Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165292
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Well, great. We just start anywhere. | Harika. Herhangi bir yerden başlayabiliriz o zaman. Tamam, güzel. Herhangi bir yerden başlayabiliriz. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
What were you smoking? He's cute. | Ne içiyordun sen? Şirinmiş. Ne içiyordun? Çok sevimli biri. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I thought he'd be a distraction for Sylvia. | Sylvia'nın dikkatini başka yere çeker diye düşünmüştüm. Sylvia için iyi bir teselli olur. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
She needs an adventure. If he becomes a problem I'll get rid of him. | Maceraya ihtiyacı var. Eğer problem yaratırsa, çıkartırım. Bir maceraya ihtiyacı var. Eğer problem çıkarırsa başımızdan savarız. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
What happened, you pull a DUI? No, no, I pretty much bike everywhere. | Ne oldu, ehliyetini mi kaptırdın? Hayır, her yere bisikletle giderim. Spor mu yapıyorsun? Hayır, her yere bisiklet ile giderim. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
About 20 miles north. Vista Mar. | 32 kilometre kadar kuzeyde. Vista Mar'da. 30 km. Kadar kuzeyde. Vista Mar. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
You live in what, that development? Yeah. Yeah. | Ne yani o gelişen yerde mi kalıyorsun? Evet. Şehir dışında mı yaşıyorsun? Evet. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I had this software company and my accountant says to me, | Bir yazılım şirketim vardı, ve muhasebecim bana... Bir yazılım firmam var, ve muhasebecim dedi ki: | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
"You gotta buy a house." | ..."Bir ev almalısın" dedi. "Bir ev almalısın. " | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
So, we were right by that exit. | O sırada, tam karayolunun çıkışındaydık. O sırada yoldaydık. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
And I said, "Pull over." | Ve "Kenara çek" dedim. Ve, " Kenara çek. " dedim. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Got out, went in, pointed, bought a house. | Arabadan indim, işaret ettim ve bir ev aldım. Çıktık, baktık, gözümüze kestirdik ve aldık. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Like that. I should sell it, I guess. | Aynen böyle. Sanırım satmam gerekiyor. İşte öyle. Ama sanırım satacağım. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Or at least buy some furniture. | Ya da en azından, mobilya almam lâzım. Veya en azından biraz eşya alacağım. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Well, I guess I'll have to, if you guys are coming over, right? | Bana gelecekseniz, almam gerekecek, öyle değil mi? Yani almak zorundayım, çünkü siz geleceksiniz, değil mi? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Allegra. | Allegra. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Bye. Yeah. Sayonara. | Güle güle. Evet. Sayanora. Hoşça kal. Peki, güle güle. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
You know, I never picked a book. | Ben daha kitap seçmedim. Biliyorsunuz, hiç kitap okumadım. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Could I do that abbey one? | Şu Manastır'lı olanı alabilir miyim? O manastırlı olanı alabilir miyim? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Perfect. Yeah, it's yours. Oh, Northanger Abbey. | Mükemmel. Tamam senindir. Northanger Manastırı. Mükemmel. O senindir. Northanger Manastırı. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Great. All right. | Harika. Tamamdır. Pekala. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Emma. Starting in the middle. Yeah. | Emma. Ortadan başlıyor. Evet. Emma. Ortadan başlıyoruz. Evet. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Well, you gotta hand it to him for taking the dud book. | O kalın kitabı aldığı için hakkını vermek lâzım. Bence ona kitaplar konusunda yardımcı olman lazım. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
It's the shortest, that's why. | En kısa olanı, öyle olduğu için almıştır. Biraz eksik, bunun için. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
He's eager to please. Prudie, see you next time. | Memnun etmek için istekli biri. Prudie, gelecek sefer görüşürüz. Kendinle barışık. Prudie, gelecek sefer görüşürüz. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
He is eager to please. He likes women. | Memnun etmek için istekli biri. Kadınları seviyor. Kendisiyle barışık, kadınlardan hoşlanıyor. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
A welcome quality in a man. Yes. Yes. | Erkekte aranılan bir özelliktir. Evet. Kalifiye bir adam. Evet. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Do you think Sylvia responded to him? We let him in. It's done. | Sence Sylvia onu beğenmiş midir? Kulübe aldık. Oldu bitti. Sylvia onu kabul eder mi? Bizim kabul etmemiz yeterli. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Bye. Bye. Bye. | Hoşça kal. Güle güle. Hoşça kal. Güle güle. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Go big! | Kocaman uç! Haydi! | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Hey. Hey, you. Listen. | Hey. Hey sen. Dinle. Hey. Hey, sen. Dinle. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Can you make sure they don't call my mother? Please. | Annemi aramasınlar, tamam mı? Rica ediyorum. Onlara annemi aramamalarını söyler misin? Lütfen. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Just make sure they don't call my mother. | Annemi aramadıklarından emin ol. Hemen annemi aramamalarını söyle. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Mrs. Avila? This is Corinne. | Bayan Avila mı? Ben Corinne. Byn. Avila? Ben Corinne. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I'm a friend of Allegra's. Allegra's. | Allegra'nın bir arkadaşıyım. Allegra'nın. Allegra'nın bir arkadaşıyım. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
And she's asked me to call you. | Benden sizi aramamı istedi. Sizi aramamı o söyledi. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
We're up here in Vacaville at a... | Vacaville'de bir... Biz Vacaville'nın biraz yukarısında... | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Jewelry show. ...jewelry show. | Kuyumcuda. ...kuyumcudayız. Mücevher sergisinde. ... mücevher sergisi. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I was showing her how to use my scooter and she took a little spill. | Ona mobiletimi kullanmayı öğretiyordum ve düştü. Ona motosiklet kullanmasını gösterirken hafifçe düştü. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
It's minor. She banged up her wrist. | Küçük bir şey. Bileğini incitti. Bir şey yok, sadece bileğini incitti. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
She doesn't need you to come. It's nothing. We're at the doctor's. | Gelmenize gerek yok. Önemli bir şey değil. Doktordayız. Sizin gelmenize gerek yok. Zaten doktordayız. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
He says she could be a bit sore. | Doktor, biraz ağrısının olabileceğini söyledi. Biraz hassas olabilirmiş. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Allegra didn't want you to worry if she's not home tonight. | Gece gelemezse endişelenmeyin diye haber vermemi istedi. Allegra eğer akşam eve gelmezse, telaşlanmanızı istemiyor. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I'll remind her. Book club Monday night. | Hatırlatırım. Pazartesi gecesi Kitap Kulübü. Hatırlatacağım. Pazartesi akşamı kitap kulübü var. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
We don't shop on this side of town, ever. | Şehrin bu tarafından bir daha alış veriş yapmayız. Biz bu civarda hiç alışveriş yapmazdık. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
You can have this Whole Foods. We won't ever use it again. Okay? | Bu dükkanı sen alabilirsin. Bir daha asla kullanmayız. Tamam mı? Tamam bir daha buradan alışveriş yapmayacağız, tamam mı? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
So I was getting the wine for book club and I bumped into Daniel. | Kitap kulübü için şarap alıyordum ve Daniel'la karşılaştım. Kitap kulübü için şarap almaya gittiğimde Daniel ile karşılaştım. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
He was with her. | Onunla beraberdi. Yanında o kadın vardı. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Oh, sweetie. Yeah. | Tatlım. Evet. Oh, tatlım. Evet. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
They were going home to make dinner. | Yemek yapmak için eve gidiyorlardı. Akşam yemeği için eve gidiyorlardı. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
He was wearing a jacket with a zipper. | Fermuarlı bir hırka giyiyordu. Fermuarlı bir kazak giymişti. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
No. That's so not Daniel. | Hayır. Hiç Daniel'ın tarzı değildi. Hayır. O zaman o Daniel değil. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I just... I walk around this house, and it's not my home anymore. | Evin içinde dolaşıyorum ve sanki artık benim evim değilmiş gibi geliyor. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I feel like Fanny Price banished from Mansfield Park. | Kendimi Mansfield Parkı'ndan kovulmuş, Fanny Price gibi hissediyorum. Kendimi, Mansfield Park'tan sürgün edilen Fanny Price gibi hissettim. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
That woman is living my life. Honey, she can't live your life. | O kadın, benim hayatımı yaşıyor. Tatlım, o senin hayatını yaşayamaz. O kadın benim hayatımı yaşıyor. Tatlım, o senin hayatını yaşayamaz. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I know you like being alone, but don't you ever get Ionely? | Tek başına kalmayı sevdiğini biliyorum ama kendini hiç yalnız hissetmiyor musun? Biliyorum sen yalnızlığı seviyorsun ama hiç tek başına kaldın mı? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
So what'd you think about Grigg? | Peki, Grigg hakkında ne düşünüyorsun? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
The book club guy. | Şu kitap kulübü herifi. Kitap kulübündeki adam. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
If you like him, I like him. | Eğer sen beğeniyorsan, ben de beğeniyorum. Eğer sen hoşlandıysan, ben de hoşlanırım. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
How about those dreamy eyes? I didn't really notice. | Ya o hülyalı gözlerine ne dersin? Gerçekten pek fark etmedim. Puslu gözleri nasıldı? Gerçekten dikkat etmedim. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Well, notice. | O zaman fark et. Tamam, dikkat et. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Can you come early tomorrow since you're bringing the wine? | Şarabı sen getirdiğine göre, yarın biraz erken gelebilir misin? Yarın şarapla birlikte, biraz erken gelebilir misin? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
That's my girls. That's my girls. That's my girls. | İşte benim kızlarım. Bunlar benim kızlarım. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
It's a smallish world, pedigreed Ridgebacks. | Küçük bir dünya, soyu belli tazılar. Şeceresi Ridgeback, küçük bir dünya. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
"Pedigreed" is... Well, it's breeding. | "Soyu belli"... Üreyen demek. Şecere mi... Yani, soyu bilinen. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Certain bloodlines are naturally more valuable. | Bazı türler daha değerli oluyor. Saf olarak soyunu taşıyanlar daha değerlidir. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Mine are out of Queenie of the Serengeti. Gorgeous hound. Gone now. | Benimkiler Serengeti Aslanı'ndan geliyor. Harika tazılardır. Nesilleri tükendi. Benimkiler Queenie ve Serengeti'den. Harika tazılar. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I bred her to my first really important sire, Pridey. | Onu ilk gerçek damızlığım olan Pridey ile çiftleştirmiştim. Onu Pridey için büyütmüştüm. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Sire's the boy dog. Great disposition. Passed away last month. | Damızlık köpeğimdi. Harika bir yaratıktı. Geçen ay öldü. Pridey erkek köpeğimdi. Geçen ay öldü. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I'm sorry. Thank you. | Üzüldüm. Teşekkürler. Üzgünüm. Sağ ol. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Miss him. But Queenie was the real star. | Onu özlüyorum. Ama gerçek yıldız, Queenie'ydi. Onu özlüyorum. Ama Queenie gerçek bir stardı. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Ridgebacks are matriarchal. That's one of their attractive features. | Tazılar anaerkil olurlar. En çekici özelliklerinden biridir. Ridgeback'ler anaerkildir. Bu da onların cezbedici özelliklerinden biri. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Hey, hey, hey! Sahara, off! | Sahara çekil! Hey, hey, hey! Sahara, çekil! | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Sorry. Sorry about that. | Özür dilerim. Bunun için üzgünüm. Üzgünüm. Bunun için kusura bakma. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Sahara I had to have spayed. Thyroid issues. | Sahara'yı kısırlaştırmak zorunda kaldım. Tiroit sorunları vardı. Sahara'yı kısırlaştırmam lazım. Thyroid yayıyor. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I still show her, though. She's very competitive in her category. | Yine de gösterilere çıkarıyorum. Kendi kategorisinde çok iyidir. Her ne kadar eğitsem de, Kategorisinde hayli iddialıdır. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Yeah? Sexually altered bitch. | Öyle mi? Kısırlaştırılmış kancık. Yani? Hadım edilmiş fahişe. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Well, I got you those books. | Sana şu kitapları getirdim. Güzel, sana bu kitapları getirdim. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
You know the ones I suggested? Ursula Le Guin. | Hani sana önerdiklerim vardı ya? Ursula Le Guin. Önerdiğim kişiyi biliyorsun. Ursula Le Guin. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Oh, yeah. Thanks, that was thoughtful. | Evet. Teşekkürler, çok düşüncelisin. Oh, evet. Sağ ol, çok düşüncelisin. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
You don't have to bring a hostess gift to these meetings, FYI. | Haberin olsun, ev sahibine hediye getirmene gerek yok. Bu toplantılara hediye getirmek zorunda değilsin. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
It's just a book club. | Sadece bir kitap kulübü. Bu sadece bir kitap kulübü. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Where's the heat between Emma and Mr. Knightley? | Emma ve Bay Knightley arasındaki tutku nerede? Kitaptaki asıl olay bu. Aşk, aklı başında bir harekettir. Hani Emma ve Knightley arasındaki sıcaklık? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
There's no animal passion. | Hayvansal bir şehvet yok. Hiç bir ihtiras yok. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Look at Frank Churchill and Miss Fairfax. | Frank Churchill ve Bayan Fairfax'a bakın. Frank Churchill ve Byn. Fairfax'a bakın. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
You can tell they're really in love because they behave so badly. | Kötü davrandıkları için birbirlerine aşık olduklarını söyleyebilirsiniz. Aşık olduklarını söyleyebilirsin, çünkü çok kötü davranıyorlar. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
And that's good? | Yani bu iyi bir şey mi? Yani iyi mi? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Emma and Mr. Knightley, you just never feel the sex. | Emma ve Bay Knightley, o cinselliği hiç hissedemiyorlar. Emma ve Knightley, onlar hiçbir zaman seksi hissedemeyecek. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Still, I think Mr. Knightley's very yummy. Don't you? | Yine de, bence Bay Knightley çok hoş. Ya sizce? Ben hala Knightley'in harika biri olduğunu düşünüyorum, ya siz? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
He may be my favorite of all the Austen men. | Austen erkekleri arasında en sevdiğim adam. Belki tüm Austen erkekleri arasında benim favorim o. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Sans passion I'amour n'est rien. | Tutku yoksa, aşk hiçbir şeydir. İhtirassız aşk olmaz. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
That's not Jane's theme, is it? Jane? | Pek de Jane'in teması sayılmaz, değil mi? Jane mi? Bu Jane'nin teması değil, değil mi? Jane? | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
That's cozy. | Bu çok samimi oldu. Bu çok hoş. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
What we're meant to see is not the lack of passion | Görmemiz gereken, şehvetin eksikliği değil,... Görmeye çalıştığımız şey, tutkunun olmaması değil... | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
so much as the control of it, and the not giving in. | ...onu kontrol ediş, ve kendini teslim ediştir. çok fazla kontrol etmesi ve eşiyle paylaşamaması. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Apres moi, le deluge. | Benden sonra, tufan. Benden sonra, fırtına kopsun. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
But Prudie's right, it is in all the novels. | Ama Prudie haklı, bu bütün romanlarda var. Fakat Prudie haklı, bu tüm eserlerinde var. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Sense and Sensibility, obviously. | Aşk ve Yaşam'da açıkça var. Özellikle Aşk ve Gurur'da. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
Oh, and then there's Maria's infidelity in Mansfield Park. | Sonra Mansfield Parkı'nda Maria'nın sadakatsizliği var. Bir de Mansfield Park'ta Maria'nın sadakatsizliği. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |
I forgot there's infidelity in Mansfield Park. | Mansfield Parkı'nda, sadakatsizlik olduğunu unutmuşum. Mansfield Park'taki sadakatsizliği unuttum. | The Jane Austen Book Club-1 | 2007 | ![]() |