahretsin, geç kaldım. Gidip benim kızla buluşmalıydım. Kahretsin, geç kaldım. Gidip benim kızla buluşmalıydım. Lanet olsun. Geç kaldım, kız arkadaşımla buluşacaktım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I thought you said you guys split up. | Ayrıldınız sanıyordum. Ayrıldığınızı söyledin sanıyordum. Ayrıldığınızı söyledin sanıyordum. Ayrıldığınızı söyledin sanıyordum. Ayrıldığınızı sanıyordum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Let's just keep our thing about work, okay? | İşten başka bir şey konuşmayalım. Mesafemizi iş ilişkisiyle sınırlı tutalım, tamam mı? Mesafemizi iş ilişkisiyle sınırlı tutalım, tamam mı? Mesafemizi iş ilişkisiyle sınırlı tutalım, tamam mı? İşten başka bir şey konuşmayalım tamam mı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| All right. Goodbye, buddy. | Tamamdır. Hoşça kal kanka. Tamam. Görüşürüz, dostum. Tamam. Görüşürüz, dostum. Tamam. Görüşürüz, dostum. Tamamdır. Hoşça kal kanka. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hey, get off me, man. | Çek lan elini. Bırak beni dostum. Bırak beni dostum. Bırak beni dostum. Çek lan elini. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| What the hell are you doing? | ne arıyorsun burada? Ne yapıyorsun sen? Ne yapıyorsun sen? Ne yapıyorsun sen? Ne yaptığını sanıyorsun lan sen? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'm dancing, Terry. What the hell are you doing here? | dans ediyorum, Terry. Ne yaptığını sanıyorsun lan sen? Dans ediyorum, Terry. Sen burada ne arıyorsun? Dans ediyorum, Terry. Sen burada ne arıyorsun? Dans ediyorum, Terry. Sen burada ne arıyorsun? Dans ediyorum, Terry. Asıl sen burada ne yapıyorsun? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| If you were with me, you wouldn't be here in this strip club, shaking it for dollar bills! | Eğer benimle olsaydın, bu striptiz klübünde para için kıçını sallamak zorunda kalmazdın. Benimle birlikte olsaydın bu striptiz dansı yapmaz, para için kıçını sallamazdın. Benimle birlikte olsaydın bu striptiz dansı yapmaz, para için kıçını sallamazdın. Benimle birlikte olsaydın bu striptiz dansı yapmaz, para için kıçını sallamazdın. Eğer benimle olsaydın, bu striptiz klübünde para için kıçını sallamak zorunda kalmazdın. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| This is a ballet studio, Terry. Okay? These poles are horizontal. | Burası bale stüdyosu, Terry. Buradaki borular yatay, dikey değil. Burası bir bale okulu, Terry. Tamam mı? Bu direkler de gördüğün gibi yatay. Burası bir bale okulu, Terry. Tamam mı? Bu direkler de gördüğün gibi yatay. Burası bir bale okulu, Terry. Tamam mı? Bu direkler de gördüğün gibi yatay. Burası bale stüdyosu, Terry. Buradaki borular yatay, dikey değil. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| He loves you very much, Francine. | O seni çok seviyor, Francine. Seni çok seviyor, Francine. Seni çok seviyor, Francine. Seni çok seviyor, Francine. O seni çok seviyor, Francine. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Who is this guy? What are you doing here, Allen? | O herif de kim? Ne arıyorsun burada, Allen? Bu adam kim? Ne yapıyorsun burada, Allen? Bu adam kim? Ne yapıyorsun burada, Allen? Bu adam kim? Ne yapıyorsun burada, Allen? O herif de kim? Ne arıyorsun burada, Allen? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| It's the code. I'm your partner. | Ortaklık kuralları. Bu bir kuraldır. Ben senin ortağınım. Bu bir kuraldır. Ben senin ortağınım. Bu bir kuraldır. Ben senin ortağınım. Ortaklık kuralları. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'm here to support a friend and a work colleague. | Dostumu ve iş arkadaşımı desteklemeye geldim. Arkadaşıma ve iş arkadaşıma destek vermek için geldim. Arkadaşıma ve iş arkadaşıma destek vermek için geldim. Arkadaşıma ve iş arkadaşıma destek vermek için geldim. Dostumu ve iş arkadaşımı desteklemeye geldim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Francine, is this guy bothering you? | Bu herif seni rahatsız mı ediyor, Francine? Francine, bu adam seni rahatsız mı ediyor? Francine, bu adam seni rahatsız mı ediyor? Francine, bu adam seni rahatsız mı ediyor? Bu herif seni rahatsız mı ediyor, Francine? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Who's this, your new boyfriend? Great. You got a new boyfriend. | Harika hemen yeni birini bulmuşsun. Bu kim, yeni sevgilin mi? Harika. Demek yeni bir sevgilin var. Bu kim, yeni sevgilin mi? Harika. Demek yeni bir sevgilin var. Bu kim, yeni sevgilin mi? Harika. Demek yeni bir sevgilin var. Bu kim, yeni erkek arkadaşın mı? Harika hemen yeni birini bulmuşsun. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| He is my dance partner, Terry. Okay? | O benim dans eşim, Terry. O benim dans partnerim, Terry. Tamam mı? O benim dans partnerim, Terry. Tamam mı? O benim dans partnerim, Terry. Tamam mı? O benim dans eşim, Terry. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I know that this is a big surprise, | Senin için süpriz olduğunu biliyorum ama, Senin için büyük bir şok biliyorum... Senin için büyük bir şok biliyorum... Senin için büyük bir şok biliyorum... Senin için süpriz olduğunu biliyorum ama... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| but there are other things in the world besides being a cop. Okay? | dünyada polis olmanın dışında şeyler de var. ...ama bu dünyada polis olmak dışında başka şeyler de var. Tamam mı? ...ama bu dünyada polis olmak dışında başka şeyler de var. Tamam mı? ...ama bu dünyada polis olmak dışında başka şeyler de var. Tamam mı? ...dünyada polis olmanın dışında şeyler de var, tamam mı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Now, if you will excuse me, I'm gonna dance. | Üzgünüm ama ben dans edeceğim. Şimdi izin verirsen, dans edeceğim. Şimdi izin verirsen, dans edeceğim. Şimdi izin verirsen, dans edeceğim. Eğer şimdi izin verirsen dans edeceğim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| What, you don't think I can do this shit? | Sence ben bu boktan şeyi yapamaz mıyım? Ne yani, sence bu süprüntü işi yapamam mı? Ne yani, sence bu süprüntü işi yapamam mı? Ne yani, sence bu süprüntü işi yapamam mı? Sence ben bu boktan şeyi yapamaz mıyım? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| That was surprisingly good, Terry. | Bu acayip güzeldi, Terry. Bu şaşırtıcı derecede iyiydi, Terry. Bu şaşırtıcı derecede iyiydi, Terry. Bu şaşırtıcı derecede iyiydi, Terry. Bu acayip güzeldi, Terry. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I love you, Francine. You don't know what love is. | Seni seviyorum, Francine. Sen aşkın ne olduğunu bile bilmezsin. Seni seviyorum, Francine. Sen sevgiyi tanımıyorsun. Seni seviyorum, Francine. Sen sevgiyi tanımıyorsun. Seni seviyorum, Francine. Sen sevgiyi tanımıyorsun. Seni seviyorum, Francine. Sen aşkın ne olduğunu bile bilmezsin. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| He loves you very much, Francine! | O seni çok seviyor, Francine. Seni çok seviyor, Francine! Seni çok seviyor, Francine! Seni çok seviyor, Francine! O seni çok seviyor, Francine. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I heard it when he said it. Thank you. | O söylediğinde duymuştum zaten. Kendisi söylediği zaman duymuştum. Teşekkürler. Kendisi söylediği zaman duymuştum. Teşekkürler. Kendisi söylediği zaman duymuştum. Teşekkürler. O söylediğinde duymuştum zaten. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You know what you're doing to me? You're killing me inside. | Beni içten bitiriyorsun, Francine. Bana ne yaptığını biliyor musun? Beni içten içe öldürüyorsun. Bana ne yaptığını biliyor musun? Beni içten içe öldürüyorsun. Bana ne yaptığını biliyor musun? Beni içten içe öldürüyorsun. Bana ne yaptığını biliyor musun? Beni içten bitiriyorsun, Francine. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| And don't eyeball me, man! | Bana dik dik bakma lan. Sen de bana bakmayı kes, adamım! Sen de bana bakmayı kes, adamım! Sen de bana bakmayı kes, adamım! Bana dik dik bakma lan. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You're running around with this crack dealing drug addict? | Tipi kaymış keş bozması! Bu kıçı açıkta uyuşturucu müptelasıyla mı takılıyorsun? Bu kıçı açıkta uyuşturucu müptelasıyla mı takılıyorsun? Bu kıçı açıkta uyuşturucu müptelasıyla mı takılıyorsun? Tipi kaymış keş bozması! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| He does not approve of your behavior! | Çok kötü bir davranış! Davranışlarını onaylamıyor! Davranışlarını onaylamıyor! Davranışlarını onaylamıyor! Çok kötü bir davranış! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Can you please go? | Gider misin lütfen? Lütfen gider misin? Lütfen gider misin? Lütfen gider misin? Lütfen gider misin? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| And you, too, creepy guy standing in the door? | Ve sen de, kapıda duran garip adam. Ve sen de öyle, kapının orada dikilen garip adam. Ve sen de öyle, kapının orada dikilen garip adam. Ve sen de öyle, kapının orada dikilen garip adam. Ve sen de, kapıda duran garip adam. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Let's go, Allen. | Gidelim, Allen. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I think we all experienced our own ballet today. | Hepimiz kendimizce bale yapıyoruz. Sanırım bugün hepimiz kendi balemizi yaptık. Sanırım bugün hepimiz kendi balemizi yaptık. Sanırım bugün hepimiz kendi balemizi yaptık. Hepimiz kendimizce bale yapıyoruz işte. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| The ballet of emotion and feelings. | Duyguların, hislerin balesi. Hislerin ve duyguların balesi. Hislerin ve duyguların balesi. Hislerin ve duyguların balesi. Duyguların, hislerin balesi. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You're kind of making things worse. | İşleri daha da kötüleştiriyorsun. Her şeyi daha kötü hale getiriyorsun. Her şeyi daha kötü hale getiriyorsun. Her şeyi daha kötü hale getiriyorsun. İşleri daha da kötüleştiriyorsun. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You okay? Yeah, I'm fine. | İyi misin? İyiyim. İyi misin? Evet, iyiyim. İyi misin? Evet, iyiyim. İyi misin? Evet, iyiyim. İyi misin? İyiyim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hey, I didn't know you could dance. | Dans edebildiğini bilmiyordum? Dans edebildiğini bilmiyordum. Dans edebildiğini bilmiyordum. Dans edebildiğini bilmiyordum. Dans edebildiğini bilmiyordum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| We used to do those dance moves to make fun of guys when we were kids, | Küçükken diğer veletlere ibnelik olsun diye öğrenmiştim. Çocukken bu dans hareketlerini dansçılarla alay etmek için yapardık... Çocukken bu dans hareketlerini dansçılarla alay etmek için yapardık... Çocukken bu dans hareketlerini dansçılarla alay etmek için yapardık... Küçükken diğer veletlere ibnelik olsun... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| show them how queer they were, okay? | ...ne kadar homo davrandıklarını göstermek için, tamam mı? ...diye öğrenmiştim. ...ne kadar homo davrandıklarını göstermek için, tamam mı? ...ne kadar homo davrandıklarını göstermek için, tamam mı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You learned to dance like that sarcastically? Yeah, I guess. | Alay etmek için dans etmeyi mi öğrendin? Evet, sanırım. Öğrenme amacın "küçümseme" miydi? Sanırım. Alay etmek için dans etmeyi mi öğrendin? Evet, sanırım. Alay etmek için dans etmeyi mi öğrendin? Evet, sanırım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Stay out of my personal life, okay? The kid flies private. | Öğrenme amacın "küçümseme" miydi? Kişisel hayatımdan uzak dur, tamam mı? Özel hayatımdan uzak dur, tamam mı? Ben yalnız uçarım. Özel hayatımdan uzak dur, tamam mı? Ben yalnız uçarım. Özel hayatımdan uzak dur, tamam mı? Ben yalnız uçarım. Kişisel hayatımdan uzak dur, tamam mı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Stay focused on the case, man. I'll see you in Jersey tomorrow. | Dosyaya odaklan. Yarın New Jersey'de görüşürüz. Sen davaya odaklan adamım. Yarın Jersey'e gideceğiz. Sen davaya odaklan adamım. Yarın Jersey'e gideceğiz. Sen davaya odaklan adamım. Yarın Jersey'e gideceğiz. Dosyaya odaklan. Yarın New Jersey'de görüşürüz. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| All right, Terry. | Tamam, Terry. Tamamdır, Terry. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hey, that was liberating for me. I don't know how it felt for you. | Bu benim için özgürlük olurdu. Senin için nasıl bilmiyorum. Bu beni çok rahatlattı. Tabii sen ne hissettin bilmiyorum. Bu beni çok rahatlattı. Tabii sen ne hissettin bilmiyorum. Bu beni çok rahatlattı. Tabii sen ne hissettin bilmiyorum. Bu benim için özgürlük olurdu. Senin için nasıl bilmiyorum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Here, check this out. Article from six months ago. | Şuna bir bak. 6 ay önce çıkan bir makale. Şuna bir bak. Altı ay önce yazılmış bir makale. Şuna bir bak. Altı ay önce yazılmış bir makale. Şuna bir bak. Altı ay önce yazılmış bir makale. Şuna bir bak. 6 ay önce çıkan bir makale. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Talking about how the lottery is looking | piyangonun Piyango dairesinin 30 milyar dolarlık... Piyango dairesinin 30 milyar dolarlık... Piyango dairesinin 30 milyar dolarlık... Piyangonun... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| to invest their $30 billion fund more aggressively. | 32 milyar dolarlık yatırımı hakkında. ...bir fonu acele şekilde bir yatırıma çevirmesini anlatıyor. ...bir fonu acele şekilde bir yatırıma çevirmesini anlatıyor. ...bir fonu acele şekilde bir yatırıma çevirmesini anlatıyor. ... 32 milyar dolarlık yatırımı hakkında. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| So he's dealing drugs? | Uyuşturucu mu satıyormuş? Yani uyuşturucu işinde mi? Yani uyuşturucu işinde mi? Yani uyuşturucu işinde mi? Uyuşturucu mu satıyormuş? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| No, it's not drugs. This isn't Miami Vice. | Uyuşturucu değil. Burası Miami ahlak bürosu değil. Hayır, uyuşturucu işi değil. Biz de Miami Vice değiliz! Hayır, uyuşturucu işi değil. Biz de Miami Vice değiliz! Hayır, uyuşturucu işi değil. Biz de Miami Vice değiliz! Uyuşturucu değil. Burası Miami ahlak bürosu değil. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Look, I'm sorry. I just... | bak özür ok Bak, üzgünüm. Sadece... Bak, üzgünüm. Sadece... Bak, üzgünüm. Sadece... Üzgünüm, sadece... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I am in a bit of a state today. Sheila and I got into it last night. | Bugün pek havamda değilim. Sheila ve ben dün gece tartıştık. Dün akşam Shelia ile kavga ettik. Bugün pek havamda değilim. Sheila ve ben dün gece tartıştık. Bugün pek havamda değilim. Sheila ve ben dün gece tartıştık. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| What happened? | Ne oldu? Erkeklerle çıkıp karşılığında para alacaktı. Ne oldu? Ne oldu? Ne oldu? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| She was interested in taking this class at The Learning Annex, right? | Annex'te verilen bir dersi almak istiyor, tamam mı? Annex öğrenmek için ders almak istiyordu. Annex'te verilen bir dersi almak istiyor, tamam mı? Annex'te verilen bir dersi almak istiyor, tamam mı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Called "The Art of Oral Sex"? | Adı da, "Oral Seks Sanatı" gibi bir şey. "Oral Sex Sanatı" diyorlarmış. Adı da, "Oral Seks Sanatı" gibi bir şey. Adı da, "Oral Seks Sanatı" gibi bir şey. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You know, we just don't have it in the budget right now. | Ama bütçemiz şu anda buna müsait değil. Buna ayırıcak bütçemiz yok. Ama bütçemiz şu anda buna müsait değil. Ama bütçemiz şu anda buna müsait değil. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| It's always about her. | Her zaman kendi isteği olsun istiyor. Hep onun istedikleri oluyor. Her zaman kendi isteği olsun istiyor. Her zaman kendi isteği olsun istiyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Yeah, that's... That's messed up. | Evet, durum çok kötüymüş. Evet, bu kötü olmuş. Evet, durum çok kötüymüş. Evet, durum çok kötüymüş. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hey, I got you a gift. | Sana bir hediye aldım. Sana bir hediyem var. Sana bir hediyem var. Sana bir hediyem var. Sana bir hediye aldım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I just saw something, and I thought of you, and so, I don't want it to be weird. | Onu gördüğümde sen aklıma geldin. ,Garip olmak değil, Bir şey gördüm ve aklıma sen geldin, sana garip gelmesini istemiyorum. Bir şey gördüm ve aklıma sen geldin, sana garip gelmesini istemiyorum. Bir şey gördüm ve aklıma sen geldin, sana garip gelmesini istemiyorum. Onu gördüğümde sen aklıma geldin. Garip olmak değil... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I just wanted to be nice. | sadece kibar olmak istedim. Sadece kibar davranmak istedim. Sadece kibar davranmak istedim. Sadece kibar davranmak istedim. ...sadece kibar olmak istedim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Of course it's weird. | Tabiki bu garip Bu tabii ki garip bir şey. Bu tabii ki garip bir şey. Bu tabii ki garip bir şey. Tabi ki bu garip. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| It's a grown man giving another man a present. | Tabiki bu garip. Yetişkin bir adam diğer bir yetişkin adama hediye veriyor. Yetişkin bir erkek, bir diğer erkeğe hediye veriyor. Yetişkin bir erkek, bir diğer erkeğe hediye veriyor. Yetişkin bir erkek, bir diğer erkeğe hediye veriyor. Yetişkin bir adam diğer bir yetişkin adama hediye veriyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| There you go. Open it up. | Al bakalım, aç şunu. Al bakalım. Aç hadi. Al bakalım. Aç hadi. Al bakalım. Aç hadi. Al bakalım, aç şunu. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| It's okay, you're welcome. | Önemli değil, rica ederim. Önemli değil. Rica ederim. Önemli değil. Rica ederim. Önemli değil. Rica ederim. Önemli değil, rica ederim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I like to do things like that. | Böyle şeyler hoşuma gider. Böyle şeyler yapmayı severim. Böyle şeyler yapmayı severim. Böyle şeyler yapmayı severim. Böyle şeyler hoşuma gider. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Take a look what it says. | Üzerinde ne yazdığına bak. Üzerinde yazana bak. Üzerinde yazana bak. Üzerinde yazana bak. Üzerinde ne yazdığına bak. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You know, because we're both in law enforcement. | İkimiz de polisiz Bilirsin, çünkü ikimiz de kanun adamıyız. Bilirsin, çünkü ikimiz de kanun adamıyız. Bilirsin, çünkü ikimiz de kanun adamıyız. İkimiz de polisiz. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| We both like women. | ikimiz de kadınlardan hoşlanıyoruz ama İkimiz de kadınları seviyoruz. İkimiz de kadınları seviyoruz. İkimiz de kadınları seviyoruz. İkimiz de kadınlardan hoşlanıyoruz ama... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| But I got a weird sense of humor. I'm a sick puppy. | ...garip bir espri anlayışım var. Hasta bir köpek gibiyim. Ama garip bir mizah anlayışım vardır. Hasta ruhluyum. Ama garip bir mizah anlayışım vardır. Hasta ruhluyum. Ama garip bir mizah anlayışım vardır. Hasta ruhluyum. ...garip bir espri anlayışım var. Hasta bir köpek gibiyim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I can't look at it. It makes me laugh so hard. | Beni o kadar güldürüyor ki ona bakamıyorum bile. Ben ona bakamam. Yoksa gülmekten ölürüm. Ben ona bakamam. Yoksa gülmekten ölürüm. Ben ona bakamam. Yoksa gülmekten ölürüm. Beni o kadar güldürüyor ki ona bakamıyorum bile. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Me, too. | Ben de. Ben de öyle. Ben de öyle. Ben de öyle. Ben de. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Real nice. You know, it's all class. | Çok güzel. Tam yetişkinlerin yapacağı bir hareket. Çok güzel. Gerçekten harika. Çok güzel. Gerçekten harika. Çok güzel. Gerçekten harika. Çok güzel. Tam yetişkinlerin yapacağı bir hareket. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Okay. Don't do that shit any more. | Bir daha böyle şeyler istemiyorum. Tamam. Sakın bir daha bunu yapma. Tamam. Sakın bir daha bunu yapma. Tamam. Sakın bir daha bunu yapma. Tamam. Bir daha böyle şeyler istemiyorum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Yeah, believe me, I won't. | İnan bana bir daha olmayacak. Tamam, inan bana yapmayacağım. Tamam, inan bana yapmayacağım. Tamam, inan bana yapmayacağım. İnan bana bir daha görmeyeceksin. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Do you understand what's so funny about it, though? | Niye bu kadar komik olduğunu anladın mı? Ama neden bu kadar komik olduğunu anladın, değil mi? Ama neden bu kadar komik olduğunu anladın, değil mi? Ama neden bu kadar komik olduğunu anladın, değil mi? Niye bu kadar komik olduğunu anladın mı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| 'Cause it's the FBI, right? It has the same logo, the same shield. | Her şeyiyle F.B.I. a aitmiş gibi görünüyor. Üzerinde FBI yazıyor, değil mi? Aynı logo, aynı kalkan. Üzerinde FBI yazıyor, değil mi? Aynı logo, aynı kalkan. Üzerinde FBI yazıyor, değil mi? Aynı logo, aynı kalkan. Her şeyiyle F.B.I. a aitmiş gibi görünüyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| And at first glance, you're like, it's just a mug that says "FBI." | İlk bakışta, "Vay be! F.B.I. bardak yapmış!" diyorsun. İlk bakışta üzerinde sadece "FBI" yazdığını sanıyorsun. İlk bakışta üzerinde sadece "FBI" yazdığını sanıyorsun. İlk bakışta üzerinde sadece "FBI" yazdığını sanıyorsun. İlk bakışta, "Vay be! F.B.I. bardak yapmış!" diyorsun. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| But then at second glance, you're like, "Female Body Inspector"? | Ama bir daha bakınca, "Bayan vücut kontrolörü"? Hadi canım. Ama bir daha bakınca görüyorsun ki "Feminen Bölge İnceleyicisi" yazıyor. Ama bir daha bakınca görüyorsun ki "Feminen Bölge İnceleyicisi" yazıyor. Ama bir daha bakınca görüyorsun ki "Feminen Bölge İnceleyicisi" yazıyor. Ama bir daha bakınca, "Bayan vücut kontrolörü" yazdığını görüyorsun. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Get out of town. This is outrageous... | Bu çok aşırı bir şey. Hadi canım. Bunu nasıl yapt... Hadi canım. Bunu nasıl yapt... Hadi canım. Bunu nasıl yapt... Hadi canım. Bu çok aşırı bir şey... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Shut up! | Kapa çeneni! Kapat çeneni! Kapat çeneni! Kapat çeneni! Kapa çeneni! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'm gonna climb over that anger wall of yours | Bir gün şu senin sinir duvarını aşacağım ve harika olacak. O sinir duvarını bir gün aşacağım... O sinir duvarını bir gün aşacağım... O sinir duvarını bir gün aşacağım... Bir gün şu senin sinir duvarını aşacağım... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| one of these days, | ...ve o günler... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| and it's gonna be glorious. | ...ve o gün inanılmaz olacak. ...harika olacak. ...ve o gün inanılmaz olacak. ...ve o gün inanılmaz olacak. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Shouldn't we tell Mauch that we're going to check this place out? | Buraya geldiğimizi Mauch'a haber versek mi? Burayı kontrole geldiğimizi Mauch'a söylememiz gerekmez mi? Burayı kontrole geldiğimizi Mauch'a söylememiz gerekmez mi? Burayı kontrole geldiğimizi Mauch'a söylememiz gerekmez mi? Buraya geldiğimizi Mauch'a haber versek mi? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| For what? We're just going to check it out. | Sadece bir göz atacağız. Neden? Sadece kontrol edeceğiz. Neden? Sadece kontrol edeceğiz. Neden? Sadece kontrol edeceğiz. Ne gereği var? Sadece bir göz atacağız. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I know, but it's procedure. | Biliyorum ama bu prosedürü yapmamız lazım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Terry answers to no one. | Terry, prosedürlere uymaz. Terry, kimseye hesap vermez. Terry, kimseye hesap vermez. Terry, kimseye hesap vermez. Terry, prosedürlere uymaz. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I do what I do. | Ne istersem onu yaparım. İstediğimi yaparım. İstediğimi yaparım. İstediğimi yaparım. Ne istersem onu yaparım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| What accounting firm is closed at 11:00 a.m. On a Tuesday? | Hangi muhasebe firması salı günü sabah 11'de kapalı olur ki? Hangi muhasebe şirketi Salı günü sabah 11.00'de kapalı olur ki? Hangi muhasebe şirketi Salı günü sabah 11.00'de kapalı olur ki? Hangi muhasebe şirketi Salı günü sabah 11.00'de kapalı olur ki? Hangi muhasebe firması salı günü sabah 11'de kapalı olur ki? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| This is a shithole. | Ne boktan yer. Tam bir bok yuvasıymış. Tam bir bok yuvasıymış. Tam bir bok yuvasıymış. Ne boktan yer. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I love bombs. | Bombaları seviyorum. | The Other Guys-1 | 2010 |